Suriye meselesinde izlediğimiz politikada geldiğimiz yer ABD ile yapılan 13 maddeden oluşan 120 saatlik bir zaman diliminde YPG'nin 32 Km Türkiye sınırından uzaklaşması geriye çekilmesini içeren bir anlaşma.YPG'ye binlerce tır silah veren Türkiye'yle çatıştıran ardından durduran ABD Türkünde Kürtünde baş düşmanıdır.Öncelikle bu konuda mutabık kalmak bu kanlı tuzağı görmek gerekiyor.Türkiye'nin Suriye'ye düzenlediği 'barış pınarı operasyonu' terör örgütlerine karşı yapılmışken dünya bunu Kürtlere karşı yapılmış bir katliam girişimi olarak okudu.Türkiye içerisinden bakıldığında meşru müdafaa hakkı ancak ülke dışından bakıldığında Kürtlere karşı yapılmış etnik temizlik operasyonu ve İşid'in yeniden dünyanın başına bela edilmesinin önünü açan bir hamle olarak görüldü.Uluslararası diplomasi yeterince işletilemedi,lobi yapamadık,kendimizi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya bile anlatamadık.ABD'nin ateşkes olarak değerlendirdiği bizim kabul etmediğimiz 13 maddelik anlaşma sonunda ABD başkanı Donald Trump ABD'de bu anlaşma yüzünden yerin dibine sokuldu kepaze edildi.
Türkiye'nin ABD'ye Trump nezdinde diz çöktürdüğü bile yazıldı.Yazılanlar ile yapılanlar birbirlerine yüzde yüz zıt.Biz meşru hakkımızı kullanarak operasyona başladık sonra ara verdik kazandık.Herşey güzelde niye dünyayı karşımıza aldık sıkıntı burada.İşte üzerinde durmamız gereken nokta burasıdır.Bazıları bu durumu şöyle açıklıyor ne yaparsak yapalım dünya bizi kötü biliyor.Bence bu işin kolaycılığıdır.Meseleyi böyle sığlaştırmak yerine daha geniş açıdan düşünmeli ve büyük fotoğrafı görmeliyiz.Biz kendimizi anlatamadıysak suç başkalarında değil bizdedir.Şuanda birkaç gariban ülke dışında bütün güçlü dünya devletleri barış pınarı operasyonuna karşı tavır sergiliyor. YPG dünyaya bu operasyonları Kürtlere katliam girişimi olarak algılattı bütün dünyayı inandırdı işin ilginç yanı Kürtlerin önemli bir kesiminde bu kara propaganda büyük oranda tuttu.Şimdi binyıllardır beraber olduğumuz kardeşlik hukukumuz olan aynı evde yaşadığımız Kürtleri ikna edemeyip (aynı Mustafa Akıncı gibi) ABD'nin,AB'nin,Rusya'nın,Arap liginin kucağına iten zihniyet ve destekçilerinin özeleştiri vakti gelmiştir.Bu konuya kafa yormak lazım.
Türkiye'de milliyetçilik üzerinden yapılan her siyasi hamle karşılık bulur hem de bağırtarak,kanırtarak sağa sola kaçamazsınız CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gibi 'içimiz kan ağlayarak destek veriyoruz' deseniz de her yerinizden kan fışkırsa da kaçışı yoktur destek olmak zorundasınız.Irkçılık hastalığını siyasetimizden çıkarmalıyız.Irkçılığın temel ihtiyaç maddesi gibi algılatılmasının hep birlikte önüne geçmeliyiz.Akademisyenler,yazarlar,çizerler,siyasetçiler ortak açıklama yapmalı bu basit ancak müşterisi hazır faydasız yöntemin zararlarını toplumun her kesimine anlatmalıdır.Suriye meselesi dahil birçok önemli konuda iktidar yetkilileri tek başlarına kararlar aldılar.Kendi düşündüklerini yüzde yüz doğru kendileri dışındaki her düşünceyi yanlış kötü görmekle birlikte karşı tezini düşüncelerini dile getirenleri de hain,ihanetçi olarak tanımladılar.Kimsenin kimseyi bu ülkeyi daha çok sevdiğine dair teste tutmaya hakkı da haddi de yoktur.Ergenekon operasyonları,Çözüm süreci,FETÖ gibi birçok yanılgı güneş gibi ortada dururken, fukaranın sofrasındaki ekmeği bırakın fukaranın canı giderken şehit olurken ortak akılla samimiyetle tavsiye ve önerisi olanları dinlemek bu ülkenin normalleşmesi için zaruridir ve yönetilebilir olmaktan çıkmasının önüne geçecektir.
