Millet ittifakı her bulduğu platformda erken seçim talebini yineliyor.Olabilir.Sorun kimin lider olacağının kararlaştırılmadığı bir siyasi birlikteliğin üzerindeki belirsizliğin ve karanlığın aydınlanamamasıdır.Cumhur ittifakının lideri Başkan Erdoğan, ancak Millet ittifakının lideri ise belli değil.Sürekli kaçak dövüşerek,arkadan dolanarak,suni gündem yaratıp zaman geçiriyorlar.Bu durumdan hiçbir rahatsızlıkları yok aksine çok mutlular çünkü her olumsuzlukta hepsi ellerine bir tas alıp AK Parti çeşmesinin başına koşuyor taslarını dolduruyor,müflis tüccar gibi geri dönüş yolunda aldıklarını harcayıp yeniden BBM'na (Beyhude Bekleyiş Modu) geçiyorlar.Beklerken elbette rahat durmuyorlar korku,kaos,karmaşa,panik,felaket senaryoları tasarlıyor millete anlatıyorlar.Suikast siyaseti yapıyorlar.Herkese itibar suikastı düzenliyorlar, arka arkaya dizilip hepsi bir el ateş ediyor.Hiç müşterisiz kalmıyorlar.Son kurbanları Boğaziçi rektörlüğüne atanan Melih Bulu. Adama etmediklerini bırakmadılar.

Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ayrılmaz beşli çete, en ufak bir çıtırtı duyduklarında ceplerinde taşıdıkları taşları başlıyorlar sesin geldiği tarafa atmaya, kimin kafası kırılır yada kim incinir umurlarında değil. Hamza Yerlikaya'ya da böyle yaptılar sadece görmek istediklerinde gözlerini açıyorlar diğer zamanlarda gözler hep kapalı, halbuki kafalarını hafif kaldırıp ay yıldızlı bayrağımıza doğru baksalar Yerlikaya'nın bu ülkeye gurur yaşatan dünya şampiyonluklarında aldığı madalyaların ışıltısı gözlerini kamaştıracak tek harf konuşamayacaklar.Artık iyice şirazeden çıktılar kontrolsüz bir şekilde herkese saldırıyorlar.Yeter ki çıtırtı duysunlar.

Esnaftan,çiftçiden,iş insanlarından,sade vatandaştan umudu kestiler. Boğaziçi üniversitesinde öğrencilerin arasına sızan terör örgütü militanlarının yapacağı eylemlere bel bağladılar,göreceksiniz oradan da elleri boş dönecek.İçişleri bakanı Süleyman Soylu devamlı müşterileri gibi ondan hiç vazgeçemiyorlar. Bu arada Numan Kurtulmuş'u da boş geçmediler.Kurtulmuş eski öğrencisi olan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Arif Özaydın'ı ziyaret etmiş ziyarete ilişkin fotoğraflar basına yansımıştı.Bu beşli yine ellerine taslarını alıp,ceplerinden taşlarını çıkarıp başladılar sağa sola savurmaya dünyayı ayağa kaldırdılar.

Sebep,' Kurtulmuş neden rektörün koltuğuna oturmuş' ? Nereye oturacaktı kafasının üstüne mi çıksaydı ? 'Vay efendim üniversiteler özerkliğini kaybetti Ak Parti'nin kontrolüne geçti' diye feveran etmeye başladılar.Yapılanlar gerçekten çok çirkindi, herkes bilir ki Anadolu kültüründe misafir baş tacıdır en baş köşeye oturtulur.Kaldı ki koltukların üniversitelerde hiçbir hükmü yoktur geçerli olan bilimdir,ilimdir,hocanın bilgisidir,hiçbir üniversite rektörü yada hocası koltuktan güç almaz,aksine güç verir,eğer gerçekten yeterli değilse hiç merak etmeyin kendisi çeker gider.İnsan düşünmeden edemiyor 23 Nisan çocuk bayramında koltuklarınızı çocuklara verirken sakinleştirici mi alıyorsunuz? Mesele üniversiteler ve rektörler değildir. Mesele bir yerlerden gürültü patırtı çıkarma meselesidir.Boğaziçi'ne Rektör atanan Melih Bulu geçmişte milletvekilliği için Ak Parti'ye aday adaylığı başvurusu yaptı diye dünyayı ayağa kaldırdılar.Eyvallah peki ,Melih Bulu' dan önce CHP'nin kalesi Edirne'den CHP milletvekili seçilen Necdet Budak, vekilliği bittikten sonra İzmir Ege üniversitesi rektörlüğüne Başkan Erdoğan tarafından atandığında niye sesleri çıkmadı ?. Zerre kadar samimiyetleri olsaydı önce Budak'a karşı çıkarlardı. Neden yapmadılar? Çünkü siyasi suikast zamanı değildi.

ABD'nin,AB'nin Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili açıklamaları hükümsüzdür, bu beşlinin siyasi savurganlığına alet olmuşlardır.Bu beş lider her toplumsal olayda bir parça et koparıp kaçıyor ve bunu adına 'siyaset' diyorlar.Belirleyin liderinizi çıkın Başkan Erdoğan'ın karşısına seçimi kazanın alkışlamayan namert olsun ancak kendi anketleriniz bile hepinizi üst üste koyduğunda Başkan Erdoğan'ın aldığı oyu alamadığınızı gösterdiğinde çıkardığınız gürültüleri,cızırtıları alkışlamamızı beklemeyin.