Son yazımda Ak Parti adına açıklama yapan yetkili isimlerin topluma mesaj verirken kullandıkları dile dikkat etmelerinin önemine değinmiştim. Hassas bir dönemden geçtiğimiz bugünlerde söylenen her sözün belli odaklar tarafından istismar edilebileceğine dikkat çekmiştim. Duygusal reflekslerin yoğun olduğu bazı şehit yakınlarının doğrudan siyasi iktidarı ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı hedef alan açıklamalarının evladını kaybetmiş acılı bir annenin feryadı olarak görülmesi gerektiğini belirtmiştim. Düşünün bir kere evladınızı kaybetmişsiniz yüreğiniz kan ağlıyor elbette kızacaksınız elbette öfkelenecek ve ağzınıza geleni söyleyeceksiniz buna hiç kimsenin en küçük bir itirazı olamaz olmamalıdır. Burada ayırmamız gereken önemli nokta o ayakları öpülesi annelerin söyledikleri sözler değil, o sözleri manşetlere taşıyanlar ve O sözleri siyaseten baş edemedikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kullanma zavallılığına düşen aciz muhalefetin temsilcileridir… Bu onursuzlar milletin gözünde acılı bir annenin arkasına sığınacak kadar kişiliksizdirler. Biraz insan olun, vicdanınız olsun, namusunuz olsun bugüne kadar neredeydiniz soytarılar ? Şehit cenazelerini mi beklediniz ? Siyaseten bir duruşunuz yok mu ? Adam gibi kendinize ait bir çizginiz yok mu ? Sizin siyasi olarak söyleyecek sözünüz yok mu ? Konuşmanız için illaki bu ülkede kan akması mı gerekiyor ? Birde utanmadan ortaya çıkıp konuşuyorsunuz ancak unutmayın ki ne kadar havlarsanız havlayın sonunuz boş çünkü havladığınızda sizi sadece itler anlar vicdanı olan ülkesini, bayrağını, devletini seven hiç kimse anlamaz ve anlayamayacaktır. Hakaret etmeden, kişilik katli yapmadan yapılan her eleştirinin AK Parti'de karşılığı vardır. AK Parti özünde bir millet hareketidir ,milletin istek ve talepleri doğrultusunda hareket eder. Anlamak istemeyen, sabit fikirliler için bizzat yaşadığım bir sohbeti sizlerle paylaşayım. AK Parti'de doğru düşünceleri yanlış ifadeler kullanarak topluma anlatan isimlerin üsluplarına dikkat etmeleri gerektiğini bu durumun AK Parti'ye zarar verdiğini ‘Çok dilli Ak Parti başarılı olabilir mi ? başlığı altında kaleme aldım. Yazım yayınlandıktan sonra birçok geri dönüş aldım. Son arayan köşe yazımda ismi geçenlerden AK Parti genel başkan yardımcısı Sayın Selçuk Özdağ'dı. Kısa bir selamlaşmadan sonra konuya girdi ağzım açık kendisini dinledim bütün samimiyetimle söylüyorum AK Parti bu zihniyete sahip çıkarsa yüzde 60 oy alır. Bir insan bu kadar mı mütevazi olur ? bu kadar mı özeleştiriye açık olur ? Yazımdaki samimi eleştirilere katıldığını söyleyen Sayın Özdağ'a babacan tavrından dolayı teşekkür ediyorum. Yazıda Sayın Özdağ'ın HDP'ye destek açıklaması yapan akademisyen, gazeteci, yazarlar için “PKK'ya kim destek veriyorsa hepsi hukuk önünde yargılanacak” dediği sözünün ifade ediliş biçimini eleştirmiştim. Sayın Özdağ bu sözlerine açıklık getirdi ve eleştirimi haklı bulduğunu söyledi ardından ‘‘Orada kullanmış olduğum ‘yargılanacaklar' sözü yerine kullanmam gereken söz ‘‘bu tür tutum takınanlar yasalar çerçevesinde hukuk önünde hesap verirler olmaydı'' dedi. Sözler özü itibariyle aynıdır ancak ifade ediş biçimi pusuda bekleyen şer odaklarına ve algı operasyoncularına malzeme olmaz. Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan Batı dünyasına seslenmiş ‘‘Kobani'ye yardım edilmez ise düştü düşecek'' demişti. Türkiye düşmanı vatan hainleri sadece ‘Kobani düştü düşecek' sözünü kullanıp 6-7 Ekim Kobani ayaklanmasına kadar ahlaksızca bir kampanya başlatıp birçok ölüme sebep olmuşlardı.
‘AK Parti eleştiriye kapalı baskı ve sansür var' diyenler yanılgı içerisindedir. AK Parti hakarete, iftiraya elbette cevap verecek sizler en ağır yalanları söyleyeceksiniz AK Partililer susacak öyle mi ? Defolun gidin…
Sayın Selçuk Özdağ AK Parti'nin bu anlamda Kasım seçimlerine giderken ne kadar hassas ve toplumun beklentilerine ne kadar duyarlı olduğunu da açık ve net bir biçimde ifade etti…AK Parti bu milletin kılcal damarlarına nüfus etmiş milletin sesi ve vicdanı olmuştur. Yeni Türkiye yolunda bu ses mutlak surette karşılık bulacaktır...