Ülkemize yönelik bilhassa enerji kaynakları bakımından Batı'nın iştah kabarttığı bir durum olarak değerlendirdiği ve her fırsatta ele geçirmek istediği topraklarımız üstünde binlerce yıldır oyunlar oynanıyor. Son darbeleri son planlarını HAARP (High Frequency Active Auroral Research Program) üzerinden yapmaya aktive etmeye çalışan küresel güçler bizleri anlaşılan rahatsız etmeye devam edecek. Ege bölgesinde olan hadiseleri devamlı kaleme aldım. Ve her fırsatta devlet büyüklerimizi ve istihbarı kurumlarımızı uyardım. Uyarmaya devam.
Peki, nedir bu HAARP? ABD tarafından iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere Alaska'da sürdürülen çalışmadır. ABD ilk zamanlarda bunu inkâr etse de üzerini örtmeye çalışsa da bir müddet sonra böyle bir teknolojinin ve çalışmaların olduğunu açıklamış ve bazı araştırmaların yapıldığını beyan etmiştir. Fakat böyle bir teknolojinin yararların dan dan ve faydalarından ama önemli husus “Zararlarından” pek bahsedilmemiştir. İlk kez Sırp asıllı Nikola Tesla tarafından ortaya atılan bu fikir daha sonra proje olarak hayata geçirilmiştir. Bu projenin hayata geçirilmesi birçok ülkede kampanyalara neden olmuş. Ve ABD'nin bu konuda dikkati çekilmiştir. HAARP Pentagonun kontrolünde ve ABD ordusunun takibinde ve hizmetindedir. İklimleri değiştirmeye yapay ve suni depremler oluşturmaya yönelik sinyalleri aktif hale getiren bu çalışma birçok etkiyi zararlı frekanslarıda beraberinde insanları etki altına almıştır.
Aynı zamanda HAARP projesi kapsamında İyonosferin ısıtılması yoluyla ELF düşük frekanslı sinyallerde üretilmektedir. Kuzey Kore'yi aklınızın bir kenarında tutun birazdan döneceğim o konuya şimdi, elektromanyetik dalgaların ve bunların üzerinde yapılan çalışmaların ve deneylerin gösterdiğine bakıldığında uçaklar, helikopterler ve elektromanyetik aletler üzerinde frekans bozucu etkisi de görülmüştür. (Rahmetli Başkan Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu'nun düşen Helikopteri) Evet bu yönde ABD tarafından tasarlanan HAARP Projesi ozon tabakasında da ciddi sorunlara yer açmıştır. Şimdi dönelim Kuzey Kore'ye geçtiğimiz aylarda birçok nükleer denemeler yapmıştı Kuzey Kore hidrojen bombası dedikleri bir çalışmayı denemişlerdi. He işte o çalışma şimdi bakın neler olmuştu. Kuzey Kore hidrojen bombası denedi, 6,3'lük deprem oldu!
Yeni geliştirdiği hidrojen bombasını dünyaya gösteren Pyongyang yönetimi, ardından bombayı test edip mükemmel bir başarı yakalandığını duyurdu. ABD ve Çin, test sırasında dev bir patlamanın ardından 6,3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini açıkladı. İlk depremin ardından aynı noktada bu kez 4,6 büyüklüğünde yeni bir sarsıntı daha tespit edildi.
Gelişmeleri dünya televizyonları yayınlarını keserek verdi, Kuzey Kore'den peş peşe son dakika haberleri geliyordu. ABD lideri Trump, dakikalar önce yazdığı Twitter mesajında Kuzey Kore'yi haydut devlet olarak tanımlıyordu ve Kim Jong-un'un tek bir şeyden anladığını vurguluyordu. Trump'ın sözünü ettiği şık, elbette askeri müdahale idi. Siz buna inandınız mı? Elbette bu şaşırtmaca ve kamuoyuna dünyaya düzmece verilen bir danışıklı döğüştü. ABD ve Kuzey Kore birçok çalışmada ortak hareket ediyor. Bunu da zamanla daha iyi anlayacağız şimdilik bunu bilmekte fayda var. Devam.
