Yoğun yapılaşmalar özellikle büyükşehirlerimizi estetikten uzak beton yığınlarına çevirirken diğer şehirlerimizde bu rüzgardan talebi ölçüsünde nasipleniyor.Elbette daha yaşanabilir yaşam alanları yapılmalıdır yıkılma tehlikesi olan eski yapılar yıkılmalıdır, insan herşeyin en iyisine layıktır,ancak bunu belli bir plan dahilinde yapmadığınızda doğayı katlederek yaptığınızda nefes alacak yer bulamıyorsunuz.Beton yığınlarının kenarlarına birkaç özel yetiştirilmiş palmiye ağacı koyulunca yeşili katletmediğini düşünüyorlar.Bazı zavallılar şu yalanın da arkasına gizleniyor 'şehrin göbeğindeki arsadan 30 ağaç kestim ama dağın tepesine 3000 ağaç diktim benden büyük çevreci var mı ? Böyle akıldan ahlaktan uzak açıklama olabilir mi ? dağın başında dikilen ağacın şehrin göbeğiyle ne alakası var.
Kibrit kutusu gibi üst üste dikilen dairelerin oluşturduğu gökdelenler şehirlerimizi, ortak yaşam alanlarımızı katlederken,aynı zamanda ortak geleceğimizi de hava kirliliğinin en üst düzeyde olduğu,yeşilin olmadığı kanserli hücrelere hapsediyorlar.
Bu sorun sadece a veya b partisinin değil hepimizin sorunudur.Çevreye,insana,doğaya duyarlı herkesin bu konuda fikri alınmalı uzmanların görüşlerine bilgilerine başvurulmalıdır.Toplum hemen hemen her konuda kutuplaştırıldığı için bu noktada da ortak mutabakat sağlanamıyor herkes hadiseye kendi cenahından oy hesabıyla bakıyor.Anamuhalefet 'yeşil katliamı yapılıyor,doğa tahrip ediliyor' diye bağırınca iktidar cenahı 'AK Parti orman alanlarını,doğal park sayısını arttırmıştır binlerce fidan diktirmiştir' diye anında cevabı yetiştiriyor.Hal böyle olunca iki tarafta kendi kitlelerini tatmin etmiş oluyor.Meseleye özü itibariyle bakılabilse sağduyuyla yaklaşılsa ortak çözüm bulunacak ve belki de bu ürkütücü beton yığınlarına bir şekilde 'dur' denilecek daha estetik ve yeşilin olmadığı binalara yasal sınır getirilecek.
Toplum öyle bir hale geldi ki çiçekte,böcekte,ağaçta,kuşta,ekonomide,dinde taraflar destek verdiklerine çok sağlam sarılıyor, karşı çıktıklarına nefretle saldırıyor.Siyasi arenada boy gösterenlerin bu durumdan büyük memnuniyet duydukları yaptıkları açıklamalardan belli oluyor.Çünkü böylelikle kendilerini destekleyenlerin hafızalarına el koyuyorlar muhakeme yetisini ellerinden alıyorlar.Neden-Niçin sorularını sormayı bırakın normal düşünmelerine bile algılarla müdahale ediyorlar.Bu konuda asıl tıbbi vaka ne biliyor musunuz ? Ortada olan makulü dillendirenlerin 'Ne İsa'ya ne Musa'ya yarandı' hesabı hain ilan edilmesi topyekün akıl tutulması yaşadığımızın en net göstergesi değil midir ? AK Parti,CHP,MHP,HDP,BBP,SP,İYİ Parti vs. 'Arkadaş bu partilerden elbette yakınlık duyduğun destek verdiğin olabilir ancak bu tavrın diğerlerinin kötü olduğu vatanhaini olduğu anlamına gelmez nasıl ki kişilerin doğruları yanlışları varsa partilerinde doğruları yanlışları olabilir.Kişi yanlışı aileyi etkiler siyasi yanlış tüm toplumu etkiler.Bize düşen aklımızı kimseye kiraya vermemektir.
