SON DAKİKA
Hava Durumu

Seçimleri kim kaybettirecek, kim kazanacak…?

Yazının Giriş Tarihi: 19.03.2024 19:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.03.2024 19:47

Yahudi satılan malın alıcısı olduğu zaman pazarlığa başlamadan önce “Kuzum bu mal sana babandan mı kaldı yoksa sen mi aldın? “Diye sorarmış…

Şayet satıcı, “Sattığım mal miras kaldı” derse o zaman Yahudi emek çekilmeden, alın teri dökülmeden miras kalan malın değeri bilinmeyeceğinden ucuza kapatacağı için çok sevinirmiş ve düşük bir fiyat ile pazarlığa başlarmış.

Bütün siyasi partiler kazanmak ve iktidar olmak amacıyla kurulsa da maalesef son yıllardaki Türkiye'nin siyasi konjonktürü gereği Recep Tayyip Erdoğan'a kaybettirmek için ittifaklar, partiler ve şehir uzlaşısı adı altında birliktelikler kurulduğuna da şahit oluyoruz.
Mahalli İdareler seçimlerinde en küçük bir ihtimalle dahi kazanma ümidi olmayan, sadece AK Partiye (Recep Tayyip Erdoğan'a) kaybettirmek için seçime girenlere ve aynı şekilde benden sonrası tufan anlayışı ile mıcırık çıkarıp kendi partisine kaybettirmek için ortalıklarda dolaşanlara kıssadan hisse olmak üzere bu darbı meseli hafızanızın bir köşesine mihenk taşı olmak üzere kaydedin ki seçim kazanmak gibi bir dertleri ve ihtimali olmayanların kaybettirmek üzere kurgulanan siyasetleri ile bilerek veya bilmeden kimlerin değirmenine su taşıdıkları net olarak anlaşılabilsin.
Türk siyasi hayatında iyisi kötüsü, eksiği fazlası ile Millî Görüşün Lideri sıfatı ile bir ömre sığdırılan mücadele ve “Savunan Adam” unvanı ile çileli bir ömür sürmüş olan siyasi bir değer olan rahmetli Erbakan günahı ve sevabı ile geldi ve geçti… Allah rahmet eylesin ve inşallah makamını da cennet eylesin…
Millî Görüş, ete kemiğe bürünmüş, ulvi bir davanın milli bir dava halinde parti politikası haline getirilmiş şekliydi ve başta rahmetli Erbakan olmak üzere kimsenin şahsi malı değildi. Millî Görüş Erbakan'dan öncede vardı, sonrasında da olacaktır.

Yoksa bugün Recep Tayyip Erdoğan'a kaybettirmek için politika üreten ama kime kazandıracağı basiretinden yoksun politikalar Millî Görüşün gerçek sahibi olduğu iddiası ile ortalıklarda dolaşmak en başta ülkeye ve Millî Görüşe ihanettir demek belki ağır olur ama en basit tabiri ile siyasi basiretsizliktir.
Aynı ipliğin kumaşı ile ayrı desenlerde dokunmuş, samimiyetini ve sadakatini bir ömür boyu mücadelesi ile ispatlamış, can emanetini de canice bir suikastta teslim etmiş olan Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun, Erbakan Hükümeti için Rahmetli Erbakan'ın gözlerinin içine bakarak “Size Müslümanların iktidarına engel oldunuz, dedirtmeyeceğiz” diye sergilediği dik duruş ve Erbakan'ın alkışlaması hala hatıralarımızdadır…

Bugün Erbakan'ın siyasi varislerini olduğunu iddia edenler maalesef o zamanlar Merve Kavakçı'ya “Dışarı” diye tempo tutan, sicim sicim terletenlerle siyasi birliktelik içinde kol kola el ele ayni kulvarlar da kürek çekiyorlar…

Keşke bugün bazıları da bu kritik süreçte icra atlarınızdan şunları, yönetim tarzından da bunları doğru bulmuyor ve tasvip etmiyoruz. Bu nedenle de sizleri desteklemiyoruz ama size kaybettirip PKK ve işbirlikçilerine kazandırmamak içinde aday çıkarmıyor ve seçmenimizi serbest bırakıyoruz diyebilselerdi çok daha hayırlı olur ve dik duruş sergilemiş olurlardı…

