"Kızılcık Hoşafı" kesmedi dizi yapımcılarını, senaristlerini, bir de Kızıl Yoncalar" çekelim demişler belli ki. Nasılsa dindarlar ses etmiyor hatta "Aaaaaa biz neymişik yaw?" deyip çekirdek çitleyerek izliyorlar. Daha reyting patlatan türden softaları çekelim diye düşünmüş olabilirler. Bunun bir adım ilerisi mağarasından hayvan derisine bürünmüş, elinde tokmağıyla çıkıp avlanan, çiğ hayvanı büsbütün yiyen örtülü kadın ve sakallı adamlar olacak, ötesi yok...
Diğer Kızılcık'ta olduğu gibi bu Kızıl şeyde de dini gerekçelerle okuyamayan, cahil bırakılan, evlendirilen kız çocukları vs. konu ediliyor. "Pardon ya siz hangi dünyada yaşıyorsunuz?" diye sormak istiyorum. Hergün Gazze'de binlerce kız çocuğu öldürülüyor. Beyaz bayraklarla okula elleri havada gidiyorlar yahut gidemiyor şehit oluyorlar. Onları öldürenler Yahudi olduğu için mi gündeminizde hiç yok? İran'da tek bir kız öldürülse arşı inleten Batı medeniyeti gibi bizim sol kafalar evlenen kızlara acıdıkları kadar tecavüze uğrayan, sömürülen, işkence edilen hatta öldürülen kızlara, kadınlara üzülemiyorlar. Ödül törenlerinde yarım ağızla "Barış olsun, çocuklar ölmesin." diye gevelerken Avrupalı aktristler kadar bile "Gazzeli çocuklar ölmesin. Kahrolsun İsrail, siyonizm." demeye cesaret edemiyorlar.
Kızıl dizilere dönecek olursak bazı tarikatlerin ucube insanları, ritüelleri, uygulamaları elbette var. Sadece Müslüman olduğunu söyleyenlerde değil Hristiyan, Musevi hatta laik tarikatlerin bile ayinlerinde büstlere secde ettirilen masum minikler var. Sapıklıksa mevzu "Ben en modern, çağdaş, seküler insanım." diyenin bin türlü batıl inanca sahip olduğunu biliyoruz. "Ben bilime taparım, ötesine inanmam." diyenlerin astroloğuna danışmadan imza atmadığını işittik, gördük naçizane.
28 Şubatçılar kadar dindar insanlar da kapalı kızları okutmayarak mağdur etmişler. Efendi hazretleri eşittir darbeci paşalarmış, p=q edermiş. Hiç kusura bakmayın da darbeci paşaları siz ve sizin medyanız 28 Şubat'ta elleriniz kızarana kadar yalnızca alkışladınız. Eleştirmek, filmini çekmek ne haddinizeydi ki zaten. Size biçilen görev sadece desteklemekti. Zira sizin paşa efendi hazretleriniz de onlarınkiler gibi sorgulanamazdı, sadece itaat edilirdi.
Dizide Kemalist doktor, yobazların üçer beşer doğururken çağdaş ve modern kadınların çocuk yapmayarak kendi soylarının devamını tehlikeye attığını vurguluyor. Uyuşturucu bağımlısı kızın özgür görüntüsü, başörtülü kızın acınası esir hayatı izleyicilerin dikkatine sunuluyor.
Günümüzde başörtülü kızlar istediği her yerde, her alanda okuyor, master yapıyor, modern ve laik insanların tepkilerine rağmen subay, kaymakam, vali, hakim, milletvekili olarak karşımıza çıkıyorlar. Birkaç tarikatin cehaletini tüm Müslümanlara yapıştırmaya çalışmak nerden bakarsak bakalım kötü niyet içeriyor.
Batılı pek çok insan siyonist yöneticilerinin baskılarına rağmen 7 Ekim sonrasında İslam'a ilgi duymaya başlamışken, Kuran ayetlerini okuyup Müslüman olmak için aydınlığa koşarken bizim medya ve televizyonlarımızın yüce dinimizi kapkaranlık göstermeye çalışması normal mi? Diyeceksiniz ki "Fox Tv zaten ABD kanalı. Ne yani yeni bir Çağrı dizisi mi bekliyordun?" Haklısınız derdim. Bizim dediğimiz kanallar bile gündüz kuşağında ve de her akşam ailenin, ahlaki değerlerin, iyi ve güzel olan herşeyin dibine kibrit suyu dökmekten başka ne yapıyor?
