Yargının kalitesi yükseltilirse ekonomi düzelir mi ?
Yazının Giriş Tarihi: 04.11.2018 15:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.11.2018 15:34
Hep aynı eksende dönüp yine aynı noktaya gelmek üç adım ileri gittiğimizi düşünürken dört adım geri adım atmak nasıl bir duygudur ? Türkiye'nin kaderi bu değildir olmamalıdır.Arşivlere açın bakın elli yıl önce Türkiye'de ne tartışılıyorsa bugünde aynı konular farklı üsluplarla tartışılıyor.Böyle devam ederse yarında çocuklarımız ki öyle gözüküyor aynı konuları tartışacaklar.Sürekli kendisini tekrar eden yazılar yazan ,komedyenlerin ekmeğine göz dikip şovmenlik yapan,kendisini toplumun en zeki,en akıllı en eliti sanan yazarlarımız, hitap ettikleri kitlelere her konuda kesin hüküm vererek seslerini düşüncelerini ulaştırıyorlar.Bu nasıl bir tutku tutulmuşluktur ki bir milim geri gelmez yada ileri gitmez.
Göbeğini kaşıyan adamla,inşaatta amelelik yapanla,boğazda purosunu içenle,sahilde viskisini yudumlayanla,başı açıkla,başı kapalıyla,Kürt'le,Türk'le sınır çizip siyaset geliştirdiğinizde ve bunları birbirlerine düşman göstererek başarılı olacağınızı sandığınızda hiçbir acıyı yenemezsiniz bu toprakların yaşadığı birliktelik kültürüne zarar verirsiniz.Toplumda öne çıkıp yönlendirmeye,yönetmeye talipseniz sadece kendi kaderinizi düşünerek yürüyemezsiniz,başı dara düşmüş,işi,aşı,evi,hastalığı olan her bir ferdin kaderinden sorumluluk duymanız gerekir böyle olmalıdır.2019 yerel seçimlerine sayılı günler kaldı.Aynı nakaratlar tekrarlanıyor seçimlere girecek tüm siyasi partilerde. Kelimelere cilayı biraz fazla atan var, atamayan var bu ayrı bir yetenek işi siyasetin doğası gereği bunlar cepten sekip , hislere çarpıyor olabilir ancak akşam eve gidince kelimeler tencereye atılınca yenmiyor bunu da görmek lazım.Elbette Türkiye'de fiziki anlamda birçok yer değişti devasa binalar,yeni yollar,hastaneler,adliye binaları yapıldı bunları hiç kimse inkar edemez.Bu hizmetlerin bütününden herkes faydalanıyor ancak kutuplaştırılan kitleler işin içerisine siyaset girince bir anda yapılanları görmez hale hatta yapılanlara düşman hale getirilebiliyor.Bu normal değildir,sorunludur,irinlidir üzerinde düşünülmesi ve çözüm yolları aranması gereken hayati bir konudur.Mesela 2013 yılında kaldırılan andımız 2018'de tekrar gündemin merkezine oturabiliyor.
Dön bakalım 5 sene geriye sil baştan yeniden tartışalım 'andımız okullarda yeniden okutulsun mu okutulmasın mı' ?.Alınan kararlar sorgulanabilir,eleştirilebilir,desteklenebilir.Ancak siz 5 yıl sonra ortaya çıkıp bunu tartışmaya açarsanız bunun adı pusuya yatmak olur.Türkiye'nin geleceğini yamalı bohçaya çevirmeye kimsenin hakkı yoktur.Yarın hangi karar tekrar gündeme getirilecek diye düşünmek insanı paranoyak eder.Türkiye'nin ayağa kalkmasının tek yolu herkesin kendisini güvende hissedeceği yeni bir Anayasa yapmaktır.İşte o zaman kutuplaşma durur.Yargı önünde eşitlendiğiniz anda tüm sorunlar çözülür.Güçlü ekonomi önemlidir ancak yargı ekonominin anasıdır ekonomi yargıdan doğar.Güçlü bir anayasa herkesin karnını doyurur.İktidarın ve muhalefet partilerinin ortak akılla bu noktaya eğilmesi lazım.Türkiye öncelikle kendi içinde birlik ve beraberliği sağlamalıdır.İşte o zaman hiçbir kirli,kanlı el ülkemizi karıştıramaz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Yargının kalitesi yükseltilirse ekonomi düzelir mi ?
