Mayıs'tan beri aralıksız haftada iki gün yazınca kimseye gözükmeden ortalıktan bir 15 gün tüyeyim dedim.
Allahtan herhangi bir sıkıntı olmadı memlekette, zaten olsa da memleketi tek başına kurtaracak değiliz.
E haliyle 15 gün sonra geldik ama pek de konu biriktiği söylenemez sadece 15 gün içerisinde olan bir mevzuya kafam takıldı.
Bugün de gelir gelmez onu yazayım.
Mevzu ODTÜ meselesi…
Hani şu 3-5 solcu zibidinin ibadet yapmak isteyen insanlara Mescit'in önünde saldırması ve bu saldırının güvenlik güçlerinin önünde yapılması.
Şimdi eskiden bazı solcular diye başlardım meseleye ama bugünden itibaren direk solcular diyerek başlamayı münasip görüyorum.
E onlar nasıl her ibadet yapanı, namaz kılanı IŞİD'ci diye fişleyip bu insanlara saldırınca benim de böyle diyesim geliyor.
Bu dediğim kısasa kısas gibi düşünülebilir ama aslında pek de kısasa kısas sayılmaz.
Çünkü olay yaşandıktan sonra memlekette hiç aklı başında bir solcu kalmamış olacak ki bu ahlaksız şiddeti kınayan tek bir Allah'ın kulu çıkmadı. Zaten bu solcular böyledir.
Devletin güya sözüm ona kendilerine olan şiddetini kınarlar ama şiddeti kendileri yaptıktan sonra bu şiddete meşruiyet aramak için bin dereden su getirirler. Ömürleri böyle geçmiştir.
Tüm şiddetleri kınayıp “Barış Hemen Şimdi” diye sokakta basın açıklaması yapmaktan başka bişey bilmezler ama şiddeti kendi uyguladıkları zaman bunun kendilerince “haklı” açıklaması her zaman vardır.
Zaten bakmayın siz legal seçimleri pek savunmazlar.
Bunun sebebi de sandıktan en fazla %0,01 oy almalarıdır.
Bu kafayla da giderlerse halkın hiçbir kesiminden oy alamayacaklarını bilirler, ancak partilerinin üyeleri oy verir bunlara.
Tabi 3-5 kişiyle sokağa “devrim yapmaya” çıkarlar sonra rezil rüsva olurlar, bir halt da yiyemezler.
Aslında oturup komedi filmi yerine izlenebilecek bir halleri vardır ama kendilerinden başka herkesin özgürlüğüne karşı oldukları için de iki çift lafı anladıkları dilden hak etmişlerdir.
Memlekette diktatörlük var derler ama diktatörün yönettiği bir devlette, o devletin üniversitesinde kendileri gibi düşünmeyenlere, kendileri dışındaki yaşam tarzlarına karşı saldırmayı normal bir şey sayarlar.
Lenin, Stalin gibi diktatörlerin ağzından çıkan her harfe aşıktırlar ama onlar iki üç komünist kelime söyledikleri için onları “özgürlük havarisi” olarak görürler. Aslında bakmayın siz saldıracak başka birileri olmadığı zaman kendi kendilerini yerler. Amip gibidirler.
Bakın memlekete irili ufaklı pardon sadece ufaklı 20'nin üstünde sol parti vardır ve oyları hemen hemen aynıdır.
Çünkü aynı fraksiyondan gelip zaman geçtikçe “devrimin” nasıl olacağına karar veremediklerinden dolayı çareyi başka parti kurmakta ararlar ama her zaman ki gibi onda da çuvallarlar.
İşçi sınıfı diye bir tekerlemeyi ağızlarına sakız etmişlerdir ama bilmezler ki Stalin'in Sosyalist Rusya'sın da öldürülen işçi sayısının haddi hesabı yoktur. Resmen “adı konulmamış soykırımın” tarihini yazmışlardır.
Hele de işçi sınıfı deyip grevlere bile izin vermemiş, kendi fikirlerini ve sultalarını devam ettirmek için de farklı seslerin sesini kıstırmışlardır. Ama sorsanız “dünyada hiçbir yere tam manasıyla sosyalizm gelmemiş” derler.
Çünkü sosyalizm olan ülkelerdeki sefaletlik ve insan hakları faciası ancak faşizmlerde ya da işgal toprakları altında olan bir ülkede yaşanır.
E sosyalist diye saydığınız ülkeleri kabul etmemelerinin sebebi de o ülkeleri bize yutturacak bir kılıf bulamadıklarından kaynaklanır.
