Dava Adamı olmak kolay değil, üstelik davaya adanmış bir ömür sürmek hiç de kolay değil. Kimden mi bahsediyorum. Metin Külünk, dava adamı Rahmetli Erbakan hoca ile yetişen ve milli görüş gömleğini giyen Külünk'ten bahsediyorum 1960 yılında Rize'nin Güneysu ilçesinde dünyaya geldi. Çocukluğu 1960 ihtilalinin gölgesinde geçti. On beş yaşında öğrencilik döneminde kendisini öğrenci olaylarının içinde buldu. O yaşlarda binlerce insana hitap etti. Yine bu yıllarda Fındık, bardak, havlu sattı. Pazarcılık yaptı. Akıncılar Derneği'nde. MTTB'de aktif görev yaptı. Refah Partisi sürecinden sonra döndüğü aktif siyasette halen AK PARTİ İstanbul milletvekili olarak görev yapıyor.
Vefa Lisesi'nde lise ikinci öğrenciyken kendisini dava mücadelesinin içinde buluyor. Milli Türk Talebe Birliği'nin(MTTB) ortaöğreniminde yöneticilik yapmaya başladığı yıllarda, On altı yaşında, Necip Fazıl Kısakürek'in de bulunduğu ve kopmaların olduğu MTTB Genel Kongresi'nde, değişim mücadelesinin içinde buluyor kendini. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yaşar Karayel, Sami Şener, Burhanettin Kayhan, Mazhar Özman, şehit Sedat Yenigün gibi büyükleriyle birlikte hareket ediyor...
1977 yılında Akıncılar Derneği'nin İstanbul şubesinin yönetimine giriyor. 1978 yılında Akıncı Liselilerin il başkanı oluyor. Daha sonra Bolu'da kültürel bir kamp asker tarafından basılarak ilk kez cezaevi ile tanışıyor…
Sayın Cumhurbaşkanımızın il başkanı seçildiği 1980 yılında, MSP il gençlik kolları kongresinde seçilerek yönetimde görev alıyor.
Metin Külünk, 12 Eylül 1980 ihtilal döneminde iki bombayla, üç kez suikastla öldürme girişimiyle karşılaşıyor. Sonraki yıllar da Refah Partisi süreci başlıyor. Reis-i Cumhurla beraber İstanbul'un örgütlenmesinde görev alıyor. 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren Ak Parti'de siyaset yapmaya başlıyor. Dava adamı olmak demek, inandığı değerler, ilkeler, ülküler uğruna dünyevi her şeyden vazgeçmek demektir. Dava adamı, idealleri uğruna kendi çıkarlarını düşünmeden milletine hizmete adamış, gecesi gündüzüne karışarak hizmet yolunda ömrünü vakfetmiştir. Bu yüzden zordur dava adamı olmak. Cesaret, kabiliyet, emek ister. Almanya basını ve Alman medya kartelinin Metin Külünk'e algı operasyonu ile saldırmaları ve ülkeler arası bir mesaj yollamaları boşuna değildir. Almanya'nın Metin Külünk gibi değerli bir dava adamını hedef alması da boşuna değildir. Bu planın arkasında çok derin bir küresel mesaj var! Akıllarınca bize ayar çekmeye kalkacaklar! Ama çok zor. Biz bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz. Hem de emin adımlar ile ..