İş arayan adama sormuşlar sizi bu işyerine kabul etmemiz için bize geçerli bir neden söyleyebilir misiniz ?Adam ; 'Açım ulan aç' demiş bundan geçerli sebep mi olur ?.Ülkeyi idare edenler hata yaparsa bedelini yönetenler ve yancıları değil evinde ekmeği kuru soğanı zor bulan sessiz sedasız gariban vatandaşlarımız öder.Suriye konusunda tekrar düşünmekte büyük fayda vardır. 'İşte efendim Kürtler orada devlet kuracaklarmış ondan vuruluyormuş'.Bu ütopik bir düşüncedir ve gerçekleşmesi imkansızdır ancak iç siyasete yönelik on numara karşılığı olan kitlenize ilave kitle getirecek bir söylemdir.Boşverin Kürtlerin Suriye'de devlet kurmasını oraya gitmesini buradaki Suriye'lileri bile kurulan güvenli bölgeye gönderemezsiniz bunu kimse yapamaz ölürler yinede gitmezler. 'Vay efendim orada Suriyelilere evler yapılacakmış elektrik,su,alt yapı bağlanacakmış o zaman giderlermiş' gene gitmezler.
Yurtdışına kaçmak için bebeğiyle hava kaçıran şişme bota binen ölümü göze alıp Yunanistan üzerinden Avrupa'ya kaçmayı düşünen hangi Suriyeliyi güvenli bölgeye sokabilirsiniz ? Yok öyle birşey kimse kimseyi kandırmasın nesiller boyu beraber yaşamaya hazır olsun herkes...Bizim binlerce işsizimiz,garibimiz,fukaramız açlık sınırındayken bu işlere girişmek çok yanlış ve yanlışın neresinden dönersek kardır.
Kısa bir hikaye geldi aklıma.Adamın biri devesini çeken kölesiyle çölde yolculuk yaparken kölesine seslenmiş -şimdi yapacağım büyük abdestimi yersen deve senin olur binersin.Köle -'Kabul' demiş Yolculuğun sonuna doğru Köle; Eğer sen benim büyük abdestimi yersen deveyi geri verir ipi ben çekerim. demiş.Adam kabul etmiş.Yolculuk bitmiş köle adama dönüp 'yolculuk başlarken sen sahiptin ben köle, yolculuk bitti sen yine sahipsin ben yine köleyim değişen hiçbir şey olmadı o zaman biz niye bu b.ku yedik'.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Suriye'de Türkiye hariç herkes kaybetti mi?
Suriye meselesinde izlediğimiz politikada geldiğimiz yer ABD ile yapılan 13 maddeden oluşan 120 saatlik bir zaman diliminde YPG'nin 32 Km Türkiye sınırından uzaklaşması geriye çekilmesini içeren bir anlaşma.YPG'ye binlerce tır silah veren Türkiye'yle çatıştıran ardından durduran ABD Türkünde Kürtünde baş düşmanıdır.Öncelikle bu konuda mutabık kalmak bu kanlı tuzağı görmek gerekiyor.Türkiye'nin Suriye'ye düzenlediği 'barış pınarı operasyonu' terör örgütlerine karşı yapılmışken dünya bunu Kürtlere karşı yapılmış bir katliam girişimi olarak okudu.Türkiye içerisinden bakıldığında meşru müdafaa hakkı ancak ülke dışından bakıldığında Kürtlere karşı yapılmış etnik temizlik operasyonu ve İşid'in yeniden dünyanın başına bela edilmesinin önünü açan bir hamle olarak görüldü.Uluslararası diplomasi yeterince işletilemedi,lobi yapamadık,kendimizi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya bile anlatamadık.ABD'nin ateşkes olarak değerlendirdiği bizim kabul etmediğimiz 13 maddelik anlaşma sonunda ABD başkanı Donald Trump ABD'de bu anlaşma yüzünden yerin dibine sokuldu kepaze edildi.
Türkiye'nin ABD'ye Trump nezdinde diz çöktürdüğü bile yazıldı.Yazılanlar ile yapılanlar birbirlerine yüzde yüz zıt.Biz meşru hakkımızı kullanarak operasyona başladık sonra ara verdik kazandık.Herşey güzelde niye dünyayı karşımıza aldık sıkıntı burada.İşte üzerinde durmamız gereken nokta burasıdır.Bazıları bu durumu şöyle açıklıyor ne yaparsak yapalım dünya bizi kötü biliyor.Bence bu işin kolaycılığıdır.Meseleyi böyle sığlaştırmak yerine daha geniş açıdan düşünmeli ve büyük fotoğrafı görmeliyiz.Biz kendimizi anlatamadıysak suç başkalarında değil bizdedir.Şuanda birkaç gariban ülke dışında bütün güçlü dünya devletleri barış pınarı operasyonuna karşı tavır sergiliyor. YPG dünyaya bu operasyonları Kürtlere katliam girişimi olarak algılattı bütün dünyayı inandırdı işin ilginç yanı Kürtlerin önemli bir kesiminde bu kara propaganda büyük oranda tuttu.Şimdi binyıllardır beraber olduğumuz kardeşlik hukukumuz olan aynı evde yaşadığımız Kürtleri ikna edemeyip (aynı Mustafa Akıncı gibi) ABD'nin,AB'nin,Rusya'nın,Arap liginin kucağına iten zihniyet ve destekçilerinin özeleştiri vakti gelmiştir.Bu konuya kafa yormak lazım.