Türkiye'nin yetiştirdiği çok önemli değerler var.Pavyonlarda türkü,şarkı söyleyerek veya dansözlük yaparak hasbelkader ünlü olmuş isimlere saygı duyarken dünyanın saygı duyduğu gerçek manada sanat icra eden sanatçılarımıza veyahut herhangi bir bilim dalında dünyayı aydınlatan akademisyenlerimize de sahip çıkmalı saygı göstermeliyiz. Birisi bizim acılarımıza dertlerimize derman oluyor ağlamaklı türkü söylüyor diye sevebiliriz kendi içimizde göklere çıkarabiliriz ancak diğer sanatçılarımızın, akademisyenlerimizin,yazarlarımızın dünyaya açılan pencerelerimiz olduğunu da unutmamalıyız.Öyle bir hale geldik ki eleştiriyi falan bir kenara attık kim kime daha fazla küfrediyorsa kitlesi tarafından en makbul kişi O oluyor.Ortada durmak isteyen bu çirkinliklere müdahil olmak istemeyenlerde iki taraftan küfür yiyorlar.Dolayısı ile bulunduğumuz dönem itibariyle seve seve bir tarafı tutmak zorunda bırakılıyoruz bu doğru değildir.Doğaya yapılan tahribatta bile ortak aklı uzlaşı noktasını bulamıyoruz..
En son yaşadığımız iktidarın şeker fabrikalarını özelleştirme kararına anamuhalefet lideri klasikleşen tavrıyla karşı çıktı 'şeker vatandır vatan satılmaz' diyerek mitingler düzenledi.Sonuç yine hüsran.Allahaşkına yeter artık bu nedir böyle ? Koca memleketi ne hale getirdiniz ?Hainlik,ihanet sözleri havalarda uçuşuyor.ayıptır günahtır bu millete.Siz birbirinize bunları söyleyebilirsiniz ancak size destek verenleri de düşünün onlar kanlı bıçaklı olabilir bu gidiş çok tehlikelidir.Eskişehir Osmangazi üniversitesinde 4 akademisyenin katledilmesi toplum olarak geldiğimiz noktanın ne denli büyük sorunlara gebe olduğunun başka bir işareti değil midir ?.Dileğim biran önce sevginin,hoşgörünün egemen olması ve toplumdaki bu gerginliğin normalleşmesidir.Bu konuda en büyük görev siyasilerimize düşüyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Sadece doğamız mı kötüleşiyor?
Yoğun yapılaşmalar özellikle büyükşehirlerimizi estetikten uzak beton yığınlarına çevirirken diğer şehirlerimizde bu rüzgardan talebi ölçüsünde nasipleniyor.Elbette daha yaşanabilir yaşam alanları yapılmalıdır yıkılma tehlikesi olan eski yapılar yıkılmalıdır, insan herşeyin en iyisine layıktır,ancak bunu belli bir plan dahilinde yapmadığınızda doğayı katlederek yaptığınızda nefes alacak yer bulamıyorsunuz.Beton yığınlarının kenarlarına birkaç özel yetiştirilmiş palmiye ağacı koyulunca yeşili katletmediğini düşünüyorlar.Bazı zavallılar şu yalanın da arkasına gizleniyor 'şehrin göbeğindeki arsadan 30 ağaç kestim ama dağın tepesine 3000 ağaç diktim benden büyük çevreci var mı ? Böyle akıldan ahlaktan uzak açıklama olabilir mi ? dağın başında dikilen ağacın şehrin göbeğiyle ne alakası var.
Kibrit kutusu gibi üst üste dikilen dairelerin oluşturduğu gökdelenler şehirlerimizi, ortak yaşam alanlarımızı katlederken,aynı zamanda ortak geleceğimizi de hava kirliliğinin en üst düzeyde olduğu,yeşilin olmadığı kanserli hücrelere hapsediyorlar.
Bu sorun sadece a veya b partisinin değil hepimizin sorunudur.Çevreye,insana,doğaya duyarlı herkesin bu konuda fikri alınmalı uzmanların görüşlerine bilgilerine başvurulmalıdır.Toplum hemen hemen her konuda kutuplaştırıldığı için bu noktada da ortak mutabakat sağlanamıyor herkes hadiseye kendi cenahından oy hesabıyla bakıyor.Anamuhalefet 'yeşil katliamı yapılıyor,doğa tahrip ediliyor' diye bağırınca iktidar cenahı 'AK Parti orman alanlarını,doğal park sayısını arttırmıştır binlerce fidan diktirmiştir' diye anında cevabı yetiştiriyor.Hal böyle olunca iki tarafta kendi kitlelerini tatmin etmiş oluyor.Meseleye özü itibariyle bakılabilse sağduyuyla yaklaşılsa ortak çözüm bulunacak ve belki de bu ürkütücü beton yığınlarına bir şekilde 'dur' denilecek daha estetik ve yeşilin olmadığı binalara yasal sınır getirilecek.
