İnsan şuuru,temiz tarihi devirlerde hakiki canavarlar olmadığından, bazı ütopik veyahut tamamen hayal mahsulü canavarlar yaratmıştır; Deniz canavarları,ağzından ateş çıkaran kanatlı canavarlar,kendisine insan veya genç kızlar kurban edilmeyince şehirleri mahfetmek tehtidinde bulunan yamyam dev veya yarı insan yarı hayvan acayip yaratıklar. O zamanlarda insanlar daha modernleşmemiş ve canavarlaşmamışlardı. Ve hiç bir zaman bir insanın içerisinde canavar tohumu taşıyacağı bu iyi insanların aklından geçmezdi. Modernizim bütün sevdiğimiz ananeleri ve bunlarla beraber hakiki dejenere bir ruh doğurmaktadır neyse konumuza devam ..
İnsanlar modernleştikçe, sadizm ve ruh durumuna dayanan cinayetlerde yavaş yavaş boy göstermeye başlamış ve güzel dünyamızın temiz tarihini lekelemiştir. Bu cinayetler neticesi teknoloji ve film sektörü Kurt Adam,Drakula Vampir,Hortlak, Hayalet, Frankeştayn gibi efsaneler meydana çıkmaya başlamış küçük çocuklarımızın saf ve zavallı zihinlerini karıştırmıştır. Bundan sonra insan şekline bürünmüş daha gelişmiş canavarlar türetmiş ve icat etmişlerdir. Ama bu seferde hakiki canavarlar türemiştir. Paris canavarı LANDRU, Paris canavarı Dr.PETİOT , Londra canavarı CHRİSTİE ve gene Londra canavarı HAİGH vs. Fakat asıl asrın en çok kan döken ve en büyük vahşetleri yaşatan canavarı, Kafkasya'da dağlar arasında bir Yahudi köyünde doğmuştur. Fırtınalı ve uğursuz bir gecede dünyaya gelen bu yavru canavara annesi YASEF adını koymuştu. Eskici olan baba, canavar doğduğu zaman yandaki kasabaya satışa gitmiş birden çıkan korkunç fırtına yüzünden o gece köye gelmemişti. Sabaha kadar anne dünyaya getirdiği mahlukla baş başa kaldı. Çocuğun annesi çamaşırcılık yapar babası ise aile sanatı olan eskicilikle geçinirdi. Aslen bir Yahudi aile idiler fakat işleri daha yolunda gitsin diye sathi bir şekilde Hristiyan olmuşlar fakat gizli,gizli kendi ilahları Yahveye dua etmekten geri kalmıyorlardı. Derler ki bütün dünyadaki Yahudi olmayanlardan nefret eden Yasefin annesi yeni doğurduğu çocukla sabaha kadar baş başa kaldığı o fırtınalı gecede , bütün yer yüzündeki ve gök yüzündeki şeytanlara ve habis cinlere tapınarak ve Yehovaya yalvararak,Yahudi milletinin bütün ezeli intikamlarının almak vazifesini bu bebeğe verilmesini ve tıpkı tarihte Firavunlara meydan okuyan Yasef gibi bu Yasefinde dünyaya kan kusturacak bir Yasef kudretinde olmasını dilemiş.
Yasef dağlarda hırsızlık yapa,yapa büyüyordu. Arkadaşları Yasef ismini beceremedikleri için ona Josef derlerdi.Josefin tek gayesi bütün goyimden" yani Yahudi olmayanlardan büyük intikam almaktı. Hırsızlık bu işin sadece başlangıcı idi.Yavaş yavaş anarşist ve ihtilalci teşkilatlara katıldı. Fakat o en fazla kan dökecek teşkilatı arıyordu ve bir gün bu ihtilalci teşkilatıda buldu. Artık Josef Bolşevik olmuştu. Zaten bütün arkadaşlarından Yahudi olanlar Bolşevik olmuşlar ve komünist hareketini her tarafa yaymaya başlamışlardı. Yasef'in ailesi sonradan hristiyan oldukları için kendilerine "Djugashvili" Gürcüce "Djuga" Yahudi demektir."hvili ise yavrusu yahut oğlu demektir. Yani kısaca Djugasvili Yahudioğlu manasına gelir. Joseph Djugashvili , hunharlığı ve sadıklığı sayesinde kısa zamanda kendisini tanıttı.. ve zamanla "Çelik-adam" adını aldı. Bu kişi STALİN'di zamanın deccali…
Kaynak; Prof. Alex DUBROVSKY 21 agu.1955
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erkan Macit
Tarihin en korkunç canavarı Deccal..
