AK Parti ile CHP'nin koalisyon kuramayacakları seçimin bittiği gün anlaşılmıştı. Aldığı yüzde 25 oyu başarıymış gibi kamuoyuna lanse etmeye çalışan Kemal Kılıçdaroğlu, başarısızlığını Recep Tayyip Erdoğan üzerinden örtmeye çalıştı.
CHP'nin de, HDP'nin de seçim boyunca politikaları Recep Tayyip Erdoğan üzerinden prim yapmak üzerine kurulmuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu daha koalisyon çalışmaları başlamadan Erdoğan fobisini gün yüzüne vurdu ve Cumhurbaşkanının statüsünü tartışmaya açtı.
Aslında bu çıkış, “ben AK Partiyle koalisyon yapmam” çıkışıydı. Kamuoyunu oyalama taktikleriyle sanki koalisyon isteyen tarafından kendisiymiş algısını yaratmaya çalıştı.
AK Parti CHP koalisyonunu zorlamaya çalışan üst akıl, koalisyonun gerçekleşmeyeceği anlaşılınca yeni taktikler gerçekleştirmek için kolları sıvamaya başladı. Şimdi “AK Partiyi nasıl zayıflatırız ve Bay Kemal ile Selahattin'i tekrar nasıl pazarlarız” diye fukara edebiyatı yapmaya başladılar.
HDP dakika bir, “Seni Yine Başkan Yaptırmayacağız” açıklaması yaptı. Anlaşılan o ki, Erdoğan fobileri ve politikasızlıkları yine absürt bir komedi olarak meydanlarda ses bulmaya çalışacak ama Millet bu defa bunu yer mi? Ben zannetmiyorum.
Bu millet HDP'ye sormaz mı? “Türkiyelileşmek için yola çıktın, sana 6 milyon üstünde oy verdik, bunun karşılığında 80 Milletvekili ile parlamentoya gittin. Senden beklentilerimiz vardı ve barış demokrasisi geliştirmeni bekledik. Sorumluluk üstlenmeni, savaşa dur demeni istedik ama sen ne yaptın. Bu ülkeyi okuyamadın, sana verilen oyların hakkını veremedin. Şimdi tekrar nasıl oy isteyeceksin?”
Saz çalarak sempatik hallere girdin ama unutma ki, ağustos böceği gibi bütün yazı boş geçirdin. Darı ambarında horoz kesildin, dimyat yolunda pirinçten de oldun.
HDP kendisine verilen şansı iyi kullanamadı, terörle arasına mesafe koyamadı. Kandil'e “yeter artık,”“Edi Besse' diyemedi. Bunun karşılığını da önümüzdeki seçimde görecek. Emanet oylar var mı yok mu, onu hep beraber göreceğiz.
7 Haziran seçimlerinde HDP'ye giden emanet oylar, önümüzdeki genel Seçimde sahiplerine geri gidecek ve vatandaş bu defa HDP'nin politikalarını cezalandıracak.
“Bizler meclise” sloganıyla meclise 80 Milletvekili ile giden HDP sorumluluğunu yerine getiremedi, emanet oyların düşüncelerine merhem olamadı.
Asıl büyük yıkımı da bölgede yaşayacak. Tehditle aldığı oylar bu seçimde sandığa gitmeyecek. 7 Haziran'da aldığı oyları alamayacak. Yine bölgede gerilim siyaseti yürütecek, tehdit edecek, sokakları gerecek ve yine kıyamet senaryosu çizecek ama bu defa tutmayacak.
HDP tabanı dahi 7 Haziran'da milletin verdiği şansın değerlendirilmediğini düşünüyor. Peki, HDP'yi kim oyuna getirdi? PKK neden bu süreçte çatıştı? Şahin politikalar Kürt sorununa hizmet mi etti? Çözüm sürecini bombalayan derin PKK kimlerin silahşörlüğünü yaptı?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osmanoğlu
Erdoğan fobisi sandığı getirdi
AK Parti ile CHP'nin koalisyon kuramayacakları seçimin bittiği gün anlaşılmıştı. Aldığı yüzde 25 oyu başarıymış gibi kamuoyuna lanse etmeye çalışan Kemal Kılıçdaroğlu, başarısızlığını Recep Tayyip Erdoğan üzerinden örtmeye çalıştı.
