Türkiye iç barışını yakalamaya çok yaklaşmıştı ancak silahlar devreye girince yeniden en başa dönüldü. Gün geçmiyor ki şehit cenazeleri gelmesin gözyaşları hepimizin içini yakıyor. Sorumluluk makamlarında oturanlar milletin sesine kulak vermelidirler… Hiç kimse ama hiç kimse çocuğunun ölmesini istemez. Sade vatandaşın gücü terör olaylarını durdurmaya yetmiyor. Kanı durduracak güç siyasettir bunu herkes biliyor. Siyasilerin bu noktada milletin çocukları şehit olurken kendi çocukları şehit olmuş gibi düşünme zamanı gelmiştir. Sert söz ve yöntemlerle hiçbir yere varılamayacağı birçok kez denendi görüldü daha kaç vatan evladının şehit olması lazım bu kanın durması için ? Acı olan gerçek bu sorunun cevabının olmayışıdır… Bekara karı boşamak nasıl kolaysa evladı olmayana evlat acısını anlatmakta o kadar zordur.
Barış ateşi İzmir'den yanabilir bütün Türkiye'yi ısıtabilir. İzmir büyükşehir belediye başkanı Aziz Kocaoğlu gibi cesaretli siyasetçilerin devreye girme zamanı gelmiştir. Aydınlarımız, yazarlarımız, siyasetçilerimiz, sivil toplum kuruluşu liderlerimiz neyi bekliyorlar ? Neden konuşmuyorlar ? Yoksa böyle bir ortamda konuşup tepki çekmekten mi korkuyorlar ? Heryer sütliman iken konuşmak iş değil tatlı su kurnazlığıdır. Rezilliğe kepazeliğe bakar mısınız ? Çözüm süreci başladığında kan durduğunda herkes ortaya atlıyor ‘barış' diyor ‘kardeşlik' diyor şehit cenazeleri gelmeye başladığında tık yok birçoğu köşesine çekiliyor… Çıkıp neden çağrı yapmıyorlar ? Neden PKK'ya silahı bırak demiyorlar ? Yeniden konuşmak için silahın durmasını mı bekliyorlar ? Böyle ise vay halimize…Konumlarını etiketlerini korumak için sessiz kalmak suça ortak olmakla eş değerdir. Aziz Kocaoğlu yiğitçe sorunun muhataplarına şu çağrıyı yapabiliyor ‘‘Artık kan ve gözyaşı görmek, masum insanların feryatlarını duymak istemiyoruz. Herkes taşıdığı sorumluluğun gereğini yapsın ve akan kan bir an önce dursun. Bu konuda bize düşen görev neyse,şartsız,koşulsuz hazırız''.Sevginin ve hoşgörünün başkenti İzmir'den yükselen bu sese destek verilmeli ve dalga dalga bütün Türkiye'ye yayılmalıdır.Kocaoğlu toplumsal hiçbir hadisede kenarda durmamıştır asla sessiz kalmamıştır.Keşke Sayın Kocaoğlu yeni kurulan bu Hükümette bakan olsaydı Türkiye adına daha çok katkı koyabilseydi… Bugün ihtiyacımız olan toplumda artan gerilimi durduracak aklı selim açıklamalar yapan tutarlı davranışlar sergileyen sorumluluk sahibi isimlere sahip çıkmak ve destek olmaktır Sayın Tuğrul Türkeş Sayın Davutoğlu'nun bakanlık teklifine ‘evet' diyerek tavrını Türkiye'nin normalleşmesinden yana koymuştur. Siyasi çizgisini, kimliğini satmamış aksine Türkiye'nin selameti için her mevki ve makamı elinin tersiyle itebileceğini göstermiştir.
Şu anda Sayın Türkeş'in üzerine çullananların görmediği nokta Tuğrul Türkeş artık sadece siyasi ikbal peşinde koşan, etiket meraklısı, meşhur olma sevdalısı,itibar suikastçisi isimlerin yalan ve iftiralarıyla yıpratılamayacak bir noktadadır çünkü bu milletin yüreğine girmiştir.Tecrübeyle sabittir ki her kim bu milletin yüreğine saldırmışsa en demokratik tepkiyi hak ettiği şekilde görür…Sayın Türkeş beyhude çırpınan çığırtkanların değil milletin yanında yer almıştır milyonların sevgisini ve saygısını kazanmıştır. CHP içerisinden hiçbir ismin yeni kurulan hükümette bakanlık teklifine evet dememesi CHP adına millet nezdinde büyük bir eksidir.Çünkü gün kişisel günlük hesaplar yapma günü değil milletin emrini yerine getirme günüdür.Sayın Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığı makamına taşıyan millet iradesidir.Erdoğan düşmanlığı yapmak özünde millet düşmanlığı yapmakla eşdeğerdir.Kimin ne hesabı varsa Sayın Erdoğan'a değil gücü yetiyorsa millete sorsun….
