Türkiye'nin ekonomik,siyasal,sosyal ve güvenlik sorunları derinleşiyor.Bu sorunlara kısa zamanda çözüm bulmak kolay değil çünkü sorunların doğuş ve olgunlaşma süreci kısa değil, çözümünü de kısa sürede beklemek hayalcilik olur.Siyasal iktidarları ekonomi getirir ekonomi götürür klasik evrensel siyasi kaide budur.Ekonomi teklemeye başladığı anda herşey aksamaya başlar siz algıları istediğiniz kadar farklı alanlara,taraflara çekmeye çalışın başarılı olamazsınız. Ancak geçici bir süre suni bir rahatlamaya alan açabilirsiniz. Çünkü son tahlilde ne yaparsanız yapın herkes evine giren ekmeğe bakar.Bazı önemli noktalarda ve konularda muhakeme yetisinin kaybedildiği bir zaman diliminden geçiyoruz.
Kanlınızla kavgada söylenmeyecek sözler siyasette muhatapların çok rahat bir şekilde ağızlarından çıkabiliyor.Bu nefret dilini terk etmeye yönelik hiçbir çaba belirtisi yokken tam aksine bu kutuplaştırıcı dile meşruiyet zemini aranıyor bu çıkmaz sokaktır.Hainlik ve ihanet sözcükleri resmen işportaya düştü.Simitçi,kahveci,gazozcu dahil herkes bu sözleri günlük hayatta çok rahat bir şekilde kullanır oldu.Son derece tehlikeli bir sürece girilmiştir.Doğruyla yanlışın birbiriyle karıştırıldığı karanlık bir tüneldeki ilerleyişte son nokta duraklar dahil herşey anormaldir anlaşılmazdır.
Sosyolojik alt yapımızda ciddi tahribatlar oluşmuştur.Kültürümüzde gelenek göreneklerimizde tarihin belki de en büyük savruluşlarını yaşıyoruz.Hoşgörünün iyiliğin güzelliğin inancımız gereği genlerimizdeki varlığının farkındalığından uzaklaşırken beynimize enjekte edilmeye çalışılan tahammülsüzlük zehrinin etkilerini toplumun her kesiminde hissetmeye başladık.Türkiye'de meşru her siyasi hareketin üst yönetimi destekçileri yazarları, çizerleri,yönlendiricileri birbirlerini dinlemezken birbirlerine hakaretler yağdırırken tahammülsüzlüğün zirvesine çıkıyorlar çünkü ancak bu şekilde tabanlarını konsolide edebiliyorlar bu tuzağa düşmemeliyiz.
Herkes düşman ve her yerde Türkiye'nin yıkımına yönelik projeler üretiliyor düşüncesi her dönemde vardı ki doğrudur ancak bunun önlemini köylü,işçi,memur,işsiz,gariban veya zengin değil devleti yönetenler alacak çözüm yeri millete gidip dert yanmakta değil çare ve çözüm yolu bulmaktadır.Gereğini yapar önlemini alırsın kim ne yapıyorsa yapsın sen doğru yer ve zamanda durursan eğri belasını kendiliğinden de bulur. Toplumu korkular üzerinden sürekli bir dış tehdit saldırısı altındaymış algısı yaratarak yönetemezsiniz.Belli bir zaman diliminde siyaseten başarılı sonuç alınması sürdürülebilir değildir.
Düşmanlaştırma siyaseti uzun vadede duvara toslayacaktır.Bu milletin ruhundaki birlik ve beraberlik asla bozulmayacaktır.Türkiye'nin içinden geçtiği bu kritik süreçte üst yönetimlerde bulunan siyasetçilerden milletin beklediği nefret dilini terk etmeleri kin ve kan kokan söylemler yerine normalleşmeye yönelik birliğimizi güçlendiren açıklamalar yapmalarıdır.Başkasından duyduğunda seni rahatsız eden üstünü başını yırtmana vesile olan sözleri sende başkasına söylemeyeceksin. Hiç kimsenin toplumu bu kısır döngünün içerisine sokmaya hakkı yoktur.AK Partinin oy kaybettiği doğrudur ancak sebebini belirleme noktasında muhalefetin sorunu vardır.Merkez sağda AK Partinin yaptığı hatalardan dolayı açılan boşluktan İYİ Parti bile daha iki günlükken Meral Akşener liderliğinde 5 milyon oy aldı.Normal şartlarda alabilir miydi ? Alamazdı.
