Türkiye'de 1984'den beri terör eylemlerinden dolayı on binlerce insanımız hakka yürüdü. Yıl 2015 hala ölümler artarak devam ediyor. 6Terör örgütlerinin adları ve amaçları farklı olsa da ortak bir noktada buluşuyorlar ‘sade vatandaşın yaşam hakkına kastetmek' bu kalleşlik terör örgütlerinin ortak paydasıdır. Terör örgütleri bu vahşi noktada birleşirken siyasi parti liderlerimiz terörün bitirilmesi için bir araya gelip bırakın çözüm önermeyi topluma ortak bir kınama mesajı dahi veremiyorlar.

Böyle bir durumda siyasilerin topluma sağduyulu mesajlar vermesi gerekir. Şiddeti daha çok tahrik etmek, sert açıklamalar yapmak yeni ölümlerin önünü açmaktan başka işe yaramaz. Siyaset kurumu ciddi bir kurumdur her sorunun çözüm adresidir.

Aklı başında siyasilerimiz konuşmalarıyla toplumu sakinleştirmeli korku ve panik havasını dağıtmalıdır. Ateş çemberinden geçtiğimiz şu günlerde herkes aklını başına almalı sorumluluğunun gereğini yerine getirmelidir. Ankara'nın göbeğinde art arda bombalar patlamış 95 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce yaralı varken İçişleri bakanımız Selami Altınok ‘‘güvenlik zafiyeti yok'' diyor. Belki de doğru söylüyor. Ancak ortada şu gerçek var daha araştırma ve detaylı inceleme yapılmamış iken sorumluluk makamında oturuyorsanız böyle bir söz konuştuğunda herkesin kafasına soru işareti sokarsanız. Haklı olsanız bile haksız duruma düşersiniz.

Bu ülkede yaşıyorsak, yaşanan her acının ortağıyız. Her türlü terör eylemine karşı birlikte sesimizi yükseltme zamanıdır. Kardeşliğimizi hedef alan birliğimizi bozmaya çalışanlara fırsat vermeyelim. Beraberliğimize kast eden, demokrasimizi hedef alan bu terör saldırısına binlerce kez lanet olsun. Hakka yürüyenlere Allah rahmet eylesin. Acıya ve gözyaşına bağımlı kalamayız bu terörün durması lazım.

Sorumluluk makamında olanların huzurlu bir Türkiye yaratmak için keyfi değil ortak akılla hareket etmeleri gerekiyor. Türkiye'de her evde acıdan bir parça var ancak bir sonu olmalı… Gelecek kuşaklara barış içinde bir iklim bırakmak istiyorsak, böyle vahşetlere karşı ortak bir tavır almalıyız.

Nefret dilini kullananların oyuncağı olmamalıyız. 1 Kasım seçimlerine giderken Türkiye'de istikrarsızlık ve kaos ortamını derinleştirmeyi hedef alan bu saldırıların son bulması için sorumlular artık laf değil iş üretmek zorundadır. Bu vahşetin durması için daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor.

Ey siyasiler böyle giderse o meydanlara çağıracağınız kimse kalmayacak millet sizin kişisel çekişmeleriniz yüzünden ölmek zorunda değil. İllaki birileri ölecek ise nefret dilini kullanan, çatışmayı körükleyen, ayrışma dilini kullananların çocukları ve kendileri ölsün barış diyenlerin değil. Allah bu acıyı Türkiye'ye yaşatan vesile olan herkesin belasını versin… Hepimizin başısağolsun