2010 yılında İngiltere'nin Leicester Üniversitesi'nde bir araştırma yapılmıştı. Bu araştırmanın sonucunda İngiliz ve Avrupalı erkeklerin büyük bir bölümünün soylarının Anadolu'ya dayandığı sonucu çıkmıştı.

Gezi'nin pek maharetli Y kuşağı bir şey anlamayacak ama araştırmayı gerçekleştiren Patricia Balaresque araştırma sonuçlarını London Times'a şöyle değerlendirmişti: “Avrupa'daki Y kromozomlarının yüzde 80'i Anadolu'lu çiftçilerden gelmiştir. Anneden çocuğa geçen mitokondrial DNA'lar üzerinde yapılan araştırma kadın genlerinin ise ağırlıkla avcı-toplayıcı topluluklardan geldiğini göstermiştir. İrlandalı kadınların genetik modelleri erkeklerinkine göre farklılık göstermektedir. Maternal (anneden gelen) genetik silsilelerin çoğu avcı-toplayıcılardan gelmiş görünmektedir. Buradan yola çıkarak, çiftçi erkeklerin, avcı-toplayıcı erkeklere baskın gelerek onların yerini aldıkları sonucuna varılmıştır.” (Gezi'nin belki ilk üç gününü destekleyenler bir şey anlayabilir)

Araştırmacılar bu çerçevede, İrlanda'dan Türkiye'ye kadar erkeklerden toplanan DNA veritabanlarını inceleyerek, kıtanın farklı bölgelerinde silsilenin ne kadar sıklıkla tekrarladığını araştırdı.

Araştırma sonucunda, silsilenin Anadolu ve Ortadoğu'da oldukça az olduğu, kuzeybatı Avrupa'da ise çok yaygın olduğu ve İrlanda'da yüzde yüze kadar ulaştığı ortaya çıktı. Bilim adamlarına göre bu da, silsilenin Anadolu ile Ortadoğu'daki Verimli Ay denilen bölgeye dayandığını gösterdi.

Bu araştırma sonucunda görülmüş oluyor ki “İçimizdeki İrlandalılar” lafı da tarihe karışmış durumda. Meğer ecnebinin memleketinde bizim soydaşlarımız yaşıyormuş da haberimiz yokmuş!

Elalemin bilim adamları kendi ülkelerinde dahi oluk oluk Türk bulurken, bizim bilim adamlarının şuana kadar Birleşik Krallığın tamamının Türk olduğunu kanıtlamasını beklerdik ama her zaman ki gibi sonuç hüsran.

Memlekette zaten Nobel alan Aziz Sancar'ın bulmuş olduğu bilimsel çalışmayı konuşan da yok. Varsa yoksa Mardinli olup olmadığını tartışıyoruz, Orhan Pamuk Nobel aldığında İstanbullu Orhan Pamuk diye sunmazken, Aziz Sancar'ı Mardinli Aziz Sancar diye suna suna bir hal olduk. (Aziz Sancar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetini kabul edince solcuların da gözünden düştü, BirGün gazetesi günlerdir çıldırıyor, bilim adamı olman yetmiyor, solcu bilim adamı olman lazım!)
Velhasıl kelam Birleşik Krallık'ın ve Avrupa'nın büyük bir bölümünün Türk olduğu böylelikle kanıtlanınca bundan tam üç sene sonra Alman Yazar Goethe'nin de Türk olduğu kanıtlandı.

Durumu şöyle izahat ediyor Dr. Arif Aslan: “Goethe'nin soyu, Almanya'daki Selçuklu ailesinden Philip Sultan'a kadar ulaşıyor. Şecerede daha aşağıları inildiğinde karşımıza şu isimler çıkıyor: Johann Sultan ve babası Henrich Sultan. Her ikisi de Hessen Bölgesi'ndeki Franckenberg Bölgesi'nde yaşamış. Almanya'da bugün bile nüfuzunu koruyan ünlü Soldan Ailesi ise, Goethe'nin günümüzdeki akrabaları.”