Hep aynı eksende dönüp yine aynı noktaya gelmek üç adım ileri gittiğimizi düşünürken dört adım geri adım atmak nasıl bir duygudur ? Türkiye'nin kaderi bu değildir olmamalıdır.Arşivlere açın bakın elli yıl önce Türkiye'de ne tartışılıyorsa bugünde aynı konular farklı üsluplarla tartışılıyor.Böyle devam ederse yarında çocuklarımız ki öyle gözüküyor aynı konuları tartışacaklar.Sürekli kendisini tekrar eden yazılar yazan ,komedyenlerin ekmeğine göz dikip şovmenlik yapan,kendisini toplumun en zeki,en akıllı en eliti sanan yazarlarımız, hitap ettikleri kitlelere her konuda kesin hüküm vererek seslerini düşüncelerini ulaştırıyorlar.Bu nasıl bir tutku tutulmuşluktur ki bir milim geri gelmez yada ileri gitmez.
Göbeğini kaşıyan adamla,inşaatta amelelik yapanla,boğazda purosunu içenle,sahilde viskisini yudumlayanla,başı açıkla,başı kapalıyla,Kürt'le,Türk'le sınır çizip siyaset geliştirdiğinizde ve bunları birbirlerine düşman göstererek başarılı olacağınızı sandığınızda hiçbir acıyı yenemezsiniz bu toprakların yaşadığı birliktelik kültürüne zarar verirsiniz.Toplumda öne çıkıp yönlendirmeye,yönetmeye talipseniz sadece kendi kaderinizi düşünerek yürüyemezsiniz,başı dara düşmüş,işi,aşı,evi,hastalığı olan her bir ferdin kaderinden sorumluluk duymanız gerekir böyle olmalıdır.2019 yerel seçimlerine sayılı günler kaldı.Aynı nakaratlar tekrarlanıyor seçimlere girecek tüm siyasi partilerde. Kelimelere cilayı biraz fazla atan var, atamayan var bu ayrı bir yetenek işi siyasetin doğası gereği bunlar cepten sekip , hislere çarpıyor olabilir ancak akşam eve gidince kelimeler tencereye atılınca yenmiyor bunu da görmek lazım.Elbette Türkiye'de fiziki anlamda birçok yer değişti devasa binalar,yeni yollar,hastaneler,adliye binaları yapıldı bunları hiç kimse inkar edemez.Bu hizmetlerin bütününden herkes faydalanıyor ancak kutuplaştırılan kitleler işin içerisine siyaset girince bir anda yapılanları görmez hale hatta yapılanlara düşman hale getirilebiliyor.Bu normal değildir,sorunludur,irinlidir üzerinde düşünülmesi ve çözüm yolları aranması gereken hayati bir konudur.Mesela 2013 yılında kaldırılan andımız 2018'de tekrar gündemin merkezine oturabiliyor.
Dön bakalım 5 sene geriye sil baştan yeniden tartışalım 'andımız okullarda yeniden okutulsun mu okutulmasın mı' ?.Alınan kararlar sorgulanabilir,eleştirilebilir,desteklenebilir.Ancak siz 5 yıl sonra ortaya çıkıp bunu tartışmaya açarsanız bunun adı pusuya yatmak olur.Türkiye'nin geleceğini yamalı bohçaya çevirmeye kimsenin hakkı yoktur.Yarın hangi karar tekrar gündeme getirilecek diye düşünmek insanı paranoyak eder.Türkiye'nin ayağa kalkmasının tek yolu herkesin kendisini güvende hissedeceği yeni bir Anayasa yapmaktır.İşte o zaman kutuplaşma durur.Yargı önünde eşitlendiğiniz anda tüm sorunlar çözülür.Güçlü ekonomi önemlidir ancak yargı ekonominin anasıdır ekonomi yargıdan doğar.Güçlü bir anayasa herkesin karnını doyurur.İktidarın ve muhalefet partilerinin ortak akılla bu noktaya eğilmesi lazım.Türkiye öncelikle kendi içinde birlik ve beraberliği sağlamalıdır.İşte o zaman hiçbir kirli,kanlı el ülkemizi karıştıramaz.