Değişimin adayı Özgener mi yoksa Demirtaş mı kazanacak ?
Türkiye'nin kanayan yaralarından birisidir odalardaki vesayet.Esnaf odaları,meslek odaları,ticaret odalarındaki başkanların bir kez göreve geldiklerinde oraya çakılmaları başarı veya başarısızlıkları hiç fark etmez yüzde doksanının ancak rahmetli olunca değişmeleri,gelişmenin ve değişimin önündeki öncelikli aşılması gereken bir engeldir.Statükoyu sağda solda arayanlar,bu odalardaki verimsizliği hepsi olmasa da birçoğundaki üyelerine karşı faydasızlığı ekonomimize zarar veren ekonomi vesayetçilerini görmek zorundadır.Kuruldukları günden bu yana hiçbir siyasi irade bu topa girmemiştir.Şimdi bazı oda başkanları 'bizim şu kadar üyemiz var, ekonomiye şu kadar katkı sağlıyoruz, bizim üyelerimiz şu kadar vergi veriyor' diyebilir bu sözlerin hiçbir hükmü yoktur.Üyelerin ekonomiye katkıları elbette doğru ancak ticaret odasına üye oldukları için bu katkıyı verdikleri yalan üye olmasalar da zaten vergilerini vermek zorundalar.Ticaret odasına gelince şirket sahibi herkesin üye olma zorunluluğu aidat ödeme zorunluluğu var yani kaçış yok mecburen gideceksiniz ilinizde bulunan ticaret odasına üye olacaksınız aidatınızı ödeyeceksiniz.Diyelim 'ticaret odasına üye olmuyorum' dediniz işte o zaman yandınız şirketinizin işleri anında kilitlenir ve batarsınız.İşkembeden sallamaya gerek yok gönüllü değil zoraki bir üyelik durumu var ortada.Herşeyi bir kenara bırakalım zaten üyeyiz düzenli olarak aidatlarımızı ödüyoruz burada bir sorun yok. Peki sorun nerede ? Sorun; üyelere faydalı ne yapıyoruz ? İş alanları mı yaratıyoruz ? ihracatı ithalatı mı destekliyoruz? Hangi mal hangi ülkeden alınır yada satılır bunu mu araştırıyoruz ? Üyelere yurtdışında iş yapabilme zeminleri mi yokluyoruz ?Bunlar yapılmıyor yapılsa da kağıt üstünde var fiiliyatta yok.Ticaret odası başkanı yerini sağlamlaştırmak adına sadece kendisine oy veren üyelere yurtdışı gezileri yaptırıp yedirip, içirmeyle makamını koruyorsa değişim zamanı gelmiştir.Dünya değişirken bizlerde değişmeliyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birkaç sert sözlü çıkışı dışında odalara karşı hiçbir yaptırım olmadı.'Aman esnafı,sanayiciyi,meslek odalarını üzmeyelim anlayışı buraları denetimden bağımsız hale getirdi'.Lafı eğip bükmeye gerek yok işinizin bağlı olduğu odaya kaydolmak zorunluluğunuz var mı ? Var O zaman bu odalar bir nevi devlet kuruluşu olmuyor mu ? Bal gibi oluyor.Eksik olan nedir ? Eksik olan ;Odalar temsil ettikleri üyelerine sahip çıksınlar,ufuklarını açsınlar,vizyonlarını genişletsinler, içe kapanık değil, dışa dönük bir yapı olsunlar.Temsil ettikleri üyeleri sadece aidat ödeyen makina gibi görmekten uzak dursunlar.
Birçok ilimiz gibi bu konuda en şanssız illerimizden biriside İzmir.
İzmir Ticaret odası seçimleri Ömer Kaplan'ın başkanlığa aday olduğu dönem dışında hep durağan geçti.Başkan belli seçilenler belli.Ekrem Demirtaş yıllardır aynı koltukta oturuyor.Kimine göre başarılıdır kimine göre değil.Meseleyi şahıslara indirgediğimizde maalesef böyle bir sonuç çıkıyor ancak İzmir açısından baktığımızda İzmir ticaret odası yönetim biçimi açısından duvara toslamış vaziyettedir.İzair,Efe rakı,üniversite üzerinden belaltı vuruşların bugün için önemi yok İzmir önüne bakmalıdır ve bakmak zorundadır.İzmir'de ekonominin lokomotifi raydan çıkmıştır.Gittiği yer belli değildir.Lokomotifin içinde olan bu kanaldan beslenenler için elbette hiçbir şeyin önemi yoktur ancak İzmir herkesten ve herşeyden önemlidir.İzmir ekonomisi bugün tehdit altındadır ve ilk defa değişim rüzgarı çok sert esiyor.Siyasetteki delegeyi elde tutma hesabı nasıl çirkinse ticaret odalarında üyelerin özgür iradelerini çeşitli yöntemlerle ele geçirmekte aynı çirkinliktedir.
