Aslında birilerinin Kur'an'dan korkmasını yadırgamıyoruz. Ama “Kur'an gerçekten korkutucudur, rahatsız edicidir, uykuları kaçırıcıdır” algısı ile donatılan sinema ve medya piyasasında son dönemlerde neler oluyor hiç haberiniz var mı? Geçenlerde bir makale daha yazmıştım hatırlayanınız varsa “Kutsalımıza Girdiler “ demiştim. Evet, kutsalımıza girdiler şimdi kutsalımıza saldırı yapıyorlar hem de ne saldırı.
Son zamanlarda yazılı basın ve görsel medyayı takip ediyorum. Hadi Hollywood'u anlarım Hristiyan dini ile ilgili bir sürü algı operasyonu yapan korku ve cinnet getirten filmleri piyasada ve izleyicilerine sunum yapılıyor. Başta Evanjelik elit grupların ve paradorların sermayesini karşıladığı bu subliminal mesaj dolu filmler İslam dünyasına açılan bir savaşın uzantısıdır diyoruz buraya kadar tamam. Peki, birader özellikle Yerli Film piyasası? E bize ne oluyor? Bizde ki bu korku ve sindirme amaçlı, daha doğrusu Kuran'ı KERİM ayetleri ile dolu mesajlar ile birleştirilen filmler ve korku dolu sahneler. Kardeşlerim Hz. Ömer (R.A) Müslümanların en kuvvetlisi idi. Bir rivayete göre Karaza İbni Ka'b ve arkadaşları Irak'a gitmek için yola çıktıklarında Hz. Ömer onlara şu şekilde nasihatte bulunur: “Siz öyle bir beldeye gidiyorsunuz ki, ahalisi arı uğultusu gibi Kur'an okur. Hadislerle onları meşgul etmeyiniz ve yollarını saptırmayınız. Kur'an'ı iyi okuyunuz ve Kuran'ı iyi anlayınız. Hz. Ömer Allah için “Müslümanların Kur'an'dan başka şeyle meşgul olup, Kur'an'ı terk etmelerinden korkuyordu.” Bizler şüphesiz ki Kur'an'la sünneti, Kur'an'la Rasulullah'ı asla ayrı ve gayrı düşünemeyiz. İmanımız Allah'a, Allah'ın, Resulüne indirdiklerine, meleklerine, kitaplarına, resullerine ve ahiret gününedir. Resulullah Muhammed (sav) bizim tartışmasız örneğimizdir.
Şimdi üzerimizde denenen ve Kuran'ı Kerim üzerinden korku ve endişe hatta İslam dininden soğutma girişimi için hiç önlem alıyor muyuz? Bunu bir düşünelim. Zira Yerli film piyasası bu konuda kimlerden akıl alıyor? Kimler bu gibi projelere ön ayak oluyor? Özellikle filmlerin Kuran ayetleri üzerinden korku dolu mesajlar vermesi, sahnelerin şiddet ve kesme parçalama gibi korkulu ve bol kanlı sahneler olması, cinler ve diğer varlıklar üzerinden subliminal mesajlar içeren sahneler neyi amaçlıyor? Sinema salonlarını dolduran gençlerimizin akıllarını İslam dini üzerinden çeliyorlar ve Kuran ayetleri ile alakalı şiddet ve kan korku içeren sahneler ile dinden soğutuyorlar. Son yılın en moda sözü “Ben artık deist oldum veyahut deizme inanıyorum diyenlerin sayısı çoğalmakta ve bakıyorsunuz ki aynı nifak eller işbaşında. Operasyon çok kapsamlı İslam dini üzerinden Müslüman coğrafyasını hedef alan bu nifak eller toplumların algısını değiştirmeye müsait en etkili olan sinema sektörünü kullanıyorlar. Bilinçaltı şekillendirmesinde ve algıları yönetmede önemli bir güce sahip olan sinema sektörünün, İslamafobi olgusunun artışında göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir paya sahipler Ve şimdi hedef Türk ve Müslüman Türk gençliği Yerli film piyasasının denetleme mekanizmalarından iyice süzgeçten geçerek kontrol edilmesi gerek… Yerli film sinema sektöründe filmlerin konusuna bakın. Şeytan, Cin, cehennem, şiddet, büyü ve kan kokan sahnelerde ayetler ile ne mesajlar verilmek isteniyor? İsmini yazdığım bu filmleri kimler denetliyor?
