Yargıdan yakınmaların en üst seviyelere çıktığı bir dönemi yaşıyoruz.Toplumda yargıya güven azalıyor,bu durumun biran önce normale dönmesi gerekir.Günlük yaşantımıza ve devletin somut varlığının her parçasına mührünü vuran yargının güvenirliliğinin tartışılması sürdürülebilir bir durum değildir.FETÖ terör örgütünün yargıdaki mensuplarının yaptıkları millette oluşan yargıya karşı güvensizliğe katkı sağlamıştır.Bugün iş başındaki yargı mensupları da kendilerini güvende hissetmiyorlar.Güvensizlik ortamı diğer kurumlara da sirayet etmeden yaygınlaşmadan durdurulmalıdır.Yargı mensuplarına kendilerini güvende hissedecekleri her türlü güvence verilmelidir.'FETÖ'cü bir vatan haininin iftirasıyla her an görevden alınabilirim' korkusuyla yaşayan hiçbir yargı mensubu sağlıklı ve doğru bir karar veremez.Yargıya güvenin yeniden tesis edilmesi devleti yönetenler kadar vatandaşlarında görevi olmalıdır.Yargının işleyişindeki bazı aksamaların özelliklede gecikmelerin yaşanması ciddi bir yargı reformuna ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
İnsan için hakları önemlidir, en başta kendisini güvende hissetmek ister, adil yargılanmak ister biran önce bu duygunun yeniden topluma geri verilmesi gerekiyor.Eğer bu konuda acele edilmez ise insanlarda hayal kurma,geleceğe umutla bakma duygusu zedelenecek ki bu durum hormonlu sonuçlar doğurur.Umut fakirin ekmeğidir sözü boş bir söz değildir. İnsanların vatandaşlık haklarını bir süreliğine kenara bırakın ,insanların bir de umut etme ,hayal kurma hakkı vardır azımsanmayacak bir kitle normal haktan vazgeçmiş hayal kurma haklarına müdahale edildiğini düşünüyor.Yargıya karşı bu güvensizlik heryere etki yapıyor,siyasete,ticarete zarar veriyor yargı düzelirse heryer düzelir.Toplum resmen olmasa da fikriyatta ikiye bölünmüş vaziyette siyaseten toplumun yarısı AK Parti derken diğer yarısı AK Parti karşıtı.Düşünce olarak oy verirsin vermezsin bu tamamen kendi özgür iradendir ancak karşındaki siyasi rakibini düşman gibi görme ve topluma onu düşman gibi algılatma çabaları ve söylemleri çatışma ve ayrışmaların zeminini hazırlar.Türkiye yeni bir kurtuluş mücadelesi verirken Amerika,İsrail,Almanya gibi devletler Türkiye'ye karşı net bir karşı tavır almışken iç siyasal çekişmelerin ülkeye hiçbir yararı yoktur.Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemleri çok sert elbette kendisine karşı siyasi ahlak dışına çıkılarak söylenenleri de eleştirmek gerekir ancak millet yoruldu artık pinpon topunu izler gibi bugün kim daha sert konuşacak diye düşünülmesi bile geldiğimiz noktanın vahametini gösteriyor.Gazetelerin üçüncü sayfaları,gasp,cinayet,tecavüz,hırsızlık olaylarıyla dolu,kadına şiddet haberleri artıyor,plajda sırf bira içtiği için doktor kadınlar sorguya çekiliyor,Atatürk büstlerine saldırılıyor,şehit haberi almadığımız gün yok,aynı şekilde hergün devlet olarak terörist öldürmediğimiz gün yok,geleceğe dair umutlar azalıyor,ekonomi sıkıntılı,işsizlik artıyor tüm bu sorunların yanında birde siyaset kurumu topluma karamsarlık pompalayınca ayrışma başlıyor sebep aranıyor.Muhalefete göre tek suçlu AK Parti,AK Parti'ye göre dış güçler ve terör örgütleri.Gün kavga günü değildir, haklı haksız arama günüde değildir. Gerçekten bu millete bu devlete hizmet edilmek isteniyorsa birlik ve beraberliği destekleyen açıklamalar yapılmalıdır.