İzmir referandumda 'Hayır' oylarının en yüksek oranda çıktığı büyükşehir.İzmir'i sadece muhalif bir şehir olarak görmek doğru değil.İzmir'de İzmirlilerle doku uyuşmazlığı yaşayan siyasetçilerin iş başında olması ister istemez antipatik bir durum oluşturuyor. Çünkü diğer seçimlere baktığımızda AK Parti'nin İzmir'de kendi başına aldığı oy oranının çok altında bir oranı gördük referandum da.Sonuçların böyle olacağı belliydi.Bunun çeşitli sebepleri var.En önemlisi siyaseti parayla yapabileceğini düşünme zavallılığına düşmek ki sonuçlara bakıldığında kepazelik dağ gibi ortada duruyor.
AK Parti'nin kurucusu ve doğal lideri Erdoğan'ı anlamadan siyasette mütevaziliğin kıymetini bilmeden,vatandaşa dokunmadan dertleriyle dertlenmeden başarılı olmak imkansızdır.
İzmir'de bu kadar düşük oranda evet çıkmasının nedenini 'ya İzmir işte her zaman bunu yapıyor' diyerek geçiştirmek yapılan yanlışları örtmeye yetmez.Eğer böyle söylenirse İzmir'in Anavatan Partisinden ve Doğru yol partisinden büyükşehir belediye başkanı çıkardığını tekrar hatırlatmakta fayda var.Şimdi gelelim bugüne, İzmir'in AK Parti il başkanı Bülent Delican iyi bir eczaneci olabilir,vergisini düzenli ödediği için boynuna üçbeş madalya taktırabilir ancak siyasette bu özelliklerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
İzmir'de AK Parti biraz daha kenarda kalmış yerlerden oy alıyor,merkeze doğru gidildikçe AK Parti'nin oylarında düşüş başlıyor.Şimdi bir il başkanı düşünün selam vermekten bile aciz.Kendi işyerinin çevresinde bulunan bütün esnaflara sorun tanıyan bilen yok,bindiği son model arabayla kenar bir mahalleye gittiğinde kabul görmüyor,kendi il başkan yardımcılarını yanında götürmek yerine işyerinde çalıştırdığı elemanını yanına alıyor onunla geziyor.AK Parti'nin il başkanlığının bulunduğu bina uzay istasyonu gibi dizayn edilmiş bu kadar şaşaa kimsesizlerin kimsesi olmak için yola çıkan bir siyasi hareketi temsil edebilir mi ?.Ya da derdine çare arayan bir vatandaş o binaya girdiğinde kendini oraya ait hissedebilir mi ? İşte bu üstten bakan zihniyet İzmir'de AK Partililerde ki partiye aidiyet duygusunu zedeledi diğer bir anlamda hedeflenen şey başarıldı.
'Benim şahsi veya sağdan soldan işadamı arkadaşlarımdan topladığım param var, en güzel binayı ben yaptım,en güzel masa sandalyeyi ben aldım,bütün reklam panolarının ben kiraladım mantığıyla yapılan siyasetin ürünüdür İzmir'deki 'Hayır' oranı.Bunların hiçbir hükmü yoktur. Tek bir soru hangi varoş mahallesine girdin bir bardak çay içtin kimin elini sıktın ? Cevap: 'Ne işim var orda ya arabamı çizerlerse'.
İzmir'deki makas her geçen gün biraz daha açılıyor.İzmir'in bu yükü kaldıracak gücüde zamanı da yok.Başbakan'ın milletvekili şeçildiği bir şehirde AK Parti bırakın fazladan oyu ,kendi oy oranını bile koruyamıyorsa o il başkanı o gün görevden alınmalı en şiddetli şekilde sorgulanmalıdır. Her yönüyle incelenmeli bütün ilişkileri araştırılmalıdır.Gerçi bunda filim,tezgah bitmez. Hatırlarsanız 2015 yılında Cumhurbaşkanımız Erdoğan İzmir Atatürk stadında toplu açılış törenine katılmıştı bilinçli yapılan engellemeler sonucu stadyumda yeterli kalabalık yoktu,ertesi gün herkesi dumura uğratan açıklamayı yaptı 'ben ne yapayım kardeşim valinin suçu o doldursun orayı' dedi.Şimdi de kılıfı hazır her yerde aynı teraneyi söylüyor.'Ben ne yapayım kardeşim koskoca Başbakan İzmir'den Hayır'ın hesabını ben mi vereceğim' ?.Ancak yanıldığı bir konu var o Başbakan, kendisi lüks yatlarda orkinos avlarken en ücra mahallelerde sevgi tohumları ekiyordu.
