Bursa Kılıç-Kalkan ekibi gibi birde `Urgancılar` takımımız var bizim. Ne zaman toplumda infial oluşturacak bir tecavüz, cinayet vb olaylar gelişse, anında bunlara rastlarsınız. Biri kapar ip`i ve bağırır: `idam edelimmmm!` Kalabalık peşlerine takılır, ellerinde urganlar.
40 yıldır fiilen uygulanmayan ve 22 yıldır da hukuken bulunmayan, eski Türkiye`nin karanlığında bıraktığımız ve bize yakın tarihimizden acı, karanlık sayfalardan başka hiç bir şey hatırlamayan idam cezası bu güruh sayesinde her fırsatta gündemimize sokulur.
Her zamanda içimizi sızlatan bir gerekçeleri vardır: - Efendim hiç değilse çocuk katillerine - Efendim tecavücülere idam cezası gelsin
Kimsede çıkıp sormaz; ulan bu ülkede 100 yıl İDAM cezası vardıda kaç tecavüzcü, kaç çocuk katili, kaç kadın katili İDAM ettiniz?
İdam edilenler nedense hep bu ülkenin ahlak abideleri oldu.
Bugün ki atmosfere aldanıp bu talebi seslendirenler bu yetkinin yarın yanlış ellerde nasıl kullanılacağını bilebilirler mi? Döner dolaşır yine o urganı senin benim boynuma geçirirler
Yahu daha dün gibi, Mısır`da Mursi`ye idam kararının hemen ardından “% 52 oy aldı, idam kararı verdiler” diye manşet atarak ERDOĞAN`a gönderme yapan Hürriyet gazetesi değilmiydi?
Daha fazlasını söyleyeyim; bu aralar elinde ip, "İDAM!" diye bağırararak dolananlarının derdinin de Narin`in katilleri olduğunu hiç düşünmüyorum.
Yahu kimi kandırıyorsunuz? Her tecavüz vakası yahut kadın-çocuk cinayetinde failin siyasi mensubiyetini tartışanlar bunlar degil mi?
Bunları unutun,
Bunlar bu işleri siyaseten istismar etmesinler yeter!
Bunlar yarınlarda tamda bu suçlara af çıkarmasınlar yeter!
Özellikle bu `idam isteruk!` diye ortalıkta dolaşanlar önce problemin kendisiyle yüzleşsinler.
Sadece "idam" demek kabahati tek bir kişiye yükleyip işin içinden çıkma çabasından başka hiç bir şeydir.
Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin toplumsal temellerini görmezden gelmek bir diğer ifadeyle bataklığı kurutmak yerine sinek avlamayı tercih etmektir.
Öldürdün birini, diğerini de öldürdün ya diğerleri? Ya bilmedikleriniz, duymadıklarınız?
Hiç bir toplumsal sorun yada rahatsızlığı tek tek “suçlu bireylere” indirgeyip sorumluluktan sıyrılıp çıkamazsınız.
İdam cezası, suçları önlemek açısından bir "çözüm" olsaydı; bu uygulamanın olduğu ülkelerde, suçların önü alınıyor olurdu. Oysa idam cezasınin daha yaygın uygulandığı Çin, İran vb "otoriter" yönetimlere sahip ülkelerdeki suç oranının heryerden daha yüksek olduğu biliniyor.
Nasıl olsa günün birinde ölecek suçlu birinin ömrüne cezalandırma niyetiyle son vermek onun suçunu da, o suçun yarattığı acıları da ortadan kaldırmıyor biliyoruz. Bir ihtimal kimi mağdur bünyelerde intikam alınmış olmasının getirdiği geçici bir rahatlama olacaktır biliyoruz ama sonuçta bizi suçlu, devleti ise katil makamına yükseltir. Çünkü her cinayet suçtur.
İDAM suç yada suçluları azaltmayı değil millet olarak topyekün suçlu olmamızı sağlar. Eğer idam cezası etkili bir suç ortadan kaldırma yöntemi olsaydı, bugüne kadar işlenmiş bir dolu suç da çoktan ortadan kalkar yahut ciddi azalma görülürdü. Oysa bu alanda yapılmış araştırma ve istatistikler bize böyle bir şey söylemiyor, bunu da biliyoruz.