Çünkü oyun büyük, CHP üzerinden Türkiye ye ayar çekiliyor ve maalesef bazıları da bu oyunun proje bazında piyon oyuncuları oldular…
Mahalli İdareler seçimleri CHP için kavşak öncesi son çıkış. Kılıçdaroğlu'nun ilçe belediye başkanlığından İstanbul Büyükşehir'e başkan adayı yaptığı İmamoğlu 2019 yılında ki seçimi kazanmıştı… İstanbul için ne yaptığı tartışılan İmamoğlu tartışmasız bir şekilde CHP'deki taşları yerinden oynattı…
Özgür Özel ile birlikte kurultayda Kılıçdaroğlu'nu devirdi. 2024 yılına gelindiğinde ise CHP'de belediye başkan adaylarının tespitinde çok önemli ve etkili olduğu bilinen bir gerçek…
Saraçhane Medyası diye ünlenen yazar, çizer ve sosyal medyayı etkin kullanan bir ekibi var. CHP içinde kendi başına bir güç…
Yalnız şimdi bir handikap var… Ya İstanbul'u kaybederse… (Ki kuvvetle muhtemel İmamoğlu'nun İstanbul'u kaybedeceğini düşünenlerdenim.)

CHP içindeki 1 Nisançılar İmamoğlu için birileri yine kaset arşivini açmışlar ve fazla mesaiye başladılar. Kimi fondaş yazarlar bu olayı aklama, paklama ve perdeleme operasyonu başlatsalar da pek başarılı olamadılar ki, manipülasyonun olmazsa olmaz bilgi ve algı kirliliği oluşturmak için ikinci perdesini oyuna soktular…
Neymiş efendim görüntülerin kaynağı Birleşik Krallığa yani İngiltere'ye uzanıyormuş…
Konu yargıya intikal ettiği için biz siyasi sonuçlarına bakalım. Şimdilik İmamoğlu taşın geldiği yeri görmezden gelip kaset olayının siyaseten faturasını iktidara kesip bir taşla iki kuş vurmayı planlasa da siyasetin duayenleri bu kaset olayının arkasında Kılıçdaroğlu'nun kurultayda üyelere para dağıtıldı ve Kılıçdaroğlu devrildi iddialarının olduğunda ısrarcılar…
Aslında olayların geçmişi ve geleceği ile ilgili olayları kronolojik olarak sıralayıp değerlendirecek olursak bu iddianın yabana atılmayacak cinsten olduğu unutulmamalıdır…
İstanbul'un kara teslim olduğu bir anda İmamoğlu'nun gideceği ve Büyükelçi ile buluşup yemek yiyeceği lokantanın güzergâhın kar kürüme aracı ile açılıp yemek boyunca hazır kıta bekletilmesi ve yemek görüntüleri servis edilmişti.
Ardından Kılıçdaroğlu'nun geceliği uçuk bir fiyat ile Boğaz Köprüsü manzaralı süit odasında yayınladığı konuşması deşifre edilmişti. Bütün bunlar rest ve gördüm kabilinden olaylardı. Şimdi CHP'de kule yapılıp paraların sayılması olayı da 1 Nisan öncesi rest çekme olarak değerlendirebiliriz…
Seçim yaklaştıkça İmamoğlu hırçınlaşıyor. Kendisine soru soran veya sormak için izin isteyen seçmeleri azarlıyor ve bu görüntüler ekranlara da yansıyor… Afyonkarahisar'daki DEM çatlağı ve Belediye Başkan adayı olan aynı zamanda CHP Grup Başkan Vekil de olan ödün vermeyen Burcu Köksal'ın dik duruşu ile İmamoğlu'nun partisini Grup Başkan Vekiline kapıyı göstermesi üzerine başlayan çatlak her geçen gün büyüyor…
Sandıktan öyle veya böyle üç oy fazlası ve bir oy eksiği ile birileri seçimi kazanmış olacak. Ancak seçim sonuçları üzerinde kim kime neyi kaybettirdi konusu daha çok tartışılacak gibi duruyor…
Hele ki İmamoğlu hasbelkader İstanbul'u alacak olursa ülkemizin, kaybedecek olursa da CHP'nin başına gelecekleri hayal dahi edemiyorum…
Siyasi ikballerini babadan dededen kalan siyasi mirası pazarlamaya bağlayanlar içinde ense tıraşınızı görmek için kapının gösterileceği, kaotik siyasetin birinci derece sorumlusu ve müsebbibi olacağı da unutulmamalıdır…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.