Şimdi açıkça söylüyorum Türkiye'de bu kadar değerli dava adamları varken ve Yerli ve Milli duruş sergileyen Reis-i Cumhurumuzun etrafında onun yanında dava arkadaşlarının önüne engel koyulması ve Küresel anlamda etrafımızda bu kadar oyun dönerken Yunan gazetecinin dediği gibi “ Türkiye
kimseyi TAKMIYOR!” demesi, boşuna değil. Evet kimseleri takmamamız doğru yolda ilerlememiz onların sinirlerini bozuyor! Rahat durmayacaklar! Çünkü yerli ve milli bir duruş sergileyen bir Başkan, bir Reis-i Cumhur ve Dava arkadaşlarına oynanan her türlü oyun ve kirli plan boşa çıkacaktır. Başaramayacaklar!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erkan Macit
Başkan ve Adamları
Davaya Adanan Ömür
Dava Adamı olmak kolay değil, üstelik davaya adanmış bir ömür sürmek hiç de kolay değil. Kimden mi bahsediyorum. Metin Külünk, dava adamı Rahmetli Erbakan hoca ile yetişen ve milli görüş gömleğini giyen Külünk'ten bahsediyorum 1960 yılında Rize'nin Güneysu ilçesinde dünyaya geldi. Çocukluğu 1960 ihtilalinin gölgesinde geçti. On beş yaşında öğrencilik döneminde kendisini öğrenci olaylarının içinde buldu. O yaşlarda binlerce insana hitap etti. Yine bu yıllarda Fındık, bardak, havlu sattı. Pazarcılık yaptı. Akıncılar Derneği'nde. MTTB'de aktif görev yaptı. Refah Partisi sürecinden sonra döndüğü aktif siyasette halen AK PARTİ İstanbul milletvekili olarak görev yapıyor.
Vefa Lisesi'nde lise ikinci öğrenciyken kendisini dava mücadelesinin içinde buluyor. Milli Türk Talebe Birliği'nin(MTTB) ortaöğreniminde yöneticilik yapmaya başladığı yıllarda, On altı yaşında, Necip Fazıl Kısakürek'in de bulunduğu ve kopmaların olduğu MTTB Genel Kongresi'nde, değişim mücadelesinin içinde buluyor kendini. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yaşar Karayel, Sami Şener, Burhanettin Kayhan, Mazhar Özman, şehit Sedat Yenigün gibi büyükleriyle birlikte hareket ediyor...
1977 yılında Akıncılar Derneği'nin İstanbul şubesinin yönetimine giriyor. 1978 yılında Akıncı Liselilerin il başkanı oluyor. Daha sonra Bolu'da kültürel bir kamp asker tarafından basılarak ilk kez cezaevi ile tanışıyor…
Sayın Cumhurbaşkanımızın il başkanı seçildiği 1980 yılında, MSP il gençlik kolları kongresinde seçilerek yönetimde görev alıyor.
Metin Külünk, 12 Eylül 1980 ihtilal döneminde iki bombayla, üç kez suikastla öldürme girişimiyle karşılaşıyor. Sonraki yıllar da Refah Partisi süreci başlıyor. Reis-i Cumhurla beraber İstanbul'un örgütlenmesinde görev alıyor. 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren Ak Parti'de siyaset yapmaya başlıyor. Dava adamı olmak demek, inandığı değerler, ilkeler, ülküler uğruna dünyevi her şeyden vazgeçmek demektir. Dava adamı, idealleri uğruna kendi çıkarlarını düşünmeden milletine hizmete adamış, gecesi gündüzüne karışarak hizmet yolunda ömrünü vakfetmiştir. Bu yüzden zordur dava adamı olmak. Cesaret, kabiliyet, emek ister. Almanya basını ve Alman medya kartelinin Metin Külünk'e algı operasyonu ile saldırmaları ve ülkeler arası bir mesaj yollamaları boşuna değildir. Almanya'nın Metin Külünk gibi değerli bir dava adamını hedef alması da boşuna değildir. Bu planın arkasında çok derin bir küresel mesaj var! Akıllarınca bize ayar çekmeye kalkacaklar! Ama çok zor. Biz bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz. Hem de emin adımlar ile ..
Şimdi açıkça söylüyorum Türkiye'de bu kadar değerli dava adamları varken ve Yerli ve Milli duruş sergileyen Reis-i Cumhurumuzun etrafında onun yanında dava arkadaşlarının önüne engel koyulması ve Küresel anlamda etrafımızda bu kadar oyun dönerken Yunan gazetecinin dediği gibi “ Türkiye
kimseyi TAKMIYOR!” demesi, boşuna değil. Evet kimseleri takmamamız doğru yolda ilerlememiz onların sinirlerini bozuyor! Rahat durmayacaklar! Çünkü yerli ve milli bir duruş sergileyen bir Başkan, bir Reis-i Cumhur ve Dava arkadaşlarına oynanan her türlü oyun ve kirli plan boşa çıkacaktır. Başaramayacaklar!