1 Aralık 2022 tarihli HDP dava duruşmasının zabıtlarında kayda geçirilen tescilli yalanın nedenini, bazı “mütevazı” verileriyle anlatmaya çalıştığım serinin 5'inci ve son dilimini yazarken, şunları eklemeliyim:
İnsanı; “kendini aldatma” gibi güdüyü de aşan bir çekim girdabından kurtarabilecek yegâne kudret kaynağı, somut verilere sırtını dayayarak kendini kendine itiraf edebilmektir… Bu 5'lik seride, bu yegâne kudret membaını ilgili herkese sunmaya çalıştım. Adeta tepside sundum!
Bir somut veri daha —videosu ve mimik haritası— sunarak şimdilik bitiriyorum:
Roboski katliamı 28 Aralık 2011'de gerçekleşti. Aşağıdaki şahsına münhasır mimik haritalı konuşma, —BDP'nin başına geçirilmiş olarak— 3 Ocak 2012'de yapıldı! …
Velev ki bu şahıs, katliamdan 3 gün sonra da henüz bilmiyordu: katliamı aynen Paris cinayeti gibi Gladyo-Cemaat'in İmralı sürecini bitirmek için yaptığını, farz edelim ki bilmiyordu… Peki, sadece iki soru:
Defalarca katıldığı İmralı ziyaretlerinden (2013-14) ve bu ziyaretlerin tutanaklarının yayınlandığı Kasım 2015'ten sonra da… MI bilmiyordu?
Aşağıda linkini verdiğim 25 Eylül 2022/21:45gününde/saatinde “heykel düzeltmesi”ni yaptığı 11 yıl sonra da… MI bilmiyordu? (Bunun düzeltmesi yok, 12+… yıldır ?)
Adına “çözüm süreci” denenecek olan İmralı-odaklı dolaysız görüşmelere başlamadan önce, başlama günlerine uzanan aylarda (2012-13), sayfa fotolarını yayınladığım şu İmralı Notları'nda adı “KGM” ve/ya “MD” diye geçen M.Dervişoğlu ile MİT eski binasında 5 adet görüşme yaptım: “Evet, bu iş Öcalan ile çözülür; ama bunları(BDP figürlerini yani) araya sokmayın! Çünkü ‘bunlar' hem Öcalan'ı hem Devlet'i hem Kandil'i kandırırlar; süreci toslatırlar…” demekten adeta dilimde tüy bitti.
Anlatamadım. Ve bu "ara figürleri” bu toslamayı adeta vahşice yaptılar.
Bu aynı aylarda bu naçizane uyarıyı yaza-yaza, tabiri caizse, ellerimde de “tüy” bitti! Yazdıklarımdan —şimdilik— 2014 Nissan'ında yayına giren “Araf'ta”ki Çözüm Süreci kitabımın sadece Önsözünü ve sayfa 60-66 arası iki kısa yazımı gönül gözüyle, iki-cepheden ilgililerin okumalarını isterim… Ve vakit-kayıpsız benimle görüşmelerini…
Bu sebeple; 2019 haziran sıcağının o günlerinde Erdoğan'a ulaştığımda (yanında Fidan'ı da görünce), kendisinin iznini özenle isteyerek “Allah'ım ben mi yanlış söyledim, sen mi yanlış anladın?” fıkrasını anlattım…
Sonrasında, o avukatsız okuduğumuz “İmralı mektubu” faciasını yaşadık… Ve hâlâ onun bedelini ödüyoruz! Bununla alakalı da aynı “cephe” ilgilileri, Nisan 2021'de yayına giren İmralı'ya Ne'ye Gittim? kitabımı —Sunuş'undan başlayarak— okumalarını… Lütfen!
Ve görüşmemizi “ben” değil, onlar sağlamaya koyulsunlar!
Zira Cumhurbaşkanımızın çokça/sıkça söylediği ve saygıyla/ciddiyetle izlediğim ecdat sözlerinden 3 tanesi şudur:
Bir Müslüman bir delikten 2 kez sokulmaz!
Çatışma siyasetinde azdan az, çoktan çok gider
Zararın neresinden dönersen kârdır!
Burada ise; Omurgasından İlgililer, son kitabımın yalnız Sunuş ve arka kapağını —şimdilik— okumaları yeterli olur!
*****
*** Tarihimizin en “kripto” ve en kör gözüm parmağına ihaneti ile iç-içeyiz ! ***
Bunun için, bu tescilli yalan hâlâ HDP davası duruşma tutanağında ve resmî sitesinde duruyor… Ve HDP'si hâlâ bunun için düzeltmiyor!
Adına “Uluslararası Komplonun devamı” denen Osman-Kani ihanetinin en güncellenmişi,
en Ova'yaOdaklanmış versiyonu ve en palyaço derekesine indirilmiş olanı ile “döş-döşe” hâldeyiz !
“Ova Eliti” dediğimiz tarihin ‘Brütüs' sınıfı çocuklarının cambaz çemberinden çağırırım:
“‘Öcalan'a Özgürlük' ile Öcalan'ı cenaze edersek, gerisi teferruattır…” komplosu!
İlgili herkes ciddi olsun!