Şuanda toplumun sessizliğe gömülmüş olması siyasetçiler için üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin aldığı bağımsızlık referandumu kararı tartışılırken Türkiye'de çok önemli bir hadise yaşandı Allah'tan yine sağduyu hakim geldi ve olaylar büyümedi bu konuda Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın,Başbakanımız Binali Yıldırım'ın ve İçişleri bakanımız Süleyman Soylu'nun açıklamaları etkili olmuştur. Olay neydi ? Tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un Ankara'da vefat eden annesi Hatun Tuğluk'un cenazesinin bir grubun müdahale etmesi sonucu gömülememesi.Bu hadise üçbeş hapçı berduşun cızırtısı düzeyine indirilmemelidir.Sorumluları alabilecekleri en ağır cezayı almalıdır.Aysel Tuğluk'un kürt siyasetinde önde olması başka bir konudur.Burada kürtlere bir mesaj verilmek istendi 'sizin ölülerinizi bile gömdürmeyeceğiz'.Bu mesajı alan var almayan var.Bu tuzağa düşen var düşmeyen var.Bu olay kime yaradı ? Kesinlikle PKK'ya.Hergün 500 yüz PKK'lı ölse de böyle hadiseler olduğu sürece terör sorunu bitmez.PKK'ya bu hadise cansuyu olmuştur.Sorumluları terör örgütüne açık destek vermekten yargılanmalıdır.Bu hadiseyi organize edenler aynı zamanda Kuzey Irak'ta yapılması düşünülen referanduma destek vermişlerdir.Bu vatan hainliğidir.Bir taşla iki kuş vurulması planlanmıştır. Ancak devlet yetkililerimiz bu tuzağı görmüş ve müdahale ederek sonuçlandırmıştır.Şimdi bu şahıslar serbest bırakılırlarsa böyle hadiselerin yeniden yaşanmasının önü açılır,en ağır cezayı alırlarsa PKK ağır bir darbe almış olur.Özünde elbette sadece Aysel Tuğluk'un annesidir ancak verilmek istenen mesaj bütün kürtlerin annesi böyle bir muameleye maruz kalabilir mesajıdır.Merhumeye Allah'tan rahmet diliyorum.
Ortak uzlaşıya,sevgiye,kardeşliğe,barışa,hoşgörüye en çok ihtiyacımızın olduğu bir dönemde dileğim sorumluluk makamlarında bulunan herkesin elini değil gövdesini taşın altına koymasıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Toplumsal güveni tesis etmek kimin işi?
Yargıdan yakınmaların en üst seviyelere çıktığı bir dönemi yaşıyoruz.Toplumda yargıya güven azalıyor,bu durumun biran önce normale dönmesi gerekir.Günlük yaşantımıza ve devletin somut varlığının her parçasına mührünü vuran yargının güvenirliliğinin tartışılması sürdürülebilir bir durum değildir.FETÖ terör örgütünün yargıdaki mensuplarının yaptıkları millette oluşan yargıya karşı güvensizliğe katkı sağlamıştır.Bugün iş başındaki yargı mensupları da kendilerini güvende hissetmiyorlar.Güvensizlik ortamı diğer kurumlara da sirayet etmeden yaygınlaşmadan durdurulmalıdır.Yargı mensuplarına kendilerini güvende hissedecekleri her türlü güvence verilmelidir.'FETÖ'cü bir vatan haininin iftirasıyla her an görevden alınabilirim' korkusuyla yaşayan hiçbir yargı mensubu sağlıklı ve doğru bir karar veremez.Yargıya güvenin yeniden tesis edilmesi devleti yönetenler kadar vatandaşlarında görevi olmalıdır.Yargının işleyişindeki bazı aksamaların özelliklede gecikmelerin yaşanması ciddi bir yargı reformuna ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
İnsan için hakları önemlidir, en başta kendisini güvende hissetmek ister, adil yargılanmak ister biran önce bu duygunun yeniden topluma geri verilmesi gerekiyor.Eğer bu konuda acele edilmez ise insanlarda hayal kurma,geleceğe umutla bakma duygusu zedelenecek ki bu durum hormonlu sonuçlar doğurur.Umut fakirin ekmeğidir sözü boş bir söz değildir. İnsanların vatandaşlık haklarını bir süreliğine kenara bırakın ,insanların bir de umut etme ,hayal kurma hakkı vardır azımsanmayacak bir kitle normal haktan vazgeçmiş hayal kurma haklarına müdahale edildiğini düşünüyor.Yargıya karşı bu güvensizlik heryere etki yapıyor,siyasete,ticarete zarar veriyor yargı düzelirse