Arşiv kayıtları ortada herkes bakabilir İzmir'de birçok insan FETÖ terör örgütünü ağzına almaya ürkerken her ortamda her yerde bunların terörist olduğunu söyledim yazdım.Bu örgütün çıkış noktasının İzmir olduğunu birçok siyasetçiyi göbeğinden bağladığını yazdım.
Tekrar ediyorum FETÖ'nün en önemli yuvalarından birisi İzmir'dir.FETÖ İzmir'de hala ayaktadır,eğer İzmir'de FETÖ biterse bu durum Türkiye'ye dalga dalga yayılır.
Siyasette,sporda,ekonomide FETÖ bağlantıları çözülmedi sadece rötuşlandı. Başı ezilmezse tekrar canlanacaktır.Çift yüzlü bu teröristler aldıkları talimatlar gereği kendilerini gizliyor sözde hiç belli etmiyorlar klavyeden birkaç sözle maçı idare ediyoruz sanıyorlar.Eninde sonunda yargılanacaklar.Oynadıkları çok tehlikeli bir oyun devletle bilek güreşi tutulmaz.FETÖ operasyonları siyasete dokunmadı diye diledikleri gibi at koşturdular bu millete ihanete ortak oldular.Yüce adaletimiz ve güvenlik güçlerimiz bunların hakkından gelecektir.Madem ki bu millete ihanet etmeyi
kafanıza koydunuz o zaman ne işiniz var AK Parti'de takkenizin düşüp kelinizin görüneceği günler yakındır.
Canını bu millet için feda etmeye birkez daha hazır olduğunu gösteren, 15 Temmuz darbe girişimini Alllah'ın izni, milletimizin gayretiyle engelleyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan gereken neyse onu yapar hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Siyasette ticaret olmamalı
İzmir referandumda 'Hayır' oylarının en yüksek oranda çıktığı büyükşehir.İzmir'i sadece muhalif bir şehir olarak görmek doğru değil.İzmir'de İzmirlilerle doku uyuşmazlığı yaşayan siyasetçilerin iş başında olması ister istemez antipatik bir durum oluşturuyor. Çünkü diğer seçimlere baktığımızda AK Parti'nin İzmir'de kendi başına aldığı oy oranının çok altında bir oranı gördük referandum da.Sonuçların böyle olacağı belliydi.Bunun çeşitli sebepleri var.En önemlisi siyaseti parayla yapabileceğini düşünme zavallılığına düşmek ki sonuçlara bakıldığında kepazelik dağ gibi ortada duruyor.
AK Parti'nin kurucusu ve doğal lideri Erdoğan'ı anlamadan siyasette mütevaziliğin kıymetini bilmeden,vatandaşa dokunmadan dertleriyle dertlenmeden başarılı olmak imkansızdır.
İzmir'de bu kadar düşük oranda evet çıkmasının nedenini 'ya İzmir işte her zaman bunu yapıyor' diyerek geçiştirmek yapılan yanlışları örtmeye yetmez.Eğer böyle söylenirse İzmir'in Anavatan Partisinden ve Doğru yol partisinden büyükşehir belediye başkanı çıkardığını tekrar hatırlatmakta fayda var.Şimdi gelelim bugüne, İzmir'in AK Parti il başkanı Bülent Delican iyi bir eczaneci olabilir,vergisini düzenli ödediği için boynuna üçbeş madalya taktırabilir ancak siyasette bu özelliklerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
İzmir'de AK Parti biraz daha kenarda kalmış yerlerden oy alıyor,merkeze doğru gidildikçe AK Parti'nin oylarında düşüş başlıyor.Şimdi bir il başkanı düşünün selam vermekten bile aciz.Kendi işyerinin çevresinde bulunan bütün esnaflara sorun tanıyan bilen yok,bindiği son model arabayla kenar bir mahalleye gittiğinde kabul görmüyor,kendi il başkan yardımcılarını yanında götürmek yerine işyerinde çalıştırdığı elemanını yanına alıyor onunla geziyor.AK Parti'nin il başkanlığının bulunduğu bina uzay istasyonu gibi dizayn edilmiş bu kadar şaşaa kimsesizlerin kimsesi olmak için yola çıkan bir siyasi hareketi temsil edebilir mi ?.Ya da derdine çare arayan bir vatandaş o binaya girdiğinde kendini oraya ait hissedebilir mi ? İşte bu üstten bakan zihniyet İzmir'de AK Partililerde ki partiye aidiyet duygusunu zedeledi diğer bir anlamda hedeflenen şey başarıldı.
