Türkiye'de siyasal temsil noktasında bulunanlarla birlikte neredeyse kamu kurumlarının tamamında etkin olan bir çok isme yönelik ciddi eleştiriler var.Siyaset kurumu içerisinde bulunan herkesin bu durumu dikkatle incelemesi ve sorumlulukla hareket etmesi gerekir aksi halde siyaset kurumu değerini hergün yitiren,güvenilirliğini, halkın gözünde düşüren, çözüm değil milletin sırtında yük olan bir yapıya döner.Siyaset kurumunun ana nefes borusu adalettir orada yaşanan tıkanıklıklar demokrasi ve hukuk sistemini zedelemeye başlar sonuç kısmında ise her kurum kendi otokratik düzenini kurar.Bu durumdan en fazla halk etkilenir,ekmeklerinin sayısı düşer,tencerelerindeki aş miktarı azalır.Bugün için böyle vahim bir konumda değiliz ancak olmayacağımız anlamına gelmez.
Ekonomide ve hukukta artık yeni bir reform dönemi başlamalı ve radikal kararlar alınmalıdır.Bunun yolu siyasilerin milletin menfaatine olan konularda ortak akılla hareket etmelerinden geçiyor.İktidar Partisi, Anamuhalefet Partisi ve diğer bütün siyasi parti liderlerinin birbirlerine ve birbirlerinin ailelerine söylemedikleri,etmedikleri küfür ve hakaret kalmadı.'Başka hangi küfür kaldı' diye düşünüyorum gerçekten bulamıyorum.Sokakta bu laflar edilse sokaklar kan gölüne döner şükürler olsun Allah'a ki siyaset kurumumuz bu noktada bayağı geniş bir paradigmaya sahip. Unutabiliyor,kin tutmuyor.Millet bu kavgalardan ,küfürlerden illallah etti.
Hançeresini yırtmayan,hakaret etmeyen,azarlamayan,nefret dilini kullanmayan,bağırmadan mikrofonla konuşabilen makul siyasetçiler istiyor.Eğer ki millet bağıran,çağıran,hakaret eden, üstünü başını yırtan siyasetçiler isteseydi yada bunlara prim verseydi CHP'nin oylarını arttırması gerekirdi.Çünkü AK Parti iktidarı kurulduğundan beri en zor dönemini yaşıyor elbette uluslararası ekonomik sistemin ve pandemi şartlarının da etkisi var ancak buna rağmen Anamuhalefet oy'unu arttıramıyor yükselişe geçemiyor milletin umudu olamıyor. Esnaf,işçi,memur,işsiz herkes ekonomik kriz yaşıyor ekmeği azalmış,yarına dair umutları sönmüşken bile Anamuhalefet umut olamıyorsa ne zaman olacak ? İlginç olan nokta burasıdır ve sebebi çok basittir. Anamuhalefet bağırmanın,hakaret etmenin, popülizmin şehvetli sularında yüzerek başarıya ulaşacağını sanıyor ve buna inanıyor.Millet bu dili tanıyor biliyor bu dil siyasette ekmeğini yedi avamlaştı,artık bu dilin millette karşılığı yok, millet yeni bir hikaye yazacak yeni bir dil istiyor.İşte bu sebepten dolayı kararsız oylar çok yüksek ve bugünün meşru siyasi zemininde bu oyları alabilecek siyasi parti yok .Kararsız oy oranları bu dilden dolayı düşmüyor aksine hergün yükseliyor.
Erken seçim beklentisi içerisinde olan siyasi partiler gerçeklikten uzaklar,erken seçim olsa ne olacak iktidar mı olacaklar ? Hayalperestlikten kurtulmaları gerekiyor.Bir kere erken seçim beklentisi içerisinde olanlar çok iyi bilsinler ki asla erken seçim olmaz. 2023 yılına kadar iktidar vizesini milletten alan Ak Parti neden kendisini zora sokup erken seçim yapsın ? Yapmaz.MHP tarihindeki en başarılı dönemini yaşıyor, yüzde 2 bilemedin 3 oy oranıyla iktidara eklemlenmiş vaziyette varlığını sürdürüyor.MHP'den erken seçim açıklaması bekleyenlerin beyinleri oksijen almıyor çünkü MHP'nin neredeyse bütün oylarını İYİ Parti aldı MHP'nin şuan gözüken oylarının çok önemli kısmı AK Parti tabanındaki MHP sempatizanlarının oylarıdır.Sayın Bahçeli muhalefet partileriyle her hafta salı günü yapılan grup toplantısında söylediği tekerlemelerle dalga geçerken ,iktidar ortağı olmanın da keyfini sürüyor.Haksızlık etmeyelim geçmişte de sürekli tekerleme söylerdi.