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Sorumluluk duygusu millet sevgisinden doğar
Türkiye iç barışını yakalamaya çok yaklaşmıştı ancak silahlar devreye girince yeniden en başa dönüldü. Gün geçmiyor ki şehit cenazeleri gelmesin gözyaşları hepimizin içini yakıyor. Sorumluluk makamlarında oturanlar milletin sesine kulak vermelidirler… Hiç kimse ama hiç kimse çocuğunun ölmesini istemez. Sade vatandaşın gücü terör olaylarını durdurmaya yetmiyor. Kanı durduracak güç siyasettir bunu herkes biliyor. Siyasilerin bu noktada milletin çocukları şehit olurken kendi çocukları şehit olmuş gibi düşünme zamanı gelmiştir. Sert söz ve yöntemlerle hiçbir yere varılamayacağı birçok kez denendi görüldü daha kaç vatan evladının şehit olması lazım bu kanın durması için ? Acı olan gerçek bu sorunun cevabının olmayışıdır… Bekara karı boşamak nasıl kolaysa evladı olmayana evlat acısını anlatmakta o kadar zordur.
Barış ateşi İzmir'den yanabilir bütün Türkiye'yi ısıtabilir. İzmir büyükşehir belediye başkanı Aziz Kocaoğlu gibi cesaretli siyasetçilerin devreye girme zamanı gelmiştir. Aydınlarımız, yazarlarımız, siyasetçilerimiz, sivil toplum kuruluşu liderlerimiz neyi bekliyorlar ? Neden konuşmuyorlar ? Yoksa böyle bir ortamda konuşup tepki çekmekten mi korkuyorlar ? Heryer sütliman iken konuşmak iş değil tatlı su kurnazlığıdır. Rezilliğe kepazeliğe bakar mısınız ? Çözüm süreci başladığında kan durduğunda herkes ortaya atlıyor ‘barış' diyor ‘kardeşlik' diyor şehit cenazeleri gelmeye başladığında tık yok birçoğu köşesine çekiliyor… Çıkıp neden çağrı yapmıyorlar ? Neden PKK'ya silahı bırak demiyorlar ? Yeniden konuşmak için silahın durmasını mı bekliyorlar ? Böyle ise vay halimize…Konumlarını etiketlerini korumak için sessiz kalmak suça ortak olmakla eş değerdir. Aziz Kocaoğlu yiğitçe sorunun muhataplarına şu çağrıyı yapabiliyor ‘‘Artık kan ve gözyaşı görmek, masum insanların feryatlarını duymak istemiyoruz. Herkes taşıdığı sorumluluğun gereğini yapsın ve akan kan bir an önce dursun. Bu konuda bize düşen görev neyse,şartsız,koşulsuz hazırız''.Sevginin ve hoşgörünün başkenti İzmir'den yükselen bu sese destek verilmeli ve dalga dalga bütün Türkiye'ye yayılmalıdır.Kocaoğlu toplumsal hiçbir hadisede kenarda durmamıştır asla sessiz kalmamıştır.Keşke Sayın Kocaoğlu yeni kurulan bu Hükümette bakan olsaydı Türkiye adına daha çok katkı koyabilseydi… Bugün ihtiyacımız olan toplumda artan gerilimi durduracak aklı selim açıklamalar yapan tutarlı davranışlar sergileyen sorumluluk sahibi isimlere sahip çıkmak ve destek olmaktır Sayın Tuğrul Türkeş Sayın Davutoğlu'nun bakanlık teklifine ‘evet' diyerek tavrını Türkiye'nin normalleşmesinden yana koymuştur. Siyasi çizgisini, kimliğini satmamış aksine Türkiye'nin selameti için her mevki ve makamı elinin tersiyle itebileceğini göstermiştir.
Şu anda Sayın Türkeş'in üzerine çullananların görmediği nokta Tuğrul Türkeş artık sadece siyasi ikbal peşinde koşan, etiket meraklısı, meşhur olma sevdalısı,itibar suikastçisi isimlerin yalan ve iftiralarıyla yıpratılamayacak bir noktadadır çünkü bu milletin yüreğine girmiştir.Tecrübeyle sabittir ki her kim bu milletin yüreğine saldırmışsa en demokratik tepkiyi hak ettiği şekilde görür…Sayın Türkeş beyhude çırpınan çığırtkanların değil milletin yanında yer almıştır milyonların sevgisini ve saygısını kazanmıştır. CHP içerisinden hiçbir ismin yeni kurulan hükümette bakanlık teklifine evet dememesi CHP adına millet nezdinde büyük bir eksidir.Çünkü gün kişisel günlük hesaplar yapma günü değil milletin emrini yerine getirme günüdür.Sayın Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığı makamına taşıyan millet iradesidir.Erdoğan düşmanlığı yapmak özünde millet düşmanlığı yapmakla eşdeğerdir.Kimin ne hesabı varsa Sayın Erdoğan'a değil gücü yetiyorsa millete sorsun….