CHP'nin de, HDP'nin de seçim boyunca politikaları Recep Tayyip Erdoğan üzerinden prim yapmak üzerine kurulmuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu daha koalisyon çalışmaları başlamadan Erdoğan fobisini gün yüzüne vurdu ve Cumhurbaşkanının statüsünü tartışmaya açtı.
Aslında bu çıkış, “ben AK Partiyle koalisyon yapmam” çıkışıydı. Kamuoyunu oyalama taktikleriyle sanki koalisyon isteyen tarafından kendisiymiş algısını yaratmaya çalıştı.
AK Parti CHP koalisyonunu zorlamaya çalışan üst akıl, koalisyonun gerçekleşmeyeceği anlaşılınca yeni taktikler gerçekleştirmek için kolları sıvamaya başladı. Şimdi “AK Partiyi nasıl zayıflatırız ve Bay Kemal ile Selahattin'i tekrar nasıl pazarlarız” diye fukara edebiyatı yapmaya başladılar.
HDP dakika bir, “Seni Yine Başkan Yaptırmayacağız” açıklaması yaptı. Anlaşılan o ki, Erdoğan fobileri ve politikasızlıkları yine absürt bir komedi olarak meydanlarda ses bulmaya çalışacak ama Millet bu defa bunu yer mi? Ben zannetmiyorum.
Bu millet HDP'ye sormaz mı? “Türkiyelileşmek için yola çıktın, sana 6 milyon üstünde oy verdik, bunun karşılığında 80 Milletvekili ile parlamentoya gittin. Senden beklentilerimiz vardı ve barış demokrasisi geliştirmeni bekledik. Sorumluluk üstlenmeni, savaşa dur demeni istedik ama sen ne yaptın. Bu ülkeyi okuyamadın, sana verilen oyların hakkını veremedin. Şimdi tekrar nasıl oy isteyeceksin?”
Saz çalarak sempatik hallere girdin ama unutma ki, ağustos böceği gibi bütün yazı boş geçirdin. Darı ambarında horoz kesildin, dimyat yolunda pirinçten de oldun.
HDP kendisine verilen şansı iyi kullanamadı, terörle arasına mesafe koyamadı. Kandil'e “yeter artık,” “Edi Besse' diyemedi. Bunun karşılığını da önümüzdeki seçimde görecek. Emanet oylar var mı yok mu, onu hep beraber göreceğiz.
7 Haziran seçimlerinde HDP'ye giden emanet oylar, önümüzdeki genel Seçimde sahiplerine geri gidecek ve vatandaş bu defa HDP'nin politikalarını cezalandıracak.
“Bizler meclise” sloganıyla meclise 80 Milletvekili ile giden HDP sorumluluğunu yerine getiremedi, emanet oyların düşüncelerine merhem olamadı.
Asıl büyük yıkımı da bölgede yaşayacak. Tehditle aldığı oylar bu seçimde sandığa gitmeyecek. 7 Haziran'da aldığı oyları alamayacak. Yine bölgede gerilim siyaseti yürütecek, tehdit edecek, sokakları gerecek ve yine kıyamet senaryosu çizecek ama bu defa tutmayacak.
HDP tabanı dahi 7 Haziran'da milletin verdiği şansın değerlendirilmediğini düşünüyor. Peki, HDP'yi kim oyuna getirdi? PKK neden bu süreçte çatıştı? Şahin politikalar Kürt sorununa hizmet mi etti? Çözüm sürecini bombalayan derin PKK kimlerin silahşörlüğünü yaptı?