Yazının başlığı Gazeteci Fuat Uğur'a ait ve cümle “Bu arkadaş CHP milletvekili yazıklar olsun…” diye devam ediyor…
Sitem dolu cümle bu aslında “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az…” atasözündeki ince anlatım ile her şeyi ifade etmeye yetiyor…
Bu ve benzeri yaşananlar, söylenenler ne ilk, bu gidişle de son olacağa da benzemiyor. Çünkü daha öncede birçok Milletvekili benzeri açıklamalar yapmış ve Mahmut Tanal Akbelen'de Türk askerine saldırmıştı.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun ilk vukuatı değil. PKK'yı destekler mahiyette çıkışlar yapmış, İHA ve SİHA'lara tepki göstermiş; terörist cenazelerine katılması ile tepki toplamıştı… Son olarak da CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TV 100' de telefonla katıldığı programda; Güneydoğu ateş çemberine döndürmesini, pusu kurarak binlerce vatan evladı asker, polis öğretmen, sağlıkçı, çocuk, kadın yüzlerce vatandaşının canına kıyan eli kanlı terör örgütü PKK'yı görmezden gelip, TSK'ya akıl dışı iftiralarda bulunması ve "TSK 15 köylüyü helikopterden attı. Köyleri yaktı, bombaladı." Diye akla ziyan hiçbir geçerliliği olmayan ve dayanağı bulunmayan iftiralar karşısında Fuat Uğur'un "Bu arkadaş CHP milletvekili, yazıklar olsun!" diye gösterdiği tepki kamuoyunun tepkisine tercüman oldu.
Telefon bağlantısı ile katıldığı TV100'de canlı yayınında Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında skandal ifadeler kullandı. Açıklamalarında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de tartışılabileceğini belirten Tanrıkulu, "Türk Silahlı kuvvetleri, 15 köylüyü helikopterden attı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bunu doğruladı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı her şey eleştiriden azade değil, bizler milletvekiliyiz. Bunları sorgularız. TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız" diye “Düğün değil bayram değil” cinsinden bir çıkış yaptığı çıkış ile de yetinmedi…
“Geçmişteki hakikatler, şimdiki siyasi pozisyonlarınıza göre eğilip bükülemez, değiştirilemez. Aşağıda AİHM'nin Türkiye'yi mahkûm ettiği iki davadaki kararlarından kısa alıntılar aktarıyorum. İlkinde Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı bir köyde 11 köylünün nasıl kaybettirildiğine ilişkin karar var. Devlet bu köylülerin helikopterle götürüldükten sonra kaybettirildiğini inkâr etmiş. Oysa kaybedilen 11 kişinin yakınları, akrabalarının helikoptere bindirildiğine tanıklar, köylüler zorla kaybettirildi. İkinci dava Şırnak'ın Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinin savaş uçaklarıyla bombalanması ve 33 köylünün öldürülmesine ilişkin AİHM kararı. Bunlar benim yargılarım değil, AİHM kararları. Şu an beni linç etmeye kalkan zihniyet, on yıl sonra Roboski ‘de bir katliam olduğunu söyleyenleri de linç edecek. Ama hakikatler siz linç ettiğinizde de ortadan kalkmaz." Diye de açıklamalarına sosyal medya hesabından devam etti. Yazıyı kaleme almadan önce programı tekrar izledim. Engin Tanrıkulu telefon bağlantısı ile katıldığı programda Fuat Uğur, “Sizin halk dediğiniz kişilere PKK bizim militanlar diye sahip çıktı.” deyince susuyor. “TSK eleştiriden amade değil ama PKK eleştiriden amade mi, sizin PKK'yı eleştirdiğinizi hiç görmedim.” Deyince de duymazdan geliyor ve cevap vermiyor… Ülkemizin Ana muhalefet partisi olan ve kendilerini ülkenin kurucu partisi oldukları iddiası ile oy devşirmeye çalışan CHP'nin son yıllarda parti politikası olarak hep uçlarda yer aldığı için savrulması ve halkın milli ve manevi değerlerinin karşısında pozisyon alması dikkatlerden kaçmıyor. Son günlerin olay adamı Sezgin Tanrıkulu, seçim öncesi PKK'nın kurulduğu köye gidip CHP adına oy istiyor. Levent Gök, “Roboski Uludere'nin Gözyaşları” isimli kitabı yazıyor ve Sezgin Tanrıkulu'nun görüşlerine paralel görüşlerini dillendiriyor ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'da “Hafızamızı tazeleyen, tarihe not düşen, büyük bir acıyı unutturmayan bu kitabından dolayı Levent Gök'ü kutlarım.” Diye takdim yazıyor… “Mustafa Kemal'in askerleri değil generalleri olsanız ne yazar it sürüleri…” diyen Sırrı Sakık ile kol kola aynı siyasi kulvarlarda yürüyor…Bunlar sonuç vermiş olacak ki, daha önce PKK ile iltisaklı partilere oy veren bölgelerden CHP birinci parti çıkıyor… Bütün bunlar yaşanırken CHP Parti sözcüsü Öztrak, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, "Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri'ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir" diye açıklama ile olayı zamana yayıp unutturma tekniği ile yetiniyor… Şimdi yetkili organlardan ne karar çıkacağını herkes gibi merakla bekliyoruz…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hasan Kaya
Bu arkadaş CHP milletvekili…!