Dünya'nın aslında tamamen Türklerden oluştuğunu kanıtlamanın son halkasını da geçtiğimiz Şubat ayında Kim Kardashian tamamlıyordu ki yarıda kaldı. Amma velakin bizim memleketin erkekleri haliyle tabi konunun üstüne fazlasıyla eğildiler ve Kardashian'ın seceresinin Erzurum'a kadar dayandığını bir güzel kanıtladılar.
Lakin sonunda Kardashian'ın soyunun Erzurumlu iki Ermeni aileye dayandığı ortaya çıktı. Bunun üstüne Kardashian Ermeni Soykırımı üzerine çalışmalar yapacağını duyurunca da onu milletçe vatandaşlıktan çıkardık. (Güzelliğinden dolayı dışa vurmasa da içten içe ben onu her haliyle severim diyenler vardır tabi)
Herhalde bir tek Çinliler kaldı dünyada Türk olmayan, o da yakında kanıtlanırsa memleketçe derin bir oh çekeriz.

Her tarafı Türk görmeye başlayınca yemekleri de bir ara Türklük şuuruyla görmeye başlamıştık. Misal bir ara Yunanistan'la aramızda derin bir baklava kavgası vardı. Onlar baklava bizim derken, biz kararlıca baklavanın bizim olduğuna direnmiştik. (Bu Gezi'deki üç beş zibidinin direnişinden farklı, direniş kelimesini gördüler diye hemen atlamasınlar olaya)

Her ne kadar baklavanın gelişim tarihinin kronolojisi tutulmasa da milli bilincimiz açısından konu pek önemliydi ve AB 2013 yılında baklavanın bizim tatlımız olduğunu onayladı, konuyu da böylece tatlıya bağlamış olduk.

Tabi göğsümüz de, iştahımız da kabarmıştı o sıralar, olay biraz daha uzasaydı kanıtlandığı günü resmi tatil bile ilan ederdik muhtemelen.
Şimdi bunları niye yazdım?

Geçenlerde gazetelerde bir haber vardı. Dünyaca ünlü şarkıcı Adele'in de soyunun Türk olduğu ortaya çıkmış, kendisi bir röportajında açıklamış ama baba tarafından mı anne tarafından mı Türk olduğu henüz çözülememiş. Malum olay yeni, önümüzdeki günlerde bu durum da netlik kazanır.

Bu haber çıkmadan önce Adele'in Million Years Ago şarkısını Ahmet Kaya'nın Acılara Tutunmak şarkısından arakladığına dair söylentiler de ortaya çıkmıştı. (Bence de tam bir araklama söz konusu)

Bu olay duyulur duyulmaz ortalık feryat figan tabi. Ta ki birkaç gün sonra Adele'in Türk olduğunu öğrenmemize kadar…

E hatun da güzel olunca memleketin erkekleri balkonlarına nerdeyse Türk Bayrağı asacaktı, tekrar göğsümüz kabardı, Türk-Övün-Çalış-Güven demek için Adele'in yakın zamanda içindeki Atatürk sevgisi ve Kemalizm ideolojisiyle alakalı özlü sözleri de bulunup ortaya çıkarılır. (Ne kadar Türk olduğuna dair hesaplamalar vakti zamanında tek parti iktidarında ölçümlerle yapılıyordu, oradan da yardım alabilirler)

Solcular da zaten Türk olduğunu duyunca o hani “biz'denlik” şuuruyla Enternasyonal Marşı'nın bile karizmasını çizdirdiler, onlar da yakın zamanda Adele'in işçi sınıfıyla ilgili sözlerini, emek-sermaye çelişkisi hakkındaki fikirlerini de ortaya dökerler.

E liberaller de özel mülkiyet, birey üzerine düşüncelerini bulup çıkartsınlar her aklı da ben verecek değilim.

Yazının sonuna kadar okuduysanız muhtemelen bana böyle yazı mı olur diye küfür ediyorsunuz ama konunun ciddiyeti böyle olunca yazısı da bu kadar oluyor işte, idare edin.