Türkiye Rusya arasındaki gerilim her geçen gün biraz daha artıyor.Sonuçlarını şimdiden kestirmek zor.Dış politika uzmanlığı gerektiren böylesi hayati bir konuda bilgili bilgisiz herkesin yorum yapması kamuoyunda tedirginlik yaratıyor.Putin domates alımını durdurursa ne olur ? Doğalgazı keserse tezek mi yakacağız ? Türünden birçok sözde analiz yapılıyor. Duygusal refleksler üzerinden yapılan değerlendirmelerin diplomatik görüşmelerde hiçbir hükmü yok.Sonuçta iki büyük devlet var ve ikisi de kendi milli menfaatlerini kişisel hırslara kurban etmeyecek kadar köklü geçmişe sahip.Peki Rusya dolayısı ile Putin ne yapmaya çalışıyor ? Putin'in yaptığı tüm açıklamalar Rusya'da milliyetçi kanadın gazını almaya yönelik açıklamalardır.Elbette kısa vadede sıkıntılar olabilir ancak söz konusu uçak düşürme hadisesi Türkiye'nin kendi sınırlarını koruma hakkıdır.Tüm dünya bu konuda Türkiye'yi destekler nitelikte açıklamalar yapıyor.Putin'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine iftira atarak Deaş'ın petrolünü satın aldıkları yolundaki yalanları bumerang gibi tersine döndü ve en azılı Erdoğan muhalifleri bile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dik duruşunu takdir etmek zorunda kaldı.
Putin'in tehditleri bir devlet adamının yapacağı açıklamalar değil, sanki bir mafya lideri gibi konuşuyor. Bu durum Putin açısından aynı zamanda yapabilecekleri konusunda az çok fikir sahibi olmamızın önünü açıyor.Evet Türkiye zor bir sürecin içerisinde bir tarafta içeride Pkk ve diğer terör örgütleri dışarıda PYD ve Deaş ile mücadele ediyor.Ancak gözden kaçırılmaması gereken bir nokta var Türkiye'de Kürt kamuoyu Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın tarafında terör istemiyor ve tavrını Türkiye'nin birliğinden yana koymuş vaziyette.Geriye bir tek seçenek kalıyor faili meçhuller,siyasi cinayetler ve iç siyasette kargaşaya yol açacak Türkiye toplumunda karşılığı olan her alandan önemli isimlere düzenlenecek suikastler.İşte üzerinde durmamız gereken nokta tamda burasıdır.Birliğimizi,kardeşlik hukukumuzu etkileyecek bu kalleş saldırılara karşı uyanık olmalıyız ve tek vücut olarak toplum olarak kenetlenmeliyiz.Tahir Elçi'nin ve aynı saldırıda şehit olan polislerimizin öldürülmesi başta olmak üzere bundan sonra yapılacak her hain saldırı Rusya'ın yaptığı tehditlerden ayrı tutulmayacak ve Rusya hakkında soru işaretleri her geçen gün artacaktır.Çünkü Rus devlet adamlarının yaptığı tüm açıklamalar bizi ister istemez aynı noktaya sürüklüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece bugün değil yakın geçmişimizde birçok kez devre dışı bırakılmaya çalışıldı. Ak Parti'nin kapatma davası, Danıştay saldırısı, Gezi olayları,17-25 Aralık Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkmaya yönelik darbe girişimi gibi birçok alçak ve haince girişimin tek nedeni Türkiye'de sarsılmaz bir irade sahibi olması sebebiyle Erdoğan'ın güçlü liderliği ve Türkiye'ye yaptığı büyük hizmetlerin engellenmesi yatıyor.