-17 ağustos 1999 Gölcük depremi HAARP darbesidir. ABD'nin asıl hedefi Kuzey Anadolu fay hattındaki deneyden elde edeceği tecrübe ve bulguları San Andreas fay hattına uygulamaktı. Aslında olayın başına dönelim istihbarı kaynaklarımın da bana verdiği bilgiyi aynen paylaşayım. Bakın aslında olay basına yansımayan bulgularla da geride kaldı. Gölcük Donanma Komutanlığı o gece çok garip bilgilere ve bulgulara rastlamıştı. Çünkü Depremin merkez üssü Donanma Komutanlığı idi. Garip değil mi? Enteresan olan bazı gelişmelerin depremden 2 hafta evvel kendini göstermesiydi. Mesela basına yansımayan “ O gece Gölcük askeri tesislerinde çok garip olaylar yaşandı. Kapılar kendi kendine açılmakta, mühimmat depoları içinde, siyahi ziyaretçiler görülmekte, arabalar durduk yere çalışmakta”… İdi. Bu garip olaylardan sonra deprem olduğunda herkes başka yere odaklandı. Kimine göre Ruslar bomba patlatmıştı ve bu da depreme neden olmuştu. Kimileri bu olayın terör örgütlerinin işi olduğunu veya uzay çalışmalarının bir parçası olduğunu söylemişti. Aslında komplo teorileri bitmiyordu. Asıl mesele neydi?
ABD San Andreas fay hattı ile ilgili bazı çalışmalar yapıyordu. Ve bunun içinde senaryo hazırdı. Senaryoya göre SAN ANDREAS fay hattında meydana gelebilecek büyük bir depremin Amerikan ekonomisine çok büyük zararı olacaktı. Bunu bilen ABD yer kabuğundaki değişimleri izleyerek, daha deprem oluşmadan tektonik katmanlar arasında artan basıncı değişik noktalardan patlatıp boşaltarak, büyük depremi küçük depremler haline getirmeni yolunu bulmuştu.(Düşük Frekanslı Elektromanyetik Işınım)Bu sistemi hem Ruslar hem de Amerikalılar uzun zamandır bir silah olarak kullanmanın yolunu arıyorlardı. Bu yöntemle çok uzaklardan geniş tahribatlara yol açmanın hesabını yapıyorlardı. Pentagon bu projeyi her ne kadar barışçı bir proje olarak göstermeye çalışsa da gerçekler öyle demiyordu. İlk olarak Avustralya'da denendi. Daha sonra deprem bölgelerinde denenmeler oldu. Kafkaslar 'da, Okyanus tabanlarında, Güney Amerika'da ki Ant Dağlarında bu arada da Türkiye ve Japonya gibi ülkelerde özellikle deprem bölgelerinde sismik ağ şebekeleri kurularak ki bunu geçmiş yazılarımda belirtmiştim NASA ve İzmir konusunu. Bu bölgelerin tektonik verileri saniyesi saniyesine gözlemlendi. Ve bu araştırmalar ABD ‘nin HAARP askeri tesislerine bağlı kumanda merkezinden yürütülüyordu. Küresel şeytanların oyunları hiç bitmeyecek! Ülkemiz üzerinde planları hiç bitmeyecek! Ama bizim de bir bildiğimiz var elbet…
Son darbe son planları toplum üzerinde zihinsel etkiler ve buna dayanan enerji kaynaklarımızı hedef alan bölgelerde şeytani planları HAARP ı devreye koymak.
