Seçim yaklaştıkça siyasi partiler arası rozet takma yarışı da hız kazandı. Kimi ilkesel nedenlerle eski partisini terk edenlere, kimi yerini garanti görmeyenlere, kimi de soyadı üzerinden algı oluşturacak isimlere kapısını açıyor ve rozet takıyor. Bu tür geçişler geçmişten beri hep vardı ve bundan sonra da olacak. Ancak bu dönemde ittifak yapmak için bir araya gelen altılı masa partileri arasında çok daha kıyasıya süren bir rozet takma yarışı var. Özellikle İyi Parti, "Partimiz büyüyor"algısı oluşturmak için müthiş bir "rozettakma" yarışı içinde... Herhalde bunda CHPile gerilime dönüşen adaylık yarışının büyüketkisi var. Süreç nasıl seyreder, bu çaba o büyüme beklentisine ve yarışa katkı sunar mı bilemem ama İyi Parti'nin son transferinin medyada geniş yer alması ve "sahtekârlık" tartışmasına yol açması bir hayli ilgi çekti Nasıl çekmesin ki, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, Baver Miroğlu'nu partisine katması muhalif medyayı sevince boğmuş ve haber manşetlere çıkmıştı: "Baver Miroğlu, İyi Parti'ye katıldı..." "AK Parti kan kaybediyor..." Gel de merak etme... Peki, kimdi bu Miroğlu? Etkili bir siyasi geçmişi mi vardı yoksa alanında tanınmış biri miydi? Gerçek, yanlış da olsa haberin içinde vardı ve bir gazete aynen şöyle yazıyordu "AK Parti Mardin Milletvekili OrhanMiroğlu'nun oğlu, inşaat mühendisiBaver Miroğlu İyi Parti'ye katıldı..." Bir kere bu cümlede bile iki yanlış vardı. Sevgili dostum yazar Orhan Miroğlu şu anda AK Parti milletvekili değil, MKYK üyesiydi. Sözü edilen kişi de oğlu değil yeğeniydi. Neyse anlaşılan o ki, uzaktan da olsa AK Parti'yle ilişkili birinin olması İyi Partilileri, hatta yandaş medyasını sevindirmeye yetmişti. Oysa adı geçen kişinin Orhan Miroğlu'yla siyasi bağı olmadığı gibi mensup oldukları aşiret üzerinde de bir etkisi yoktu. Tabii haberlerde sadece Miroğlu soyadı değil, halaları olan Türkiye'nin ilk kadın belediye başkanı Zekiye Midyat'ın da adı kullanılıyordu. Bu nedenle de ilk itiraz ZekiyeMidyat'ın oğlu Ferit Midyat'tan geldi: "Bu kişiyle siyasi manada ve aklagelebilecek hiçbir manada münasebetimizbulunmamaktadır. Hal böyleykenbir siyasi tercih yaparak İP'e üye olanbu akrabamın, annemin ismini medyayavermek suretiyle siyasi CV'sine dahiletmesi ailemizi üzmüştür. Bir Kürt ve rahmetli Zekiye Midyat'ınoğlu olarak, fikirlerine ve siyasi programınahiçbir şekilde katılmadığım birpartiye kaydolan birinin, akrabam daolsa annemin ismini kullanmasını reddediyorve bunu bir siyasi sahtekârlıkolarak görüyorum."
MEDYADAKİ ETKİ AJANLARI Benzer bir tepkiyi de yazar OrhanMiroğlu verdi. Miroğlu, "Herkes özgür iradesiylebir partiye geçebilir" diyor ve ekliyordu: "Benimle aynı soy ismi taşımaktanbaşka alakam olmayan biri İP'e üye olabilir.Ancak haberin, Mıhallemi aşiretive ismim üzerinden yazılması doğrudeğil. Ben siyaseti mensubu olmaktangurur duyduğum Mıhallemi aşiretive atalarımın mirası üzerindendeğil, tam 57 yıllık bir tarihe sahipkendi siyasi hikâyemin bana emrettiğihakikatler üzerinden yapmaya çalışanbiriyim. Çoğu insan bilmez amaMıhallemi aşireti de bugün AK Parti'yeyüzde 99 oranında oy veren bir aşiret.Bölgede bir benzeri yok bu örneğin.Cumhurbaşkanımıza ve devlete de bağlılıklarısonsuz. Medya dünyasında birtakımetki ajanları kullanılarak yapılan buoperasyonlarla Mıhallemi aşiretine deayıp ediliyor."
