Güçlü siyasi iradeye sahip ülkeler sorunlarını demokratik yollardan hukuk içinde kalarak çözerler. Güçlü bir iktidarın varlığı ancak güçlü bir muhalefetle olur. Muhalefetin yetersiz olduğu her ülkede iktidarlar ister istemez demokrasi dışına çıkmak zorunda kalabiliyor. İşte bu noktada sorgulanması gereken yapı muhalefettir. Bizim muhalefetimiz ne diyor ;İşler kötü gidiyor, insanlar ölüyor, şehit cenazeleri durmuyor, ekonomi alarm veriyor, yargıya güven yok, basına baskı var, yolsuzluk, hırsızlık, vurgun, talan diz boyu buraya kadar herşey tamam muhalefet olarak senin görevin durmadan etkisiz bir şekilde zırlamak mı ? yoksa dünyayı ayağa kaldırmak mı ? İktidarın koltuğunu sallamak mı ? Bu pencereden baktığımızda bizim muhalefetimiz bırakın iktidarın koltuğunu sallamayı halayda mendil bile sallayamaz. AK Parti girdiği her seçimde oy oranını arttırıyorsa başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm muhalefet eğer varsa her rezilliğin, kepazeliğin, pisliğin sorumlusudur baş ortağıdırlar. Çünkü yapılan muhalefetin toplumda karşılığı yok dolayısı ile Türkiye demokrasisi önündeki en büyük engel ana muhalefet partisidir. Türkiye'yi ve insanlarını tanımadan beklentilerini bilmeden siyasetçi olunmaz sadece siyasetçilik oynanır.
Türkiye'de iki kutuplu bir toplumsal yapı var. Bir tarafta laikler diğer tarafta İslamcılar. İki tarafında ileri gelenleri kendi kitlelerini ellerinde tutmak için diğer taraf hakkında akla hayale gelmemiş yalan yanlış bilgiler kurgulamış ve bu doğrultuda insan yetiştirmişlerdir. İslamcı laike bakarken dinsiz laik İslamcıya yobaz gözüyle baktırılmıştır. Bu iki kitle yanyana getirilmemiş kurgulanmış düşmanlıklar üzerinden bugüne getirilmiştir. Aynı havayı soluyan, aynı suyu içen, aynı toprağı, aynı bayrağı sahiplenen aynı uğurda yürüyen bu insanlar neden aynı doğrularda buluşamıyor. Asıl sorgulamamız gereken 2 kere 2 dört eder dendiğinde bile eğer o taraf söylüyorsa yalandır deniyor paranoyasıdır.
Ve bu şizofrenik durum hepimize yansıtılıyor. İnsan hiçkimseden olmasa bile Allah'tan utanır. Bu kadar kan gözyaşı varken, hergün şehitler gelirken anaların, bacıların, kardeşlerin, çocukların feryatları yeri göğü inletirken anamuhalefet partisi lideri Ensar vakfındaki bir namussuzun tecavüz olayını ülkenin en önemli gündem maddesi haline getirdi. Hala karşındaki yapının gücünü ölçüp biçemediysen, siyaseti belaltı zemine çekip belki o alanda birkaç yumruk vurabilirim diye hesap ettiysen zavallısın eğer öyle değil samimiyetle yaptıysan siyasi zavallısın. Kılıçdaroğluensar vakfıyla ilgili yaptığı açıklamalardan sonra kevgire döndü. Ölüyü diriltti tüm Türkiye'nin lanetleyeceği bir olaydan mağduriyet çıkartılmasının önünü açtı yazıklar olsun.
AK Parti Türkiye siyasetinde alternatifsizdir. Muhalefet bitiktir. Bu gerçeği görmek zorundayız. Muhalefetin günahlarını AK Parti'ye yüklemek beyhude çırpınıştır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Muhalefet partisi olmayan Türkiye
Güçlü siyasi iradeye sahip ülkeler sorunlarını demokratik yollardan hukuk içinde kalarak çözerler. Güçlü bir iktidarın varlığı ancak güçlü bir muhalefetle olur. Muhalefetin yetersiz olduğu her ülkede iktidarlar ister istemez demokrasi dışına çıkmak zorunda kalabiliyor. İşte bu noktada sorgulanması gereken yapı muhalefettir. Bizim muhalefetimiz ne diyor ;İşler kötü gidiyor, insanlar ölüyor, şehit cenazeleri durmuyor, ekonomi alarm veriyor, yargıya güven yok, basına baskı var, yolsuzluk, hırsızlık, vurgun, talan diz boyu buraya kadar herşey tamam muhalefet olarak senin görevin durmadan etkisiz bir şekilde zırlamak mı ? yoksa dünyayı ayağa kaldırmak mı ? İktidarın koltuğunu sallamak mı ? Bu pencereden baktığımızda bizim muhalefetimiz bırakın iktidarın koltuğunu sallamayı halayda mendil bile sallayamaz. AK Parti girdiği her seçimde oy oranını arttırıyorsa başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm muhalefet eğer varsa her rezilliğin, kepazeliğin, pisliğin sorumlusudur baş ortağıdırlar. Çünkü yapılan muhalefetin toplumda karşılığı yok dolayısı ile Türkiye demokrasisi önündeki en büyük engel ana muhalefet partisidir. Türkiye'yi ve insanlarını tanımadan beklentilerini bilmeden siyasetçi olunmaz sadece siyasetçilik oynanır.
Türkiye'de iki kutuplu bir toplumsal yapı var. Bir tarafta laikler diğer tarafta İslamcılar. İki tarafında ileri gelenleri kendi kitlelerini ellerinde tutmak için diğer taraf hakkında akla hayale gelmemiş yalan yanlış bilgiler kurgulamış ve bu doğrultuda insan yetiştirmişlerdir. İslamcı laike bakarken dinsiz laik İslamcıya yobaz gözüyle baktırılmıştır. Bu iki kitle yanyana getirilmemiş kurgulanmış düşmanlıklar üzerinden bugüne getirilmiştir. Aynı havayı soluyan, aynı suyu içen, aynı toprağı, aynı bayrağı sahiplenen aynı uğurda yürüyen bu insanlar neden aynı doğrularda buluşamıyor. Asıl sorgulamamız gereken 2 kere 2 dört eder dendiğinde bile eğer o taraf söylüyorsa yalandır deniyor paranoyasıdır.
Ve bu şizofrenik durum hepimize yansıtılıyor. İnsan hiçkimseden olmasa bile Allah'tan utanır. Bu kadar kan gözyaşı varken, hergün şehitler gelirken anaların, bacıların, kardeşlerin, çocukların feryatları yeri göğü inletirken anamuhalefet partisi lideri Ensar vakfındaki bir namussuzun tecavüz olayını ülkenin en önemli gündem maddesi haline getirdi. Hala karşındaki yapının gücünü ölçüp biçemediysen, siyaseti belaltı zemine çekip belki o alanda birkaç yumruk vurabilirim diye hesap ettiysen zavallısın eğer öyle değil samimiyetle yaptıysan siyasi zavallısın. Kılıçdaroğluensar vakfıyla ilgili yaptığı açıklamalardan sonra kevgire döndü. Ölüyü diriltti tüm Türkiye'nin lanetleyeceği bir olaydan mağduriyet çıkartılmasının önünü açtı yazıklar olsun.
AK Parti Türkiye siyasetinde alternatifsizdir. Muhalefet bitiktir. Bu gerçeği görmek zorundayız. Muhalefetin günahlarını AK Parti'ye yüklemek beyhude çırpınıştır.