Sosyalizmi eleştirmeye başladığınızda da “sana sosyalizmi yanlış anlatmışlar, gel ben sana doğrusunu anlatayım” derler.
Hepsinin ağzında aynı nakarat olduğundan dolayı doğru sosyalizmin ne olduğunu bilen yoktur, doğru sosyalizmi teorikte parlatırlar, süslerler, pratiğini ise diktatörlükle yönetilen otoriterliğin dibine batmış sefalet içerisindeki ülkeler oluşturur.
Şimdi bu ODTÜ'de ibadet yapanlara saldıran solcuların birçoğu HDP'yi destekliyor.
Aslında aramızda kalsın bir ara “Kürt Siyasal Hareketi'ni” emperyalizmin oyunlarından biri olarak görüyordu çoğu ama şimdi hedef Erdoğan olunca hepsi güya “Kürt dostu” kesildi başımıza.
Elbet tırnak içinde de belirtildiği gibi hiçbiri Kürt dostu falan değildir, bilakis Kürt düşmanıdır.
Güneydoğu'daki tüm Kürtlerin hayatını hendeklerle perişan eden, insanların evine tünel kazan PKK'nın yaptıklarına hiçbirinden itiraz gelmemiştir. Bu saatten sonra da gelmez zaten.
Ancak sınırsız yalanlarla dolanlarla ağza nakarat “devlet şiddeti” derler, bu dediklerine de Cihangir'de dolaşan 3-5 zibidinin dışında kimse inanmaz. Böyle gelip böyle giderler.
O nedenle fazla takmaya değmezler ama ODTÜ yöneticilerinin ve devletin de bu üniversitede yaşananlara kayıtsız kalmaması gerekir.
Özellikle rektörün bu olaylarda kayıtsız kalması son derece skandaldır ve bu rektörün görevden alınması ya da kendi insiyatifiyle istifa etmesi en makbul olanıdır. Sol mu dediniz?
Görüldüğü üzere bu soldan bugüne kadar bir cacık olmamıştır, bugünden sonra da bir cacık olmaz.
Güzelim memlekette AK Parti'ye muhalefet edecek bir sol parti arayan aklı evveller de şu meseleyi bir anlasalar hiç fena olmayacak.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ekin Gün
ODTÜ ve sol şiddet
Mayıs'tan beri aralıksız haftada iki gün yazınca kimseye gözükmeden ortalıktan bir 15 gün tüyeyim dedim.
Allahtan herhangi bir sıkıntı olmadı memlekette, zaten olsa da memleketi tek başına kurtaracak değiliz.
E haliyle 15 gün sonra geldik ama pek de konu biriktiği söylenemez sadece 15 gün içerisinde olan bir mevzuya kafam takıldı.
Bugün de gelir gelmez onu yazayım.
Mevzu ODTÜ meselesi…
Hani şu 3-5 solcu zibidinin ibadet yapmak isteyen insanlara Mescit'in önünde saldırması ve bu saldırının güvenlik güçlerinin önünde yapılması.
Şimdi eskiden bazı solcular diye başlardım meseleye ama bugünden itibaren direk solcular diyerek başlamayı münasip görüyorum.
E onlar nasıl her ibadet yapanı, namaz kılanı IŞİD'ci diye fişleyip bu insanlara saldırınca benim de böyle diyesim geliyor.
Bu dediğim kısasa kısas gibi düşünülebilir ama aslında pek de kısasa kısas sayılmaz.
Çünkü olay yaşandıktan sonra memlekette hiç aklı başında bir solcu kalmamış olacak ki bu ahlaksız şiddeti kınayan tek bir Allah'ın kulu çıkmadı.
Zaten bu solcular böyledir.
Devletin güya sözüm ona kendilerine olan şiddetini kınarlar ama şiddeti kendileri yaptıktan sonra bu şiddete meşruiyet aramak için bin dereden su getirirler.
Ömürleri böyle geçmiştir.
Tüm şiddetleri kınayıp “Barış Hemen Şimdi” diye sokakta basın açıklaması yapmaktan başka bişey bilmezler ama şiddeti kendi uyguladıkları zaman bunun kendilerince “haklı” açıklaması her zaman vardır.
Zaten bakmayın siz legal seçimleri pek savunmazlar.
Bunun sebebi de sandıktan en fazla %0,01 oy almalarıdır.
Bu kafayla da giderlerse halkın hiçbir kesiminden oy alamayacaklarını bilirler, ancak partilerinin üyeleri oy verir bunlara.