Omurgasından ilgili herkese derim:
Ciddi olun!
Ali Kemal Özcan 17 Aralık 2023
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Kemal Özcan
SeDemirtaş Bu Yalanı Niye Söyledi?- 5
1 Aralık 2022 tarihli HDP dava duruşmasının zabıtlarında kayda geçirilen tescilli yalanın nedenini, bazı “mütevazı” verileriyle anlatmaya çalıştığım serinin 5'inci ve son dilimini yazarken, şunları eklemeliyim:
İnsanı; “kendini aldatma” gibi güdüyü de aşan bir çekim girdabından kurtarabilecek yegâne kudret kaynağı, somut verilere sırtını dayayarak kendini kendine itiraf edebilmektir… Bu 5'lik seride, bu yegâne kudret membaını ilgili herkese sunmaya çalıştım. Adeta tepside sundum!
Bir somut veri daha —videosu ve mimik haritası— sunarak şimdilik bitiriyorum:
Roboski katliamı 28 Aralık 2011'de gerçekleşti. Aşağıdaki şahsına münhasır mimik haritalı konuşma, —BDP'nin başına geçirilmiş olarak— 3 Ocak 2012'de yapıldı! …
Velev ki bu şahıs, katliamdan 3 gün sonra da henüz bilmiyordu: katliamı aynen Paris cinayeti gibi Gladyo-Cemaat'in İmralı sürecini bitirmek için yaptığını, farz edelim ki bilmiyordu… Peki, sadece iki soru:
t24.com.tr/haber/selahattin-demirtas-baskan-apo-nun-heykelini-dikecegiz-ifadesi-yanlis-anlasilmaya-cok-musait-bir-ifadeydi-bu-ve-benzeri-bazi-konusmalari-daha-dikkatli-yapmaliydim,1061730
*****
Adına “çözüm süreci” denenecek olan İmralı-odaklı dolaysız görüşmelere başlamadan önce, başlama günlerine uzanan aylarda (2012-13), sayfa fotolarını yayınladığım şu İmralı Notları'nda adı “KGM” ve/ya “MD” diye geçen M.Dervişoğlu ile MİT eski binasında 5 adet görüşme yaptım: “Evet, bu iş Öcalan ile çözülür; ama bunları (BDP figürlerini yani) araya sokmayın! Çünkü ‘bunlar' hem Öcalan'ı hem Devlet'i hem Kandil'i kandırırlar; süreci toslatırlar…” demekten adeta dilimde tüy bitti.
Anlatamadım. Ve bu "ara figürleri” bu toslamayı adeta vahşice yaptılar.
Bu aynı aylarda bu naçizane uyarıyı yaza-yaza, tabiri caizse, ellerimde de “tüy” bitti! Yazdıklarımdan —şimdilik— 2014 Nissan'ında yayına giren “Araf'ta”ki Çözüm Süreci kitabımın sadece Önsözünü ve sayfa 60-66 arası iki kısa yazımı gönül gözüyle, iki-cepheden ilgililerin okumalarını isterim… Ve vakit-kayıpsız benimle görüşmelerini…
Bu sebeple; 2019 haziran sıcağının o günlerinde Erdoğan'a ulaştığımda (yanında Fidan'ı da görünce), kendisinin iznini özenle isteyerek “Allah'ım ben mi yanlış söyledim, sen mi yanlış anladın?” fıkrasını anlattım…
Sonrasında, o avukatsız okuduğumuz “İmralı mektubu” faciasını yaşadık… Ve hâlâ onun bedelini ödüyoruz! Bununla alakalı da aynı “cephe” ilgilileri, Nisan 2021'de yayına giren İmralı'ya Ne'ye Gittim? kitabımı —Sunuş'undan başlayarak— okumalarını… Lütfen!
Ve görüşmemizi “ben” değil, onlar sağlamaya koyulsunlar!
Zira Cumhurbaşkanımızın çokça/sıkça söylediği ve saygıyla/ciddiyetle izlediğim ecdat sözlerinden 3 tanesi şudur:
Burada ise; Omurgasından İlgililer, son kitabımın yalnız Sunuş ve arka kapağını —şimdilik— okumaları yeterli olur!
*****
*** Tarihimizin en “kripto” ve en kör gözüm parmağına ihaneti ile iç-içeyiz ! ***
Bunun için, bu tescilli yalan hâlâ HDP davası duruşma tutanağında ve resmî sitesinde duruyor… Ve HDP'si hâlâ bunun için düzeltmiyor!
Adına “Uluslararası Komplonun devamı” denen Osman-Kani ihanetinin en güncellenmişi,
en Ova'ya Odaklanmış versiyonu ve en palyaço derekesine indirilmiş olanı ile “döş-döşe” hâldeyiz !
“Ova Eliti” dediğimiz tarihin ‘Brütüs' sınıfı çocuklarının cambaz çemberinden çağırırım:
“‘Öcalan'a Özgürlük' ile Öcalan'ı cenaze edersek, gerisi teferruattır…” komplosu!
İlgili herkes ciddi olsun!
Omurgasından ilgili herkese derim:
Ciddi olun!
Ali Kemal Özcan
17 Aralık 2023