TV'ler canlı bağlantılar ile Güneydoğudaki sınır komşumuz Suriye'deki yaşananları ve
sergilenen ilginç olayları yayınlıyor.
Herkes birbirine Suriye'de neler oluyor diye soruyor... Suriye'de yaşananlar bir iç savaş
mı, devrim mi, yoksa yıllardan beri halkına zulmeden bir diktatöre baş kaldırı mı? Diye
kendince sorular soruyor ve yaşananları değerlendirip olayları kafasında netleştirmeye
çalışıyor...
Suriye'de kargaşa, entrika; diktatörün yıkılışı, BAAS denilen baskı rejiminin çöküşü ile
ibretlik denilebilecek her şey var...
Silahlar patlıyor... Muhalifler ilerliyor... Rejim güçleri arkasına bakmadan silahlarını
bırakarak kaçıyor...Halk sokaklar da Eset'in heykellerini parçalıyor... Yılların acısını bu
heykellerin kafasını tekmeleyerek çıkarmaya çalışıyor... İki gün önce sokaklarda küçük
dağları ben yarattım edasıyla volta atan rejim askerlerinin kimisi tabana kuvvet derken,
kimisi de üzerindeki üniformasını sokak ortasında çıkarıp canını kurtarma derdine düşmüş.
Amerika-İsrail orada... Rusya, İngiltere orada... Kimisi açık açık kimisi de gizli gizli
bombalama eylemlerine katılıyor...
Evet gerçekten tam anlamı ile Suriye de neler oluyor?
Kimine göre Güneydoğudaki sınır komşumuz Suriye'de işler iyice karıştı. Kimisine göre
de işler rayına giriyor...
Kimine göre de Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlığa ihanetin karşılığı ulufe olarak
dağıtılan ve sınırları cetvel ile çizilen Ortadoğu haritası bugün egemen güçlerin müdahalesi
ile İsrail'in çıkarları doğrultusunda kanla çiziliyor.
Suriye'deki gelişmeleri hayra yormayı çok istiyorum ama şimdiye kadar Çeçenistan'dan,
Bosna-Hersek'e, Afganistan'dan Irak'a kadar yaşanan bir dizi iç karışıklık ve savaşlardan
sonra ortaya çıkanları kronolojik olarak incelediğimiz de maalesef ortaya çok kötü bir
tablo çıkıyor... Bu durumda insanı ağzımız sütten yandığı için yoğurdu üfleyerek yememiz
gerektiği gerçeğini yüzümüze vuruyor.
Konunun tamda burasında “Dam üstünde saksağan... “denilebilecek bir tarz da Suriye
konusunun net olarak anlaşılması için başlıktaki Guguk Kuşu örneğine dönmek
istiyorum...
Guguk Kuşu...

Guguk Kuşunun İnanılmaz Hilesi...
Doğum yapan her anne, yavrusu büyüyünceye kadar onu doğal hayatın acımasızlığından
korumakla görevlidir. Ama bu durum guguk kuşları için geçerli değildir. Guguk kuşu,
yumurtasını gözüne kestirdiği başka kuşların yuvalarına bırakır ve yavrularını bu kuş
türlerine baktırır.
Dişi guguk kuşunun inanılmaz bir stratejisi vardır. Yumurtlama döneminde daha önce
sürekli takip ettiği kuş türünün yuvasını gözetler. Gözetlediği kuş türü yuvadan ayrılır
ayrılmaz guguk kuşu harekete geçer ve hemen yuvaya gidip yumurtasını bırakır. Guguk
kuşu yumurtasını bırakırken yuvanın içindeki yumurtalardan birini çıkarır ve yerine kendi
yumurtası koyar. Bu sayede yuvasına dönen diğer kuş türü bu farklılığı anlamadan kuluçka
da yatmaya devam eder.
Guguk kuşlarının bir başka şaşılacak özelliği ise, yumurtasını daha önce gözetlediği bakıcı
kuşun yuvasına bırakacağı zaman, yumurtayı yuvada bulunan diğer yumurtaların renginde
bırakır. Bakıcı kuş böylelikle kendi yumurtalarından farklı bir şey görmez.
Guguk kuşları bir mevsim içinde 20 defa yumurta yapar. Bu dönemde çok sayıda bakıcı
kuş gözetlemesi ve zamanını iyi ayarlaması gerekir. Çünkü dişi guguk, iki günde bir
yumurtlar ve yumurtalar beş günde oluşmaktadır.
Yuvaya bırakılan guguk kuşu 12 günlük bir kuluçka süresi yaşadıktan sonra yumurtadan
çıkar ve 4-5 gün sonra gözlerini açmaya başlar. Şaşılacak durum ise yumurtadan çıktıktan
sonra yaşanır. Yavru guguk kuşu yumurtadan çıktıktan hemen sonra, bakıcı kuşun olmadığı
bir zamanda, diğer yumurtaları yuvadan aşağıya atar. Böylece bakıcı kuş, kendisinin
zannedip yavruyu dikkatle beslemeye başlar. 6.haftaya doğru guguk kuşu bakıcı kuştan
daha büyük olduğu için, ebeveyn yavruyu beslerken İslam aleminde Suriye örneğimdeki
diğer devlet veya devletçiklerdeki gibi enteresan bir görüntü oluşur.
Bu nedenle Suriye ve diğer ismini saydığım ve sayamadığım birçok devlet ve devletçilerin
kuruluşunu, diktatör yönetimlerini... Devrilmelerini... Dönen ve döndürülen dolapları bu
perspektiften bakmakta fayda var diye düşünüyorum...
Yoksa çokta kullandığımız ve sık sık olayları yorumlarken dilimize tesbih yaptığımız gibi
“Tarih tekerrürden ibarettir.” Deyi mininin arkasına sığınırken
Milli Şairimiz Mehmet Akif'in
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih'i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
Dizeleri ile birlikte değerlendirmek gerekir ki Ortadoğu'da yazdıkları senaryolar,
çevirdikleri filimler ile insanların ve ülkelerin kaderleri ile istedikleri gibi oynayıp doğal
zenginlikleri üzerinde cirit atan egemen güçlerin ve onların taşeronu olanların gerçek
yüzlerini görebilelim...