Kazanmayı bildiğimiz gibi kaybetmeyi de bilmeli ve içimize sindirmeliyiz.CHP lideri Kılıçdaroğlu merkez sağda açılan bu boşluğu gördü ve oraya fokuslandı.Başörtü sorunuyla ilgili yaptığı samimi özeleştirinin toplumda karşılığı var.Devlet Bahçeli'nin Kılıçdaroğlu'nun başta İstanbul ve Ankara seçimlerinde uyguladığı strateji sonucu ulaştığı başarıdan büyük rahatsızlığı var.Bu başarıyı HDP veya terör örgütü PKK ile bağlantılı hale getirmeye çalışarak gölgelemeye çalışmanın millette karşılığı yok.
Sonuçta seçimden öncede aynı nakaratlar tekrar edildi ancak sonuç değişmedi demek ki bu politikanın seçmende tam aksine artı yönde karşılığı var.Bahçeli kendi özeleştirisini yapmalıdır.Suni gündemlerin Türkiye'ye hiçbir faydası yok.Yanı başımızda gözümüzün önünde ABD Suriye'de bizim terör örgütü olarak gördüğümüz YPG'ye açık ve aleni bir şekilde en ağır silahları veriyor inkar da etmiyor.
Ankara ABD büyükelçiliği FETÖ firarisi Ergun Babahan'ın Sayın Bahçeli hakkındaki (tweet'ini) tivitini beğeniyor.Ardından açıklama yapıyor yanlışlık olmuş diyor özür diliyor.Elbette bakılsın edilsin de ortada gözümüzün önünde reel yapılan bir dünya entrika varken bu meseleyi büyütmemizin ülkemize ne faydası var. Farz edelim ki bütün Amerika topyekün özür diledi elimizi ayağımızı öptü ne olacak ?
Sonuçta ABD yine bildiğini okuyacak, kendi menfaatlerine bakacak çıkarları doğrultusunda hareket edecek. Bizimde artık önümüze bakma zamanımız gelmiş hatta geç kalınmıştır.Gücümüzü özürlerle değil bilimle,teknolojiyle,sanayiyle,güçlü ekonomiyle demokrasiyle göstermeliyiz.AK Parti bu noktada herşeye rağmen bugün için merkez sağın en güçlü partisi.AK Partinin önümüzdeki süreçte hazırlayacağı yol haritası hem kendi hemde diğer partilerin kaderini belirleyecektir.Siyaset sahnesi tarihi fırsatlarla dolu iyi oynayan kazanır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Siyaset sahnesi tarihi fırsatlarla dolu
Türkiye'nin ekonomik,siyasal,sosyal ve güvenlik sorunları derinleşiyor.Bu sorunlara kısa zamanda çözüm bulmak kolay değil çünkü sorunların doğuş ve olgunlaşma süreci kısa değil, çözümünü de kısa sürede beklemek hayalcilik olur.Siyasal iktidarları ekonomi getirir ekonomi götürür klasik evrensel siyasi kaide budur.Ekonomi teklemeye başladığı anda herşey aksamaya başlar siz algıları istediğiniz kadar farklı alanlara,taraflara çekmeye çalışın başarılı olamazsınız. Ancak geçici bir süre suni bir rahatlamaya alan açabilirsiniz. Çünkü son tahlilde ne yaparsanız yapın herkes evine giren ekmeğe bakar.Bazı önemli noktalarda ve konularda muhakeme yetisinin kaybedildiği bir zaman diliminden geçiyoruz.
Kanlınızla kavgada söylenmeyecek sözler siyasette muhatapların çok rahat bir şekilde ağızlarından çıkabiliyor.Bu nefret dilini terk etmeye yönelik hiçbir çaba belirtisi yokken tam aksine bu kutuplaştırıcı dile meşruiyet zemini aranıyor bu çıkmaz sokaktır.Hainlik ve ihanet sözcükleri resmen işportaya düştü.Simitçi,kahveci,gazozcu dahil herkes bu sözleri günlük hayatta çok rahat bir şekilde kullanır oldu.Son derece tehlikeli bir sürece girilmiştir.Doğruyla yanlışın birbiriyle karıştırıldığı karanlık bir tüneldeki ilerleyişte son nokta duraklar dahil herşey anormaldir anlaşılmazdır.
Sosyolojik alt yapımızda ciddi tahribatlar oluşmuştur.Kültürümüzde gelenek göreneklerimizde tarihin belki de en büyük savruluşlarını yaşıyoruz.Hoşgörünün iyiliğin güzelliğin inancımız gereği genlerimizdeki varlığının farkındalığından uzaklaşırken beynimize enjekte edilmeye çalışılan tahammülsüzlük zehrinin etkilerini toplumun her kesiminde hissetmeye başladık.Türkiye'de meşru her siyasi hareketin üst yönetimi destekçileri yazarları, çizerleri,yönlendiricileri birbirlerini dinlemezken birbirlerine hakaretler yağdırırken tahammülsüzlüğün zirvesine çıkıyorlar çünkü ancak bu şekilde tabanlarını konsolide edebiliyorlar bu tuzağa düşmemeliyiz.
