SON DAKİKA
Hava Durumu

Telegramla Telekinezle gelecekler

Yazının Giriş Tarihi: 27.03.2018 12:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.03.2018 12:56

16 Temmuz 1977 tarihli New York Times gazetesindeki bir haberde, "ABD, insanlığı esir edebilecek görünmez silahlar geliştiriyor" (U.S. Develops Invisible Weapons to Enslave Mankind) deniliyordu. Bu haberden sadece bir yıl sonra yayınlanan Walter Bowart imzalı Beyin Kontrol Harekâtı kitabı ise, gelinen noktayı biraz daha aydınlatıyordu. Aynen şunları yazıyordu Bowart:

- Bu araştırmalar; hipnoz tekniği, narkotik-hipnoz, elektronik olarak beynin uyarılması, ultrasonik, mikrodalgalar, alçak ses frekanslarıyla davranışların etkilenmesi ve davranış değişiklikleri terapisidir. CIA, psikolojik silah stoklarını, psişik silahların değişik tiplerini geliştirmeyi başararak artırmıştır. ŞİMDİ BU KABİLİYETLERİYLE YENİ TİP BİR HARBE GİRİŞMESİ MÜMKÜNDÜR. Bu harp görünmez, muharebe sahası ise insan zihinleridir.

Yıllardır askerî ve polis istihbaratı, “Uzaktan Beyin Kontrolü” silahlarının varlığını inkâr etmek için halka yalan söyledi. ABD Ordusu'nun “Körfez Savaşı” sırasında toplu hâlde Irak taburlarına karşı, “Uzaktan Mikrodalga Beyin Kontrolü Silahlarını kullandığı, medya (Discovery Kanalı) tarafından açıklanmıştı.

Bugün için, bir tarafta ABD, İngiltere ve İsrail, diğer yanda Rusya, bunlara ek olarak Çin önemli. Tabi ki Almanya, Fransa, İsveç gibi bazı Avrupa ülkeleri ile Brezilya, Hindistan ve İran da bu silah üzerinde araştırmalar yapan ve bol sıfırlı fonlar ayıran ülkeler onlarda değişik bir savaşın değişik bir planın peşindeler. Bilgi ve enformasyon savaşlarının yanısıra psikolojik harp düzeyinde toplumları etkilemek bilinçaltlarına inmek ve zihin kontrolü yapmak…

Meselenin kökünde politik kaygı, ideolojik çatışma ki bu vurgu ABD'nin resmi ağzıdır, kendi aralarında daha sert bir ifadeyle “İDEOLOJİK DÜŞMAN” tabirini kullanırlar ve dünyada, ABD'deki “Zihin Kontrolü” ile alâkalı yayınlarda, hükümetin en çok ilgi ve kaygı ile izlediği ülkeler olarak Çin ve İran gösterirler. Dolayısı ile ülke ülke zihin kontrolü konusunu kurcalarken, en çok mevzu bahis konu olan ülke, ABD. Fakat ABD'nin başka ülkelerde zihin kontrolü silahlarının geliştirilmesi konusunda duyduğu endişe ve rahatsızlığı ifade eden resmî veya gayri resmi yayınlardan açıklama yapması da Cambaza bak cambaza! Hikâyesi...

ABD'deki zihin kontrolü deneyleri, bu süreçte tüm ülkeyi sarmış olmasına karşılık, yıllarca büyük bir gizlilikle yapıldı. Olan bitenden habersiz insanların, küçük çocukların, bedenen hasta olanların yanı sıra, akıl hastalarının, cezaevlerindeki tutuklu ve mahkûmların, hatta ordudaki askerlerin bu deneylerde kullanıldığı yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Öyle ki, deneyler sırasında ölümlerin meydana geldiği; kalıcı fizikî rahatsızlıklar yaşayanlar yanında, birçok “kobayın psikolojik dengesini kaybettiği ve bazılarının intihara kalkıştığı bugün artık kesin olarak biliniyor.

ABD'deki projelerin ilklerinden olan CHATTER (Gevezelik) Projesi, Sovyetler ‘in casus veya esirleri itiraf ettirmek için kullandıkları ilaçların “başarısına” karşılık olarak geliştirilmişti.

Araştırma, casusların sorguları sırasında kullanılabilecek ilaçların belirlenmesi ve denenmesi üzerine odaklanmıştı. CHATTER Projesi, 1953 yılında resmen sonlandırıldı.

Çalışmalarını insan davranışlarını kontrol yönünde genişletmek isteyen CIA, teşkilatın başı Allen Dulles'in onayıyla 1950 yılında BLUEBIRD (Mavi Kuş) Projesi'ne başladı. Bu programın hedefleri şöyle sıralanıyordu:

1. Personelden izinsiz bilgi sızdırılmasını önleyecek bir metod geliştirmek.

2. Özel sorgulama teknikleri yoluyla ferdin kontrol edilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması.

3. Hafıza geliştirme usullerinin araştırılması.

4. CIA personelinin düşman kontrolüne geçmesini önlemek için savunma teknikleri geliştirmek.

BLUEBIRD Projesi'nin kod adı, 1951 Ağustos'unda ARTICHOKE (Enginar) Projesi olarak değiştirildi. Bu projenin hedefi de hipnoz ve çeşitli kimyevî maddelerin kullanımı yoluyla sorgulama tekniklerinin araştırılmasıydı. Bu program da 1956'da noktalandı.

Şimdi en üst düzeye gelen çalışmalarda NSA çok derin konulara el atmaya başladı. NSA, insandaki elektrik faaliyetleri uzak mesafeden analiz eden hususî elektronik teçhizata sahiptir. NSA bilgisayarında üretilen beyin plânlaması, beyindeki elektrik faaliyetleri sürekli olarak denetlemektedir. Millî güvenlik gayesiyle NSA, binlerce insanın ferdî beyin haritalarını kaydetmekte ve şifrelemektedir. Elektromanyetik alanla “Beynin Uyarımı”, beyin-bilgisayar bağlantısını sağlamak için, meselâ, askerî savaş uçağında ordu tarafından gizlice kullanılmaktadır.

Elektronik gözetim amacıyla, beynin konuşma merkezindeki elektrik faaliyetleri, kurbanın sözlü düşüncelerine çevrilebilir. Uzaktan Nöral Denetim (Remote Neural Monitoring - RNM), kulağı devre dışı bırakıp ses haberleşmesinin doğrudan beyne gitmesini sağlayarak, şifrelenmiş sinyalleri beynin işitme korteksine gönderebilir. Uzaktan Nöral Denetim, kurbanla herhangi bir temas olmaksızın, bir kurbanın beyninin görme korteksindeki elektrik faaliyetlerini planlayabilir ve kurbanın beynindeki görüntüleri bir videonun monitöründe gösterebilir. NSA ajanları, kurbanın gözlerinin gördüğü her şeyi görürler. Görmeyle ilgili hafıza da görülebilir.

Gelecekler! Belki daha karmaşık planlar yapıp üzerimize gelecekler. Telagramla, Telekinezle, Zihin kontrolü ile… Gelsinler bakalım. Pensilvanya'daki şeytan nasıl onların kuklatörü ise aynı zamanda terminatör olarak da başka birilerini sahaya sürecekler. Ne diyordu terör elebaşı yok etmek ve devirmek için bir AİDS virüsü olabilir. Deneyecekler denesinler bakalım! Kim daha güçlü göreceğiz!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.