'Benim şahsi veya sağdan soldan işadamı arkadaşlarımdan topladığım param var, en güzel binayı ben yaptım,en güzel masa sandalyeyi ben aldım,bütün reklam panolarının ben kiraladım mantığıyla yapılan siyasetin ürünüdür İzmir'deki 'Hayır' oranı.Bunların hiçbir hükmü yoktur. Tek bir soru hangi varoş mahallesine girdin bir bardak çay içtin kimin elini sıktın ? Cevap: 'Ne işim var orda ya arabamı çizerlerse'.
İzmir'deki makas her geçen gün biraz daha açılıyor.İzmir'in bu yükü kaldıracak gücüde zamanı da yok.Başbakan'ın milletvekili şeçildiği bir şehirde AK Parti bırakın fazladan oyu ,kendi oy oranını bile koruyamıyorsa o il başkanı o gün görevden alınmalı en şiddetli şekilde sorgulanmalıdır. Her yönüyle incelenmeli bütün ilişkileri araştırılmalıdır.Gerçi bunda filim,tezgah bitmez. Hatırlarsanız 2015 yılında Cumhurbaşkanımız Erdoğan İzmir Atatürk stadında toplu açılış törenine katılmıştı bilinçli yapılan engellemeler sonucu stadyumda yeterli kalabalık yoktu,ertesi gün herkesi dumura uğratan açıklamayı yaptı 'ben ne yapayım kardeşim valinin suçu o doldursun orayı' dedi.Şimdi de kılıfı hazır her yerde aynı teraneyi söylüyor.'Ben ne yapayım kardeşim koskoca Başbakan İzmir'den Hayır'ın hesabını ben mi vereceğim' ?.Ancak yanıldığı bir konu var o Başbakan, kendisi lüks yatlarda orkinos avlarken en ücra mahallelerde sevgi tohumları ekiyordu.
Arşiv kayıtları ortada herkes bakabilir İzmir'de birçok insan FETÖ terör örgütünü ağzına almaya ürkerken her ortamda her yerde bunların terörist olduğunu söyledim yazdım.Bu örgütün çıkış noktasının İzmir olduğunu birçok siyasetçiyi göbeğinden bağladığını yazdım.
Tekrar ediyorum FETÖ'nün en önemli yuvalarından birisi İzmir'dir.FETÖ İzmir'de hala ayaktadır,eğer İzmir'de FETÖ biterse bu durum Türkiye'ye dalga dalga yayılır.
Siyasette,sporda,ekonomide FETÖ bağlantıları çözülmedi sadece rötuşlandı. Başı ezilmezse tekrar canlanacaktır.Çift yüzlü bu teröristler aldıkları talimatlar gereği kendilerini gizliyor sözde hiç belli etmiyorlar klavyeden birkaç sözle maçı idare ediyoruz sanıyorlar.Eninde sonunda yargılanacaklar.Oynadıkları çok tehlikeli bir oyun devletle bilek güreşi tutulmaz.FETÖ operasyonları siyasete dokunmadı diye diledikleri gibi at koşturdular bu millete ihanete ortak oldular.Yüce adaletimiz ve güvenlik güçlerimiz bunların hakkından gelecektir.Madem ki bu millete ihanet etmeyi
kafanıza koydunuz o zaman ne işiniz var AK Parti'de takkenizin düşüp kelinizin görüneceği günler yakındır.
Canını bu millet için feda etmeye birkez daha hazır olduğunu gösteren, 15 Temmuz darbe girişimini Alllah'ın izni, milletimizin gayretiyle engelleyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan gereken neyse onu yapar hiç kimsenin şüphesi olmasın.