Hamas'ın öncülük ettiği Filistin halkı Gazze'de "Ya istiklal ya ölüm" diye direniyor. Tam da bu yüzden Hamas bir "Kuvayı Milliye" gücü olarak üstüne düşeni yapıyor. İsrail'in bütün vahşetine, ABD-Batı Bloku'nun desteğine rağmen bu mücadele durmadı. Ama adamlar o kadar pervasız ki, savaşı bölgeye yaymak için başta İran ve Türkiye olmak üzere yapmadıkları şey kalmadı. En son barış görüşmelerinin müzakerecisi İsmail Haniye'yi bile soykırımcı İsrail ve en büyük destekçisi ABD, Tahran'da katletti. Bundan daha ötesi yok. İran cevap verecek mi vermeyecek mi tartışmaları bu nedenle anlamsız. Çünkü bu saldırıların hedefinde sadece Filistin veya İran yok, bütün bölge ülkeleri var. O nedenle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son "Kudüs Paktı" önerisi bölge ülkelerine son çağrı niteliğinde: "Ortadoğu'da barış ve huzurusürdürülebilir kılacak adımlarınsüratle atılması gerekmektedir. Buamaçla; Türkiye-Suriye-Irak-Mısırbaşta olmak üzere bölge ülkeleriningirişimiyle bir 'Kudüs Paktı' oluşturulmalıdır." Sevgili Nedret Ersanel, bu öneriyi "Bölgenin yüzyıllık istikrarsızlığınamakul cevap" olarak niteliyor. Belki de ilk kez Batı'nın ikiyüzlülüğü bu kadar net görüldü ki tam olmasa da birçok bölge ülkesi bu noktaya geldi.
'ARTIK BU SÜRDÜRÜLEMEZ' Alın Türkiye-Mısır örneğini... Bahçeli'nin konuşmasına paralel aynı zaman diliminde Dışişleri Bakanı HakanFidan da Mısır Dışişleri Bakanı BedirAbdulati ile görüşüyordu. Orada söyledikleri gerçekten Batı'nın bölgede izlediği ikiyüzlü politikayı ve yaşanan paradoksu açık biçimde ortaya koyuyor: "İsrail öldürmeye başlıyor,sonra Mısır'a geliyorlar, bize geliyorlar,'Aman işte taraflara söyleyinsavaşa girmesinler', hadi yapıyoruz.İsrail, İran'ın büyükelçiliğiniŞam'da vuruyor, yine bize geliyorlar,Mısır'a gidiyorlar, 'Aman müdahaleedin olay büyümesin'. Şimdi yineaynı şekilde İsrail Hamas'ın liderinişehit ediyor, yine bize geliyorlar.Arkadaşlar artık bu sürdürülemez.Biz bu oyunu oynamıyoruz artık.Yani İsrail'in yaptığı her türlü kötülüğü,Amerika'nın arkadan süpürmeyeçalışması kabul edilebilir olmaktançıkmıştır. Bölge artık daha fazlaİsrail provokasyonunu kaldıracakdurumda değildir." Dışişleri Bakanı Fidan, konuşmasının önemli bir bölümünü de adını koymasa da Devlet Bahçeli'nin "Kudüs Paktı" önerisine benzer bir ihtiyaca ayırıyor. Mısırlı mevkidaşı da onay veriyor: "Çaresiz bırakılmış Filistinlilere hiçbir el uzatılmaması, bunun karşısında çok lüzumsuz konularda Müslüman ülkeleresürekli demokrasi ve insan haklarıüzerinden ders verilir durumdaolunması artık tahammül sınırlarınıçoktan aşmıştır. Batı her türlü moral üstünlüğünü bu coğrafyada kaybetmiştir. Uluslararası sistemin bütün norm ve kurallarını yitirdiği bu dönemde, Mısır,Türkiye ve diğer ülkeler arasındakidiplomatik işbirliği, barışı sağlamadadaha önemli hâle gelmiştir. Uluslararası sistemin çöktüğü bir denklemde artık bölgenin güçleri olarak biz meseleyi sahiplenip elimizden gelen her şeyi barış adına yapma gayreti içindeyiz..." Türkiye'nin son bir adım olarak Uluslararası Adalet Divanı'na başvurduğunu belirten Bakan Fidan, ABD ve Batı'yı da uyarıyor: "Uluslararası Adalet Divanı'ndasoykırım suçlamasıyla yargılananNetanyahu'ya demokrasininbeşiği olma iddiasındaki ABDKongresi'nde konuşma yaptırıldığınıgördük. Biz şuna inanıyoruz: Savaşsuçlularının yeri parlamento kürsüsüolamaz. Savaş suçlarının oturtulmasıgereken yer ancak ve ancak sanıksandalyesi olmalıdır. İsrail'e destekverenler bu yanlıştan bir an öncegeri dönmelidirler."
