4 Şubat 2015: Öcalan'ın feryat-figanı sürer: (foto-1) Fakat “atı alanÜsküdar'ı” geçmiş oluyor! …
(foto-1: İmralı Notları, s. 391)
Aynı görüşmede şöyle devam ediyor Öcalan:
“…Roboski, Paris [Sakine] 6-7 Ekim ve benzeri, bunların hepsi MİT'e yıkılmak isteniyor. Bunların hepsini Cemaat yapıyor. Paris'le ilgili dört MİT ajanının ismi verilmiş. H.F. ne kadar sorumludur, bunun tartıştırıyorlar. O grup MİT'e ait olsa bile H.F ekibi onu yapmamıştır (s. 407).
2- …
Bir sonraki görüşmenin (27 Şubat) son cümleleri: Dolmabahçe'de medyaya canlı okunan Öcalan'ın dekorasyonu ve örgütüne çağrısının yetkililere teslim edildiği ve İzleme Kurulu için isim önerilerinin istendiği gün ! … (foto-2)
(foto-2, s. 432)
“İzleme Komitesi” isimlerinin konuşulduğu bu minvaldekigörüşmenin ertesi günü (28 Şubat 2015); devletin/hükümetin ciddiye aldığını göstermek üzere hükümetten Başbakan Yardımcısı, İçişleri Bakanı ve Grup Başkanvekilinin, devleti temsilen de Kamu-güvenliği Müsteşarının (KGM) bulunduğu bir platformda Sırrı bey, Öcalan'ın deklarasyonu ve örgütüne çağrısını, medyanın canlı-yayın kameralarına okuyor…
Bundan 20 dakika sonra (sadece 20 dakika), bir gazetecinin sorusuna cevaben S.Demirtaş: “...dediğim gibi, şu anda hükümet yürüttüğü politikayla barış konusunda zerre kadar umut vermiyor, attığı adımlarla zerre kadar barışa yaklaşmıyor.”
Dahası, şu alamadığı hızına bakın ki; öyle bir “öz-güven” perçinlenmesine varan bir kurgulanmışlık olmalı ki; adına konuştuğu tarafa (PKK ve Öcalan'a) “yapması gerekir” direktifini vermekten kendisini alamıyor bu şahıs... Zira Kürtlerin “yeni ulusal lideri” edildiğine iyice inandırılmış!
3-…
14 Mart 2015 (yayınlanan son ‘heyet' görüşmesi):
Bu “Apocu sözü” üzerinden iki gün (sadece 48 saat / 17 Mart 2015) geçmişti ki: o bir cümlenin 3 tekrarıyla “ünlü” grup konuşmasının “Organize İşler” senaryosu Sırrı ve S.Demirtaş “el-birliği” tarafından beyaz perdeye aktarıldı !!!
*****
Öcalan'ın en felsefi en sosyolojik –dolayısıyla en tarihî– analizi düşürülmüşlük teorisidir: Kürt sosyalitesinin en kalleş derinliklerine sinmiş-sindirilmiş ve sindirtilmiş bu düşürülmüşlüğün, Kürt hinliği ve hıyanetinin felsefi/psikolojik “altyapısı” olduğuna vakıf olması, Kürtlerin ezici bir sosyolojik varlığını da buna vakıf-olmuş etmesidir…
Benim de en tarihe geçmekte olan “özgünlüğüm” (haslığım/harbiliğim), Kürtlerdeki bu düşürülmüş hinlik ve hıyaneti en-derinlemesine saklandığını sandığı yerden gün-yüzüne çıkarmaktır…
Zira iyi bilir ve yaşarım ki; bu düşürülmüşlüğün –dolayısıyla korkaklığının ve kalleşliğinin– düşme sınırı yoktur! İkisi İngilizce biri çevirisi, 8 kitabım bunu anlatır.
Onun için, bu bilinç ve ruhla (tarihin kaydına geçsin diye); bu sayfa görüntülerini ve videoları yayınlarım.
*****
Bunlar, yaklaşık 2 buçuk yılın olgusal bir kronolojik taramasından minik bir kolajdır… Olguya, vakaya, hakikate en pespayece sırtını çevirip sünepece seviyesizlik, saygısızlık, terbiyesizlik yapanları –yapacak olanları– şuraya alayım: akıbetine-gidiş korkusu, vicdanı sıfırlar!
19 yaşındaki başörtülü öğrencim: “İnsanın tanrısı vicdanıdır” diyebiliyor ise profil resminin altına, ilgili herkesi “buraya” çağırırım!
