SON DAKİKA
Hava Durumu

CHP’nin ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ saplantısı

Yazının Giriş Tarihi: 23.10.2016 10:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.10.2016 10:18

İvan Petroviç Pavlov'un ‘Öğrenilmiş çaresizlik' kuramından yola çıkan Martin E. P. Seligman birçok deney yapmış öğrenilmiş çaresizliğin çağın vebası olabileceğine dikkat çekmiştir. Yapılan deneylere bakınca öncelikle CHP'nin bu amansız hastalığa yakalandığını söylemek mümkün, MHP kısmen de olsa iyileşme yolunda, HDP ise umutsuz vaka. Sanki özellikle adrese teslim bizim üzerimizde uygulanmış başarıya ulaşmış deneyler.Acaba diyor insan Pavlov bu deneyleri bir zamanlar CHP'nin kalesi olan 40 yıl Rus işgali altında kalan Kars'ta yapıp sonuçlardaki başarıyı gördükten sonra CHP vasıtasıyla tüm Türkiye'ye mi yaymaya çalıştı. Şimdi gelelim deneylerden birkaçına…

Kafese kapatılmış bir köpeğe her zil sesinden sonra bir elektrik akımı veriyorlar. Doğal olarak köpek kaçmaya yeltendiğinde karşısına konulmuş bir çit engeline takılıyor. Belirli bir koşullandırma aşamasından sonra kafesin önündeki çit kaldırılıyor, fakat köpek kaçıp kurtulabilecekken, acı çekmesine rağmen kaçmayı denemiyor.

Üzeri cam bir levha ile örtülü kaba konan kurbağa çıkmaya çalıştığı her seferinde cama çarparak kaba geri düşüyor. O kadar çok deniyor ki başaramıyor. Ardından cam levha kaldırılıyor ama kurbağa artık denemiyor bile. Hatta kap ateşe konuyor, kurbağa haşlanarak ölürken bile zıplayıp kaçmaya yeltenmeyerek can veriyor.

Yine bir köpek balığının bulunduğu bir akvaryuma cam bir bölme konuyor. Hemen arkasına köpek balığının afiyetle yiyeceği küçük balıklar.Köpek balığı iştahla saldırdıkça cam bölme engel oluyor. Köpek balığı saldırdıkça kalın cama tosluyor. Daha sonra cam bölme kaldırılıyor ve Köpek balığı artık etrafında yüzen hiçbir küçük balığa saldırmıyor.

Batı toplumlarında öğrenilmiş çaresizlik hakim iken, bizde ve doğu toplumlarında ‘öğretilmiş çaresizlik' hakimdir. Çünkü biz ve bizim gibi toplumlar ailelerimizin, devletimizin bize verdiği eğitimin, din adamlarımızın açıklamarının kutsal olduğuna inandırılarak yetiştirildik. Kendimiz olamadık birilerinin bize biçtiği rolü oynadık.

Türkiye ilk defa ayağa kalkmıştır sürü psikolojini yerle bir etmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu anlamda sadece Türkiye'nin değil tüm ezilmiş, sömürülmüş ülkelerin örnek alacağı bir çıkış yapmıştır. Hiç kimsenin ağzına almaya cesaret edemediği Musul'u, Kerkük'ü sahiplenmiştir. Dik duruşuyla tüm milletimizde özgüven patlaması yaşatmıştır. Millet hazırdır, liderine güveni tamdır. Ne işimiz var Musul'da, Kerkük'te diyenler öğrenilmiş çaresizliğin esiri olanlardır. Korkmayın Türkiye Cumhuriyeti Devletine de milletine de güvenin. Bu milletin genleri 15 Temmuz'da yenilenmiş harekete geçmiştir. Bu gücün karşısında hiçkimse duramaz. Karşısında tek çaresiz olacağımız güç Allah'tır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önce Amerika'ya, AB'ye karşı haklı taleplerimizi bile iletirken kılı kırk yarıyorduk şimdi haksızlıklar karşısında ayağa kalkan masaya yumruğunu vuran bir güçlü Türkiye var. Musul 1926'da Irak'a bağışlanmadı şartlı bir şekilde bağlandı. Türkiye'nin uluslararası anlaşmalarca sabit meşru ve yasal hakları vardır. Musul sorunu 1924'ten bu yana ortada duruyor çözülemiyor, istikrarsızlık artıyor bu durumda Türkiye'nin Birleşmiş milletlere başvurabilme hakkı doğuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı Musul'mu konuşulacaktı Türkiye'nin bölünme ihtimali mi ? İşte bu soruya samimi cevap vermek lazım kıvırmadan.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.