Toparlarsak ;
İDAM CEZASI, caydırıcı bir ceza değil. İşin ucunda "ölüm" var diye ilk anda kulağımıza caydırıcı gelse de yürürlüğe girdikten sonra bir kanun maddesinden ibaret olacaktır. Soğukkanlıkla karısını kesen, avuç kadar çocuğa tecavüz eden ruh hastası "aaa madem bu suçun cezası ömür boyu hapisten idama çevrildi o halde yapmayayım" mi diyecek? Buna inanıyor musunuz hakikaten?
İDAM CEZASI, caydırıcı olmadığı gibi aksine suçluyu seri suçluya da çevirebilmektedir. Suçlu yakalandığında öleceğini bildiği için daha da azabilir (bu özellikle Amerika`da seri cinayet ve tecavüz vakaalarında kanıtlanmış bir gerçekliktir) daha fazla, daha fazla suç işleyebilir.
İDAM CEZASI geri dönüşü olmayan bir ceza türüdür. Bir düşünün ya suçsuz yere, yanlışlıkla bir kişi idam edilirse bunun vebali kimin olacaktır? Misal Ergenekon davaları sürecinde Türkiye'de idam cezası olmuş olsaydı şimdi salıverilen, aklanan ve çoğu eski görevlerine dönen Subay ve General-Amirallerin hiç değilse bir kaçı muhtemelen idam edilmiş olacaktı ve bunu bugün geri getirmek de olası değildi.
İDAM CEZASI, özellikle tecavüz, vahşi cinayetlerle sonuçlanan tecavüz suçlarında, bizzat suçlunun kendi açısından tercih edilebilir bir ceza da olabilir! Hapishane yaşamını bilenler özellikle bu suçtan mahkum insanların ölümü mumla arayacağını da bilir. Fırsat sunun zaten kendiler intihar eder.
İDAM CEZASI, çok tehlikeli bir oyuncaktır. İdam kararını veren mahkemeler bizim gibi ülkelerde kamuoyu baskısı yahut siyasi iradenin yönlendirmesi altında kalabilirler. Dikkat edin her tecavüz vakası yahut kadın-çocuk cinayeti, çocuk istismarında failin siyasi mensubiyetini tartışan biz değil miyiz?
Bu suçlular bir hücrede köpek gibi, aldıkları her nefes zehir olsa, cezanın acısını yüreklerinde hissettirse dışarıdakiler için daha caydırıcı olmaz mı?
Dikkat edin kıymetli arkadaşlar,
Bu ülkede bu ceza hep en masumları buldu. Bu yüzden lütfen ne dilediğinize dikkat edin.
Bu topraklarda kurulan darağaçlarının nasıl kin ve nefret tohumları ektiği tarihimizle sabittir ceremesini hala çekiyoruz. Bunlara yenilerini eklemek aptallık olur.
Son olarak;
Aşağıdaki tabloda ABD`de idam bulunan ve bulunmayan eyaletler arasındaki cinayet suçları arasındaki farkı göreceksiniz. İdam cezasına izin veren eyaletler koyu yeşille gösterilmiş. Verilmeyen eyaletler ise açık yeşille. Çubukların yüksekliği, cinayet suçu oranlarını gösteriyor. Görülebileceği gibi, idam cezası olmayan eyaletlerdeki cinayet oranları, olanlardan dikkate değer miktarda düşük.
Bugüne kadar konuyla ilgili bütün bilimsel araştırmalar da bu yönde zaten.
Demem o ki arkadaşlar; özellikle böyle zamanlarda ellerinizin altındaki o klavyenin tuşlarına kalbinizle değil aklınızla, akl-ı selimle vurun.