(Sonuç ve Sonuçlandırma / Pazar)
Ali Kemal Özcan 14 Aralık 2023
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Kemal Özcan
SeDemirtaş Bu Yalanı Niye Söyledi?- 4b
1- …
4 Şubat 2015: Öcalan'ın feryat-figanı sürer: (foto-1) Fakat “atı alan Üsküdar'ı” geçmiş oluyor! …
(foto-1: İmralı Notları, s. 391)
Aynı görüşmede şöyle devam ediyor Öcalan:
“…Roboski, Paris [Sakine] 6-7 Ekim ve benzeri, bunların hepsi MİT'e yıkılmak isteniyor. Bunların hepsini Cemaat yapıyor. Paris'le ilgili dört MİT ajanının ismi verilmiş. H.F. ne kadar sorumludur, bunun tartıştırıyorlar. O grup MİT'e ait olsa bile H.F ekibi onu yapmamıştır (s. 407).
2- …
Bir sonraki görüşmenin (27 Şubat) son cümleleri: Dolmabahçe'de medyaya canlı okunan Öcalan'ın dekorasyonu ve örgütüne çağrısının yetkililere teslim edildiği ve İzleme Kurulu için isim önerilerinin istendiği gün ! … (foto-2)
(foto-2, s. 432)
“İzleme Komitesi” isimlerinin konuşulduğu bu minvaldeki görüşmenin ertesi günü (28 Şubat 2015); devletin/hükümetin ciddiye aldığını göstermek üzere hükümetten Başbakan Yardımcısı, İçişleri Bakanı ve Grup Başkanvekilinin, devleti temsilen de Kamu-güvenliği Müsteşarının (KGM) bulunduğu bir platformda Sırrı bey, Öcalan'ın deklarasyonu ve örgütüne çağrısını, medyanın canlı-yayın kameralarına okuyor…
Bundan 20 dakika sonra (sadece 20 dakika), bir gazetecinin sorusuna cevaben S.Demirtaş: “...dediğim gibi, şu anda hükümet yürüttüğü politikayla barış konusunda zerre kadar umut vermiyor, attığı adımlarla zerre kadar barışa yaklaşmıyor.”
Dahası, şu alamadığı hızına bakın ki; öyle bir “öz-güven” perçinlenmesine varan bir kurgulanmışlık olmalı ki; adına konuştuğu tarafa (PKK ve Öcalan'a) “yapması gerekir” direktifini vermekten kendisini alamıyor bu şahıs... Zira Kürtlerin “yeni ulusal lideri” edildiğine iyice inandırılmış!
3-…
14 Mart 2015 (yayınlanan son ‘heyet' görüşmesi):
Bu “Apocu sözü” üzerinden iki gün (sadece 48 saat / 17 Mart 2015) geçmişti ki: o bir cümlenin 3 tekrarıyla “ünlü” grup konuşmasının “Organize İşler” senaryosu Sırrı ve S.Demirtaş “el-birliği” tarafından beyaz perdeye aktarıldı !!!
*****
Öcalan'ın en felsefi en sosyolojik –dolayısıyla en tarihî– analizi düşürülmüşlük teorisidir: Kürt sosyalitesinin en kalleş derinliklerine sinmiş-sindirilmiş ve sindirtilmiş bu düşürülmüşlüğün, Kürt hinliği ve hıyanetinin felsefi/psikolojik “altyapısı” olduğuna vakıf olması, Kürtlerin ezici bir sosyolojik varlığını da buna vakıf-olmuş etmesidir…
Benim de en tarihe geçmekte olan “özgünlüğüm” (haslığım/harbiliğim), Kürtlerdeki bu düşürülmüş hinlik ve hıyaneti en-derinlemesine saklandığını sandığı yerden gün-yüzüne çıkarmaktır…
Zira iyi bilir ve yaşarım ki; bu düşürülmüşlüğün –dolayısıyla korkaklığının ve kalleşliğinin– düşme sınırı yoktur! İkisi İngilizce biri çevirisi, 8 kitabım bunu anlatır.
Onun için, bu bilinç ve ruhla (tarihin kaydına geçsin diye); bu sayfa görüntülerini ve videoları yayınlarım.
*****
Bunlar, yaklaşık 2 buçuk yılın olgusal bir kronolojik taramasından minik bir kolajdır… Olguya, vakaya, hakikate en pespayece sırtını çevirip sünepece seviyesizlik, saygısızlık, terbiyesizlik yapanları –yapacak olanları– şuraya alayım: akıbetine-gidiş korkusu, vicdanı sıfırlar!
19 yaşındaki başörtülü öğrencim: “İnsanın tanrısı vicdanıdır” diyebiliyor ise profil resminin altına, ilgili herkesi “buraya” çağırırım!
(Sonuç ve Sonuçlandırma / Pazar)
Ali Kemal Özcan
14 Aralık 2023