2014 (8 Ağustos), Bayık ile 4'üncü randevum, bir yarı yol durakta bir daha “güvenlik” ile engellendi!
(Bunları “güvenlik” battaniyesi altında engelleyenin Kim olduğunu, örgüt de ben de biliyoruz.)
2015 (28 Şubat), Öcalan Dolmabahçe'de Devlet'in katılımı ile, “Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleyi bırakma” çağrısı yaptı.
2015 (aynı gün, 20 dakika sonra) Demirtaş: Şuanda hükümet yürüttüğü politikayla barış konusunda zerre kadar umutvermiyor, attığı adımlarla zerre kadar barışa yaklaşmıyor” dedi.
2015 (17 Mart / Dolmabahçe'den iki hafta sonra), S.Demirtaş'a 3 tekrarla: “Seni başkan yaptırmayacağız!” dedirtildi.
2016, Pennsylvania'dan organize edilen Cemaat ve “derin” Kemalist ittifakın 15 Temmuz iç-savaş girişimi…
Ve 2019, (17 Haziran), hükümet İstanbul seçimleri için, ben ise 20 yıl peşinde olduğum Öcalan için İmralı'ya gittik: 15 yıl __bekleyen Öcalan'a Mektup'u ve bu sürede yayınlanan 4 Türkçe kitabımı elden teslim ettim: İki gün konuştum…___
Şimdi (26 Mart 2024); Türkiye yine bir “yerel” seçime gidiyor, yine İstanbul kritik: Zira hedef, Erdoğan liderliğini “Saray”da, Öcalan liderliğini İmralı'da sonlandırılmak… Çünkü, bu ikisinden biri giderse bir daha ÇÖZÜM olmayacağını ilgili “herkes” İYİ biliyor … … …
2019 (20 Haziran), 2 gün önce avukatlarına verdiği o “mektup” denen Öcalan'ın Kamuoyuna Bildiri'sini okudum:
(Öcalan bildiride özetle: “Fahişleştiren‘siyaset'e payanda olmayın, kendinize oy kullanın!” dedi.)
2019 (23 Haziran), Öcalan'ın ısrarla ve tekrarla: “Sakın avukatsız okuma, ters teper! dediği oldu: Ters tepti…
2023 (4 yıl sonra), HDK eş-sözcüsü Çiçek: “Sn Öcalan'ın 4 yıl önce dediği doğrulandı, biz onu anlamadık…) dedi.
2024 (21 Mart) Nweroz”da, Öcalan'ın 1993 “Türk-Kürt ilişkileri” girişimine atfeden Leyla'nın: “Evet mi? (Erê an Na?) diye “referandum” edip yüzbinlere EVET /ERÊ alan seslenişini, MA (Kürt AA'sı) ve Medya-haber (Kürt TRT'si) sansür etti.
≠ 2024 (24 Mart), 9 yıllık suskunluktan sonra 2013-15 için “Bu sorunu Öcalan'sız ve Erdoğan'sız çözmek isteyenler, ‘Bu işi kendi aramızda çözeriz' diyenler oldu” diyen Leyla'yı sansüre devam: Zana köy-bucak dolaşarak Öcalan'ın 2019 da dediğinin sesi-soluğu olup: “Oyunuzu kendinize, oyunuzu partinize, oyunuzu iradenize kullanın!” derken, şimdi adı DEM edilen “partisi” İstanbul parti örgütlerinde “Adayımızı çekelim mi?” tartışmasını başlattı…
≠ Bu Leyla'yı sansür eden ile “Biz seçim partisi değiliz, bizim bir derdimiz var: Türk-Kürt ilişkilerini bir haftada rayına oturtacak yegâne ‘şahsiyet' İmralı'da ağırlaştırılmış tercih altındadır” diyen Öcalan-avukatı Batman adayını, savunmasını almadan yargısız infaz eden Çözümsüzlük Cephesi; aynıMerkez'dir.