İzmir ticaret odası seçimlerinde başkanlığa aday olan Mahmut Özgener köprüden önce son çıkıştır.Oy kutsaldır.Eğer ki aynı gemideysek,eğer ki İzmir'i düşünüyorsak ,genç,dinamik,ufku ve vizyonu geniş bu eğitimli adama ve ekibine koşulsuz şartsız destek vermeliyiz.Ben oyumu kendisinden yana yani İzmir'den yana kullanacağım.Değişimden ve başarıya odaklanmış bir ekipten yana kullanacağım.Bugüne kadar İzmir kaybetti şimdi kazanma zamanı, fırsatı varken bu genç adama destek verin siz kazanın İzmir'in ekonomisi,sanayisi,sporu kazansın.
Aksi olursa ne olur ? Statüko kazanır yani mevcut durum.Bu değirmen öyle bir değirmendir ki yanlış döndüğü için gün gelir dönüşe destek verenleri de öğütür.
Bunları söylerken referans aldığımız mevcut başkan Ekrem Demirtaş'ın yaptıklarıdır.İnsan kenara çekilmesini de bilmelidir bıktırmadan,usandırmadan,İzmir'i daha fazla yormadan.Üye çoğunluğunu çeşitli sebeplerle elde tutmak avantaj değil aslında en büyük kayıptır.
Arkasında hiçbir şaibesi olmayan Mahmut Özgener İzmir ticaret odası başkanlığı için büyük bir şans olduğu kadar İzmir'de ticaret yapan herkes için şanstır.Başkan dediğin; İzmir'le ilgili her konuya dahil
olur her soruna çözüm önerisi getirir.Ekonomik iktidarı elinde tutan bir yapı sessizliğe gömülüyorsa hiçbir konuda fikir beyan edemiyorsa sadece kendisine yakın güvendiği üyelerle oturup kalkıyorsa değişim zamanı gelmiş demektir.İşte o değişimin adıdır Mahmut Özgener.Karar sizlerin...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Özgener mi yoksa Demirtaş mı kazanacak?
Değişimin adayı Özgener mi yoksa Demirtaş mı kazanacak ?
Türkiye'nin kanayan yaralarından birisidir odalardaki vesayet.Esnaf odaları,meslek odaları,ticaret odalarındaki başkanların bir kez göreve geldiklerinde oraya çakılmaları başarı veya başarısızlıkları hiç fark etmez yüzde doksanının ancak rahmetli olunca değişmeleri,gelişmenin ve değişimin önündeki öncelikli aşılması gereken bir engeldir.Statükoyu sağda solda arayanlar,bu odalardaki verimsizliği hepsi olmasa da birçoğundaki üyelerine karşı faydasızlığı ekonomimize zarar veren ekonomi vesayetçilerini görmek zorundadır.Kuruldukları günden bu yana hiçbir siyasi irade bu topa girmemiştir.Şimdi bazı oda başkanları 'bizim şu kadar üyemiz var, ekonomiye şu kadar katkı sağlıyoruz, bizim üyelerimiz şu kadar vergi veriyor' diyebilir bu sözlerin hiçbir hükmü yoktur.Üyelerin ekonomiye katkıları elbette doğru ancak ticaret odasına üye oldukları için bu katkıyı verdikleri yalan üye olmasalar da zaten vergilerini vermek zorundalar.Ticaret odasına gelince şirket sahibi herkesin üye olma zorunluluğu aidat ödeme zorunluluğu var yani kaçış yok mecburen gideceksiniz ilinizde bulunan ticaret odasına üye olacaksınız aidatınızı ödeyeceksiniz.Diyelim 'ticaret odasına üye olmuyorum' dediniz işte o zaman yandınız şirketinizin işleri anında kilitlenir ve batarsınız.İşkembeden sallamaya gerek yok gönüllü değil zoraki bir üyelik durumu var ortada.Herşeyi bir kenara bırakalım zaten üyeyiz düzenli olarak aidatlarımızı ödüyoruz burada bir sorun yok. Peki sorun nerede ? Sorun; üyelere faydalı ne yapıyoruz ? İş alanları mı yaratıyoruz ? ihracatı ithalatı mı destekliyoruz? Hangi mal hangi ülkeden alınır yada satılır bunu mu araştırıyoruz ? Üyelere yurtdışında iş yapabilme zeminleri mi yokluyoruz ?Bunlar yapılmıyor yapılsa da kağıt üstünde var fiiliyatta yok.Ticaret odası başkanı yerini sağlamlaştırmak adına sadece kendisine oy veren üyelere yurtdışı gezileri yaptırıp yedirip, içirmeyle makamını koruyorsa değişim zamanı gelmiştir.Dünya değişirken bizlerde değişmeliyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birkaç sert sözlü çıkışı dışında odalara karşı hiçbir yaptırım olmadı.'Aman esnafı,sanayiciyi,meslek odalarını üzmeyelim anlayışı buraları denetimden bağımsız hale getirdi'.Lafı eğip bükmeye gerek yok işinizin bağlı olduğu odaya kaydolmak zorunluluğunuz var mı ? Var O zaman bu odalar bir nevi devlet kuruluşu olmuyor mu ? Bal gibi oluyor.Eksik olan nedir ? Eksik olan ;Odalar temsil ettikleri üyelerine sahip çıksınlar,ufuklarını açsınlar,vizyonlarını genişletsinler, içe kapanık değil, dışa dönük bir yapı olsunlar.Temsil ettikleri üyeleri sadece aidat ödeyen makina gibi görmekten uzak dursunlar.