Herkes düşman ve her yerde Türkiye'nin yıkımına yönelik projeler üretiliyor düşüncesi her dönemde vardı ki doğrudur ancak bunun önlemini köylü,işçi,memur,işsiz,gariban veya zengin değil devleti yönetenler alacak çözüm yeri millete gidip dert yanmakta değil çare ve çözüm yolu bulmaktadır.Gereğini yapar önlemini alırsın kim ne yapıyorsa yapsın sen doğru yer ve zamanda durursan eğri belasını kendiliğinden de bulur. Toplumu korkular üzerinden sürekli bir dış tehdit saldırısı altındaymış algısı yaratarak yönetemezsiniz.Belli bir zaman diliminde siyaseten başarılı sonuç alınması sürdürülebilir değildir.
Düşmanlaştırma siyaseti uzun vadede duvara toslayacaktır.Bu milletin ruhundaki birlik ve beraberlik asla bozulmayacaktır.Türkiye'nin içinden geçtiği bu kritik süreçte üst yönetimlerde bulunan siyasetçilerden milletin beklediği nefret dilini terk etmeleri kin ve kan kokan söylemler yerine normalleşmeye yönelik birliğimizi güçlendiren açıklamalar yapmalarıdır.Başkasından duyduğunda seni rahatsız eden üstünü başını yırtmana vesile olan sözleri sende başkasına söylemeyeceksin. Hiç kimsenin toplumu bu kısır döngünün içerisine sokmaya hakkı yoktur.AK Partinin oy kaybettiği doğrudur ancak sebebini belirleme noktasında muhalefetin sorunu vardır.Merkez sağda AK Partinin yaptığı hatalardan dolayı açılan boşluktan İYİ Parti bile daha iki günlükken Meral Akşener liderliğinde 5 milyon oy aldı.Normal şartlarda alabilir miydi ? Alamazdı.
Kazanmayı bildiğimiz gibi kaybetmeyi de bilmeli ve içimize sindirmeliyiz.CHP lideri Kılıçdaroğlu merkez sağda açılan bu boşluğu gördü ve oraya fokuslandı.Başörtü sorunuyla ilgili yaptığı samimi özeleştirinin toplumda karşılığı var.Devlet Bahçeli'nin Kılıçdaroğlu'nun başta İstanbul ve Ankara seçimlerinde uyguladığı strateji sonucu ulaştığı başarıdan büyük rahatsızlığı var.Bu başarıyı HDP veya terör örgütü PKK ile bağlantılı hale getirmeye çalışarak gölgelemeye çalışmanın millette karşılığı yok.
Sonuçta seçimden öncede aynı nakaratlar tekrar edildi ancak sonuç değişmedi demek ki bu politikanın seçmende tam aksine artı yönde karşılığı var.Bahçeli kendi özeleştirisini yapmalıdır.Suni gündemlerin Türkiye'ye hiçbir faydası yok.Yanı başımızda gözümüzün önünde ABD Suriye'de bizim terör örgütü olarak gördüğümüz YPG'ye açık ve aleni bir şekilde en ağır silahları veriyor inkar da etmiyor.
Ankara ABD büyükelçiliği FETÖ firarisi Ergun Babahan'ın Sayın Bahçeli hakkındaki (tweet'ini) tivitini beğeniyor.Ardından açıklama yapıyor yanlışlık olmuş diyor özür diliyor.Elbette bakılsın edilsin de ortada gözümüzün önünde reel yapılan bir dünya entrika varken bu meseleyi büyütmemizin ülkemize ne faydası var. Farz edelim ki bütün Amerika topyekün özür diledi elimizi ayağımızı öptü ne olacak ?
Sonuçta ABD yine bildiğini okuyacak, kendi menfaatlerine bakacak çıkarları doğrultusunda hareket edecek. Bizimde artık önümüze bakma zamanımız gelmiş hatta geç kalınmıştır.Gücümüzü özürlerle değil bilimle,teknolojiyle,sanayiyle,güçlü ekonomiyle demokrasiyle göstermeliyiz.AK Parti bu noktada herşeye rağmen bugün için merkez sağın en güçlü partisi.AK Partinin önümüzdeki süreçte hazırlayacağı yol haritası hem kendi hemde diğer partilerin kaderini belirleyecektir.Siyaset sahnesi tarihi fırsatlarla dolu iyi oynayan kazanır.