≠“Özgürlük ve demokrasi yeni sınırlarda ve yeni devletleşmelerde aranmamalıdır” diye Öcalan Çizgisine işaret eden Ankara Grubu'nu (Bayık, D.Kalkan, M.Karasu, R.Altun) “güvenlik” ile İmralı Tecrit Sistemi içine alan 34 yıllık “Merkez” (A.Türk-Sırrı'dan “günlük” Selahattin'e), aynı Ova Merkezi'dir
Velhasıl “Sakın araya koymayın” dediklerim, önce Kandil'i sonra Öcalan'ı; Zana'nın ifşa ettiği ‘Bu işi kendi aramızda çözeriz' diyenler” üzerinden manipüle ederek (inandırarak) 6 yıllık tarihî emek, çaba ve umutlarımızı başımıza çökerttiler…
Şimdi: “Bir ‘çözüm süreci' daha isteriz, Öcalan fizik olarak DA ölene kadar!” diyorlar.
Şu anda Öcalan'ı fiilen ölü eden, fakat fizik olarak da İmralı'dan ölüsünü çıkarmayı hedefleyen bu Cephe (ÇC); Sovyet'ten ve Cemaat'ten “kripto” çalışmayı öğrendi: dolayısıyla sinsice, yüzsüzce ve vahşice çalışıyor!…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Kemal Özcan
Ey Türkler ve Kürtler!
Birilerinin size doğruları, dost-doğru söylemesi gerekir…
(2012'ye kadar süren görüşmelerimde Devlet'e: “Sakın bunları [Ova Eliti] araya sokmayın!” demekten dilimde tüy bitti)
(Bunları “güvenlik” battaniyesi altında engelleyenin Kim olduğunu, örgüt de ben de biliyoruz.)
(Öcalan bildiride özetle: “Fahişleştiren ‘siyaset'e payanda olmayın, kendinize oy kullanın!” dedi.)
≠ 2024 (24 Mart), 9 yıllık suskunluktan sonra 2013-15 için “Bu sorunu Öcalan'sız ve Erdoğan'sız çözmek isteyenler, ‘Bu işi kendi aramızda çözeriz' diyenler oldu” diyen Leyla'yı sansüre devam: Zana köy-bucak dolaşarak Öcalan'ın 2019 da dediğinin sesi-soluğu olup: “Oyunuzu kendinize, oyunuzu partinize, oyunuzu iradenize kullanın!” derken, şimdi adı DEM edilen “partisi” İstanbul parti örgütlerinde “Adayımızı çekelim mi?” tartışmasını başlattı…
≠ Bu Leyla'yı sansür eden ile “Biz seçim partisi değiliz, bizim bir derdimiz var: Türk-Kürt ilişkilerini bir haftada rayına oturtacak yegâne ‘şahsiyet' İmralı'da ağırlaştırılmış tercih altındadır” diyen Öcalan-avukatı Batman adayını, savunmasını almadan yargısız infaz eden Çözümsüzlük Cephesi; aynı Merkez'dir.
≠ “Özgürlük ve demokrasi yeni sınırlarda ve yeni devletleşmelerde aranmamalıdır” diye Öcalan Çizgisine işaret eden Ankara Grubu'nu (Bayık, D.Kalkan, M.Karasu, R.Altun) “güvenlik” ile İmralı Tecrit Sistemi içine alan 34 yıllık “Merkez” (A.Türk-Sırrı'dan “günlük” Selahattin'e), aynı Ova Merkezi'dir
Velhasıl “Sakın araya koymayın” dediklerim, önce Kandil'i sonra Öcalan'ı; Zana'nın ifşa ettiği ‘Bu işi kendi aramızda çözeriz' diyenler” üzerinden manipüle ederek (inandırarak) 6 yıllık tarihî emek, çaba ve umutlarımızı başımıza çökerttiler…
Şimdi: “Bir ‘çözüm süreci' daha isteriz, Öcalan fizik olarak DA ölene kadar!” diyorlar.
Şu anda Öcalan'ı fiilen ölü eden, fakat fizik olarak da İmralı'dan ölüsünü çıkarmayı hedefleyen bu Cephe (ÇC); Sovyet'ten ve Cemaat'ten “kripto” çalışmayı öğrendi: dolayısıyla sinsice, yüzsüzce ve vahşice çalışıyor! …