Bilirsiniz ki “Tarih tekerrürden ibarettir “ diye bir söze sahibiz. Ama bu sefer tekerrür eden olaylar 10 yıl veya 100 yıl önce yaşanmış bir geçmişe değil 1000'lerce yıl öncesine ait bir senaryonun tekrarlanması gibi.
Cumhurbaşkanının zindandan sultanlığa uzanan savaşı ve Türkiye'nin 15 yılda yaşadıkları Hz Yusuf'un zindandan Mısır firavununun sarayında sultanlığa ve daha sonra Amon tapınağını çökertiş hikâyesine aittir.
Hz Yusuf mısırda göz dolduran başarıları ile saray içerisinde sultanlığa kadar yükselmiş ve sarayın kontrolünü sağladığı anda Amon tapınağını içeriden çökerterek Mısır'a yeni bir adalet sistemi getirmeyi başarmıştır.
Türk devleti kendisini temsil etmesi için o dönemde seçtiği milli görüş lideri Necmettin Erbakan ile Türkiye içerisinde tapınağa karşı başlattığı açıktan savaşın başarılı olmadığını görünce strateji değişikliğine gitmenin zorunlu olduğunu anladı. Ama strateji değişikliği demek lider değişikliği demekti.30 yıl Erbakan'ın yanında milli görüş eğitimi aldırılan Erdoğan bu strateji için seçilmiş ve yetiştirilmiş ti. Artık bu noktadan itibaren Tapınakla açık savaştan onlardan gibi görünüp aslında onlardan olmama yoluna gidildi.
“Tıpkı 100 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı gibi”.
Ama ortada şöyle bir sorun vardı. Dünya siyasetinde söz sahibi olmanın ve devlet lideri seçilmenin şartı Tapınağa üye olmaktan geçiyordu. Türk devleti bu noktada bir karar aldı. Alınan karar ile recep Tayyip Erdoğan uzun yıllar giydiği milli görüş gömleğini çıkartarak Amerika'ya gitti ve orada dünya üzerinde hâkimiyet kurmuş olan hanedanlar ile görüşüp üyeliği onaylandıktan hemen sonra yapılan bir tören ile tapınağın içerisine girmeyi başardı. O günlerde Erdoğan'ın Amerika'ya gitmesi törende kıyafetler giymesi medyada sık sık gündeme getirilmiş ama işin özünü gören olmamıştı.
Erdoğan Amerika'da tapınağa üye olduktan sonra kendisine David Rockefeller'in emriyle tapınak tarafından 1 milyar dolar verildi.
Bu Tapınağa yeni üye olan ismin bölgesin de güç sahibi haline gelmesi için sağladığı bir fondu. Tıpkı tapınağa üye iş adamlarına verilen maddi güç gibi.
Bu olay üzerine Türkiye'deki en güçlü Tapınak şövalyelerinden olan Rahmi Koç'un tahtı sarsılmaya başladı ve ülke içinde ki mücadele burada başladı.
Türkiye'den tapınağa başka bir ismin katılmış olması ve bu kişiye yüksek bir güç verilmesi Rahmi Koç'u fazlasıyla rahatsız etmiş Tapınak tarafından cezalandırılmak pahasına CNN Türk'te 2001 yılında yaptığı konuşmada Erdoğan'ın 1 milyar doları olduğunu itiraf etmişti.
Bu yaptığı açıklamanın Ardından Rahmi Koç David Rockefeller tarafından cezalandırılmış ve medyada o sıralar “ünlü iş adamı Rahmi Koç tekne seyahatine çıkıyor” haberleriyle uzun bir süre ülke dışına sürgüne gönderilmişti.
Görünen oydu ki strateji harekete geçmiş ve içeriden temizlik netice vermeye başlamıştı.
O dönemde Türkiye'de yönetim sahibi olan Aydın Doğan gibi 33.dereceden Toton Şövalyesi Rahmi Koç gibi skoç locasına bağlı 33.dereceden Tapınak şövalyesi ve Tapınağın hilafet için hazırladığı 33.dereceden mason olan Fetullah Gülen gibi isimlerin ülkede etkisiz hale getirilmesinin en etkili yolu onlardan gibi görünüp aslında onlardan olmamaktan geçiyordu. Günümüze ulaştığımızda Türkiye içerisinde güç sahibi haline getirilmiş isimlerin yıllar için de nasıl etkisizleştirildiğini hepimiz izledik.
Gülen cemaatine yapılan tasfiye süreci tamamlandığında sıra tapınağın Türkiye'deki en üst düzey uzantılarına gelecek.
Asıl büyük savaş o zaman başlayacaktır.
Kardeşlerim, sizlerle bunları paylaşmamızın sebebini düşünüyorsanız eğer, yakın zaman da Türkiye içinde ki Masonik yapılanmaların ismini sık sık duymaya başlayacağımız içindir.