Yazının başlığı Gazeteci Fuat Uğur'a ait ve cümle “Bu arkadaş CHP milletvekili yazıklar olsun…” diye devam ediyor…
Sitem dolu cümle bu aslında “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az…” atasözündeki ince anlatım ile her şeyi ifade etmeye yetiyor…
Bu ve benzeri yaşananlar, söylenenler ne ilk, bu gidişle de son olacağa da benzemiyor. Çünkü daha öncede birçok Milletvekili benzeri açıklamalar yapmış ve Mahmut Tanal Akbelen'de Türk askerine saldırmıştı.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun ilk vukuatı değil. PKK'yı destekler mahiyette çıkışlar yapmış, İHA ve SİHA'lara tepki göstermiş; terörist cenazelerine katılması ile tepki toplamıştı…
Son olarak da CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TV 100' de telefonla katıldığı programda; Güneydoğu ateş çemberine döndürmesini, pusu kurarak binlerce vatan evladı asker, polis öğretmen, sağlıkçı, çocuk, kadın yüzlerce vatandaşının canına kıyan eli kanlı terör örgütü PKK'yı görmezden gelip, TSK'ya akıl dışı iftiralarda bulunması ve "TSK 15 köylüyü helikopterden attı. Köyleri yaktı, bombaladı." Diye akla ziyan hiçbir geçerliliği olmayan ve dayanağı bulunmayan iftiralar karşısında Fuat Uğur'un "Bu arkadaş CHP milletvekili, yazıklar olsun!" diye gösterdiği tepki kamuoyunun tepkisine tercüman oldu.
Telefon bağlantısı ile katıldığı TV100'de canlı yayınında Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında skandal ifadeler kullandı. Açıklamalarında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de tartışılabileceğini belirten Tanrıkulu, "Türk Silahlı kuvvetleri, 15 köylüyü helikopterden attı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bunu doğruladı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı her şey eleştiriden azade değil, bizler milletvekiliyiz. Bunları sorgularız. TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız" diye “Düğün değil bayram değil” cinsinden bir çıkış yaptığı çıkış ile de yetinmedi…
“Geçmişteki hakikatler, şimdiki siyasi pozisyonlarınıza göre eğilip bükülemez, değiştirilemez. Aşağıda AİHM'nin Türkiye'yi mahkûm ettiği iki davadaki kararlarından kısa alıntılar aktarıyorum. İlkinde Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı bir köyde 11 köylünün nasıl kaybettirildiğine ilişkin karar var. Devlet bu köylülerin helikopterle götürüldükten sonra kaybettirildiğini inkâr etmiş. Oysa kaybedilen 11 kişinin yakınları, akrabalarının helikoptere bindirildiğine tanıklar, köylüler zorla kaybettirildi.
İkinci dava Şırnak'ın Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinin savaş uçaklarıyla bombalanması ve 33 köylünün öldürülmesine ilişkin AİHM kararı. Bunlar benim yargılarım değil, AİHM kararları. Şu an beni linç etmeye kalkan zihniyet, on yıl sonra Roboski ‘de bir katliam olduğunu söyleyenleri de linç edecek. Ama hakikatler siz linç ettiğinizde de ortadan kalkmaz." Diye de açıklamalarına sosyal medya hesabından devam etti.
Yazıyı kaleme almadan önce programı tekrar izledim. Engin Tanrıkulu telefon bağlantısı ile katıldığı programda Fuat Uğur, “Sizin halk dediğiniz kişilere PKK bizim militanlar diye sahip çıktı.” deyince susuyor. “TSK eleştiriden amade değil ama PKK eleştiriden amade mi, sizin PKK'yı eleştirdiğinizi hiç görmedim.” Deyince de duymazdan geliyor ve cevap vermiyor…
Ülkemizin Ana muhalefet partisi olan ve kendilerini ülkenin kurucu partisi oldukları iddiası ile oy devşirmeye çalışan CHP'nin son yıllarda parti politikası olarak hep uçlarda yer aldığı için savrulması ve halkın milli ve manevi değerlerinin karşısında pozisyon alması dikkatlerden kaçmıyor.
Son günlerin olay adamı Sezgin Tanrıkulu, seçim öncesi PKK'nın kurulduğu köye gidip CHP adına oy istiyor. Levent Gök, “Roboski Uludere'nin Gözyaşları” isimli kitabı yazıyor ve Sezgin Tanrıkulu'nun görüşlerine paralel görüşlerini dillendiriyor ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'da “Hafızamızı tazeleyen, tarihe not düşen, büyük bir acıyı unutturmayan bu kitabından dolayı Levent Gök'ü kutlarım.” Diye takdim yazıyor… “Mustafa Kemal'in askerleri değil generalleri olsanız ne yazar it sürüleri…” diyen Sırrı Sakık ile kol kola aynı siyasi kulvarlarda yürüyor…Bunlar sonuç vermiş olacak ki, daha önce PKK ile iltisaklı partilere oy veren bölgelerden CHP birinci parti çıkıyor…
Bütün bunlar yaşanırken CHP Parti sözcüsü Öztrak, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, "Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri'ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir" diye açıklama ile olayı zamana yayıp unutturma tekniği ile yetiniyor…
Şimdi yetkili organlardan ne karar çıkacağını herkes gibi merakla bekliyoruz…