Bugünün siyasetinde makamlar için liyakat değil en önemli kriter sadakattir.CHP,İYİ Parti,HDP,GELECEK Partisi,DEVA Partisi erken seçim beklentisi içerisinden çıkmalıdır.Sürekli MHP'yi 'küçük ortak' diye eleştirmenin kendilerine hiçbir faydası yok 'Küçük ortak' dedikleri MHP'nin öneri,talep ve şikayetlerinin iktidarda karşılığı var kendilerinin hiçbir hükmü yok.Gerçekten milletin çıkarları düşünülüyorsa yapılması gereken AK Parti'yi MHP'ye mecbur bırakmamaktır.Milletin derdiyle dertlenen bir muhalefet ortak akılla hareket edip İktidarla diyalog zemininde buluşmalıdır.Herkes şahsi ikbalini düşünürse bundan en büyük zararı milletimiz görecektir.MHP'nin böyle bir derdi yok.
'HDP kapatılsın' demek yaslandığı konforlu alanın rehavetiyle söylenen şımarık sözler olarak geçiştirilmemeli bu siyasi strateji üzerinde düşünülmelidir kafa yormalıdır.Sayın Numan Kurtulmuş'un cevabı yerinde ve zamanında olmuştur.Muhalefetin bu çıkışı doğru okuması gerekir.Gerçekten zor bir dönemden geçtiğimiz bu süreçte herkes kibrini,hesabını bir kenara bırakmalıdır.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın milletin menfaatleri söz konusu olduğunda son derece samimi olduğu güneş gibi ortadadır yeter ki sıcak mesajlar karşılıklı olsun.Bu işin başı Sayın Kılıçdaroğlu' dur küfür ve hakaret korkakların ,uzlaşı mesajları cesurların işidir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Kılıçdaroğlu cesur bir çıkış yapabilir mi?
Türkiye'de siyasal temsil noktasında bulunanlarla birlikte neredeyse kamu kurumlarının tamamında etkin olan bir çok isme yönelik ciddi eleştiriler var.Siyaset kurumu içerisinde bulunan herkesin bu durumu dikkatle incelemesi ve sorumlulukla hareket etmesi gerekir aksi halde siyaset kurumu değerini hergün yitiren,güvenilirliğini, halkın gözünde düşüren, çözüm değil milletin sırtında yük olan bir yapıya döner.Siyaset kurumunun ana nefes borusu adalettir orada yaşanan tıkanıklıklar demokrasi ve hukuk sistemini zedelemeye başlar sonuç kısmında ise her kurum kendi otokratik düzenini kurar.Bu durumdan en fazla halk etkilenir,ekmeklerinin sayısı düşer,tencerelerindeki aş miktarı azalır.Bugün için böyle vahim bir konumda değiliz ancak olmayacağımız anlamına gelmez.
Ekonomide ve hukukta artık yeni bir reform dönemi başlamalı ve radikal kararlar alınmalıdır.Bunun yolu siyasilerin milletin menfaatine olan konularda ortak akılla hareket etmelerinden geçiyor.İktidar Partisi, Anamuhalefet Partisi ve diğer bütün siyasi parti liderlerinin birbirlerine ve birbirlerinin ailelerine söylemedikleri,etmedikleri küfür ve hakaret kalmadı.'Başka hangi küfür kaldı' diye düşünüyorum gerçekten bulamıyorum.Sokakta bu laflar edilse sokaklar kan gölüne döner şükürler olsun Allah'a ki siyaset kurumumuz bu noktada bayağı geniş bir paradigmaya sahip. Unutabiliyor,kin tutmuyor.Millet bu kavgalardan ,küfürlerden illallah etti.