Toplum öyle bir hale geldi ki çiçekte,böcekte,ağaçta,kuşta,ekonomide,dinde taraflar destek verdiklerine çok sağlam sarılıyor, karşı çıktıklarına nefretle saldırıyor.Siyasi arenada boy gösterenlerin bu durumdan büyük memnuniyet duydukları yaptıkları açıklamalardan belli oluyor.Çünkü böylelikle kendilerini destekleyenlerin hafızalarına el koyuyorlar muhakeme yetisini ellerinden alıyorlar.Neden-Niçin sorularını sormayı bırakın normal düşünmelerine bile algılarla müdahale ediyorlar.Bu konuda asıl tıbbi vaka ne biliyor musunuz ? Ortada olan makulü dillendirenlerin 'Ne İsa'ya ne Musa'ya yarandı' hesabı hain ilan edilmesi topyekün akıl tutulması yaşadığımızın en net göstergesi değil midir ? AK Parti,CHP,MHP,HDP,BBP,SP,İYİ Parti vs. 'Arkadaş bu partilerden elbette yakınlık duyduğun destek verdiğin olabilir ancak bu tavrın diğerlerinin kötü olduğu vatanhaini olduğu anlamına gelmez nasıl ki kişilerin doğruları yanlışları varsa partilerinde doğruları yanlışları olabilir.Kişi yanlışı aileyi etkiler siyasi yanlış tüm toplumu etkiler.Bize düşen aklımızı kimseye kiraya vermemektir.
Türkiye'nin yetiştirdiği çok önemli değerler var.Pavyonlarda türkü,şarkı söyleyerek veya dansözlük yaparak hasbelkader ünlü olmuş isimlere saygı duyarken dünyanın saygı duyduğu gerçek manada sanat icra eden sanatçılarımıza veyahut herhangi bir bilim dalında dünyayı aydınlatan akademisyenlerimize de sahip çıkmalı saygı göstermeliyiz. Birisi bizim acılarımıza dertlerimize derman oluyor ağlamaklı türkü söylüyor diye sevebiliriz kendi içimizde göklere çıkarabiliriz ancak diğer sanatçılarımızın, akademisyenlerimizin,yazarlarımızın dünyaya açılan pencerelerimiz olduğunu da unutmamalıyız.Öyle bir hale geldik ki eleştiriyi falan bir kenara attık kim kime daha fazla küfrediyorsa kitlesi tarafından en makbul kişi O oluyor.Ortada durmak isteyen bu çirkinliklere müdahil olmak istemeyenlerde iki taraftan küfür yiyorlar.Dolayısı ile bulunduğumuz dönem itibariyle seve seve bir tarafı tutmak zorunda bırakılıyoruz bu doğru değildir.Doğaya yapılan tahribatta bile ortak aklı uzlaşı noktasını bulamıyoruz..
En son yaşadığımız iktidarın şeker fabrikalarını özelleştirme kararına anamuhalefet lideri klasikleşen tavrıyla karşı çıktı 'şeker vatandır vatan satılmaz' diyerek mitingler düzenledi.Sonuç yine hüsran.Allahaşkına yeter artık bu nedir böyle ? Koca memleketi ne hale getirdiniz ?Hainlik,ihanet sözleri havalarda uçuşuyor.ayıptır günahtır bu millete.Siz birbirinize bunları söyleyebilirsiniz ancak size destek verenleri de düşünün onlar kanlı bıçaklı olabilir bu gidiş çok tehlikelidir.Eskişehir Osmangazi üniversitesinde 4 akademisyenin katledilmesi toplum olarak geldiğimiz noktanın ne denli büyük sorunlara gebe olduğunun başka bir işareti değil midir ?.Dileğim biran önce sevginin,hoşgörünün egemen olması ve toplumdaki bu gerginliğin normalleşmesidir.Bu konuda en büyük görev siyasilerimize düşüyor.