Türkiye yeni bir referandumun arifesinde. Toplumda kutuplaştırmayı derinleştiren söylemlerden en uzak durulması gereken bir dönemde olduğumuzun idrakine varmalıyız. Sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz. Duygularımıza, hamasi söylemlere bakmadan devletimizin, milletimizin geleceği için sağlıklı bir karar vermek zorundayız. ‘Evet' diyenin de ‘Hayır' diyenin de bu vatanın evladı olduğunu unutmamalıyız. Önemli olan neden Hayır veya neden Evet dediğimizi anlamaktır. Geçmişte Türkiye'de birçok referandum yapıldı. Anayasa değişikliği gibi hayati bir öneme sahip bir meselenin doğrudan aracı kullanmadan halkın iradesini belirlemek amacıyla yapılan oylamanın adıdır referandum. Referandum demokrasi uygulamasının kalbidir vicdanıdır. Halkın iradesi doğrudan sonuca yansır.
Referanduma karşı çıkmak bir anlamda milleti yok saymaktır. Türkiye geçmişten bu yana ,Türkiye'nin tapusunu cebine koyduğunu sananlarla ,kendisini devletin sahibi gibi gören sakat zihniyetle mücadele ediyor.
Bu zihniyete göre herkesin düşündüğü yanlış birtek bunların düşündüğü doğru. Kutuplaştırmanın, toplumu germenin başıdır bu zihniyet. Sürekli kaostan kandan beslenmiş, yargıyı, emniyeti, askeriyeyi, tüm bürokrasiyi ele geçirmiş ‘astığı astık kestiği kestik' olmuş. Yargıyı, bürokrasiyi ,orduyu, siyaset kurumunu sadece kendi çıkarları doğrultusunda çalıştırmış. Eğer sistem dışına çıkarsa Başbakanda olsa öldürmüş katletmiş. Bu zihniyetin Millet iradesinden anladığı millete çizdikleri sınır kadardır eğer millet dediklerinden dışarı çıkarsa darbe yapmışlar milletin iradesine bir mafya bozuntusu gibi çökmüşlerdir.
Türkiye'de 1961 Türkiye anayasa referandumu, 1982 Türkiye anayasa referandumu, 1987 Türkiye anayasa değişikliği referandumu, 1988 Türkiye anayasa değişikliği referandumu, 2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu yapıldı 1988 referandumu hariç tamamından evet çıktı. Beğenirsiniz beğenmezsiniz ancak saygı duymak zorunluluğunuz vardır demokrasinin gereği budur.
Şimdi yeni bir referanduma gidiyoruz. Bir tarafta kendisini sözde devletin sahibi sananlar diğer tarafta millet var. İşin ilginç kısmı bu güruh şimdi değil geçmişte de aynıydı ve hiç değişmedi ,Rahmetli Menderes'e de ,Rahmetli Özal'a da, Rahmetli Demirel'e de diktatör diyorlardı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da diktatör diyorlar.
Referandumla diktatörlüğün ne alakası var. Diktatör adam referandum mu yapar ?referanduma destek mi verir ? Ancak burada amaç başka. Milletin sağlıklı karar vermesini istemiyorlar.
Kürtleri,Türkleri, alevileri, dindarları yıllardır istismar ettiler. Kürtleri dışlayıp terörü azdırdılar, alevileri dışlayıp kaos yarattılar, dindarları dışlayıp laiklik karşıtlığına zemin hazırladılar,Türk dostu gibi görünüp Türk düşmanlığını körüklediler ama artık yolun sonu göründü.