Hançeresini yırtmayan,hakaret etmeyen,azarlamayan,nefret dilini kullanmayan,bağırmadan mikrofonla konuşabilen makul siyasetçiler istiyor.Eğer ki millet bağıran,çağıran,hakaret eden, üstünü başını yırtan siyasetçiler isteseydi yada bunlara prim verseydi CHP'nin oylarını arttırması gerekirdi.Çünkü AK Parti iktidarı kurulduğundan beri en zor dönemini yaşıyor elbette uluslararası ekonomik sistemin ve pandemi şartlarının da etkisi var ancak buna rağmen Anamuhalefet oy'unu arttıramıyor yükselişe geçemiyor milletin umudu olamıyor. Esnaf,işçi,memur,işsiz herkes ekonomik kriz yaşıyor ekmeği azalmış,yarına dair umutları sönmüşken bile Anamuhalefet umut olamıyorsa ne zaman olacak ? İlginç olan nokta burasıdır ve sebebi çok basittir. Anamuhalefet bağırmanın,hakaret etmenin, popülizmin şehvetli sularında yüzerek başarıya ulaşacağını sanıyor ve buna inanıyor.Millet bu dili tanıyor biliyor bu dil siyasette ekmeğini yedi avamlaştı,artık bu dilin millette karşılığı yok, millet yeni bir hikaye yazacak yeni bir dil istiyor.İşte bu sebepten dolayı kararsız oylar çok yüksek ve bugünün meşru siyasi zemininde bu oyları alabilecek siyasi parti yok .Kararsız oy oranları bu dilden dolayı düşmüyor aksine hergün yükseliyor.
Erken seçim beklentisi içerisinde olan siyasi partiler gerçeklikten uzaklar,erken seçim olsa ne olacak iktidar mı olacaklar ? Hayalperestlikten kurtulmaları gerekiyor.Bir kere erken seçim beklentisi içerisinde olanlar çok iyi bilsinler ki asla erken seçim olmaz.
2023 yılına kadar iktidar vizesini milletten alan Ak Parti neden kendisini zora sokup erken seçim yapsın ? Yapmaz.MHP tarihindeki en başarılı dönemini yaşıyor, yüzde 2 bilemedin 3 oy oranıyla iktidara eklemlenmiş vaziyette varlığını sürdürüyor.MHP'den erken seçim açıklaması bekleyenlerin beyinleri oksijen almıyor çünkü MHP'nin neredeyse bütün oylarını İYİ Parti aldı MHP'nin şuan gözüken oylarının çok önemli kısmı AK Parti tabanındaki MHP sempatizanlarının oylarıdır.Sayın Bahçeli muhalefet partileriyle her hafta salı günü yapılan grup toplantısında söylediği tekerlemelerle dalga geçerken ,iktidar ortağı olmanın da keyfini sürüyor.Haksızlık etmeyelim geçmişte de sürekli tekerleme söylerdi.
Bugünün siyasetinde makamlar için liyakat değil en önemli kriter sadakattir.CHP,İYİ Parti,HDP,GELECEK Partisi,DEVA Partisi erken seçim beklentisi içerisinden çıkmalıdır.Sürekli MHP'yi 'küçük ortak' diye eleştirmenin kendilerine hiçbir faydası yok 'Küçük ortak' dedikleri MHP'nin öneri,talep ve şikayetlerinin iktidarda karşılığı var kendilerinin hiçbir hükmü yok.Gerçekten milletin çıkarları düşünülüyorsa yapılması gereken AK Parti'yi MHP'ye mecbur bırakmamaktır.Milletin derdiyle dertlenen bir muhalefet ortak akılla hareket edip İktidarla diyalog zemininde buluşmalıdır.Herkes şahsi ikbalini düşünürse bundan en büyük zararı milletimiz görecektir.MHP'nin böyle bir derdi yok.
'HDP kapatılsın' demek yaslandığı konforlu alanın rehavetiyle söylenen şımarık sözler olarak geçiştirilmemeli bu siyasi strateji üzerinde düşünülmelidir kafa yormalıdır.Sayın Numan Kurtulmuş'un cevabı yerinde ve zamanında olmuştur.Muhalefetin bu çıkışı doğru okuması gerekir.Gerçekten zor bir dönemden geçtiğimiz bu süreçte herkes kibrini,hesabını bir kenara bırakmalıdır.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın milletin menfaatleri söz konusu olduğunda son derece samimi olduğu güneş gibi ortadadır yeter ki sıcak mesajlar karşılıklı olsun.Bu işin başı Sayın Kılıçdaroğlu' dur küfür ve hakaret korkakların ,uzlaşı mesajları cesurların işidir.