Ekonomimiz ve Askeri gücümüz ve en önemlisi dik duran boyun eğmeyen bir Türkiye onların korkulu rüyası. Vatanımıza ve milletimize bilhassa küresel güçlerin (BATI) ülkemize yönelik oyunu ve şeytani planları hiç değişmedi, dün Cennetmekân Abdülhamit Han'a saldıranlar tereddütsüz bugün Sayın Cumhurbaşkanımıza saldırıyorlar. Bugün iman ve imkânımız ile çok güçlüyüz, başaramayacaklar!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erkan Macit
SON DARBE, SON PLAN H.A.A.R.P
Ülkemize yönelik bilhassa enerji kaynakları bakımından Batı'nın iştah kabarttığı bir durum olarak değerlendirdiği ve her fırsatta ele geçirmek istediği topraklarımız üstünde binlerce yıldır oyunlar oynanıyor. Son darbeleri son planlarını HAARP (High Frequency Active Auroral Research Program) üzerinden yapmaya aktive etmeye çalışan küresel güçler bizleri anlaşılan rahatsız etmeye devam edecek. Ege bölgesinde olan hadiseleri devamlı kaleme aldım. Ve her fırsatta devlet büyüklerimizi ve istihbarı kurumlarımızı uyardım. Uyarmaya devam.
Peki, nedir bu HAARP? ABD tarafından iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere Alaska'da sürdürülen çalışmadır. ABD ilk zamanlarda bunu inkâr etse de üzerini örtmeye çalışsa da bir müddet sonra böyle bir teknolojinin ve çalışmaların olduğunu açıklamış ve bazı araştırmaların yapıldığını beyan etmiştir. Fakat böyle bir teknolojinin yararların dan dan ve faydalarından ama önemli husus “Zararlarından” pek bahsedilmemiştir. İlk kez Sırp asıllı Nikola Tesla tarafından ortaya atılan bu fikir daha sonra proje olarak hayata geçirilmiştir. Bu projenin hayata geçirilmesi birçok ülkede kampanyalara neden olmuş. Ve ABD'nin bu konuda dikkati çekilmiştir. HAARP Pentagonun kontrolünde ve ABD ordusunun takibinde ve hizmetindedir. İklimleri değiştirmeye yapay ve suni depremler oluşturmaya yönelik sinyalleri aktif hale getiren bu çalışma birçok etkiyi zararlı frekanslarıda beraberinde insanları etki altına almıştır.
Aynı zamanda HAARP projesi kapsamında İyonosferin ısıtılması yoluyla ELF düşük frekanslı sinyallerde üretilmektedir. Kuzey Kore'yi aklınızın bir kenarında tutun birazdan döneceğim o konuya şimdi, elektromanyetik dalgaların ve bunların üzerinde yapılan çalışmaların ve deneylerin gösterdiğine bakıldığında uçaklar, helikopterler ve elektromanyetik aletler üzerinde frekans bozucu etkisi de görülmüştür. (Rahmetli Başkan Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu'nun düşen Helikopteri) Evet bu yönde ABD tarafından tasarlanan HAARP Projesi ozon tabakasında da ciddi sorunlara yer açmıştır. Şimdi dönelim Kuzey Kore'ye geçtiğimiz aylarda birçok nükleer denemeler yapmıştı Kuzey Kore hidrojen bombası dedikleri bir çalışmayı denemişlerdi. He işte o çalışma şimdi bakın neler olmuştu. Kuzey Kore hidrojen bombası denedi, 6,3'lük deprem oldu!
Yeni geliştirdiği hidrojen bombasını dünyaya gösteren Pyongyang yönetimi, ardından bombayı test edip mükemmel bir başarı yakalandığını duyurdu. ABD ve Çin, test sırasında dev bir patlamanın ardından 6,3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini açıkladı. İlk depremin ardından aynı noktada bu kez 4,6 büyüklüğünde yeni bir sarsıntı daha tespit edildi.
Gelişmeleri dünya televizyonları yayınlarını keserek verdi, Kuzey Kore'den peş peşe son dakika haberleri geliyordu. ABD lideri Trump, dakikalar önce yazdığı Twitter mesajında Kuzey Kore'yi haydut devlet olarak tanımlıyordu ve Kim Jong-un'un tek bir şeyden anladığını vurguluyordu. Trump'ın sözünü ettiği şık, elbette askeri müdahale idi. Siz buna inandınız mı? Elbette bu şaşırtmaca ve kamuoyuna dünyaya düzmece verilen bir danışıklı döğüştü. ABD ve Kuzey Kore birçok çalışmada ortak hareket ediyor. Bunu da zamanla daha iyi anlayacağız şimdilik bunu bilmekte fayda var. Devam.
