FETÖ Terör Örgütü 15 Temmuz'da bu ülkeyi açık bir işgale maruz bırakmak adına Pentagon'un emir görüşleri dahilinde darbe kalkışmasını gerçekleştirdiği günün arifesindeydi.
HDP'de yöneticilik yapmış bir arkadaşım aynen şöyle dedi: “Ben olsam bu adamların bastığı yeri de yakarım.”
Bu FETÖ değil miydi, KCK operasyonlarını gerçekleştiren. Diyarbakır Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam, sonra Recep Güven, Batman Emniyet Müdürü Arif Öksüz değil miydi bu işleri yapan.
O günlerde meşhur KCK operasyonları vardı, Ergenekon operasyonları da sürüyordu. “Bir sağdan, bir soldan adam alalım” dedikleri operasyonlar oluyordu. Ahmet-Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak kalemleriyle ateş püskürtüyorlardı, hedefler gösteriyorlardı.
KCK'da 4000 bine yakın Kürt siyasetçisi derdest ediliyordu. Hatta bazıları bu şehir efsanesi, şehir yapılanması adı altındaki KCK'yı yeni duymuşlardı.
Amaç Kürt Sorununa ayar çekmekti. FETÖ, Kürt sorununda tek muhatap olmak istiyordu ve devlet namına bu işe de soyunmuştu. 90'larda dershane ayağıyla yerleştikleri bölge de herkese temas etmişler.
PKK ile de ilişkileri olmuş, Kürt siyasi kanadıyla da. Hizbullah'la da tanışmış ve anlaşamamıştı. O günlerde Hizbullah'a emniyetteki istihbaratçılar ve Terörle Mücadele Müdürlerinin eliyle epey operasyon çektiler. Bölgede din orjinli tek örgüt olma niyetleri vardı. Kim karşılarına çıksa devlet eliyle gizli operasyonlar çekiyorlardı.
Zamanın Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan Hizbullah ile tam da bu saik gerekçesiyle epey işkenceler yaptı ve yıldırtmaya çalıştı. O dönem Diyarbakır'da ki Hizbullahçılarla görüşün bunu net bir şekilde anlatırlar.
Yıllar sonra Batman Emniyet müdürü olan FETÖ'cü Arif Öksüz 1996 yıllarında Diyarbakır Terörle Mücadele Müdürüydü, Muğla Emniyet Müdürü olan ve şimdilerde FETÖ tutuklusu Ahmet Akbal'da o dönemlerde Batman Terörle Mücadele Müdürü.
Dikkat edin 90'larda bölgede Terörle Mücadele Müdürleri hep taltif edilmiş. Bu yapının ne kadar derin ve kirli ilişkilere girdiğinin net belgesidir bu…
FETÖ Terör Örgütü darbe sonrası, PKK-HDP ile beraber fotoğraflarda çıktı. Çok mu şaşırtıcı, değil tabi ki. Bu adamların ciddi bir insan ve örgüt arşivi var. Dokunmadıkları adam kalmamış, her yere sirayet etmişler. Örgütlere de sızmışlar.
Bu adamları devletten kazımakla da iş bitmiyor, örgütlerinde, derin yapıların da bu adamları yapılarından kazımaları gerekiyor.
Bugünlerde sosyal medyada palazlanan FETÖİSTLER korkusuzca devlete ve millete meydan okuyorlar. Demek ki hala devletin sopasının şiddetini malum yerlerinde hissetmemişler.
Devletin kurumdan ihraç ettiği ama tutukluyken serbest bıraktığı bazı adamcıklar-itler, devlete fütursuzca meydan okuma gafletinde bulunuyorlar. Bu da gösteriyor ki, bu devletin gaflet uykusuna asla girmemesi gerektiğidir. Uyuyamayacaksın ki, bu yapıya Günyüzü göstermeyeceksin.
Şimdi bu FETÖ Terör örgüt üyeleri cezaevinden çıkmak için güya ihbarcı falan oluyorlar, sonra bunlar çıkınca başlıyorlar bildiklerini okumaya.
Bunlara demişler, “içerden çıkmak için her lafı edin, sonra mücadeleye devam” Aynen öyle de yapıyorlar. Açık ve net söyleyeyim, bunlar Kur'an'a da el bazsalar bunlara inanmamak gerekiyor, çünkü bunlar münafık. Bunlar her yalanı uydurur söylerler. Devlet bu adamlara sakın güvenmesin. Bu devlet namına en büyük atalet olur.