Tabi 3-5 kişiyle sokağa “devrim yapmaya” çıkarlar sonra rezil rüsva olurlar, bir halt da yiyemezler.
Aslında oturup komedi filmi yerine izlenebilecek bir halleri vardır ama kendilerinden başka herkesin özgürlüğüne karşı oldukları için de iki çift lafı anladıkları dilden hak etmişlerdir.
Memlekette diktatörlük var derler ama diktatörün yönettiği bir devlette, o devletin üniversitesinde kendileri gibi düşünmeyenlere, kendileri dışındaki yaşam tarzlarına karşı saldırmayı normal bir şey sayarlar.
Lenin, Stalin gibi diktatörlerin ağzından çıkan her harfe aşıktırlar ama onlar iki üç komünist kelime söyledikleri için onları “özgürlük havarisi” olarak görürler.
Aslında bakmayın siz saldıracak başka birileri olmadığı zaman kendi kendilerini yerler.
Amip gibidirler.
Bakın memlekete irili ufaklı pardon sadece ufaklı 20'nin üstünde sol parti vardır ve oyları hemen hemen aynıdır.
Çünkü aynı fraksiyondan gelip zaman geçtikçe “devrimin” nasıl olacağına karar veremediklerinden dolayı çareyi başka parti kurmakta ararlar ama her zaman ki gibi onda da çuvallarlar.
İşçi sınıfı diye bir tekerlemeyi ağızlarına sakız etmişlerdir ama bilmezler ki Stalin'in Sosyalist Rusya'sın da öldürülen işçi sayısının haddi hesabı yoktur.
Resmen “adı konulmamış soykırımın” tarihini yazmışlardır.
Hele de işçi sınıfı deyip grevlere bile izin vermemiş, kendi fikirlerini ve sultalarını devam ettirmek için de farklı seslerin sesini kıstırmışlardır.
Ama sorsanız “dünyada hiçbir yere tam manasıyla sosyalizm gelmemiş” derler.
Çünkü sosyalizm olan ülkelerdeki sefaletlik ve insan hakları faciası ancak faşizmlerde ya da işgal toprakları altında olan bir ülkede yaşanır.
E sosyalist diye saydığınız ülkeleri kabul etmemelerinin sebebi de o ülkeleri bize yutturacak bir kılıf bulamadıklarından kaynaklanır.
Sosyalizmi eleştirmeye başladığınızda da “sana sosyalizmi yanlış anlatmışlar, gel ben sana doğrusunu anlatayım” derler.
Hepsinin ağzında aynı nakarat olduğundan dolayı doğru sosyalizmin ne olduğunu bilen yoktur, doğru sosyalizmi teorikte parlatırlar, süslerler, pratiğini ise diktatörlükle yönetilen otoriterliğin dibine batmış sefalet içerisindeki ülkeler oluşturur.
Şimdi bu ODTÜ'de ibadet yapanlara saldıran solcuların birçoğu HDP'yi destekliyor.
Aslında aramızda kalsın bir ara “Kürt Siyasal Hareketi'ni” emperyalizmin oyunlarından biri olarak görüyordu çoğu ama şimdi hedef Erdoğan olunca hepsi güya “Kürt dostu” kesildi başımıza.
Elbet tırnak içinde de belirtildiği gibi hiçbiri Kürt dostu falan değildir, bilakis Kürt düşmanıdır.
Güneydoğu'daki tüm Kürtlerin hayatını hendeklerle perişan eden, insanların evine tünel kazan PKK'nın yaptıklarına hiçbirinden itiraz gelmemiştir.
Bu saatten sonra da gelmez zaten.
Ancak sınırsız yalanlarla dolanlarla ağza nakarat “devlet şiddeti” derler, bu dediklerine de Cihangir'de dolaşan 3-5 zibidinin dışında kimse inanmaz.
Böyle gelip böyle giderler.
O nedenle fazla takmaya değmezler ama ODTÜ yöneticilerinin ve devletin de bu üniversitede yaşananlara kayıtsız kalmaması gerekir.
Özellikle rektörün bu olaylarda kayıtsız kalması son derece skandaldır ve bu rektörün görevden alınması ya da kendi insiyatifiyle istifa etmesi en makbul olanıdır.
Sol mu dediniz?
Görüldüğü üzere bu soldan bugüne kadar bir cacık olmamıştır, bugünden sonra da bir cacık olmaz.
Güzelim memlekette AK Parti'ye muhalefet edecek bir sol parti arayan aklı evveller de şu meseleyi bir anlasalar hiç fena olmayacak.