Türkiye kendi bağımsızlığının tescilini 16 Nisan'da yapılacak referandumda belirleyecek. Meseleyi dar ve sığ zeminlere çekip soytarı ağzıyla ‘yok efendim diktatörlük gelecek, rejim değişecek' gibi klişeleşmiş sloganvari söylemlerle basitleştirmeye çalışan hayırcı cephe militanları hem devlet hemde millet düşmanıdır.Çeşitli sebeplerle Hayırcı cephede yer alan samimi insanlara asla bir sözümüz yoktur. Milletin özgür iradesini kullanma hakkına tecavüz girişimi engellenmelidir.

Elbette herkes istediği gibi oy kullanmalıdır ister evet der isterse hayır. Ancak Hayırcı cephe daha konunun başında bağımlısı olduğu yöntemlerle öyle bir bilgi kirliliğine girişti ki ister istemez kendilerine karşı güçlü bir savuma mekanizması doğal olarak gelişti. Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye'nin önünü açacak ayağındaki parangaları söküp atacak ihtiyacımız olan bir sistemdir. Toplam 18 madde var açıp okuyan herkes evet demenin zorunluluk olduğunu görür. ‘Türkiye'de rejim değişecekmiş' bunu söyleyen okumuş kesimimiz. Gerçi Türkiye'nin başına ne geldiyse okumuşlarından geldi ama biz yine de saygımızda kusur etmeden konumuza dönelim. Bugüne kadar yaşadığımız rejimde sistemde neler yaşadık neler gördük ? Cumhuriyet 93 yaşında 65 hükümet görmüşüz yazboz tahtası gibi 25 günde hükümet değiştiren bir ülkeyiz. Darbe dersen gırla yaşamışız. Mesele çok basit yolumuza darbecilerle birlikte mi devam edeceğiz yoksa darbecileri ve destekçilerini tarihe gömerek mi ? Elbette bu zihniyetten kurtulma zamanı gelmiştir sonuna kadar Evet demeliyiz.

‘Tek adam rejimi' diyerek Türkiye'nin en önemli meselesini gözden kaçırmaya çalışan zavallılar takımına gelin konunun özünü tartışalım Cumhurbaşkanlığı sistemi bu ülkeye neler kazandıracak bunları konuşalım dediğinizde kaçıyorlar. Papağan gibi aynı şeyleri tekrar ediyorlar. Önce dürüst, namuslu, onurlu olmak lazım elbette herkes Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı sevmek zorunda değil ancak şu gerçeği de görmek lazım öyle kuru boş teneke gürültüsüne papuç bırakmayız. Fetö terör örgütününü tek başına Sayın Erdoğan devirmiştir. Eğer O olmasaydı Türkiye diye bir ülke sadece fiziken olacak ancak fiiliyatta olmayacaktı. Bu doğru mu ? Doğru. Fetö'ye bu kadar yol veren bu hükümet değilmiydi ? diyenler olabilir ama unutulmasın ki Fetö terör örgütünün 50 yıllık bir geçmişi vardır. Elbette Ak Parti hükümetlerinin de suçu günahı vardır ancak diğer hükümetlerin daha çok çünkü bu örgütü bugünlere getiren onlardır. Eğer ki R.Tayyip Erdoğan gibi bir liderimiz olmasaydı Fetö terör örgütü ülkemizi her yönüyle ele geçirecekti. Allah ondan razı olsun.

İşin ilginç ve garip tarafı nedir ? Bu hayırcı cephenin bugün rahat ve özgür bir şekilde iftira, yalan atmasının kepazelik yapmasının önünü açanda Sayın Erdoğan'dır. Fetö terör örgütü bunları kevgire çevirmişti kumpaslarla cezaevlerine atıyor itibarsızlaştırıyor rezil ediyordu. Sayın Erdoğan bunları Fetö'nün elinden kurtardı yine rahat durmuyorlar millete güvenmiyorlar demokrasi düşmanlığı yapıyorlar.

Neden evet demeliyiz. Vesayet rejimini tarihe gömmek için, çocuklarımız için, geleceğimiz için, büyük Türkiye için.

16 Nisan'da sadece Evet -Hayır demeyeceğiz aynı zamanda ortak geleceğimizi aydınlık yarınlarımızı oylayacağız. Bu ülkenin başına ne geldiyse hayırcı zihniyetten gelmiştir.

Gizli kapılar ardında dost meclislerinde ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkeyi kurtardı Fetö belası o olmasaydı ülkeyi esir alacaktı' diyeceksin açığa çıktığında Hayırcı olacaksın buna kimse inanmaz.

Yürekten inanıyorum ki sayın Kılıçdaroğlu'da evet diyecektir. Siz bakmayın söylediklerine siyasetin doğası gereği konuşuyor.