Biz bitti demeden bitmez. Her şey yeni başlıyor…!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erkan Macit
Recep Tayyip Erdoğan'ın tapınakla savaşı
Bilirsiniz ki “Tarih tekerrürden ibarettir “ diye bir söze sahibiz. Ama bu sefer tekerrür eden olaylar 10 yıl veya 100 yıl önce yaşanmış bir geçmişe değil 1000'lerce yıl öncesine ait bir senaryonun tekrarlanması gibi.
Cumhurbaşkanının zindandan sultanlığa uzanan savaşı ve Türkiye'nin 15 yılda yaşadıkları Hz Yusuf'un zindandan Mısır firavununun sarayında sultanlığa ve daha sonra Amon tapınağını çökertiş hikâyesine aittir.
Hz Yusuf mısırda göz dolduran başarıları ile saray içerisinde sultanlığa kadar yükselmiş ve sarayın kontrolünü sağladığı anda Amon tapınağını içeriden çökerterek Mısır'a yeni bir adalet sistemi getirmeyi başarmıştır.
Türk devleti kendisini temsil etmesi için o dönemde seçtiği milli görüş lideri Necmettin Erbakan ile Türkiye içerisinde tapınağa karşı başlattığı açıktan savaşın başarılı olmadığını görünce strateji değişikliğine gitmenin zorunlu olduğunu anladı. Ama strateji değişikliği demek lider değişikliği demekti.30 yıl Erbakan'ın yanında milli görüş eğitimi aldırılan Erdoğan bu strateji için seçilmiş ve yetiştirilmiş ti. Artık bu noktadan itibaren Tapınakla açık savaştan onlardan gibi görünüp aslında onlardan olmama yoluna gidildi.
“Tıpkı 100 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı gibi”.
Ama ortada şöyle bir sorun vardı. Dünya siyasetinde söz sahibi olmanın ve devlet lideri seçilmenin şartı Tapınağa üye olmaktan geçiyordu. Türk devleti bu noktada bir karar aldı. Alınan karar ile recep Tayyip Erdoğan uzun yıllar giydiği milli görüş gömleğini çıkartarak Amerika'ya gitti ve orada dünya üzerinde hâkimiyet kurmuş olan hanedanlar ile görüşüp üyeliği onaylandıktan hemen sonra yapılan bir tören ile tapınağın içerisine girmeyi başardı. O günlerde Erdoğan'ın Amerika'ya gitmesi törende kıyafetler giymesi medyada sık sık gündeme getirilmiş ama işin özünü gören olmamıştı.
Erdoğan Amerika'da tapınağa üye olduktan sonra kendisine David Rockefeller'in emriyle tapınak tarafından 1 milyar dolar verildi.
Bu Tapınağa yeni üye olan ismin bölgesin de güç sahibi haline gelmesi için sağladığı bir fondu. Tıpkı tapınağa üye iş adamlarına verilen maddi güç gibi.
Bu olay üzerine Türkiye'deki en güçlü Tapınak şövalyelerinden olan Rahmi Koç'un tahtı sarsılmaya başladı ve ülke içinde ki mücadele burada başladı.
Türkiye'den tapınağa başka bir ismin katılmış olması ve bu kişiye yüksek bir güç verilmesi Rahmi Koç'u fazlasıyla rahatsız etmiş Tapınak tarafından cezalandırılmak pahasına CNN Türk'te 2001 yılında yaptığı konuşmada Erdoğan'ın 1 milyar doları olduğunu itiraf etmişti.
Bu yaptığı açıklamanın Ardından Rahmi Koç David Rockefeller tarafından cezalandırılmış ve medyada o sıralar “ünlü iş adamı Rahmi Koç tekne seyahatine çıkıyor” haberleriyle uzun bir süre ülke dışına sürgüne gönderilmişti.
Görünen oydu ki strateji harekete geçmiş ve içeriden temizlik netice vermeye başlamıştı.
O dönemde Türkiye'de yönetim sahibi olan Aydın Doğan gibi 33.dereceden Toton Şövalyesi Rahmi Koç gibi skoç locasına bağlı 33.dereceden Tapınak şövalyesi ve Tapınağın hilafet için hazırladığı 33.dereceden mason olan Fetullah Gülen gibi isimlerin ülkede etkisiz hale getirilmesinin en etkili yolu onlardan gibi görünüp aslında onlardan olmamaktan geçiyordu. Günümüze ulaştığımızda Türkiye içerisinde güç sahibi haline getirilmiş isimlerin yıllar için de nasıl etkisizleştirildiğini hepimiz izledik.
Gülen cemaatine yapılan tasfiye süreci tamamlandığında sıra tapınağın Türkiye'deki en üst düzey uzantılarına gelecek.
Asıl büyük savaş o zaman başlayacaktır.
Kardeşlerim, sizlerle bunları paylaşmamızın sebebini düşünüyorsanız eğer, yakın zaman da Türkiye içinde ki Masonik yapılanmaların ismini sık sık duymaya başlayacağımız içindir.
Biz bitti demeden bitmez. Her şey yeni başlıyor…!