Türkiye'nin birliğine karşı yapılan saldırılar durmuyor, İstanbul'da ünlü bir gece kulubünde 2017'nin ilk gününde yaşadığımız terör saldırısında 39 vatandaşımızı kaybettik. İçimiz yanıyor,kan ağlıyoruz. Terör örgütleri bu gibi saldırılarla korku vermek, bizleri evlerimize hapsetmeyi hedefliyor. Elbette kan ağlıyoruz ancak terörün amacına ulaşmasına asla müsaade etmemeliyiz.
Herkes bir karar vermek zorundadır. Ülkemizin bu zorlu sürecinde devletimizin yanında mı olacağız terör örgütlerinin saldırılarını siyasi ranta çevirmenin yolunu arayanların mı ?
Her terör saldırısından sonra Hükümeti suçlayıcı açıklamalar yapmak, terör örgütlerine yeni bir saldırı yapmak için zemin hazırlıyor. Türkiye'nin bugünkü durumu siyasi bir tıkanıklığın sonucu değildir. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en önemli sorunlarından güvenlik tehditlerini hiç kimse görmezden gelemez. Avrupa bu konuda Türkiye'yi yalnız bırakmıştır, ABD yalnız bırakmıştır, Suriye, İran, Irak, Rusya yalnız bırakmıştır. Bu durum sadece Türkiye karşıtlığı popülizme hizmet eder onun dışında bumerang gibi döner destekçilerini vurur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzerinden oluşturulmaya çalışılan milletin birliğine, devletin işleyişine zarar verme girişimleri 15 Temmuz'da nasıl yerle bir olduysa aynı cevabı tekrar alacaktır.
Ancak görmemiz gereken diğer bir konu siyasi parti liderlerimizin böylesi bir süreçte sorumsuz açıklamalar yapmalarıdır. Suriye'deki terör bataklığından en çok etkilen ikinci ülke Türkiye'dir. Siyasi liderlerimize düşen toplumda kafa karışıklığını körükleyecek, kin ve nefret duygularını derinleştirecek açıklamalar yapmamalarıdır.
Türkiye ikinci Kurtuluş savaşını verirken, siyasi olarak iktidara yeni bir partinin gelmesinin hiçbir hükmü yoktur çünkü günümüz koşullarının siyasetle hiçbir alakası yoktur.
Karşı karşıya olduğumuz terör örgütleri ,hiçbir insani ve islami değeri tanımıyor. Masum sivilleri bir eğlence mekanında öldürecek kadar vahşileşmiş bu örgütlerin amacı Türkiye'yi karıştırmaktır.
Herkes sorumluluk içerisinde davranırsa bu beladan kurtulabiliriz. Çatışmayı, kavgayı, ayrışmayı körükleyen bir dili kullanan herkes teröre istemeden veya bilerek hizmet etmiş olur.
Terörün panzehiri, sevgidir, barıştır, kardeşliktir. Türkiye kulun kaderine küstüğü bir ülke değildir hiçbir zamanda olmayacaktır. Umutsuzluk aşılamaya çalışanlar tarih sayfalarına baktıklarında bu milletin hiçbir şartta esaret altına alınamayacağını göreceklerdir. İstanbul'daki kalleş terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Allah bu saldırıyı gerçekleştirenleri kahretsin.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
2017’nin kazananı kim olacak?
Türkiye'nin birliğine karşı yapılan saldırılar durmuyor, İstanbul'da ünlü bir gece kulubünde 2017'nin ilk gününde yaşadığımız terör saldırısında 39 vatandaşımızı kaybettik. İçimiz yanıyor,kan ağlıyoruz. Terör örgütleri bu gibi saldırılarla korku vermek, bizleri evlerimize hapsetmeyi hedefliyor. Elbette kan ağlıyoruz ancak terörün amacına ulaşmasına asla müsaade etmemeliyiz.
Herkes bir karar vermek zorundadır. Ülkemizin bu zorlu sürecinde devletimizin yanında mı olacağız terör örgütlerinin saldırılarını siyasi ranta çevirmenin yolunu arayanların mı ?
Her terör saldırısından sonra Hükümeti suçlayıcı açıklamalar yapmak, terör örgütlerine yeni bir saldırı yapmak için zemin hazırlıyor. Türkiye'nin bugünkü durumu siyasi bir tıkanıklığın sonucu değildir. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en önemli sorunlarından güvenlik tehditlerini hiç kimse görmezden gelemez. Avrupa bu konuda Türkiye'yi yalnız bırakmıştır, ABD yalnız bırakmıştır, Suriye, İran, Irak, Rusya yalnız bırakmıştır. Bu durum sadece Türkiye karşıtlığı popülizme hizmet eder onun dışında bumerang gibi döner destekçilerini vurur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzerinden oluşturulmaya çalışılan milletin birliğine, devletin işleyişine zarar verme girişimleri 15 Temmuz'da nasıl yerle bir olduysa aynı cevabı tekrar alacaktır.
Ancak görmemiz gereken diğer bir konu siyasi parti liderlerimizin böylesi bir süreçte sorumsuz açıklamalar yapmalarıdır. Suriye'deki terör bataklığından en çok etkilen ikinci ülke Türkiye'dir. Siyasi liderlerimize düşen toplumda kafa karışıklığını körükleyecek, kin ve nefret duygularını derinleştirecek açıklamalar yapmamalarıdır.
Türkiye ikinci Kurtuluş savaşını verirken, siyasi olarak iktidara yeni bir partinin gelmesinin hiçbir hükmü yoktur çünkü günümüz koşullarının siyasetle hiçbir alakası yoktur.
Karşı karşıya olduğumuz terör örgütleri ,hiçbir insani ve islami değeri tanımıyor. Masum sivilleri bir eğlence mekanında öldürecek kadar vahşileşmiş bu örgütlerin amacı Türkiye'yi karıştırmaktır.
Herkes sorumluluk içerisinde davranırsa bu beladan kurtulabiliriz. Çatışmayı, kavgayı, ayrışmayı körükleyen bir dili kullanan herkes teröre istemeden veya bilerek hizmet etmiş olur.
Terörün panzehiri, sevgidir, barıştır, kardeşliktir. Türkiye kulun kaderine küstüğü bir ülke değildir hiçbir zamanda olmayacaktır. Umutsuzluk aşılamaya çalışanlar tarih sayfalarına baktıklarında bu milletin hiçbir şartta esaret altına alınamayacağını göreceklerdir. İstanbul'daki kalleş terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Allah bu saldırıyı gerçekleştirenleri kahretsin.