heryer düzelir.Toplum resmen olmasa da fikriyatta ikiye bölünmüş vaziyette siyaseten toplumun yarısı AK Parti derken diğer yarısı AK Parti karşıtı.Düşünce olarak oy verirsin vermezsin bu tamamen kendi özgür iradendir ancak karşındaki siyasi rakibini düşman gibi görme ve topluma onu düşman gibi algılatma çabaları ve söylemleri çatışma ve ayrışmaların zeminini hazırlar.Türkiye yeni bir kurtuluş mücadelesi verirken Amerika,İsrail,Almanya gibi devletler Türkiye'ye karşı net bir karşı tavır almışken iç siyasal çekişmelerin ülkeye hiçbir yararı yoktur.Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemleri çok sert elbette kendisine karşı siyasi ahlak dışına çıkılarak söylenenleri de eleştirmek gerekir ancak millet yoruldu artık pinpon topunu izler gibi bugün kim daha sert konuşacak diye düşünülmesi bile geldiğimiz noktanın vahametini gösteriyor.Gazetelerin üçüncü sayfaları,gasp,cinayet,tecavüz,hırsızlık olaylarıyla dolu,kadına şiddet haberleri artıyor,plajda sırf bira içtiği için doktor kadınlar sorguya çekiliyor,Atatürk büstlerine saldırılıyor,şehit haberi almadığımız gün yok,aynı şekilde hergün devlet olarak terörist öldürmediğimiz gün yok,geleceğe dair umutlar azalıyor,ekonomi sıkıntılı,işsizlik artıyor tüm bu sorunların yanında birde siyaset kurumu topluma karamsarlık pompalayınca ayrışma başlıyor sebep aranıyor.Muhalefete göre tek suçlu AK Parti,AK Parti'ye göre dış güçler ve terör örgütleri.Gün kavga günü değildir, haklı haksız arama günüde değildir. Gerçekten bu millete bu devlete hizmet edilmek isteniyorsa birlik ve beraberliği destekleyen açıklamalar yapılmalıdır.Şuanda toplumun sessizliğe gömülmüş olması siyasetçiler için üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin aldığı bağımsızlık referandumu kararı tartışılırken Türkiye'de çok önemli bir hadise yaşandı Allah'tan yine sağduyu hakim geldi ve olaylar büyümedi bu konuda Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın,Başbakanımız Binali Yıldırım'ın ve İçişleri bakanımız Süleyman Soylu'nun açıklamaları etkili olmuştur. Olay neydi ? Tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un Ankara'da vefat eden annesi Hatun Tuğluk'un cenazesinin bir grubun müdahale etmesi sonucu gömülememesi.Bu hadise üçbeş hapçı berduşun cızırtısı düzeyine indirilmemelidir.Sorumluları alabilecekleri en ağır cezayı almalıdır.Aysel Tuğluk'un kürt siyasetinde önde olması başka bir konudur.Burada kürtlere bir mesaj verilmek istendi 'sizin ölülerinizi bile gömdürmeyeceğiz'.Bu mesajı alan var almayan var.Bu tuzağa düşen var düşmeyen var.Bu olay kime yaradı ? Kesinlikle PKK'ya.Hergün 500 yüz PKK'lı ölse de böyle hadiseler olduğu sürece terör sorunu bitmez.PKK'ya bu hadise cansuyu olmuştur.Sorumluları terör örgütüne açık destek vermekten yargılanmalıdır.Bu hadiseyi organize edenler aynı zamanda Kuzey Irak'ta yapılması düşünülen referanduma destek vermişlerdir.Bu vatan hainliğidir.Bir taşla iki kuş vurulması planlanmıştır. Ancak devlet yetkililerimiz bu tuzağı görmüş ve müdahale ederek sonuçlandırmıştır.Şimdi bu şahıslar serbest bırakılırlarsa böyle hadiselerin yeniden yaşanmasının önü açılır,en ağır cezayı alırlarsa PKK ağır bir darbe almış olur.Özünde elbette sadece Aysel Tuğluk'un annesidir ancak verilmek istenen mesaj bütün kürtlerin annesi böyle bir muameleye maruz kalabilir mesajıdır.Merhumeye Allah'tan rahmet diliyorum.
Ortak uzlaşıya,sevgiye,kardeşliğe,barışa,hoşgörüye en çok ihtiyacımızın olduğu bir dönemde dileğim sorumluluk makamlarında bulunan herkesin elini değil gövdesini taşın altına koymasıdır.