Bu ülkede ne çok Demokrasi havarisi var. Ağızlarından hürriyet, özgürlük, İnsan hak ve özgürlüğü teraneleri eksik olmuyor. Kendi çizdikleri bir demokrasi terminolojisi var, buraya tebaa olan herkes demokrat, buranın dışında kalan herkes diktatör, anti demokrat.
Bu aralar bu havarilerin çoğu Tramp havarisi kesildiler. Amerika'nın Türkiye'yi döviz kuru ve vergilerle dize getirmesini bekliyorlar. Böylece onların değimiyle “diktatör” gidecek ve belki de Amerika onları bu ülkede iktidara taşıyacak.
Malum sandık onların tabutları oldu. Ne kadar seçime gitseler kendilerini seçim tabutunda buldular. Şimdi artık sandığa da inançları kalmadı, artık sandık onlar için demokrasi değil, diktatörü muktedir eden bir düzenek.
17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da beceremeyen Tramp Havarileri soluğu George Washington(1 dolar) ve Benjamin Franklin'e (100 dolar) sığınarak buldular.
Bu adamlar hiç bir zaman demokrat olmadılar, demokrasiyle yakından uzaktan bir temasları olmadı. Demokrasiye kirli emelleri için bir perde olarak kullandılar.
Aslında bu adamların atalarını da tanırız. Onlar peygamberlere karşı duran ve mücadele edenler, onlar hasta ruhlu ve kötülükten beslenenler.
Bu adamlar besleme ve uşak olmayı kendilerine şeref sayanlar. Bu adamlar pagan ruhlu ve son kertede demokrasi havarileri.
Yaslandıkları ne kadar kirli emel varsa hepsi yıkıldı ama onlar yorulmadan usanmadan yaslanacakları güçlerin peşinden koşuyorlar, iktidar olmak gibi bir dertleri de yok.
Hem Cumhuriyetçi olup, hem FETÖCÜ olabiliyorlar, demokrat kesilip PKK saflarında durabiliyorlar. “Oy namustur” deyip oylarını rehin verebiliyorlar.
‘Mustafa Kemal Atatürk'ün askeriyiz' deyip, Atatürk'ün bütün ilkelerini çiğneyip ülkeye ihanet etmekten geri durmuyorlar. Fethullah Gülen gibi bir sapkının, CİA ajanının arkasından gitmekten utanmıyorlar.
Mustafa Kemal yaşasa bunlara etmeyeceği laf kalmazdı ama onlar o zamanda Atatürk karşıtı olurlardı. İsmette İsmet derlerdi. Zaten başlarına ne geldiyse İsmet derdinden… Lakin İsmeti anladılar da İsmet olamadılar. Hep kirli kaldılar.
Türkiye'nin bu hastalarla yaşamaktan başka da çaresi yok. İktidar dertleri olmayan, muhalefette İŞ Bankası ve Şişe camın geliriyle beslenen bu adamların bir derdi, bir tasası da yok.
Milletin derdi başka, bunların derdi başka. Bunların koltuk sevdasının altında yatan yegâne şey Banka ve Şişe Cam. Zaten bu adamlar akşamcı ve bütün hayatları da bu şişe Camlar.
İyisi mi bunları kendi hallerine bırakmak… Sarıldıkları Benjamin Franklin elbette değersizdir ve elbette değersizleşecek o zaman kime sarılacaklar. Bit Coin olacaklar o zaman, yâda başka bir koyun.
Ülke tasası olmayanın, tası tarağı Pennsylvania da olur. O da milletin indinde şerefsiz, haysiyetsiz ve hain olur. Tramp Havarilerine duyrulur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osmanoğlu
Tramp Havarileri
Bu ülkede ne çok Demokrasi havarisi var. Ağızlarından hürriyet, özgürlük, İnsan hak ve özgürlüğü teraneleri eksik olmuyor. Kendi çizdikleri bir demokrasi terminolojisi var, buraya tebaa olan herkes demokrat, buranın dışında kalan herkes diktatör, anti demokrat.
Bu aralar bu havarilerin çoğu Tramp havarisi kesildiler. Amerika'nın Türkiye'yi döviz kuru ve vergilerle dize getirmesini bekliyorlar. Böylece onların değimiyle “diktatör” gidecek ve belki de Amerika onları bu ülkede iktidara taşıyacak.
Malum sandık onların tabutları oldu. Ne kadar seçime gitseler kendilerini seçim tabutunda buldular. Şimdi artık sandığa da inançları kalmadı, artık sandık onlar için demokrasi değil, diktatörü muktedir eden bir düzenek.
17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da beceremeyen Tramp Havarileri soluğu George Washington(1 dolar) ve Benjamin Franklin'e (100 dolar) sığınarak buldular.
Bu adamlar hiç bir zaman demokrat olmadılar, demokrasiyle yakından uzaktan bir temasları olmadı. Demokrasiye kirli emelleri için bir perde olarak kullandılar.
Aslında bu adamların atalarını da tanırız. Onlar peygamberlere karşı duran ve mücadele edenler, onlar hasta ruhlu ve kötülükten beslenenler.
Bu adamlar besleme ve uşak olmayı kendilerine şeref sayanlar. Bu adamlar pagan ruhlu ve son kertede demokrasi havarileri.
Yaslandıkları ne kadar kirli emel varsa hepsi yıkıldı ama onlar yorulmadan usanmadan yaslanacakları güçlerin peşinden koşuyorlar, iktidar olmak gibi bir dertleri de yok.
Hem Cumhuriyetçi olup, hem FETÖCÜ olabiliyorlar, demokrat kesilip PKK saflarında durabiliyorlar. “Oy namustur” deyip oylarını rehin verebiliyorlar.
‘Mustafa Kemal Atatürk'ün askeriyiz' deyip, Atatürk'ün bütün ilkelerini çiğneyip ülkeye ihanet etmekten geri durmuyorlar. Fethullah Gülen gibi bir sapkının, CİA ajanının arkasından gitmekten utanmıyorlar.
Mustafa Kemal yaşasa bunlara etmeyeceği laf kalmazdı ama onlar o zamanda Atatürk karşıtı olurlardı. İsmette İsmet derlerdi. Zaten başlarına ne geldiyse İsmet derdinden… Lakin İsmeti anladılar da İsmet olamadılar. Hep kirli kaldılar.
Türkiye'nin bu hastalarla yaşamaktan başka da çaresi yok. İktidar dertleri olmayan, muhalefette İŞ Bankası ve Şişe camın geliriyle beslenen bu adamların bir derdi, bir tasası da yok.
Milletin derdi başka, bunların derdi başka. Bunların koltuk sevdasının altında yatan yegâne şey Banka ve Şişe Cam. Zaten bu adamlar akşamcı ve bütün hayatları da bu şişe Camlar.
İyisi mi bunları kendi hallerine bırakmak… Sarıldıkları Benjamin Franklin elbette değersizdir ve elbette değersizleşecek o zaman kime sarılacaklar. Bit Coin olacaklar o zaman, yâda başka bir koyun.
Ülke tasası olmayanın, tası tarağı Pennsylvania da olur. O da milletin indinde şerefsiz, haysiyetsiz ve hain olur. Tramp Havarilerine duyrulur.