Türkiye'de milliyetçilik üzerinden yapılan her siyasi hamle karşılık bulur hem de bağırtarak,kanırtarak sağa sola kaçamazsınız CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gibi 'içimiz kan ağlayarak destek veriyoruz' deseniz de her yerinizden kan fışkırsa da kaçışı yoktur destek olmak zorundasınız.Irkçılık hastalığını siyasetimizden çıkarmalıyız.Irkçılığın temel ihtiyaç maddesi gibi algılatılmasının hep birlikte önüne geçmeliyiz.Akademisyenler,yazarlar,çizerler,siyasetçiler ortak açıklama yapmalı bu basit ancak müşterisi hazır faydasız yöntemin zararlarını toplumun her kesimine anlatmalıdır.Suriye meselesi dahil birçok önemli konuda iktidar yetkilileri tek başlarına kararlar aldılar.Kendi düşündüklerini yüzde yüz doğru kendileri dışındaki her düşünceyi yanlış kötü görmekle birlikte karşı tezini düşüncelerini dile getirenleri de hain,ihanetçi olarak tanımladılar.Kimsenin kimseyi bu ülkeyi daha çok sevdiğine dair teste tutmaya hakkı da haddi de yoktur.Ergenekon operasyonları,Çözüm süreci,FETÖ gibi birçok yanılgı güneş gibi ortada dururken, fukaranın sofrasındaki ekmeği bırakın fukaranın canı giderken şehit olurken ortak akılla samimiyetle tavsiye ve önerisi olanları dinlemek bu ülkenin normalleşmesi için zaruridir ve yönetilebilir olmaktan çıkmasının önüne geçecektir.
İş arayan adama sormuşlar sizi bu işyerine kabul etmemiz için bize geçerli bir neden söyleyebilir misiniz ?Adam ; 'Açım ulan aç' demiş bundan geçerli sebep mi olur ?.Ülkeyi idare edenler hata yaparsa bedelini yönetenler ve yancıları değil evinde ekmeği kuru soğanı zor bulan sessiz sedasız gariban vatandaşlarımız öder.Suriye konusunda tekrar düşünmekte büyük fayda vardır. 'İşte efendim Kürtler orada devlet kuracaklarmış ondan vuruluyormuş'.Bu ütopik bir düşüncedir ve gerçekleşmesi imkansızdır ancak iç siyasete yönelik on numara karşılığı olan kitlenize ilave kitle getirecek bir söylemdir.Boşverin Kürtlerin Suriye'de devlet kurmasını oraya gitmesini buradaki Suriye'lileri bile kurulan güvenli bölgeye gönderemezsiniz bunu kimse yapamaz ölürler yinede gitmezler. 'Vay efendim orada Suriyelilere evler yapılacakmış elektrik,su,alt yapı bağlanacakmış o zaman giderlermiş' gene gitmezler.
Yurtdışına kaçmak için bebeğiyle hava kaçıran şişme bota binen ölümü göze alıp Yunanistan üzerinden Avrupa'ya kaçmayı düşünen hangi Suriyeliyi güvenli bölgeye sokabilirsiniz ? Yok öyle birşey kimse kimseyi kandırmasın nesiller boyu beraber yaşamaya hazır olsun herkes...Bizim binlerce işsizimiz,garibimiz,fukaramız açlık sınırındayken bu işlere girişmek çok yanlış ve yanlışın neresinden dönersek kardır.
Kısa bir hikaye geldi aklıma.Adamın biri devesini çeken kölesiyle çölde yolculuk yaparken kölesine seslenmiş -şimdi yapacağım büyük abdestimi yersen deve senin olur binersin.Köle -'Kabul' demiş Yolculuğun sonuna doğru Köle; Eğer sen benim büyük abdestimi yersen deveyi geri verir ipi ben çekerim. demiş.Adam kabul etmiş.Yolculuk bitmiş köle adama dönüp 'yolculuk başlarken sen sahiptin ben köle, yolculuk bitti sen yine sahipsin ben yine köleyim değişen hiçbir şey olmadı o zaman biz niye bu b.ku yedik'.