Şu paralel mevzusunu çok yazdım ama yetmediğinin farkına vardım. Bu sorun Türk tarihinin en önemli sorunu, PKK'dan da çok büyük bir tehdit!.

Devletin kılcal damarlarına kadar sızmış bir ihanet çetesinden-terör örgütünden söz ediyoruz. Devletin bütün kurumlarına sızmış, ülkenin kozmik bilgilerini sızdıracak kadar gözü kara-kirli bir örgütle karşı karşıyayız.

Bu örgüt bu güne kadar karşılaştığımız örgütlere benzemiyor, olağanüstü bir organize güce sahipler. Ülkenin son 30 yılında sirayet etmedikleri devlet kurumu yok.

Özellikle de bürokrasiye sızmışlar ve bürokrasinin sahibi olmuşlar. Oligarşik bürokrasi gerçeğinin yanına bir de, bir terör örgütü sızınca, karşımıza bu ülkeyi hedef alan en tehlikeli örgüt çıkmış oluyor.

Örgütün lideri Amerika'da CIA kontrolünde olduğu düşünülünce, bu organizasyonun dışardan destek alan, istihbarat örgütleriyle yakın dirsek temasında olan bir örgütlenme olması da kaçınılmaz oluyor.

Devletin yargısını, emniyetini tekeline alan, istediği gibi yargılamalar ve tutuklamalar yapan bu örgütün ne kadar çirkin olduğunu ve gözünü ne denli kararttığını yıllar önce de biliyorduk.

Biz bu adamların cemaat maskesi altında kararlık işler yaptıklarını söylüyorduk da siyasete dahi inandıramıyor-anlatamıyorduk.

Siyasete de nüfuz etmişlerdi, öyle ki bu terör örgütünün elebaşını eleştirdiğimizde AK Parti Milletvekilinin baskısına maruz kalıyorduk. Ne oldu bu şebeke 17 Aralık ve 24 Aralık da darbe girişiminde bulununca maskeleri düştü.

Siyaset de bu adamların gerçek yüzünü görünce, bu karanlık örgüt iyice azmaya başladı. Ülkenin ulusal güvenliğini tehdit etmeye ve gerçek stratejilerini yansıtmaya başladılar. CIA bandrollü bu örgüte bağlı savcı ve hakimlerin aldıkları tüm kararlar tartışmalıdır.

Geldiğimiz noktada bu örgütle mücadele eden ve bu örgütün maskesini düşüren Recep Tayyip Erdoğan oldu. İşte bu yüzden de bu örgütün hedefinde de Recep Tayyip Erdoğan var.

Paralel terör Örgütüyle mücadeleye gelince; Mahmut Övür köşesinde tehdidin boyutlarını yazdı. Yüzlerce Kaymakam ve Vali Yardımcısı var.

Bunlarla bizzat karşılaştım. Bu adamlar biat ettikleri FETÖ'ye hizmet etmeye devam ediyorlar.

Sadece Kaymakamlar değil, Vali Yardımcıları değil, İçişleri Bakanlığı Teftiş kurulunda müfettişlerde var. Emniyette hala çok güçlüler.

Özellikle de Güneydoğu'da çok fazla aktifler ve maalesef bu paralel yapılanmayla yeterince mücadele edilmiyor. Kararlılıkla FETÖ mücadelesini veriyor. Bölgedeki yargı onlara teslim edilmiş durumda. Kaymakam ve Vali yardımcıları var.

Şimdi kamufle olmaya çalışıyorlar. Twietter ve Facebook hesaplarını sildirtiyorlar. Bazıları aleni savaşa devam ediyor. PKK'nın bölgede yediği darbeleri algı operasyonlarıyla farklı göstermeye çalışıyorlar.

Zamanında içeriye tıktıkları KCK örgütü mensuplarıyla şimdi kol kola hareket ediyorlar. Güneydoğu'da bir paralel temizliğe ihtiyaç var. Yoksa şu an yaşadığımız kaotik durumdan en iyi onlar faydalanacaklar.

Kurdukları dernek ve etüt merkezler aracılığıyla Şırnak, Cizre, Sur'daki ailelerin çocuklarına el attılar. Amaçları çok karanlık, bu gençleri yanlarına çekerek farklı bir propaganda yapıyorlar ve bu çocukları devlete düşman ediyorlar. Yeni FETÖ üyeleri yetiştiriyorlar.

Açıkçası bu adamlara acırsanız, acınacak hale gelirsiniz. Devlet bu terör örgütü mensuplarına göz açtırmamalı ve devletin tüm kurumlarından biran önce temizlenmelidirler.

Devlet, örgütlerin başını ezmek istiyorsa, ilk önce Paralel devlet yapılanması olan FETÖ terör Örgütünü ezmelidir. Yılanın başını ezin ki bir daha kimse böyle hadsizlik yapmasın ve bu korku herkese ders olsun.