2017 referandumu Türkiye için bir kırılma noktasıdır. Herkesin kendisini güvende hissedeceği, aidiyet duygusuyla devletine milletine bağlanacağı bir döneme gireceğiz. Birileri için değil kendimiz için karar vereceğiz, geleceğimiz çocuklarımız için karar vereceğiz. Ben Evet diyeceğim. Büyük bir devletin yönetim biçimi de öyle olmalıdır. Başkanlık sistemi toplumda giderek derinleşen ayrışmayı bitirecek normalleşme sürecine hızlı bir giriş yapacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Kutuplaşmanın panzehiri Referandumda Evet’tir
Türkiye yeni bir referandumun arifesinde. Toplumda kutuplaştırmayı derinleştiren söylemlerden en uzak durulması gereken bir dönemde olduğumuzun idrakine varmalıyız. Sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz. Duygularımıza, hamasi söylemlere bakmadan devletimizin, milletimizin geleceği için sağlıklı bir karar vermek zorundayız. ‘Evet' diyenin de ‘Hayır' diyenin de bu vatanın evladı olduğunu unutmamalıyız. Önemli olan neden Hayır veya neden Evet dediğimizi anlamaktır. Geçmişte Türkiye'de birçok referandum yapıldı. Anayasa değişikliği gibi hayati bir öneme sahip bir meselenin doğrudan aracı kullanmadan halkın iradesini belirlemek amacıyla yapılan oylamanın adıdır referandum. Referandum demokrasi uygulamasının kalbidir vicdanıdır. Halkın iradesi doğrudan sonuca yansır.
Referanduma karşı çıkmak bir anlamda milleti yok saymaktır. Türkiye geçmişten bu yana ,Türkiye'nin tapusunu cebine koyduğunu sananlarla ,kendisini devletin sahibi gibi gören sakat zihniyetle mücadele ediyor.
Bu zihniyete göre herkesin düşündüğü yanlış birtek bunların düşündüğü doğru. Kutuplaştırmanın, toplumu germenin başıdır bu zihniyet. Sürekli kaostan kandan beslenmiş, yargıyı, emniyeti, askeriyeyi, tüm bürokrasiyi ele geçirmiş ‘astığı astık kestiği kestik' olmuş. Yargıyı, bürokrasiyi ,orduyu, siyaset kurumunu sadece kendi çıkarları doğrultusunda çalıştırmış. Eğer sistem dışına çıkarsa Başbakanda olsa öldürmüş katletmiş. Bu zihniyetin Millet iradesinden anladığı millete çizdikleri sınır kadardır eğer millet dediklerinden dışarı çıkarsa darbe yapmışlar milletin iradesine bir mafya bozuntusu gibi çökmüşlerdir.
Türkiye'de 1961 Türkiye anayasa referandumu, 1982 Türkiye anayasa referandumu, 1987 Türkiye anayasa değişikliği referandumu, 1988 Türkiye anayasa değişikliği referandumu, 2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu yapıldı 1988 referandumu hariç tamamından evet çıktı. Beğenirsiniz beğenmezsiniz ancak saygı duymak zorunluluğunuz vardır demokrasinin gereği budur.
Şimdi yeni bir referanduma gidiyoruz. Bir tarafta kendisini sözde devletin sahibi sananlar diğer tarafta millet var. İşin ilginç kısmı bu güruh şimdi değil geçmişte de aynıydı ve hiç değişmedi ,Rahmetli Menderes'e de ,Rahmetli Özal'a da, Rahmetli Demirel'e de diktatör diyorlardı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da diktatör diyorlar.
Referandumla diktatörlüğün ne alakası var. Diktatör adam referandum mu yapar ?referanduma destek mi verir ? Ancak burada amaç başka. Milletin sağlıklı karar vermesini istemiyorlar.
Kürtleri,Türkleri, alevileri, dindarları yıllardır istismar ettiler. Kürtleri dışlayıp terörü azdırdılar, alevileri dışlayıp kaos yarattılar, dindarları dışlayıp laiklik karşıtlığına zemin hazırladılar,Türk dostu gibi görünüp Türk düşmanlığını körüklediler ama artık yolun sonu göründü.
2017 referandumu Türkiye için bir kırılma noktasıdır. Herkesin kendisini güvende hissedeceği, aidiyet duygusuyla devletine milletine bağlanacağı bir döneme gireceğiz. Birileri için değil kendimiz için karar vereceğiz, geleceğimiz çocuklarımız için karar vereceğiz. Ben Evet diyeceğim. Büyük bir devletin yönetim biçimi de öyle olmalıdır. Başkanlık sistemi toplumda giderek derinleşen ayrışmayı bitirecek normalleşme sürecine hızlı bir giriş yapacaktır.