Türkiye'de erken seçim koşullarının oluşup oluşmadığının cevabını verebilecek tek yetkili mercii vatandaşın mutfağında kaynayan tenceredir.Seçmenler için erken seçim noktasında hayati öneme sahip iki üst başlık vardır ardından diğer alt başlıklar gelir.Seçmen ilk olarak ekonomiye yani evine giren ekmeğe bakar , ikinci olarak işsizliğe ardından AB ilişkileri,dış ilişkiler,demokratikleşme,insan hakları,basın özgürlüğü gibi meseleler gelir.Bunlar dışındaki konular da elbette önemlidir. Ancak millet ekmeği yani ekonomi ve işsizlik konusunda homurdanmaya başladıysa erken seçim fitili yakılmış demektir.Kıbrıs barış harekatını 1974'te başarıyla gerçekleştiren Rahmetli Ecevit 1979 seçimlerinde darmadağın oldu savaş kazandı ancak seçimde kaybetti sebebi toplumun çok geniş kesiminin günlük hayatını yakından etkileyen ekonomik sıkıntılar,kıtlıklar, yokluklar, kuyruklardı.Bugün kuyruk yok,kıtlık yok ancak borçsuz bir Allah'ın kulu da yok herkes borçlu adalete güven duygusu yerlerde sürünüyor.

Türkiye'de seçmenlerin oy tercihleri parti seçimi konusunda esnekleşti hiç kimsenin oyu çantada keklik değil,artık sonucu ne olursa olsun A partisine veya B partisine oy veririm anlayışı ortadan kalkmıştır.Seçmenler kendisine kim daha çok fayda sağlayacaksa,Türkiye'yi daha saygın,daha zengin,daha demokratik bir ülke haline getirecekse oy tercihini o partiye kullanır.Hamasi söylemlerin, demagojik konuşmaların eski etkisi yok ,davaymış,kardeşlikmiş,kader birlikteliğiymiş gibi kavramların seçmenlerin oy tercihlerinde eski etkisi kalmadı.Herkes uyandı ekmeğine bakıyor.

O zaman akıllara doğal olarak ''Ne oldu da seçmenlerimiz uyandı ?'' sorusu geliyor.Başlıca temel sebep seçmenlerin aidiyet hissettikleri partilerinin temel çizgisinden sapması,partinin kimliğini kaybetmesine yönelik tutum,davranışlar sergilemesi,dün en ağır küfür ve hakaretlerde bulunduğu parti ve liderine karşı son derece sıcak ve samimi görüntüler sergilemesidir.

Böyle bir durumda siyasi parti liderleri istedikleri gibi esnekleşebiliyorken seçmenler neden çakılı taş gibi dursunlar elbette onlarda faydacı bir yaklaşımla tercih değiştirebilirler. 'Bizler ve Onlar' kavramı liderlerin ortak çıkar ve menfaatleri söz konusu olduğunda ' Vatanseverlik,Bayrak severlik' gibi hepimizin ortak paydası altına gizlenip iş tutuyorsa ve buna karşı çıkışlar 'Vatan hainliği,ihanet' gibi işportaya düşmüş kavramlarla susturulmaya çalışılıyorsa,hapisle,mahkemelerle korkutuluyorsa , seçmenlerin partisine olan bağı zayıflar,güveni sarsılır ve yeni arayışlara yönelir.Değişim isteğinin önünde hiçbir güç duramaz.

Seçmenin duyguları bütün siyasi partiler açısından doğru okunmalıdır.Elbette her seçmen kendisine diğer partilerden daha fazla fayda sağlayacak ekmeğini de ülkesini de büyüteceğine inandığı partiye oy verecektir.AK Parti'ye başta İstanbul ve Ankara seçimlerini kaybettiren düşünce parti tabanında yayılan dışlanmışlık,ezilmişlik,yok sayılma duygusudur. Bu hissiyatlar derinleşerek tabanı farklı arayışlara yönlendirmiştir.Bu millet yeni bir hikaye bekliyor,ezber bozan,kendini tekrar eden değil,umut veren yarına dair kaygılandırmayan ümit olacak bir hareket bekliyor. Bu CHP veya diğer partiler yada yeni kurulacak partiler mi olur yada AK Parti'yi her geçen gün zayıflatan AK Parti-MHP birlikteliği mi olur karar sizlerin... Bekleyip görelim...