Allah`a emanetsiniz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Çek
'Urgancılar' Harekete Geçti
Bursa Kılıç-Kalkan ekibi gibi birde `Urgancılar` takımımız var bizim. Ne zaman toplumda infial oluşturacak bir tecavüz, cinayet vb olaylar gelişse, anında bunlara rastlarsınız.
Biri kapar ip`i ve bağırır: `idam edelimmmm!`
Kalabalık peşlerine takılır, ellerinde urganlar.
40 yıldır fiilen uygulanmayan ve 22 yıldır da hukuken bulunmayan, eski Türkiye`nin karanlığında bıraktığımız ve bize yakın tarihimizden acı, karanlık sayfalardan başka hiç bir şey hatırlamayan idam cezası bu güruh sayesinde her fırsatta gündemimize sokulur.
Her zamanda içimizi sızlatan bir gerekçeleri vardır:
- Efendim hiç değilse çocuk katillerine
- Efendim tecavücülere idam cezası gelsin
Kimsede çıkıp sormaz; ulan bu ülkede 100 yıl İDAM cezası vardıda kaç tecavüzcü, kaç çocuk katili, kaç kadın katili İDAM ettiniz?
İdam edilenler nedense hep bu ülkenin ahlak abideleri oldu.
İskilipli Atıf hocalar, Menderesler, İbrahimler, Erenler..
Bugün ki atmosfere aldanıp bu talebi seslendirenler bu yetkinin yarın yanlış ellerde nasıl kullanılacağını bilebilirler mi? Döner dolaşır yine o urganı senin benim boynuma geçirirler
Yahu daha dün gibi, Mısır`da Mursi`ye idam kararının hemen ardından “% 52 oy aldı, idam kararı verdiler” diye manşet atarak ERDOĞAN`a gönderme yapan Hürriyet gazetesi değilmiydi?
Daha fazlasını söyleyeyim; bu aralar elinde ip, "İDAM!" diye bağırararak dolananlarının derdinin de Narin`in katilleri olduğunu hiç düşünmüyorum.
Yahu kimi kandırıyorsunuz?
Her tecavüz vakası yahut kadın-çocuk cinayetinde failin siyasi mensubiyetini tartışanlar bunlar degil mi?
Bunları unutun,
Bunlar bu işleri siyaseten istismar etmesinler yeter!
Bunlar yarınlarda tamda bu suçlara af çıkarmasınlar yeter!
Özellikle bu `idam isteruk!` diye ortalıkta dolaşanlar önce problemin kendisiyle yüzleşsinler.
Sadece "idam" demek kabahati tek bir kişiye yükleyip işin içinden çıkma çabasından başka hiç bir şeydir.
Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin toplumsal temellerini görmezden gelmek bir diğer ifadeyle bataklığı kurutmak yerine sinek avlamayı tercih etmektir.
Öldürdün birini, diğerini de öldürdün ya diğerleri?
Ya bilmedikleriniz, duymadıklarınız?
Yüreğimizi soğutmak mı?
Yoksa yürekleri ferahlatmak mı mesele?
Hiç bir toplumsal sorun yada rahatsızlığı tek tek “suçlu bireylere” indirgeyip sorumluluktan sıyrılıp çıkamazsınız.
İdam cezası, suçları önlemek açısından bir "çözüm" olsaydı; bu uygulamanın olduğu ülkelerde, suçların önü alınıyor olurdu. Oysa idam cezasınin daha yaygın uygulandığı Çin, İran vb "otoriter" yönetimlere sahip ülkelerdeki suç oranının heryerden daha yüksek olduğu biliniyor.
Nasıl olsa günün birinde ölecek suçlu birinin ömrüne cezalandırma niyetiyle son vermek onun suçunu da, o suçun yarattığı acıları da ortadan kaldırmıyor biliyoruz.
Bir ihtimal kimi mağdur bünyelerde intikam alınmış olmasının getirdiği geçici bir rahatlama olacaktır biliyoruz ama sonuçta bizi suçlu, devleti ise katil makamına yükseltir. Çünkü her cinayet suçtur.
