Seçime giderken kur üzerinden yaşanan hızlı dalgalanma, "üst akıl" tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Başbakan'a devletin tepesindeki isimler, ısrarla kirli bir operasyondan söz ederken, muhalefet partileri ve bir kısım medya tam tersi görüşteydi. Onlara göre "üstakıl" diye bir şeyyoktu. Oysa dünyave Türkiye bu gerçeği,1950'lerde devreyesokulan kontrgerillayani Gladyo örgütlenmesindensonra yaşanançatışmalardan, suikastlardanve bağırabağıra gelen darbelerdeniyi biliyor. Üstelik bu sadece buzdağının görünen yüzü. Öteki yüzünde çok daha dehşet verici bir gerçek var. Bunu da bizzat o işlerin içinde yer alan ABD'li "ekonomik tetikçi" John Perkins, Türkiye'de de çok bilinen "Bir ekonomiktetikçinin itirafları" isimli kitabında anlatıyor. Belgeseli de yapılan kitabında Perkins, şöyle diyor: "Ekonomik tetikçi dediğim kişiler,birçok ülkeyi trilyonlarca dolar dolandıranyüksek ücretli profesyonellerdir. Kullandıkları araçlar arasında sahtefinansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet,zorbalık, seks ve cinayet vardır." Burada asıl önemli olan Perkins gibi ekonomiktetikçilerin hedefe koyduğu ülkeler. Oülkelerin ortak özelliği küresel soyguna karşıçıkan, itiraz eden siyasi aktörlerce yönetilmesi... Yani bugünkü deyimle "yerli ve milli"olmaları. ABD için doğal kaynaklar ve stratejik açıdan önemli olan bir ülkede, ne zaman itiraz eden bir lider göreve gelse hemen ekonomik tetikçiler harekete geçer. Kimi iş adamı, kimi halkla ilişkiler uzmanı, kimi istatistikçi kimi de gazeteci kılığında hedef ülkeye girer. Görevlerini Perkins'in hocası Claudine şöyle tanımlıyor: "İşin, dünyaliderlerini, ABD'nin ticari çıkarlarınıgözeten büyük bir ağın parçası olmayateşvik etmek." Bunun için her yol mubahtır. Eğer lider bu yöntemle yola gelmezse bu kez devreye itibarsızlaştırma, toplumsal kargaşa, tehdit ve şantaj girer. Peki, ekonomik tetikçiler başarısız olursa ne olur? Bu kez devreye "Çakallar" girer. Yani CIA ajanları... Onlar da ya darbe yaptırırlar ya da suikast... Perkins anlatıyor. "Eğerbizler tökezlersek, daha hain bir tetikçitürü olan çakallar ortaya çıkar. Veçakallar da başarısız olursa askerlerortaya çıkar." Bu süreçlerin Türkiye'de ve dünyada sayısız örneği var. İlk örneği ise İran... İran olayını Perkins şöyle anlatır: "Ekonomik tetikçiler ilk olarak1950'lerde ortaya çıktı. 1953 yılındaİran'da Musaddık diye biri iktidarageldi. Petrolü millileştirdi. Tuhafbir politikacıydı. Bu hoşumuza gitmedi. Theodore Rossevelt'in torunu CIAajanı Kelmit Roosevelt'i gönderdik. Kelmit cebinde birkaç milyon dolarlagitti ve çok etkili çalışarak kısa süreiçinde Musaddık'ı indirip yerine petrolkonusunda eli açık olan Şah'ı getirmeyibaşardı." Aynı şeyler daha kanlı bir biçimdeGuatemala'da, Ekvador'da, Venezüella'dave Panama'da da hayata geçirildi. Perkins odönemlerin bizzat tanığıydı. Türkiye'ye gelince... Son 60 yılında yaşanan darbeler ve iç kargaşaların arkasında da aynı akıl vardı. Peki, son dönemde yaşanan olaylarda üst aklın ekonomik tetikçileri ve çakalları yok mu? Gezi kalkışması, 17-25 Aralık yargı darbesi, TIR Operasyonları, terör saldırıları ve 15 Temmuz kanlı darbe ve işgal girişimi, sadece iç siyasi gerginliklerin ürünü müydü yoksa devrede görünmeyen ekonomik tetikçiler ve "çakallar" da var mıydı? Küresel "Çakallar"ın FETÖ'cüler olduğunu 15 Temmuz'da açıkça gördük. Peki, ekonomik tetikçiler? Onlar da hâlâ sahadalar ki operasyon devam ediyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
Türkiye’deki ‘ekonomik tetikçiler’ kimler?
