Bir ayakta terlik diğerinde topuklu ayakkabıyla siyaset yapılabilir mi?
Yazının Giriş Tarihi: 06.11.2020 11:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.11.2020 11:42
2020 unutulmayacak bir felaket yılı olarak tarihteki yerini aldı.Koronavirüs belası tüm dünyayı etkisi altına alırken üzerine ekonomik kriz geldi.Bütün ülkeler güçleri nispetinde hem koronavirüs hemde ekonomik krizlere karşı önlemler almaya çalıştı.Türkiye bu süreci nasıl yönetti ? Muhalefete sorarsanız Türkiye yanmış bitmiş kül olmuş, iktidara sorarsanız tam tersi, vatandaşa sorduğunuzda iki tarafa da yakın cevaplar var.Tüm bunlarla uğraşırken İzmir depremi yaşandı,canımız yandı,bazı binalar yıkıldı, enkaz altında kalarak ölenler oldu. Allah'a şükürler olsun ki çok büyük yıkımlar olmadı ancak bu olmayacağı anlamına gelmiyor.
Türkiye bir deprem ülkesi heran binlerce bina ve can depreme kurban verilebilir buna uygun önlemlerin alınması için köklü bir kentsel dönüşüm planına ihtiyaç var.Türkiye kendi sorunlarını kendi içinde çözmelidir enerjisini kendi içine harcamalıdır.Türkiye'nin kısır çekişmelere ayıracağı vakit yoktur.Gençler umudunu yitirmiş,işsizlik,ekonomik kriz,terör belası,adalet sisteminde yaşanan sıkıntılar toplumu karamsarlığa tam manasıyla itmeden Türkiye'nin bu kuşatılmışlıktan en az zararla nasıl çıkacağının hesaplanması gerekir.Bu sadece iktidarın değil muhalefetinde önceliği olmalıdır.Muhalefet papağan gibi sürekli sorunlardan bahsederek,sorunlara çözüm önerisi getirmeyerek topluma korku,panik ve umutsuzluk aşıladığının farkına varmalıdır.İktidar partisinde yetkili makamlarda bulunan bazı isimler en makul eleştirilerde bile saldırganlaşıyor bu doğru bir tavır değildir.
Türkan Şoray'ın Sözcü gazetesine verdiği röportajdan sonra AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Şoray için "Çamuriyetçi, HDPKK'cı, Amerikancı, İsrailci, Emperyalist işbirlikçisi, tantanacı medya sahnesinin son artisti Türkan Şoray" ifadelerini kullanmıştı.Bu dil AK Parti'ye İstanbul ve Ankara seçimlerini kaybettirdi.Önünüze gelen herkese ne söylediğine bile bakmadan bu sözleri sıralamanızın hiçbir hükmü yoktur.Ölçüp biçerek konuşmak lazım.Neyse ki Türkiye sinemasının duayenine ilk destek Sevgili Kübra Par'dan geldi deneyimli ve itibarlı gazeteci Habertürk'teki köşesinde önemli bir yazıya imza attı ardından AK Parti'nin önemli kurmaylarından aynı zamanda grup başkan vekili Naci Bostancı özlediğimiz yüreğimizi ısıtan bir açıklama yaptı, Türkan Hanımın röportajıyla ilgili '' Ülkesine halkına derin sevgi ile bağlı bir büyük sanatçının ince duyarlılığını gördüm.Bu vesile ile saygılarımı sunarım''.
İşte hepsi bu kadar ayakta alkışlanacak bir açıklama.Milleti germenin hiç kimseye faydası yok.Önce kendi içimizde birliği beraberliği kardeşliği sağlamalıyız.Türkiye'de çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur.İçerideki sorunlarımız bitmiş gibi Amerika'nın seçimleri için bile bölünmüş durumdayız.Amerika'da başkanlık seçimi var sanki biz başkan seçiyoruz bütün kanallarda,gazetelerde,internet sitelerinde saniyelik seçim sonuçları veriliyor.Trump kazanırsa Türkiye için iyi, Biden kazanırsa kötüymüş.Bu paranoyadan kurtulmamız gerekiyor.
Amerika özgürlükler ülkesiymiş yok öyle birşey Amerika istediği kadar sizi özgür bırakır sınırlar dahilinde, daha doğru dürüst bir seçim bile yapamıyorlar sokaklar hareketlenmeye başladı.Trump 'ben kazandım' diyor Biden 'ben'.Bunların hiçbir önemi yok ABD'de kim kazanırsa kazansın.Önemli olan Türkiye olarak bizim ne kazandığımızdır ona bakmamız lazım,bunun yolu bütün hataları,kusurları iktidara yükleyerek açılmaz.Böyle bir mantıkla bakılırsa muhalefet iktidardan daha suçludur ancak gün yaraları derinleştirme değil sarma günüdür.Aksi halde herkes için çok geç olabilir düşmanlığı ve nefreti değil birlik ve beraberliği anlayışı hoşgörüyü yükseltmeliyiz ki bütün sorunlarımız ortak akılla çözülsün.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Bir ayakta terlik diğerinde topuklu ayakkabıyla siyaset yapılabilir mi?