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
Siyasi sahtekârlık mı şov mu?
Seçim yaklaştıkça siyasi partiler arası rozet takma yarışı da hız kazandı. Kimi ilkesel nedenlerle eski partisini terk edenlere, kimi yerini garanti görmeyenlere, kimi de soyadı üzerinden algı oluşturacak isimlere kapısını açıyor ve rozet takıyor.
Bu tür geçişler geçmişten beri hep vardı ve bundan sonra da olacak. Ancak bu dönemde ittifak yapmak için bir araya gelen altılı masa partileri arasında çok daha kıyasıya süren bir rozet takma yarışı var.
Özellikle İyi Parti, "Partimiz büyüyor" algısı oluşturmak için müthiş bir "rozet takma" yarışı içinde... Herhalde bunda CHP ile gerilime dönüşen adaylık yarışının büyük etkisi var.
Süreç nasıl seyreder, bu çaba o büyüme beklentisine ve yarışa katkı sunar mı bilemem ama İyi Parti'nin son transferinin medyada geniş yer alması ve "sahtekârlık" tartışmasına yol açması bir hayli ilgi çekti
Nasıl çekmesin ki, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, Baver Miroğlu'nu partisine katması muhalif medyayı sevince boğmuş ve haber manşetlere çıkmıştı:
"Baver Miroğlu, İyi Parti'ye katıldı..."
"AK Parti kan kaybediyor..."
Gel de merak etme... Peki, kimdi bu Miroğlu? Etkili bir siyasi geçmişi mi vardı yoksa alanında tanınmış biri miydi?
Gerçek, yanlış da olsa haberin içinde vardı ve bir gazete aynen şöyle yazıyordu
"AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu'nun oğlu, inşaat mühendisi Baver Miroğlu İyi Parti'ye katıldı..."
Bir kere bu cümlede bile iki yanlış vardı. Sevgili dostum yazar Orhan Miroğlu şu anda AK Parti milletvekili değil, MKYK üyesiydi. Sözü edilen kişi de oğlu değil yeğeniydi. Neyse anlaşılan o ki, uzaktan da olsa AK Parti'yle ilişkili birinin olması İyi Partilileri, hatta yandaş medyasını sevindirmeye yetmişti. Oysa adı geçen kişinin Orhan Miroğlu'yla siyasi bağı olmadığı gibi mensup oldukları aşiret üzerinde de bir etkisi yoktu.
Tabii haberlerde sadece Miroğlu soyadı değil, halaları olan Türkiye'nin ilk kadın belediye başkanı Zekiye Midyat'ın da adı kullanılıyordu. Bu nedenle de ilk itiraz Zekiye Midyat'ın oğlu Ferit Midyat'tan geldi:
"Bu kişiyle siyasi manada ve akla gelebilecek hiçbir manada münasebetimiz bulunmamaktadır. Hal böyleyken bir siyasi tercih yaparak İP'e üye olan bu akrabamın, annemin ismini medyaya vermek suretiyle siyasi CV'sine dahil etmesi ailemizi üzmüştür.
Bir Kürt ve rahmetli Zekiye Midyat'ın oğlu olarak, fikirlerine ve siyasi programına hiçbir şekilde katılmadığım bir partiye kaydolan birinin, akrabam da olsa annemin ismini kullanmasını reddediyor ve bunu bir siyasi sahtekârlık olarak görüyorum."
MEDYADAKİ ETKİ AJANLARI
Benzer bir tepkiyi de yazar Orhan Miroğlu verdi. Miroğlu, "Herkes özgür iradesiyle bir partiye geçebilir" diyor ve ekliyordu:
"Benimle aynı soy ismi taşımaktan başka alakam olmayan biri İP'e üye olabilir. Ancak haberin, Mıhallemi aşireti ve ismim üzerinden yazılması doğru değil. Ben siyaseti mensubu olmaktan gurur duyduğum Mıhallemi aşireti ve atalarımın mirası üzerinden değil, tam 57 yıllık bir tarihe sahip kendi siyasi hikâyemin bana emrettiği hakikatler üzerinden yapmaya çalışan biriyim. Çoğu insan bilmez ama Mıhallemi aşireti de bugün AK Parti'ye yüzde 99 oranında oy veren bir aşiret. Bölgede bir benzeri yok bu örneğin. Cumhurbaşkanımıza ve devlete de bağlılıkları sonsuz. Medya dünyasında birtakım etki ajanları kullanılarak yapılan bu operasyonlarla Mıhallemi aşiretine de ayıp ediliyor."