31 Mart 2006'da Diyarbakır ve bölge genelinde meydana gelen olaylar 9 gün sürmüştü. Sokakların teröre terkedildiği o günlerde Efkan Ala Diyarbakır Valisiydi.

Kaos her yeri sarmış, sokaklarda göstericiler var ve Diyarbakır'ın kalbi Ofis semtinde Vandallar esnafın vitrinlerini yerle bir etmiş, resmen gasp olayları yaşanmıştı.

Vali Efkan Ala, işte o günlerde olağanüstü bir dirayet göstermiş ve olayların daha da büyümesini engellemişti. Vali Ala, “cana geleceğine, cama gelsin,” demiş ve o güne imzasını atmıştı.

Efkan Ala'yı Başbakanlık Müsteşarlığına götüren vartalardan sadece bir tanesidir bu olay. Tabi ki Diyarbakır Emniyet Müdürü Orhan Okur vakası var. “Ya ben, Ya Orhan Okur” çıkışı ve sonrasında olay Emniyet Müdürü'nün görevden alınması da bir milattır.

Batman valisiyken, “Renklerden ve farklılıklardan korkmayın” çıkışı da unutulmazdı. Efkan Ala için sıradan bir teknokrat demek çok doğru değil, o sıra dışı çözümlemeleri olan, pratiği gelişkin ve risk yönetimini en uygulayan teknokrat değil, siyaset adamıdır.

Türkiye'nin en sıkıntılı dönemlerinde içişleri Bakanlığı yapmak her siyaset adamının harcı değil.

Eğer futbol değimi kullanmak gerekirse Efkan Ala için bir takımın beyni diyebiliriz. Bir takımda bulunması gereken yegane on numara. Eğer takımda on numaranız yoksa işiniz gerçekten çok zor olur. Her takımda eksiklikler olabilir ve o eksikliklerin yeri dolar ama on numaranın yeri kolay dolmaz.

Aslında Efkan Ala'yı yazarken bir efsaneyi yazdığımızı da gelişen hadiselerde görürüz. Reise bağlılık konusunda takımdaki yine on numaradır.

Önemli bir görev adamıdır. Onun döneminde olağanüstü olaylara imza atıldı. Gezi olayları, 17-25 Aralık, 15 Temmuz Darbe girişimi ve FETÖ ile mücadele. Efkan Ala FETÖ ve PKK Terör örgütüyle mücadele de en önemli klişe isimlerin başında gelir. Reisin yanından bir an olsun ayrılmadı ve mücadelesine destek verdi.

Efkan Ala son süreçte İçişleri Bakanlığından istifa etti, yerini de yine bir başka efsane isim Süleyman Soylu'ya bıraktı. İnanıyorum ki Soylu, İçişleri Bakanlığı görevini çok büyük başarılarla sürdürecektir. 15 Temmuz'da TRT'ye darbecilerin yaptığı baskın, baskınla karşılık veren ve çekinmeden darbecilere karşı sokağa çıkan, mücadele eden Süleyman soylu bu göreve getirilecek en önemli isimdi.

Efkan Ala'ya dönecek olursak. İstifasının ardından dedikodu üretmeye çalışanlar oldu. Onlara en iyi yanıtı reis verdi. Başka söyleyecek bir şeyde yok.

Efkan Ala için “o hep teknokrat kaldı, siyasetçi olamadı” diyenler var. Onlara diyorum ki, o halde sizin siyaset anlayışınız çok sığ. Ya da Efkan Ala'yı yeterince tanımıyorsunuz.

Efkan Ala, teknokratlığa çığır açtırdı, siyasete ise farklı bir soluk getirdi. Evet, Efkan Ala politikacı değil ve olamaz da ama onun için siyaset adamı diyebiliriz. O siyaset üretir, politika yapmaz ve yapmadı da. Doğruları söyledi ve söylemekten kaçınmadı.

Politikacılar siyasi geleceklerini korumak adına doğruları söylemezler, güya politika yaparlar, siyaset adamlarıysa siyaset üretirler ve doğruyu söylemekten kaçınmazlar. Siyasi gelecek korkuları yoktur. Onlar milletin geleceğini, kendi geleceklerine tercih ederler.

Değerli siyaset adamı ve dost Sayın Efkan Ala'ya yaşamında mutluluklar dilerim.