SON DAKİKA
Hava Durumu

Zafer açlığı

Yazının Giriş Tarihi: 18.04.2019 12:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.04.2019 12:32

Seçimlerden önce:

Muhalefetin Ankara adayı Mansur Yavaş hakkında sahte senetle tahsilât, tehdit, şantaj iddiaları, delilleriyle ortaya kondu. Vergi kaçırdığını kendi ağzıyla söyledi. Mansur Yavaş açık farkla seçildi.

İzmir adayı Tunç Soyer'in babasının 12 Eylül'ün meşhur işkenceci savcılarından olduğu, Ülkücülere bizzat işkence yaptırdığı günlerce konuşuldu. Mason olduğuna dair fotoğraflar basında sık sık yer aldı. Daha önce başkanı olduğu Seferihisar'da belediye arazilerini usulsüz sattığı açıklandı. Tunç Soyer 20 puan gibi devasa bir farkla seçildi.

Edirne'nin yeniden aday gösterilen başkanı Recep Gürkan'ın 15 Temmuz gecesi darbe şerefine kadeh kaldıran görüntüleri “Skandal!” manşetleriyle günlerce TV'lerde izlendi. Recep Gürkan, önceki seçime göre oylarını arttırarak yeniden seçildi.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan “Seçilirsem Suriye'lilere belediyeden bir kuruş vermeyeceğim” dedi. Uzun uzun eleştiri konusu oldu. Yine de seçildi.

HDP Eş Başkanı Sezai Temelli'nin “Mansur Yavaş da, Ekrem İmamoğlu da bilecek ki seçilmişse bizim oylarımızla seçilmiştir. Biz olmadan yönetemezler” şeklindeki tehditvari konuşmaları günlerce aleyhinde kullanıldı. Güneydoğu'yu “vadedilmiş topraklar” diye nitelemesi beka sorunu açısından ele alındı, lanetlendi.

HDP'lilerin “sırtımızı PKK'ya dayadık”, “Apo'nun heykelini dikeceğiz” minvalindeki eski konuşmaları, tehditleri her mitingde tekrar tekrar izletildi, günlerce TV'lerde döndürüldü. Batıdaki HDP seçmeni Cumhur'un karşısında hangi aday varsa koşarak blok halinde oy verdi.

İstanbul'a aday gösterilen Guaido Ekrem'in FETÖ'nün kapatılan bir TV kanalında yorumculuk yaptığı, FETÖ'nün futbolda şike kumpasını açıkça savunduğu anlatıldı. Seçilip seçilmediği henüz belli değil ama çok yüksek bir oy aldı.

Seçimlerden sonra:

Guaido Ekrem'i seçtirmek için yapılan organize seçim yolsuzluğu, sayısız kanıtla ortaya konuldu. Ortada il, ilçe seçim kurullarına kadar varan bir kanunsuzluğun, bir meydan okumanın olduğu en yetkili ağızlardan dile getirildi. “Organize hırsızlık” bir yana, kanuna aykırı 20 bin sandık görevlisi seçildiği ortaya çıktı.

Bu şahıs daha sayımlar bitmeden Anıtkabir'de korsan gösteri düzenledi. Belediye binasına korsan pankartlar astırdı. Sokağı ima eden çıkışlar yaptı. Maçlara gidip kışkırtıcı eylemlere girişti. Hatta daha önce FETÖ kanalında şikeci diye suçladığı Fenerbahçe derbisine gidip Fenerbahçelilere “Mazbatamı Ver!” diye sloganlar bile attırdı.

***

Peki, ne oldu? Buraya kadar yazdıklarımın tamamı, muhalefetin adaylarına oy veren seçmenlerin bir kulağından girip diğerinden çıktı. Hatta daha da kenetlendiler, daha da bilendiler. Ne PKK'lıların belediyelerde yer edinecek olması, ne FETÖ'ye yeniden yol verilecek olması, ne dış saldırılara karşı birlik olma çağrıları, ne beka meselesi, ne de sandık yolsuzlukları; tek kelimeyle “umurlarında” bile olmadı.

İstanbul'da mazbata tartışmalı biçimde teslim edilir edilmez sokağa dökülüp kutlamalara başladılar. Sanki devlet başkanlığını kazanmışlar gibi, S-400'lerden döviz piyasasına kadar tüm genel konularda ahkâm kesmeye koyuldular. Şişli'de yaptıkları bir mitingden dağılırken, TÜRGEV'in bir öğrenci yurdunun kapısında taşkınlıklar yaptılar. Bahçe demirlerine tırmanıp içeridekileri “Defolup gideceksiniz buradan hırsızlar!” diye tehdit ettiler.

***

Bütün bunlar çok sağlıksız bir ruh haline işaret ediyor. 17 yıldır hiçbir seçimden başarıyla çıkamamış kalabalık yığınların içinde biriken zehirli bir öfkenin izlerini taşıyor. Zafer açlığından kaynaklanan bu irrasyonel öfke bilinçli olarak, ince ince işlenip yaratıldı ve sürekli canlı tutuluyor. Muhalefetteki siyasi partiler yalnızca buradan besleniyor.

Fakat bu hal artık çok tehlikeli bir sınıra geldi dayandı. Temsil krizi yaşayan muhalif seçmen kitlesinin aradığı çıkış kanalı bir türlü tatmin edilemiyor. Kimin kimle ittifak ettiği, bunun ne gibi sonuçlar doğuracağı zerre kadar umursanmıyor. Tek hedef iktidarı yıkmak, devirmek. “Yenmek” değil, “yıkmak”. Bana kalırsa, muhalefetteki liderlerin bir kıvılcımla taşmaya hazır bu öfke selini kontrol edebilme kapasiteleri yok. Niyetleri var mı, bilemiyorum.

Bu bakımdan bazı büyükşehirleri kazanmalarıyla seçmenlerinde biriken gazın bir kısmının boşalması iyi oldu bile denebilir. Ama eğer İstanbul sandıkları üzerinde oynanan büyük oyunun bir hedefi bu taşkına zemin hazırlamak idiyse buna ortak olanların boynundaki vebal de ağır olacaktır. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.