Demem o ki, bu adamların bastığı yeri yakacaksın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osmanoğlu
Bu adamların bastığı yeri yakacaksın
FETÖ Terör Örgütü 15 Temmuz'da bu ülkeyi açık bir işgale maruz bırakmak adına Pentagon'un emir görüşleri dahilinde darbe kalkışmasını gerçekleştirdiği günün arifesindeydi.
HDP'de yöneticilik yapmış bir arkadaşım aynen şöyle dedi: “Ben olsam bu adamların bastığı yeri de yakarım.”
Bu FETÖ değil miydi, KCK operasyonlarını gerçekleştiren. Diyarbakır Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam, sonra Recep Güven, Batman Emniyet Müdürü Arif Öksüz değil miydi bu işleri yapan.
O günlerde meşhur KCK operasyonları vardı, Ergenekon operasyonları da sürüyordu. “Bir sağdan, bir soldan adam alalım” dedikleri operasyonlar oluyordu. Ahmet-Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak kalemleriyle ateş püskürtüyorlardı, hedefler gösteriyorlardı.
KCK'da 4000 bine yakın Kürt siyasetçisi derdest ediliyordu. Hatta bazıları bu şehir efsanesi, şehir yapılanması adı altındaki KCK'yı yeni duymuşlardı.
Amaç Kürt Sorununa ayar çekmekti. FETÖ, Kürt sorununda tek muhatap olmak istiyordu ve devlet namına bu işe de soyunmuştu. 90'larda dershane ayağıyla yerleştikleri bölge de herkese temas etmişler.
PKK ile de ilişkileri olmuş, Kürt siyasi kanadıyla da. Hizbullah'la da tanışmış ve anlaşamamıştı. O günlerde Hizbullah'a emniyetteki istihbaratçılar ve Terörle Mücadele Müdürlerinin eliyle epey operasyon çektiler. Bölgede din orjinli tek örgüt olma niyetleri vardı. Kim karşılarına çıksa devlet eliyle gizli operasyonlar çekiyorlardı.
Zamanın Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan Hizbullah ile tam da bu saik gerekçesiyle epey işkenceler yaptı ve yıldırtmaya çalıştı. O dönem Diyarbakır'da ki Hizbullahçılarla görüşün bunu net bir şekilde anlatırlar.
Yıllar sonra Batman Emniyet müdürü olan FETÖ'cü Arif Öksüz 1996 yıllarında Diyarbakır Terörle Mücadele Müdürüydü, Muğla Emniyet Müdürü olan ve şimdilerde FETÖ tutuklusu Ahmet Akbal'da o dönemlerde Batman Terörle Mücadele Müdürü.
Dikkat edin 90'larda bölgede Terörle Mücadele Müdürleri hep taltif edilmiş. Bu yapının ne kadar derin ve kirli ilişkilere girdiğinin net belgesidir bu…
FETÖ Terör Örgütü darbe sonrası, PKK-HDP ile beraber fotoğraflarda çıktı. Çok mu şaşırtıcı, değil tabi ki. Bu adamların ciddi bir insan ve örgüt arşivi var. Dokunmadıkları adam kalmamış, her yere sirayet etmişler. Örgütlere de sızmışlar.
Bu adamları devletten kazımakla da iş bitmiyor, örgütlerinde, derin yapıların da bu adamları yapılarından kazımaları gerekiyor.
Bugünlerde sosyal medyada palazlanan FETÖİSTLER korkusuzca devlete ve millete meydan okuyorlar. Demek ki hala devletin sopasının şiddetini malum yerlerinde hissetmemişler.
Devletin kurumdan ihraç ettiği ama tutukluyken serbest bıraktığı bazı adamcıklar-itler, devlete fütursuzca meydan okuma gafletinde bulunuyorlar. Bu da gösteriyor ki, bu devletin gaflet uykusuna asla girmemesi gerektiğidir. Uyuyamayacaksın ki, bu yapıya Günyüzü göstermeyeceksin.
Şimdi bu FETÖ Terör örgüt üyeleri cezaevinden çıkmak için güya ihbarcı falan oluyorlar, sonra bunlar çıkınca başlıyorlar bildiklerini okumaya.
Bunlara demişler, “içerden çıkmak için her lafı edin, sonra mücadeleye devam” Aynen öyle de yapıyorlar. Açık ve net söyleyeyim, bunlar Kur'an'a da el bazsalar bunlara inanmamak gerekiyor, çünkü bunlar münafık. Bunlar her yalanı uydurur söylerler. Devlet bu adamlara sakın güvenmesin. Bu devlet namına en büyük atalet olur.
Demem o ki, bu adamların bastığı yeri yakacaksın.