"İntihar" edebiyatta da irdelenmiş, psikolojide de uzun uzadıya... İnsanı kendi elleriyle yaşamını sonlandırmaya iten motivasyon nedir öncesinde ne gibi sessiz yardım çığlıkları beni kurtarın sinyalleri gönderirler falan diye... Şimdilerde hayatın tüm zevklerini sonuna kadar zorlamış karamsar İskandinav ülkelerinde her şeyi tattım ölümü merak ediyorum yaklaşımı da var örneğin... Amaçsızlık idealsizlik öyle zor öyle büyük çıkmaz ki baş edemiyorlar bir türlü... Çocuklarınıza evet hediyeler alın imkanlarınız ölçüsünde ama her şeyi alıp da onu hayalsiz bırakmayın derler ya... Çok önemli aslında... Bizi biz yapan peşinden koşup durduğumuz düşler değil mi aslında... Mevlânâ neyi arıyorsan "o"sun sen demiş, bir parça ekmek arıyorsan ekmeksin, eğer aşksa aradığın aşksın... Rabbim sınar bizi kimi yoksunluklarla insan olduğumuzu aciz olduğumuzu hatırlatır aslında bizlere...Her şeyi tamam olan hatırlar mi ki nakıs yönlerini diye belki... Yunus gibi varlığa sabredip yokluğa şükredenlerden olmak idealiyle... Zaten Marks' tan beri ölü olarak dünyaya gelmiş ideolojinin temsilcileri de ülkemizde mütemadiyen bir intihar psikolojisindeler nedense... Cahil ve aptal dedikleri halkı hiçbir konuda ikna edememe gibi ciddi hitabet kusurları var yıllardır bir türlü çözemedikleri... Üstelik yakın durdukları çevreler... İttifak kurdukları insanlar... Kurumlar... Devletler... Öylesine açık ediyor ki çaresizliklerini dibe vurmuşluklarını... İnsan hayret ediyor... Dine "afyon" diyen ideolojinin temsilcileri fetva veriyor örneğin art arda... Güler misin ağlar mısın denilecek bir durum aslında... Kalem, acziyetini beyan eder yazamaz, bu konuda...
Benim de elimden gelen budur... Hayret makamında... Nüket Belsan Taşören
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Hür Haber
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nüket Belsan Taşören
Siyasette İntihar Psikolojisi
"İntihar" edebiyatta da irdelenmiş, psikolojide de uzun uzadıya... İnsanı kendi elleriyle yaşamını sonlandırmaya iten motivasyon nedir öncesinde ne gibi sessiz yardım çığlıkları beni kurtarın sinyalleri gönderirler falan diye...
Şimdilerde hayatın tüm zevklerini sonuna kadar zorlamış karamsar İskandinav ülkelerinde her şeyi tattım ölümü merak ediyorum yaklaşımı da var örneğin... Amaçsızlık idealsizlik öyle zor öyle büyük çıkmaz ki baş edemiyorlar bir türlü... Çocuklarınıza evet hediyeler alın imkanlarınız ölçüsünde ama her şeyi alıp da onu hayalsiz bırakmayın derler ya... Çok önemli aslında...
Bizi biz yapan peşinden koşup durduğumuz düşler değil mi aslında... Mevlânâ neyi arıyorsan "o"sun sen demiş, bir parça ekmek arıyorsan ekmeksin, eğer aşksa aradığın aşksın... Rabbim sınar bizi kimi yoksunluklarla insan olduğumuzu aciz olduğumuzu hatırlatır aslında bizlere...Her şeyi tamam olan hatırlar mi ki nakıs yönlerini diye belki... Yunus gibi varlığa sabredip yokluğa şükredenlerden olmak idealiyle...
Zaten Marks' tan beri ölü olarak dünyaya gelmiş ideolojinin temsilcileri de ülkemizde mütemadiyen bir intihar psikolojisindeler nedense... Cahil ve aptal dedikleri halkı hiçbir konuda ikna edememe gibi ciddi hitabet kusurları var yıllardır bir türlü çözemedikleri...
Üstelik yakın durdukları çevreler... İttifak kurdukları insanlar... Kurumlar... Devletler... Öylesine açık ediyor ki çaresizliklerini dibe vurmuşluklarını... İnsan hayret ediyor...
Dine "afyon" diyen ideolojinin temsilcileri fetva veriyor örneğin art arda... Güler misin ağlar mısın denilecek bir durum aslında... Kalem, acziyetini beyan eder yazamaz, bu konuda...
Benim de elimden gelen budur... Hayret makamında...
Nüket Belsan Taşören