Birçok ilimiz gibi bu konuda en şanssız illerimizden biriside İzmir.
İzmir Ticaret odası seçimleri Ömer Kaplan'ın başkanlığa aday olduğu dönem dışında hep durağan geçti.Başkan belli seçilenler belli.Ekrem Demirtaş yıllardır aynı koltukta oturuyor.Kimine göre başarılıdır kimine göre değil.Meseleyi şahıslara indirgediğimizde maalesef böyle bir sonuç çıkıyor ancak İzmir açısından baktığımızda İzmir ticaret odası yönetim biçimi açısından duvara toslamış vaziyettedir.İzair,Efe rakı,üniversite üzerinden belaltı vuruşların bugün için önemi yok İzmir önüne bakmalıdır ve bakmak zorundadır.İzmir'de ekonominin lokomotifi raydan çıkmıştır.Gittiği yer belli değildir.Lokomotifin içinde olan bu kanaldan beslenenler için elbette hiçbir şeyin önemi yoktur ancak İzmir herkesten ve herşeyden önemlidir.İzmir ekonomisi bugün tehdit altındadır ve ilk defa değişim rüzgarı çok sert esiyor.Siyasetteki delegeyi elde tutma hesabı nasıl çirkinse ticaret odalarında üyelerin özgür iradelerini çeşitli yöntemlerle ele geçirmekte aynı çirkinliktedir.
İzmir ticaret odası seçimlerinde başkanlığa aday olan Mahmut Özgener köprüden önce son çıkıştır.Oy kutsaldır.Eğer ki aynı gemideysek,eğer ki İzmir'i düşünüyorsak ,genç,dinamik,ufku ve vizyonu geniş bu eğitimli adama ve ekibine koşulsuz şartsız destek vermeliyiz.Ben oyumu kendisinden yana yani İzmir'den yana kullanacağım.Değişimden ve başarıya odaklanmış bir ekipten yana kullanacağım.Bugüne kadar İzmir kaybetti şimdi kazanma zamanı, fırsatı varken bu genç adama destek verin siz kazanın İzmir'in ekonomisi,sanayisi,sporu kazansın.
Aksi olursa ne olur ? Statüko kazanır yani mevcut durum.Bu değirmen öyle bir değirmendir ki yanlış döndüğü için gün gelir dönüşe destek verenleri de öğütür.
Bunları söylerken referans aldığımız mevcut başkan Ekrem Demirtaş'ın yaptıklarıdır.İnsan kenara çekilmesini de bilmelidir bıktırmadan,usandırmadan,İzmir'i daha fazla yormadan.Üye çoğunluğunu çeşitli sebeplerle elde tutmak avantaj değil aslında en büyük kayıptır.
Arkasında hiçbir şaibesi olmayan Mahmut Özgener İzmir ticaret odası başkanlığı için büyük bir şans olduğu kadar İzmir'de ticaret yapan herkes için şanstır.Başkan dediğin; İzmir'le ilgili her konuya dahil
olur her soruna çözüm önerisi getirir.Ekonomik iktidarı elinde tutan bir yapı sessizliğe gömülüyorsa hiçbir konuda fikir beyan edemiyorsa sadece kendisine yakın güvendiği üyelerle oturup kalkıyorsa değişim zamanı gelmiş demektir.İşte o değişimin adıdır Mahmut Özgener.Karar sizlerin...