“Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” BAKARA-183
İlahi emirle nefs terbiyesine mazhar olduğumuz bir Ramazan'a daha eriştik hamdolsun. Belki de yeterince kıymetini bilmediğimiz, layıkı ile idrak ve eda edemediğimiz…
“Bedenlerin zekatı” olarak da kabul edilen, arzda ve arşta yaşanan en kutlu zaman dilimi ile ruhlarımızı besleme imkanı olarak sunulmuş “ayların Sultanı” ile müşerref oluyoruz.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'in(s.a.v) Hadis-i Şeriflerinde "Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluştur." (İbn Huzeyme, Sahih, Sıyam, 3/191, No: 1887) olarak tanımladığı mübarek misafiri ağarlamaya çalışacağız.
Öyle bir misafir ki; ağarladıkça, ağarlananı biz olan misafir…
Ve öyle bir İlahi nizam-intizam ki; yalnızca Yüce Yaradanın, Rabbimizin rızasına nail olabilmek adına, hiçbir beşeri sistemin güç yetiremeyeceği Emr-i İlahi'ye mutlak teslimiyet.
Başka hangi güç muktedir olabilir ki? Topyekun olarak “tüm inanmışlara” İmsak ile başlayıp Akşam Ezanı ile bitecek süreçte nefsin isteklerine-mevcut nimetlere tüm uzuvları ile uzağında kalma iradesini göstertmek.
Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
Aziz ve Celîl olan ALLAH "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim" buyurmuştur.(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)

Ne mutlu, bu muştuya muhatap olan bizlere.
Ne mutlu, “rıza”ya erişenlere.
Ne mutlu İSLAM'ı “razı olunmuş” salih kul olarak yaşayanlara.

“İşte ALLAH iman edip salih amel işleyen kullarını bununla müjdeler. Ey Muhammed! De ki: «Ben bu tebliğime karşı sizden akrabalıkta sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum.» Her kim bir iyilik yaparsa biz onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz ki ALLAH çok bağışlayıcıdır, şükrün karşılığını verir.” ŞURA-23

Hayr ve bereket dolu ramazanımız mübarek ola.

Murat Beyaz
06.05.2019