Suruç'ta yaşanan bombalı katliam, PKK'nın kanlı eylemleri, yeniden başlayan askeri operasyonlar… Ve herkesin içini dağlayan şehit cenazeleri …Tüm bunlar birkez daha göstermiştir ki Kürt sorunu en önemli meselemizdir. Peki ne oldu da herşey biranda tersine döndü ? İşte herkesin cevabını merak ettiği soru budur .Bu soruya ideolojileri kemikleşmiş ,okumuş görünümlü sabit fikirlilerin cevabı; ‘'Ak Parti tek başına iktidar olamadı diye Cumhurbaşkanı çözüm sürecini bitirdi. Ak Parti'nin yeniden iktidar olmasının yolu DEAŞ ve PKK ile savaşarak ülkeyi kaos ortamına sürüklemek ancak böyle yaparsa hem milliyetçi kesimin hem de HDP'ye oy vermiş olanların önemli bir kısmının oylarını geri alarak iktidar olabilir çünkü Türkiye'de hangi partiye oy verirse versin hiç kimse ekonominin bozulmasını ve kaosu göze alamaz''.Bu cevap belli kesimlerce kabul görmüşte olabilir ancak bu bizi kendi gerçeğimizden uzaklaştırmamalıdır. Nedir bu gerçek ? Türkiye'nin zorlu bir dönemeçten geçtiği gerçeği. Türklerin ve Kürtlerin gidecek başka ülkeleri yok…Bölünme derseniz ? Türkiye'de 5 milyon Kürt Türk evliliği var 1'er çocukları olsa 15 milyon insan ediyor çocukları ortadan ayıramayacağımıza göre bölünme hayali kuranlara şimdiden geçmiş olsun…
Çözüm süreci Türkiye'nin yumuşak karnıdır ve hassas olunması gereken noktamızdır ancak bazı siyasetçilerimiz Çözüm sürecini kum torbasına çevirdi canı sıkılınca patlatıyor yumruğu. Bu ülkenin evlatlarını birilerinin sorumsuz açıklamalarına kurban etmemeli ve öldürtülmelerine izin vermemeliyiz. Çözüm süreci Türkiye'nin sokakta kalmış çocuğuydu ve tehlikeydi özellikle siyasetçiler bu çocuktan çok beslendi sürekli kandırdılar ilk defa Erdoğan sahip çıktı bu bile kendisinin heykelinin dikilmesine yeter. Ancak ne acıdır ki Demirtaş çözüm sürecinin sahibi Erdoğan'a kürt düşmanlarının yanında saf tutarak akılla izah edilemeyecek sözler söylüyor. HDP parti olarak girdiği 7 Haziran seçimlerin de Türkiye toplumunun yüzde 13'ünün oy'unu almıştır.CHP ve MHP'nin 13 yıldır yapamadığını girdiği ilk seçimde yapmıştır. Bu anlamda taraflı tarafsız herkes HDP'nin başarılı olduğunu kabul ediyor. Selahattin Demirtaş 7 Hazirandan sonra dilini ve üslubunu hiç yumuşatmadı hatta daha da sertleştirdi buna gerek yoktu… Demirtaş'ın bu yanlışlarının yanında diğer taraftan HDP'nin PKK'nın vesayeti altında olduğunu ve yanlış bir yol izlenerek Kürt siyasi hareketinin PKK'ya mahkum edilmeye çalışıldığını da görmek lazım… 7 Hazirandan sonra HDP'nin Kandil'den fırça yemediği gün yok…Biraz geriye gidelim Demirtaş 7 Hazirandan sonra yaptığı o güzel bir konuşmada ne dedi ? ‘emanet oyların farkındayız' . Kandil anında cevap verdi KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu; ‘‘Öyle emanet oylardan falan bahsetmemek gerekir. HDP seçime ilkeleriyle girdi ve HDP'nin ilkeleri oy kazandı. Şunu da söyleyelim emanet oylar falan yoktur. HDP'liler de bunu yanlış değerlendiriyor”. Fırçayı yedikten sonra daha temkinli olmaya çalışan Demirtaş ‘'PKK silahları bıraksın'' çağrısı yaptı. KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat anında cevabı yapıştırdı ‘‘ Bu yaklaşım ne niyetle yapılırsa yapılsın son derece apolitik, yanlış bir yaklaşımdır ve asla kabul edilemez.”
Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki PKK HDP'nin aldığı oyların tamamının sahibi olarak kendisini görüyor.30 yıldır yaptıkları kanlı eylemlerin mükafatı olarak bu millet kendilerine 80 milletvekili verdi sanıyor ve elindeki silaha güvenerek HDP'ye sürekli ayar veriyor. HDP bir karar vermeli ve bu paranoyadan kurtulmalıdır. Bu millet daha ne yapsın ? 80 milletvekili ne demek ? sivil siyaset içerisinde sorunları çözecek gücünüz varken asker polis şehit etmekten kaçınmayan PKK'ya açıkça tavır koymak lazım ‘'kimseyi öldürmeyin yeter artık bu kan dursun ‘'demek lazım .Siyaset cesur insanların işidir. HDP kanlı tünele girmeden önce son çıkışı yapmalıdır çünkü 6 milyon insanın hatırı sayılır kısmı sırf bu yüzden kendilerine oy verdi emanet olarak ve geri almaları da an meselesidir .HDP'nin kapatılması için PKK her yolu deniyor ancak Türkiye parti kapatmalarını çoktan geride bıraktı.HDP'nin kapatılmasının konuşulması bile yanlıştır.Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik yapılan açıklamalar yangına benzin dökmekle eşdeğerdir tam aksine daha da dokunulmaz hale getirilmelidirler.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Kürtler dışında herkes Kürtler adına konuşuyor
Suruç'ta yaşanan bombalı katliam, PKK'nın kanlı eylemleri, yeniden başlayan askeri operasyonlar… Ve herkesin içini dağlayan şehit cenazeleri …Tüm bunlar birkez daha göstermiştir ki Kürt sorunu en önemli meselemizdir. Peki ne oldu da herşey biranda tersine döndü ? İşte herkesin cevabını merak ettiği soru budur .Bu soruya ideolojileri kemikleşmiş ,okumuş görünümlü sabit fikirlilerin cevabı; ‘'Ak Parti tek başına iktidar olamadı diye Cumhurbaşkanı çözüm sürecini bitirdi. Ak Parti'nin yeniden iktidar olmasının yolu DEAŞ ve PKK ile savaşarak ülkeyi kaos ortamına sürüklemek ancak böyle yaparsa hem milliyetçi kesimin hem de HDP'ye oy vermiş olanların önemli bir kısmının oylarını geri alarak iktidar olabilir çünkü Türkiye'de hangi partiye oy verirse versin hiç kimse ekonominin bozulmasını ve kaosu göze alamaz''.Bu cevap belli kesimlerce kabul görmüşte olabilir ancak bu bizi kendi gerçeğimizden uzaklaştırmamalıdır. Nedir bu gerçek ? Türkiye'nin zorlu bir dönemeçten geçtiği gerçeği. Türklerin ve Kürtlerin gidecek başka ülkeleri yok…Bölünme derseniz ? Türkiye'de 5 milyon Kürt Türk evliliği var 1'er çocukları olsa 15 milyon insan ediyor çocukları ortadan ayıramayacağımıza göre bölünme hayali kuranlara şimdiden geçmiş olsun…
Çözüm süreci Türkiye'nin yumuşak karnıdır ve hassas olunması gereken noktamızdır ancak bazı siyasetçilerimiz Çözüm sürecini kum torbasına çevirdi canı sıkılınca patlatıyor yumruğu. Bu ülkenin evlatlarını birilerinin sorumsuz açıklamalarına kurban etmemeli ve öldürtülmelerine izin vermemeliyiz. Çözüm süreci Türkiye'nin sokakta kalmış çocuğuydu ve tehlikeydi özellikle siyasetçiler bu çocuktan çok beslendi sürekli kandırdılar ilk defa Erdoğan sahip çıktı bu bile kendisinin heykelinin dikilmesine yeter. Ancak ne acıdır ki Demirtaş çözüm sürecinin sahibi Erdoğan'a kürt düşmanlarının yanında saf tutarak akılla izah edilemeyecek sözler söylüyor.
HDP parti olarak girdiği 7 Haziran seçimlerin de Türkiye toplumunun yüzde 13'ünün oy'unu almıştır.CHP ve MHP'nin 13 yıldır yapamadığını girdiği ilk seçimde yapmıştır. Bu anlamda taraflı tarafsız herkes HDP'nin başarılı olduğunu kabul ediyor. Selahattin Demirtaş 7 Hazirandan sonra dilini ve üslubunu hiç yumuşatmadı hatta daha da sertleştirdi buna gerek yoktu…
Demirtaş'ın bu yanlışlarının yanında diğer taraftan HDP'nin PKK'nın vesayeti altında olduğunu ve yanlış bir yol izlenerek Kürt siyasi hareketinin PKK'ya mahkum edilmeye çalışıldığını da görmek lazım… 7 Hazirandan sonra HDP'nin Kandil'den fırça yemediği gün yok…Biraz geriye gidelim Demirtaş 7 Hazirandan sonra yaptığı o güzel bir konuşmada ne dedi ? ‘emanet oyların farkındayız' . Kandil anında cevap verdi KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu; ‘‘Öyle emanet oylardan falan bahsetmemek gerekir. HDP seçime ilkeleriyle girdi ve HDP'nin ilkeleri oy kazandı. Şunu da söyleyelim emanet oylar falan yoktur. HDP'liler de bunu yanlış değerlendiriyor”. Fırçayı yedikten sonra daha temkinli olmaya çalışan Demirtaş ‘'PKK silahları bıraksın'' çağrısı yaptı. KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat anında cevabı yapıştırdı ‘‘ Bu yaklaşım ne niyetle yapılırsa yapılsın son derece apolitik, yanlış bir yaklaşımdır ve asla kabul edilemez.”
Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki PKK HDP'nin aldığı oyların tamamının sahibi olarak kendisini görüyor.30 yıldır yaptıkları kanlı eylemlerin mükafatı olarak bu millet kendilerine 80 milletvekili verdi sanıyor ve elindeki silaha güvenerek HDP'ye sürekli ayar veriyor. HDP bir karar vermeli ve bu paranoyadan kurtulmalıdır. Bu millet daha ne yapsın ? 80 milletvekili ne demek ? sivil siyaset içerisinde sorunları çözecek gücünüz varken asker polis şehit etmekten kaçınmayan PKK'ya açıkça tavır koymak lazım ‘'kimseyi öldürmeyin yeter artık bu kan dursun ‘'demek lazım .Siyaset cesur insanların işidir. HDP kanlı tünele girmeden önce son çıkışı yapmalıdır çünkü 6 milyon insanın hatırı sayılır kısmı sırf bu yüzden kendilerine oy verdi emanet olarak ve geri almaları da an meselesidir .HDP'nin kapatılması için PKK her yolu deniyor ancak Türkiye parti kapatmalarını çoktan geride bıraktı.HDP'nin kapatılmasının konuşulması bile yanlıştır.Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik yapılan açıklamalar yangına benzin dökmekle eşdeğerdir tam aksine daha da dokunulmaz hale getirilmelidirler.