Üç Harfliler: Beddua Yapım Yılı:2018 Siccin 5 Yapım Yılı:2018 Cin Çeşmesi Yapım Yılı:2018 Kabir Azabı Yapım Yılı:2018 Morg: Yapım Yılı:2017 666: Cin Musallatı Yapım Yılı:2017 Cinayet-i Aşk Yapım Yılı:2017 Semur Yapım Yılı:2017 Siccin 4 Yapım Yılı:2017 Büyü 2 Yapım Yılı:2017 Lanet: Ervah Cinleri Yapım Yılı:2017 Geri Döndü Yapım Yılı:2017 Felak Yapım Yılı:2017 Perde: Ayn-ı Cin Yapım Yılı:2017 Alem-i Cin Yapım Yılı:2018
Bu filmler üzerinden neden Kur'an-ı Kerim korkutucu oldurulmaya çalışılıyor? Evet, Kur'an gerçekten korkutucudur, rahatsız edicidir, uykuları kaçırıcıdır; ta ki kendisine kayıtsız şartsız teslim oluncaya kadar… Gelenekten devraldığımız akidevî/fıkhî tortuları atıp, vahyin berrak dünyasına kendimizi teslim edinceye kadar…
Kardeşlerim Müslüman dünyası hedef, Müslüman coğrafyası hedef, Müslümanların varlıklarından dahi korkuyorlar. Müslümanlarında İslamiyet'i doğru yaşayamaması ve eğitim seviyesinin genel olarak düşük seviyede kalması da bu hedefleri gerçekleştirmeleri için uygun zemin hazırladı. Onlar devam ederken, Müslüman olanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Karikatür krizine sebep olan Danimarka'da birçok insan Kuran-ı Kerim satın alarak inceleyip Müslüman olmuşlardır. Bu olaydan sonra Danimarka Avrupa da en çok Kuran-ı Kerim satılan ülkesi olmuştur. Bu tehlikenin farkında olan devletler Arap baharı adı altında iç karışıklıklar çıkardılar ve yangın gibi Ortadoğu'nun nerdeyse tamamına yaydılar. Arap baharı olaylarında yapılan tahribat ve binlerce insanın katledilmesini maalesef bütün dünya izledi… Hala da izliyorlar…
Biz önlem almazsak sonuç kötüye gidecektir. Şeytani amelleri besleyen zihniyetle savaşacağız. Fakat ‘Hakikat' mızraklarını saklamanın imkânı ortadan kalktıkça, bu tür saldırılar daha da artacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erkan Macit
KUR’AN GERÇEKTEN KORKUTUCUDUR!
Aslında birilerinin Kur'an'dan korkmasını yadırgamıyoruz. Ama “Kur'an gerçekten korkutucudur, rahatsız edicidir, uykuları kaçırıcıdır” algısı ile donatılan sinema ve medya piyasasında son dönemlerde neler oluyor hiç haberiniz var mı? Geçenlerde bir makale daha yazmıştım hatırlayanınız varsa “Kutsalımıza Girdiler “ demiştim. Evet, kutsalımıza girdiler şimdi kutsalımıza saldırı yapıyorlar hem de ne saldırı.
Son zamanlarda yazılı basın ve görsel medyayı takip ediyorum. Hadi Hollywood'u anlarım Hristiyan dini ile ilgili bir sürü algı operasyonu yapan korku ve cinnet getirten filmleri piyasada ve izleyicilerine sunum yapılıyor. Başta Evanjelik elit grupların ve paradorların sermayesini karşıladığı bu subliminal mesaj dolu filmler İslam dünyasına açılan bir savaşın uzantısıdır diyoruz buraya kadar tamam. Peki, birader özellikle Yerli Film piyasası? E bize ne oluyor? Bizde ki bu korku ve sindirme amaçlı, daha doğrusu Kuran'ı KERİM ayetleri ile dolu mesajlar ile birleştirilen filmler ve korku dolu sahneler.
Kardeşlerim Hz. Ömer (R.A) Müslümanların en kuvvetlisi idi. Bir rivayete göre Karaza İbni Ka'b ve arkadaşları Irak'a gitmek için yola çıktıklarında Hz. Ömer onlara şu şekilde nasihatte bulunur:
“Siz öyle bir beldeye gidiyorsunuz ki, ahalisi arı uğultusu gibi Kur'an okur. Hadislerle onları meşgul etmeyiniz ve yollarını saptırmayınız. Kur'an'ı iyi okuyunuz ve Kuran'ı iyi anlayınız.
Hz. Ömer Allah için “Müslümanların Kur'an'dan başka şeyle meşgul olup, Kur'an'ı terk etmelerinden korkuyordu.” Bizler şüphesiz ki Kur'an'la sünneti, Kur'an'la Rasulullah'ı asla ayrı ve gayrı düşünemeyiz. İmanımız Allah'a, Allah'ın, Resulüne indirdiklerine, meleklerine, kitaplarına, resullerine ve ahiret gününedir. Resulullah Muhammed (sav) bizim tartışmasız örneğimizdir.