Erdoğan düşmanlığından gözü dönen bir avuç vatan haininin Rus seviciliğine soyunması içler acısıdır rezilliğin son perdesidir. Türkiye güçlü bir devlettir. Güçlü bir lidere sahiptir. Kendisine karşı yapılacak her saldırıya cevap verebilecek özgüvene ve iradeye hakimdir. Dileğimiz Rusya'nın biran önce bu akıl almaz açıklamalarının son bulması ve yeniden Rusya-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesidir. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye –Rusya gerilimine atıfta bulunarak bir Rus atasözünü hatırlattı ‘‘kimin şapkası yanıyorsa o düşünsün” dedi .Doğrudur. Ancak Türkiye şapka değil yeri geldiğinde gemilerini yakmış atalara sahip bir gelenekten geliyor bunu da dip not olarak unutmamak gerekir…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Kimin şapkası yanıyorsa O değil herkes düşünmeli
Türkiye Rusya arasındaki gerilim her geçen gün biraz daha artıyor.Sonuçlarını şimdiden kestirmek zor.Dış politika uzmanlığı gerektiren böylesi hayati bir konuda bilgili bilgisiz herkesin yorum yapması kamuoyunda tedirginlik yaratıyor.Putin domates alımını durdurursa ne olur ? Doğalgazı keserse tezek mi yakacağız ? Türünden birçok sözde analiz yapılıyor. Duygusal refleksler üzerinden yapılan değerlendirmelerin diplomatik görüşmelerde hiçbir hükmü yok.Sonuçta iki büyük devlet var ve ikisi de kendi milli menfaatlerini kişisel hırslara kurban etmeyecek kadar köklü geçmişe sahip.Peki Rusya dolayısı ile Putin ne yapmaya çalışıyor ? Putin'in yaptığı tüm açıklamalar Rusya'da milliyetçi kanadın gazını almaya yönelik açıklamalardır.Elbette kısa vadede sıkıntılar olabilir ancak söz konusu uçak düşürme hadisesi Türkiye'nin kendi sınırlarını koruma hakkıdır.Tüm dünya bu konuda Türkiye'yi destekler nitelikte açıklamalar yapıyor.Putin'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine iftira atarak Deaş'ın petrolünü satın aldıkları yolundaki yalanları bumerang gibi tersine döndü ve en azılı Erdoğan muhalifleri bile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dik duruşunu takdir etmek zorunda kaldı.
Putin'in tehditleri bir devlet adamının yapacağı açıklamalar değil, sanki bir mafya lideri gibi konuşuyor. Bu durum Putin açısından aynı zamanda yapabilecekleri konusunda az çok fikir sahibi olmamızın önünü açıyor.Evet Türkiye zor bir sürecin içerisinde bir tarafta içeride Pkk ve diğer terör örgütleri dışarıda PYD ve Deaş ile mücadele ediyor.Ancak gözden kaçırılmaması gereken bir nokta var Türkiye'de Kürt kamuoyu Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın tarafında terör istemiyor ve tavrını Türkiye'nin birliğinden yana koymuş vaziyette.Geriye bir tek seçenek kalıyor faili meçhuller,siyasi cinayetler ve iç siyasette kargaşaya yol açacak Türkiye toplumunda karşılığı olan her alandan önemli isimlere düzenlenecek suikastler.İşte üzerinde durmamız gereken nokta tamda burasıdır.Birliğimizi,kardeşlik hukukumuzu etkileyecek bu kalleş saldırılara karşı uyanık olmalıyız ve tek vücut olarak toplum olarak kenetlenmeliyiz.Tahir Elçi'nin ve aynı saldırıda şehit olan polislerimizin öldürülmesi başta olmak üzere bundan sonra yapılacak her hain saldırı Rusya'ın yaptığı tehditlerden ayrı tutulmayacak ve Rusya hakkında soru işaretleri her geçen gün artacaktır.Çünkü Rus devlet adamlarının yaptığı tüm açıklamalar bizi ister istemez aynı noktaya sürüklüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece bugün değil yakın geçmişimizde birçok kez devre dışı bırakılmaya çalışıldı. Ak Parti'nin kapatma davası, Danıştay saldırısı, Gezi olayları,17-25 Aralık Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkmaya yönelik darbe girişimi gibi birçok alçak ve haince girişimin tek nedeni Türkiye'de sarsılmaz bir irade sahibi olması sebebiyle Erdoğan'ın güçlü liderliği ve Türkiye'ye yaptığı büyük hizmetlerin engellenmesi yatıyor.
Erdoğan düşmanlığından gözü dönen bir avuç vatan haininin Rus seviciliğine soyunması içler acısıdır rezilliğin son perdesidir.
Türkiye güçlü bir devlettir. Güçlü bir lidere sahiptir. Kendisine karşı yapılacak her saldırıya cevap verebilecek özgüvene ve iradeye hakimdir. Dileğimiz Rusya'nın biran önce bu akıl almaz açıklamalarının son bulması ve yeniden Rusya-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesidir. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye –Rusya gerilimine atıfta bulunarak bir Rus atasözünü hatırlattı ‘‘kimin şapkası yanıyorsa o düşünsün” dedi .Doğrudur. Ancak Türkiye şapka değil yeri geldiğinde gemilerini yakmış atalara sahip bir gelenekten geliyor bunu da dip not olarak unutmamak gerekir…