SON DAKİKA
Hava Durumu

Şiddet, genlerimizde nesiller boyu iz bırakıyor

Şiddet ve travmanın insan genetiği üzerindeki etkilerini inceleyen yeni bir araştırma, travmanın biyolojik izlerinin yalnızca maruz kalan bireylerle sınırlı kalmadığını, sonraki nesillere de aktarılabildiğini ortaya koydu.

Haber Giriş Tarihi: 06.03.2025 09:51
Haber Güncellenme Tarihi: 06.03.2025 09:58
Kaynak: Haber Merkezi
Şiddet, genlerimizde nesiller boyu iz bırakıyor

Uluslararası bir araştırma ekibi tarafından yapılan çalışmada, aile geçmişinde şiddet ve travma bulunan kişilerin, doğrudan bu olaylara maruz kalmamış olsalar bile, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal hastalıklara daha yatkın olabileceği tespit edildi.

SURİYELİ AİLELER ÜZERİNDEN İNCELEME YAPILDI

Sciencealert'in haberine göre, Bilim insanları, Suriye’de 1982’de Hama’da yaşanan kuşatma ve katliam ile 2011’deki silahlı ayaklanma sırasında hamile olan annelerden gelen üç kuşaktan oluşan 48 aileyi inceledi.

Şu anda Ürdün’de yaşayan bu ailelerden 131 kişiden alınan yanak içi hücre örnekleri analiz edilerek epigenetik değişimler incelendi.

Epigenetik değişimler, DNA diziliminde bir değişiklik olmaksızın genlerin işleyişini etkileyen kimyasal modifikasyonlar olarak tanımlanıyor.

GENETİK DEĞİŞİKLİKLER ÜÇ NESİL BOYUNCA SÜRDÜ

Araştırmada, 1980’den önce Suriye’den ayrılan aileler kontrol grubu olarak kullanıldı. Hama olaylarını yaşamış büyükannelerin soyundan gelen bireylerde, 14 farklı gen bölgesinde şiddetle ilişkili değişimler tespit edildi.

Bu değişimlerden sekiz tanesi, üçüncü nesle yani torunlara kadar taşındı. Üçüncü nesildeki bireyler doğrudan şiddete maruz kalmamış olsalar da bu değişiklikleri genetik miras olarak aldı.

Ayrıca araştırmacılar, bu bireylerde epigenetik yaşlanmanın hızlandığına dair bulgulara da ulaştı. Bu durumun yaşa bağlı hastalık riskini artırabileceği ifade ediliyor.

Suriyeli iç savaş mağdurlarında ise şiddetle bağlantılı 21 farklı gen bölgesinde epigenetik değişiklikler gözlemlendi.

ŞİDDETİN ETKİLERİ NESİLLER BOYU SÜREBİLİR

Araştırmayı yöneten Florida Üniversitesi’nden antropolog Connie Mulligan, "Bu aileler yaşadıklarının duyulmasını istiyor. Deneyimlerini paylaşmak istiyorlar." dedi.

Araştırmacılar, bu bulguların yalnızca savaş ve çatışma ortamlarıyla sınırlı kalmadığını, aile içi şiddet, cinsel şiddet ve silahlı saldırılar gibi pek çok farklı şiddet türüyle bağlantılı olabileceğini belirtiyor.

Mulligan, "Travma ve şiddetin gelecekteki nesiller üzerinde de etkileri olabileceği fikri, insanları daha empatik olmaya teşvik etmeli ve karar alıcıların bu konulara daha fazla dikkat göstermesine yardımcı olmalı." ifadelerini kullandı.

Araştırmanın sonuçları Scientific Reports dergisinde yayımlandı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Hür Haber En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.