Seçime giderken kur üzerinden yaşanan hızlı dalgalanma, "üst akıl" tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Başbakan'a devletin tepesindeki isimler, ısrarla kirli bir operasyondan söz ederken, muhalefet partileri ve bir kısım medya tam tersi görüşteydi.
Onlara göre "üst akıl" diye bir şey yoktu. Oysa dünya ve Türkiye bu gerçeği,1950'lerde devreye sokulan kontrgerilla yani Gladyo örgütlenmesinden sonra yaşanan çatışmalardan, suikastlardan ve bağıra bağıra gelen darbelerden iyi biliyor.
Üstelik bu sadece buzdağının görünen yüzü. Öteki yüzünde çok daha dehşet verici bir gerçek var.
Bunu da bizzat o işlerin içinde yer alan ABD'li "ekonomik tetikçi" John Perkins, Türkiye'de de çok bilinen "Bir ekonomik tetikçinin itirafları" isimli kitabında anlatıyor.
Belgeseli de yapılan kitabında Perkins, şöyle diyor:
"Ekonomik tetikçi dediğim kişiler, birçok ülkeyi trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Kullandıkları araçlar arasında sahte finansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet, zorbalık, seks ve cinayet vardır."
Burada asıl önemli olan Perkins gibi ekonomik tetikçilerin hedefe koyduğu ülkeler. O ülkelerin ortak özelliği küresel soyguna karşı çıkan, itiraz eden siyasi aktörlerce yönetilmesi... Yani bugünkü deyimle "yerli ve milli" olmaları.
ABD için doğal kaynaklar ve stratejik açıdan önemli olan bir ülkede, ne zaman itiraz eden bir lider göreve gelse hemen ekonomik tetikçiler harekete geçer.
Kimi iş adamı, kimi halkla ilişkiler uzmanı, kimi istatistikçi kimi de gazeteci kılığında hedef ülkeye girer. Görevlerini Perkins'in hocası Claudine şöyle tanımlıyor: "İşin, dünya liderlerini, ABD'nin ticari çıkarlarını gözeten büyük bir ağın parçası olmaya teşvik etmek."
Bunun için her yol mubahtır. Eğer lider bu yöntemle yola gelmezse bu kez devreye itibarsızlaştırma, toplumsal kargaşa, tehdit ve şantaj girer.
Peki, ekonomik tetikçiler başarısız olursa ne olur? Bu kez devreye "Çakallar" girer. Yani CIA ajanları... Onlar da ya darbe yaptırırlar ya da suikast... Perkins anlatıyor. "Eğer bizler tökezlersek, daha hain bir tetikçi türü olan çakallar ortaya çıkar. Ve çakallar da başarısız olursa askerler ortaya çıkar."
Bu süreçlerin Türkiye'de ve dünyada sayısız örneği var. İlk örneği ise İran...
İran olayını Perkins şöyle anlatır:
"Ekonomik tetikçiler ilk olarak 1950'lerde ortaya çıktı. 1953 yılında İran'da Musaddık diye biri iktidara geldi. Petrolü millileştirdi. Tuhaf bir politikacıydı. Bu hoşumuza gitmedi. Theodore Rossevelt'in torunu CIA ajanı Kelmit Roosevelt'i gönderdik. Kelmit cebinde birkaç milyon dolarla gitti ve çok etkili çalışarak kısa süre içinde Musaddık'ı indirip yerine petrolkonusunda eli açık olan Şah'ı getirmeyi başardı."
Aynı şeyler daha kanlı bir biçimde Guatemala'da, Ekvador'da, Venezüella'da ve Panama'da da hayata geçirildi. Perkins o dönemlerin bizzat tanığıydı.
Türkiye'ye gelince... Son 60 yılında yaşanan darbeler ve iç kargaşaların arkasında da aynı akıl vardı.
Peki, son dönemde yaşanan olaylarda üst aklın ekonomik tetikçileri ve çakalları yok mu?
Gezi kalkışması, 17-25 Aralık yargı darbesi, TIR Operasyonları, terör saldırıları ve 15 Temmuz kanlı darbe ve işgal girişimi, sadece iç siyasi gerginliklerin ürünü müydü yoksa devrede görünmeyen ekonomik tetikçiler ve "çakallar" da var mıydı?
Küresel "Çakallar"ın FETÖ'cüler olduğunu 15 Temmuz'da açıkça gördük.
Peki, ekonomik tetikçiler?
Onlar da hâlâ sahadalar ki operasyon devam ediyor.