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
Son çağrı ‘Kudüs İttifakı’
Hamas'ın öncülük ettiği Filistin halkı Gazze'de "Ya istiklal ya ölüm" diye direniyor. Tam da bu yüzden Hamas bir "Kuvayı Milliye" gücü olarak üstüne düşeni yapıyor. İsrail'in bütün vahşetine, ABD-Batı Bloku'nun desteğine rağmen bu mücadele durmadı. Ama adamlar o kadar pervasız ki, savaşı bölgeye yaymak için başta İran ve Türkiye olmak üzere yapmadıkları şey kalmadı.
En son barış görüşmelerinin müzakerecisi İsmail Haniye'yi bile soykırımcı İsrail ve en büyük destekçisi ABD, Tahran'da katletti. Bundan daha ötesi yok. İran cevap verecek mi vermeyecek mi tartışmaları bu nedenle anlamsız. Çünkü bu saldırıların hedefinde sadece Filistin veya İran yok, bütün bölge ülkeleri var.
O nedenle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son "Kudüs Paktı" önerisi bölge ülkelerine son çağrı niteliğinde:
"Ortadoğu'da barış ve huzuru sürdürülebilir kılacak adımların süratle atılması gerekmektedir. Bu amaçla; Türkiye-Suriye-Irak-Mısır başta olmak üzere bölge ülkelerinin girişimiyle bir 'Kudüs Paktı' oluşturulmalıdır."
Sevgili Nedret Ersanel, bu öneriyi "Bölgenin yüzyıllık istikrarsızlığına makul cevap" olarak niteliyor. Belki de ilk kez Batı'nın ikiyüzlülüğü bu kadar net görüldü ki tam olmasa da birçok bölge ülkesi bu noktaya geldi.
'ARTIK BU SÜRDÜRÜLEMEZ'
Alın Türkiye-Mısır örneğini...
Bahçeli'nin konuşmasına paralel aynı zaman diliminde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati ile görüşüyordu. Orada söyledikleri gerçekten Batı'nın bölgede izlediği ikiyüzlü politikayı ve yaşanan paradoksu açık biçimde ortaya koyuyor:
"İsrail öldürmeye başlıyor, sonra Mısır'a geliyorlar, bize geliyorlar, 'Aman işte taraflara söyleyin savaşa girmesinler', hadi yapıyoruz. İsrail, İran'ın büyükelçiliğini Şam'da vuruyor, yine bize geliyorlar, Mısır'a gidiyorlar, 'Aman müdahale edin olay büyümesin'. Şimdi yine aynı şekilde İsrail Hamas'ın liderini şehit ediyor, yine bize geliyorlar. Arkadaşlar artık bu sürdürülemez. Biz bu oyunu oynamıyoruz artık. Yani İsrail'in yaptığı her türlü kötülüğü, Amerika'nın arkadan süpürmeye çalışması kabul edilebilir olmaktan çıkmıştır. Bölge artık daha fazla İsrail provokasyonunu kaldıracak durumda değildir."
Dışişleri Bakanı Fidan, konuşmasının önemli bir bölümünü de adını koymasa da Devlet Bahçeli'nin "Kudüs Paktı" önerisine benzer bir ihtiyaca ayırıyor. Mısırlı mevkidaşı da onay veriyor:
"Çaresiz bırakılmış Filistinlilere hiçbir el uzatılmaması, bunun karşısında çok lüzumsuz konularda Müslüman ülkelere sürekli demokrasi ve insan hakları üzerinden ders verilir durumda olunması artık tahammül sınırlarını çoktan aşmıştır. Batı her türlü moral üstünlüğünü bu coğrafyada kaybetmiştir. Uluslararası sistemin bütün norm ve kurallarını yitirdiği bu dönemde, Mısır, Türkiye ve diğer ülkeler arasındaki diplomatik işbirliği, barışı sağlamada daha önemli hâle gelmiştir. Uluslararası sistemin çöktüğü bir denklemde artık bölgenin güçleri olarak biz meseleyi sahiplenip elimizden gelen her şeyi barış adına yapma gayreti içindeyiz..."
Türkiye'nin son bir adım olarak Uluslararası Adalet Divanı'na başvurduğunu belirten Bakan Fidan, ABD ve Batı'yı da uyarıyor:
"Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırım suçlamasıyla yargılanan Netanyahu'ya demokrasinin beşiği olma iddiasındaki ABD Kongresi'nde konuşma yaptırıldığını gördük. Biz şuna inanıyoruz: Savaş suçlularının yeri parlamento kürsüsü olamaz. Savaş suçlarının oturtulması gereken yer ancak ve ancak sanık sandalyesi olmalıdır. İsrail'e destek verenler bu yanlıştan bir an önce geri dönmelidirler."