İDAM suç yada suçluları azaltmayı değil millet olarak topyekün suçlu olmamızı sağlar. Eğer idam cezası etkili bir suç ortadan kaldırma yöntemi olsaydı, bugüne kadar işlenmiş bir dolu suç da çoktan ortadan kalkar yahut ciddi azalma görülürdü. Oysa bu alanda yapılmış araştırma ve istatistikler bize böyle bir şey söylemiyor, bunu da biliyoruz.
Toparlarsak ;
İDAM CEZASI, caydırıcı bir ceza değil. İşin ucunda "ölüm" var diye ilk anda kulağımıza caydırıcı gelse de yürürlüğe girdikten sonra bir kanun maddesinden ibaret olacaktır.
Soğukkanlıkla karısını kesen, avuç kadar çocuğa tecavüz eden ruh hastası "aaa madem bu suçun cezası ömür boyu hapisten idama çevrildi o halde yapmayayım" mi diyecek? Buna inanıyor musunuz hakikaten?
İDAM CEZASI, caydırıcı olmadığı gibi aksine suçluyu seri suçluya da çevirebilmektedir. Suçlu yakalandığında öleceğini bildiği için daha da azabilir (bu özellikle Amerika`da seri cinayet ve tecavüz vakaalarında kanıtlanmış bir gerçekliktir) daha fazla, daha fazla suç işleyebilir.
İDAM CEZASI geri dönüşü olmayan bir ceza türüdür. Bir düşünün ya suçsuz yere, yanlışlıkla bir kişi idam edilirse bunun vebali kimin olacaktır? Misal Ergenekon davaları sürecinde Türkiye'de idam cezası olmuş olsaydı şimdi salıverilen, aklanan ve çoğu eski görevlerine dönen Subay ve General-Amirallerin hiç değilse bir kaçı muhtemelen idam edilmiş olacaktı ve bunu bugün geri getirmek de olası değildi.
İDAM CEZASI, özellikle tecavüz, vahşi cinayetlerle sonuçlanan tecavüz suçlarında, bizzat suçlunun kendi açısından tercih edilebilir bir ceza da olabilir! Hapishane yaşamını bilenler özellikle bu suçtan mahkum insanların ölümü mumla arayacağını da bilir. Fırsat sunun zaten kendiler intihar eder.
İDAM CEZASI, çok tehlikeli bir oyuncaktır. İdam kararını veren mahkemeler bizim gibi ülkelerde kamuoyu baskısı yahut siyasi iradenin yönlendirmesi altında kalabilirler.
Dikkat edin her tecavüz vakası yahut kadın-çocuk cinayeti, çocuk istismarında failin siyasi mensubiyetini tartışan biz değil miyiz?
Bu suçlular bir hücrede köpek gibi, aldıkları her nefes zehir olsa, cezanın acısını yüreklerinde hissettirse dışarıdakiler için daha caydırıcı olmaz mı?
Dikkat edin kıymetli arkadaşlar,
Bu ülkede bu ceza hep en masumları buldu. Bu yüzden lütfen ne dilediğinize dikkat edin.
Bu topraklarda kurulan darağaçlarının nasıl kin ve nefret tohumları ektiği tarihimizle sabittir ceremesini hala çekiyoruz. Bunlara yenilerini eklemek aptallık olur.
Son olarak;
Aşağıdaki tabloda ABD`de idam bulunan ve bulunmayan eyaletler arasındaki cinayet suçları arasındaki farkı göreceksiniz.
İdam cezasına izin veren eyaletler koyu yeşille gösterilmiş. Verilmeyen eyaletler ise açık yeşille. Çubukların yüksekliği, cinayet suçu oranlarını gösteriyor. Görülebileceği gibi, idam cezası olmayan eyaletlerdeki cinayet oranları, olanlardan dikkate değer miktarda düşük.
Bugüne kadar konuyla ilgili bütün bilimsel araştırmalar da bu yönde zaten.
Demem o ki arkadaşlar; özellikle böyle zamanlarda ellerinizin altındaki o klavyenin tuşlarına kalbinizle değil aklınızla, akl-ı selimle vurun.
Allah`a emanetsiniz.