İnsan şuuru,temiz tarihi devirlerde hakiki canavarlar olmadığından, bazı ütopik veyahut tamamen hayal mahsulü canavarlar yaratmıştır; Deniz canavarları,ağzından ateş çıkaran kanatlı canavarlar,kendisine insan veya genç kızlar kurban edilmeyince şehirleri mahfetmek tehtidinde bulunan yamyam dev veya yarı insan yarı hayvan acayip yaratıklar. O zamanlarda insanlar daha modernleşmemiş ve canavarlaşmamışlardı. Ve hiç bir zaman bir insanın içerisinde canavar tohumu taşıyacağı bu iyi insanların aklından geçmezdi. Modernizim bütün sevdiğimiz ananeleri ve bunlarla beraber hakiki dejenere bir ruh doğurmaktadır neyse konumuza devam ..
İnsanlar modernleştikçe, sadizm ve ruh durumuna dayanan cinayetlerde yavaş yavaş boy göstermeye başlamış ve güzel dünyamızın temiz tarihini lekelemiştir. Bu cinayetler neticesi teknoloji ve film sektörü Kurt Adam,Drakula Vampir,Hortlak, Hayalet, Frankeştayn gibi efsaneler meydana çıkmaya başlamış küçük çocuklarımızın saf ve zavallı zihinlerini karıştırmıştır. Bundan sonra insan şekline bürünmüş daha gelişmiş canavarlar türetmiş ve icat etmişlerdir. Ama bu seferde hakiki canavarlar türemiştir. Paris canavarı LANDRU, Paris canavarı Dr.PETİOT , Londra canavarı CHRİSTİE ve gene Londra canavarı HAİGH vs.
Fakat asıl asrın en çok kan döken ve en büyük vahşetleri yaşatan canavarı, Kafkasya'da dağlar arasında bir Yahudi köyünde doğmuştur. Fırtınalı ve uğursuz bir gecede dünyaya gelen bu yavru canavara annesi YASEF adını koymuştu. Eskici olan baba, canavar doğduğu zaman yandaki kasabaya satışa gitmiş birden çıkan korkunç fırtına yüzünden o gece köye gelmemişti.
Sabaha kadar anne dünyaya getirdiği mahlukla baş başa kaldı. Çocuğun annesi çamaşırcılık yapar babası ise aile sanatı olan eskicilikle geçinirdi.
Aslen bir Yahudi aile idiler fakat işleri daha yolunda gitsin diye sathi bir şekilde Hristiyan olmuşlar fakat gizli,gizli kendi ilahları Yahveye dua etmekten geri kalmıyorlardı. Derler ki bütün dünyadaki Yahudi olmayanlardan nefret eden Yasefin annesi yeni doğurduğu çocukla sabaha kadar baş başa kaldığı o fırtınalı gecede , bütün yer yüzündeki ve gök yüzündeki şeytanlara ve habis cinlere tapınarak ve Yehovaya yalvararak,Yahudi milletinin bütün ezeli intikamlarının almak vazifesini bu bebeğe verilmesini ve tıpkı tarihte Firavunlara meydan okuyan Yasef gibi bu Yasefinde dünyaya kan kusturacak bir Yasef kudretinde olmasını dilemiş.
Yasef dağlarda hırsızlık yapa,yapa büyüyordu. Arkadaşları Yasef ismini beceremedikleri için ona Josef derlerdi.Josefin tek gayesi bütün goyimden" yani Yahudi olmayanlardan büyük intikam almaktı. Hırsızlık bu işin sadece başlangıcı idi.Yavaş yavaş anarşist ve ihtilalci teşkilatlara katıldı. Fakat o en fazla kan dökecek teşkilatı arıyordu ve bir gün bu ihtilalci teşkilatıda buldu. Artık Josef Bolşevik olmuştu. Zaten bütün arkadaşlarından Yahudi olanlar Bolşevik olmuşlar ve komünist hareketini her tarafa yaymaya başlamışlardı.
Yasef'in ailesi sonradan hristiyan oldukları için kendilerine "Djugashvili" Gürcüce "Djuga" Yahudi demektir."hvili ise yavrusu yahut oğlu demektir. Yani kısaca Djugasvili Yahudioğlu manasına gelir.
Joseph Djugashvili , hunharlığı ve sadıklığı sayesinde kısa zamanda kendisini tanıttı.. ve zamanla "Çelik-adam" adını aldı. Bu kişi STALİN'di zamanın deccali…
Kaynak; Prof. Alex DUBROVSKY
21 agu.1955