Adalet sistemimizdeki aksaklıklar hem toplumun hem de devletin kanayan yarası olmaya devam ediyor… Bu konu ile ilgili başarılı yapımcı ve komedyen Şahan Gökbakar'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı sosyal medya paylaşımı bu satırlarda vurgulamak istediğim temel fikrin özeti olan veciz ifadeler. Gökbakar Twitter hesabında yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullanmıştı: “Hırsızın, uğursuzun, katilin, tecavüzcünün, dolandırıcının, kaçakçının, yolsuzun dışarda gezdiği, ama haber yapan gazetecinin hapise girdiği bir sistem içerisinde olmak beni çok üzüyor, yoruyor ve mutsuz ediyor.” Bu ifadelere yürekten katılan sayısız Twitter kullanıcısı ile ben de aynı fikirdeyim.
“FETÖ” terör örgütü üyeliği suçlamasıyla hapis cezası verilen 84 yaşındaki hasta mahpus Nusret Muğla 13 Şubat günü hayatını kaybetti. Bu trajik olaya hükümet cephesinden bir yorum gelmezken insan hakları aktivisti ve hekim olan HDP vekili Ömer Faruk Gergerlioğlu sessiz kalmadı. Gergerlioğlu aynı gün yaptığı sosyal medya paylaşımında “Kaç defa hasta, yaşlı mahpusları cezaevinde tutmayın dedik, kaç defa! Bunlar normal ölüm mü cinayet mi?” ifadeleri ile haklı isyanını Adalet Bakanı'na iletti. Aynı konuda “Vicdanı Vicdanını yitirmiş dünyaya rest!” başlıklı yazımda çocukları ve bebekleri ile cezaevinde olmak zorunda olan kadın hükümlüler ve tedaviye muhtaç olan ağır hasta hükümlüler konusunda basına yansıyan ve birçok uzman tarafından da “insan hakları ihlali” olarak görülen bazı olayları kaleme almıştım. İlgilenenler bu yazıma göz atabilir.
Hukukun üstünlüğü ilkesi ve tarafsız ve bağımsız yargı sistemi liberal demokratik rejimler için asli unsurların başında gelmektedir. 2002 yılında iktidara gelmesini takip eden 7-8 yıl süresince Avrupa Birliği'ne tam üyelik söylemi ve demokratikleşme yönünde umut veren adımlar atan AK Parti'nin giderek AB söyleminden ve demokrasiden uzaklaşması ile aksak yargının daha da topal hale gelmesi size tesadüf mü? Bence değil ve umarım yarın çok geç olmadan hükümet yapısal, yasal ve kurumsal olarak demokrasi ve hukuku güçlendiren adımları yeniden atmaya başlar…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dr. Begüm Burak
Yarın çok geç olmadan…
Adalet sistemimizdeki aksaklıklar hem toplumun hem de devletin kanayan yarası olmaya devam ediyor… Bu konu ile ilgili başarılı yapımcı ve komedyen Şahan Gökbakar'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı sosyal medya paylaşımı bu satırlarda vurgulamak istediğim temel fikrin özeti olan veciz ifadeler. Gökbakar Twitter hesabında yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullanmıştı: “Hırsızın, uğursuzun, katilin, tecavüzcünün, dolandırıcının, kaçakçının, yolsuzun dışarda gezdiği, ama haber yapan gazetecinin hapise girdiği bir sistem içerisinde olmak beni çok üzüyor, yoruyor ve mutsuz ediyor.” Bu ifadelere yürekten katılan sayısız Twitter kullanıcısı ile ben de aynı fikirdeyim.
“FETÖ” terör örgütü üyeliği suçlamasıyla hapis cezası verilen 84 yaşındaki hasta mahpus Nusret Muğla 13 Şubat günü hayatını kaybetti. Bu trajik olaya hükümet cephesinden bir yorum gelmezken insan hakları aktivisti ve hekim olan HDP vekili Ömer Faruk Gergerlioğlu sessiz kalmadı. Gergerlioğlu aynı gün yaptığı sosyal medya paylaşımında “Kaç defa hasta, yaşlı mahpusları cezaevinde tutmayın dedik, kaç defa! Bunlar normal ölüm mü cinayet mi?” ifadeleri ile haklı isyanını Adalet Bakanı'na iletti. Aynı konuda “Vicdanı Vicdanını yitirmiş dünyaya rest!” başlıklı yazımda çocukları ve bebekleri ile cezaevinde olmak zorunda olan kadın hükümlüler ve tedaviye muhtaç olan ağır hasta hükümlüler konusunda basına yansıyan ve birçok uzman tarafından da “insan hakları ihlali” olarak görülen bazı olayları kaleme almıştım. İlgilenenler bu yazıma göz atabilir.
Hukukun üstünlüğü ilkesi ve tarafsız ve bağımsız yargı sistemi liberal demokratik rejimler için asli unsurların başında gelmektedir. 2002 yılında iktidara gelmesini takip eden 7-8 yıl süresince Avrupa Birliği'ne tam üyelik söylemi ve demokratikleşme yönünde umut veren adımlar atan AK Parti'nin giderek AB söyleminden ve demokrasiden uzaklaşması ile aksak yargının daha da topal hale gelmesi size tesadüf mü? Bence değil ve umarım yarın çok geç olmadan hükümet yapısal, yasal ve kurumsal olarak demokrasi ve hukuku güçlendiren adımları yeniden atmaya başlar…