2020 unutulmayacak bir felaket yılı olarak tarihteki yerini aldı.Koronavirüs belası tüm dünyayı etkisi altına alırken üzerine ekonomik kriz geldi.Bütün ülkeler güçleri nispetinde hem koronavirüs hemde ekonomik krizlere karşı önlemler almaya çalıştı.Türkiye bu süreci nasıl yönetti ? Muhalefete sorarsanız Türkiye yanmış bitmiş kül olmuş, iktidara sorarsanız tam tersi, vatandaşa sorduğunuzda iki tarafa da yakın cevaplar var.Tüm bunlarla uğraşırken İzmir depremi yaşandı,canımız yandı,bazı binalar yıkıldı, enkaz altında kalarak ölenler oldu. Allah'a şükürler olsun ki çok büyük yıkımlar olmadı ancak bu olmayacağı anlamına gelmiyor.
Türkiye bir deprem ülkesi heran binlerce bina ve can depreme kurban verilebilir buna uygun önlemlerin alınması için köklü bir kentsel dönüşüm planına ihtiyaç var.Türkiye kendi sorunlarını kendi içinde çözmelidir enerjisini kendi içine harcamalıdır.Türkiye'nin kısır çekişmelere ayıracağı vakit yoktur.Gençler umudunu yitirmiş,işsizlik,ekonomik kriz,terör belası,adalet sisteminde yaşanan sıkıntılar toplumu karamsarlığa tam manasıyla itmeden Türkiye'nin bu kuşatılmışlıktan en az zararla nasıl çıkacağının hesaplanması gerekir.Bu sadece iktidarın değil muhalefetinde önceliği olmalıdır.Muhalefet papağan gibi sürekli sorunlardan bahsederek,sorunlara çözüm önerisi getirmeyerek topluma korku,panik ve umutsuzluk aşıladığının farkına varmalıdır.İktidar partisinde yetkili makamlarda bulunan bazı isimler en makul eleştirilerde bile saldırganlaşıyor bu doğru bir tavır değildir.
Türkan Şoray'ın Sözcü gazetesine verdiği röportajdan sonra AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Şoray için "Çamuriyetçi, HDPKK'cı, Amerikancı, İsrailci, Emperyalist işbirlikçisi, tantanacı medya sahnesinin son artisti Türkan Şoray" ifadelerini kullanmıştı.Bu dil AK Parti'ye İstanbul ve Ankara seçimlerini kaybettirdi.Önünüze gelen herkese ne söylediğine bile bakmadan bu sözleri sıralamanızın hiçbir hükmü yoktur.Ölçüp biçerek konuşmak lazım.Neyse ki Türkiye sinemasının duayenine ilk destek Sevgili Kübra Par'dan geldi deneyimli ve itibarlı gazeteci Habertürk'teki köşesinde önemli bir yazıya imza attı ardından AK Parti'nin önemli kurmaylarından aynı zamanda grup başkan vekili Naci Bostancı özlediğimiz yüreğimizi ısıtan bir açıklama yaptı, Türkan Hanımın röportajıyla ilgili '' Ülkesine halkına derin sevgi ile bağlı bir büyük sanatçının ince duyarlılığını gördüm.Bu vesile ile saygılarımı sunarım''.
İşte hepsi bu kadar ayakta alkışlanacak bir açıklama.Milleti germenin hiç kimseye faydası yok.Önce kendi içimizde birliği beraberliği kardeşliği sağlamalıyız.Türkiye'de çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur.İçerideki sorunlarımız bitmiş gibi Amerika'nın seçimleri için bile bölünmüş durumdayız.Amerika'da başkanlık seçimi var sanki biz başkan seçiyoruz bütün kanallarda,gazetelerde,internet sitelerinde saniyelik seçim sonuçları veriliyor.Trump kazanırsa Türkiye için iyi, Biden kazanırsa kötüymüş.Bu paranoyadan kurtulmamız gerekiyor.
Amerika özgürlükler ülkesiymiş yok öyle birşey Amerika istediği kadar sizi özgür bırakır sınırlar dahilinde, daha doğru dürüst bir seçim bile yapamıyorlar sokaklar hareketlenmeye başladı.Trump 'ben kazandım' diyor Biden 'ben'.Bunların hiçbir önemi yok ABD'de kim kazanırsa kazansın.Önemli olan Türkiye olarak bizim ne kazandığımızdır ona bakmamız lazım,bunun yolu bütün hataları,kusurları iktidara yükleyerek açılmaz.Böyle bir mantıkla bakılırsa muhalefet iktidardan daha suçludur ancak gün yaraları derinleştirme değil sarma günüdür.Aksi halde herkes için çok geç olabilir düşmanlığı ve nefreti değil birlik ve beraberliği anlayışı hoşgörüyü yükseltmeliyiz ki bütün sorunlarımız ortak akılla çözülsün.