-17 ağustos 1999 Gölcük depremi HAARP darbesidir. ABD'nin asıl hedefi Kuzey Anadolu fay hattındaki deneyden elde edeceği tecrübe ve bulguları San Andreas fay hattına uygulamaktı. Aslında olayın başına dönelim istihbarı kaynaklarımın da bana verdiği bilgiyi aynen paylaşayım. Bakın aslında olay basına yansımayan bulgularla da geride kaldı. Gölcük Donanma Komutanlığı o gece çok garip bilgilere ve bulgulara rastlamıştı. Çünkü Depremin merkez üssü Donanma Komutanlığı idi. Garip değil mi? Enteresan olan bazı gelişmelerin depremden 2 hafta evvel kendini göstermesiydi. Mesela basına yansımayan “ O gece Gölcük askeri tesislerinde çok garip olaylar yaşandı. Kapılar kendi kendine açılmakta, mühimmat depoları içinde, siyahi ziyaretçiler görülmekte, arabalar durduk yere çalışmakta”… İdi. Bu garip olaylardan sonra deprem olduğunda herkes başka yere odaklandı. Kimine göre Ruslar bomba patlatmıştı ve bu da depreme neden olmuştu. Kimileri bu olayın terör örgütlerinin işi olduğunu veya uzay çalışmalarının bir parçası olduğunu söylemişti. Aslında komplo teorileri bitmiyordu. Asıl mesele neydi?
ABD San Andreas fay hattı ile ilgili bazı çalışmalar yapıyordu. Ve bunun içinde senaryo hazırdı. Senaryoya göre SAN ANDREAS fay hattında meydana gelebilecek büyük bir depremin Amerikan ekonomisine çok büyük zararı olacaktı. Bunu bilen ABD yer kabuğundaki değişimleri izleyerek, daha deprem oluşmadan tektonik katmanlar arasında artan basıncı değişik noktalardan patlatıp boşaltarak, büyük depremi küçük depremler haline getirmeni yolunu bulmuştu.(Düşük Frekanslı Elektromanyetik Işınım)Bu sistemi hem Ruslar hem de Amerikalılar uzun zamandır bir silah olarak kullanmanın yolunu arıyorlardı. Bu yöntemle çok uzaklardan geniş tahribatlara yol açmanın hesabını yapıyorlardı. Pentagon bu projeyi her ne kadar barışçı bir proje olarak göstermeye çalışsa da gerçekler öyle demiyordu. İlk olarak Avustralya'da denendi. Daha sonra deprem bölgelerinde denenmeler oldu. Kafkaslar 'da, Okyanus tabanlarında, Güney Amerika'da ki Ant Dağlarında bu arada da Türkiye ve Japonya gibi ülkelerde özellikle deprem bölgelerinde sismik ağ şebekeleri kurularak ki bunu geçmiş yazılarımda belirtmiştim NASA ve İzmir konusunu. Bu bölgelerin tektonik verileri saniyesi saniyesine gözlemlendi. Ve bu araştırmalar ABD ‘nin HAARP askeri tesislerine bağlı kumanda merkezinden yürütülüyordu. Küresel şeytanların oyunları hiç bitmeyecek! Ülkemiz üzerinde planları hiç bitmeyecek! Ama bizim de bir bildiğimiz var elbet…
Son darbe son planları toplum üzerinde zihinsel etkiler ve buna dayanan enerji kaynaklarımızı hedef alan bölgelerde şeytani planları HAARP ı devreye koymak.
Ekonomimiz ve Askeri gücümüz ve en önemlisi dik duran boyun eğmeyen bir Türkiye onların korkulu rüyası. Vatanımıza ve milletimize bilhassa küresel güçlerin (BATI) ülkemize yönelik oyunu ve şeytani planları hiç değişmedi, dün Cennetmekân Abdülhamit Han'a saldıranlar tereddütsüz bugün Sayın Cumhurbaşkanımıza saldırıyorlar. Bugün iman ve imkânımız ile çok güçlüyüz, başaramayacaklar!