Şimdi üzerimizde denenen ve Kuran'ı Kerim üzerinden korku ve endişe hatta İslam dininden soğutma girişimi için hiç önlem alıyor muyuz? Bunu bir düşünelim. Zira Yerli film piyasası bu konuda kimlerden akıl alıyor? Kimler bu gibi projelere ön ayak oluyor? Özellikle filmlerin Kuran ayetleri üzerinden korku dolu mesajlar vermesi, sahnelerin şiddet ve kesme parçalama gibi korkulu ve bol kanlı sahneler olması, cinler ve diğer varlıklar üzerinden subliminal mesajlar içeren sahneler neyi amaçlıyor? Sinema salonlarını dolduran gençlerimizin akıllarını İslam dini üzerinden çeliyorlar ve Kuran ayetleri ile alakalı şiddet ve kan korku içeren sahneler ile dinden soğutuyorlar. Son yılın en moda sözü “Ben artık deist oldum veyahut deizme inanıyorum diyenlerin sayısı çoğalmakta ve bakıyorsunuz ki aynı nifak eller işbaşında. Operasyon çok kapsamlı İslam dini üzerinden Müslüman coğrafyasını hedef alan bu nifak eller toplumların algısını değiştirmeye müsait en etkili olan sinema sektörünü kullanıyorlar. Bilinçaltı şekillendirmesinde ve algıları yönetmede önemli bir güce sahip olan sinema sektörünün, İslamafobi olgusunun artışında göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir paya sahipler Ve şimdi hedef Türk ve Müslüman Türk gençliği Yerli film piyasasının denetleme mekanizmalarından iyice süzgeçten geçerek kontrol edilmesi gerek… Yerli film sinema sektöründe filmlerin konusuna bakın. Şeytan, Cin, cehennem, şiddet, büyü ve kan kokan sahnelerde ayetler ile ne mesajlar verilmek isteniyor? İsmini yazdığım bu filmleri kimler denetliyor?
Üç Harfliler: Beddua Yapım Yılı:2018 Siccin 5 Yapım Yılı:2018
Cin Çeşmesi Yapım Yılı:2018 Kabir Azabı Yapım Yılı:2018
Morg: Yapım Yılı:2017 666: Cin Musallatı Yapım Yılı:2017
Cinayet-i Aşk Yapım Yılı:2017 Semur Yapım Yılı:2017
Siccin 4 Yapım Yılı:2017 Büyü 2 Yapım Yılı:2017
Lanet: Ervah Cinleri Yapım Yılı:2017 Geri Döndü Yapım Yılı:2017
Felak Yapım Yılı:2017 Perde: Ayn-ı Cin Yapım Yılı:2017
Alem-i Cin Yapım Yılı:2018
Bu filmler üzerinden neden Kur'an-ı Kerim korkutucu oldurulmaya çalışılıyor? Evet, Kur'an gerçekten korkutucudur, rahatsız edicidir, uykuları kaçırıcıdır; ta ki kendisine kayıtsız şartsız teslim oluncaya kadar… Gelenekten devraldığımız akidevî/fıkhî tortuları atıp, vahyin berrak dünyasına kendimizi teslim edinceye kadar…
Kardeşlerim Müslüman dünyası hedef, Müslüman coğrafyası hedef, Müslümanların varlıklarından dahi korkuyorlar. Müslümanlarında İslamiyet'i doğru yaşayamaması ve eğitim seviyesinin genel olarak düşük seviyede kalması da bu hedefleri gerçekleştirmeleri için uygun zemin hazırladı. Onlar devam ederken, Müslüman olanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Karikatür krizine sebep olan Danimarka'da birçok insan Kuran-ı Kerim satın alarak inceleyip Müslüman olmuşlardır. Bu olaydan sonra Danimarka Avrupa da en çok Kuran-ı Kerim satılan ülkesi olmuştur. Bu tehlikenin farkında olan devletler Arap baharı adı altında iç karışıklıklar çıkardılar ve yangın gibi Ortadoğu'nun nerdeyse tamamına yaydılar. Arap baharı olaylarında yapılan tahribat ve binlerce insanın katledilmesini maalesef bütün dünya izledi… Hala da izliyorlar…
Biz önlem almazsak sonuç kötüye gidecektir. Şeytani amelleri besleyen zihniyetle savaşacağız. Fakat ‘Hakikat' mızraklarını saklamanın imkânı ortadan kalktıkça, bu tür saldırılar daha da artacaktır.