Elimizdeki güce, imkana rağmen sanatı, medyayı kullanmayı bilmiyoruz. Düşmana küfretmek, lanetlemek yetmez onun kötülüğüne mani olmak ve de iyiyi, güzeli, doğruyu insanlığa en zarif biçimde sunmak da gerekir. Bunu her türlü konfor içinde ne yazık ki biz yapamadık. Filistinli bebeklerin, annelerin, babaların kanları, gözyaşları, duaları ve sağlam duruşları yaptı. Onların gerçek yaşamlarını, mağduriyetini, mücadelesini, şehadetini pembe dizilere tercih edip izleyen İngiliz, Amerikalı, Hollandalı, Alman, İspanyol vatandaşları etkilendi ve İslam'ı seçti. Katil İsrail'in Nazist politikasının yalnızca Filistin Müslümanları için değil tüm dünya çocukları için, tüm yeryüzü için ne kadar tehlike arz ettiğini gördüler. Batı'nın Müslüman soykırımını görmezden gelen İslamofobik yöneticileri kendi yarattıkları Frankenstein'in seri cinayetlerini bugün büyük bir hazla izliyor. Ancak şunu bilmelidirler ki gün gelecek eli kanlı ortağının pençelerinden kendi çocuklarını dahi kurtaramayacaklar...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Havva Bütün Saraç
Kızıl Nazizm
"Kızılcık Hoşafı" kesmedi dizi yapımcılarını, senaristlerini, bir de Kızıl Yoncalar" çekelim demişler belli ki. Nasılsa dindarlar ses etmiyor hatta "Aaaaaa biz neymişik yaw?" deyip çekirdek çitleyerek izliyorlar. Daha reyting patlatan türden softaları çekelim diye düşünmüş olabilirler. Bunun bir adım ilerisi mağarasından hayvan derisine bürünmüş, elinde tokmağıyla çıkıp avlanan, çiğ hayvanı büsbütün yiyen örtülü kadın ve sakallı adamlar olacak, ötesi yok...
Diğer Kızılcık'ta olduğu gibi bu Kızıl şeyde de dini gerekçelerle okuyamayan, cahil bırakılan, evlendirilen kız çocukları vs. konu ediliyor. "Pardon ya siz hangi dünyada yaşıyorsunuz?" diye sormak istiyorum. Hergün Gazze'de binlerce kız çocuğu öldürülüyor. Beyaz bayraklarla okula elleri havada gidiyorlar yahut gidemiyor şehit oluyorlar. Onları öldürenler Yahudi olduğu için mi gündeminizde hiç yok? İran'da tek bir kız öldürülse arşı inleten Batı medeniyeti gibi bizim sol kafalar evlenen kızlara acıdıkları kadar tecavüze uğrayan, sömürülen, işkence edilen hatta öldürülen kızlara, kadınlara üzülemiyorlar. Ödül törenlerinde yarım ağızla "Barış olsun, çocuklar ölmesin." diye gevelerken Avrupalı aktristler kadar bile "Gazzeli çocuklar ölmesin. Kahrolsun İsrail, siyonizm." demeye cesaret edemiyorlar.
Kızıl dizilere dönecek olursak bazı tarikatlerin ucube insanları, ritüelleri, uygulamaları elbette var. Sadece Müslüman olduğunu söyleyenlerde değil Hristiyan, Musevi hatta laik tarikatlerin bile ayinlerinde büstlere secde ettirilen masum minikler var. Sapıklıksa mevzu "Ben en modern, çağdaş, seküler insanım." diyenin bin türlü batıl inanca sahip olduğunu biliyoruz. "Ben bilime taparım, ötesine inanmam." diyenlerin astroloğuna danışmadan imza atmadığını işittik, gördük naçizane.
28 Şubatçılar kadar dindar insanlar da kapalı kızları okutmayarak mağdur etmişler. Efendi hazretleri eşittir darbeci paşalarmış, p=q edermiş. Hiç kusura bakmayın da darbeci paşaları siz ve sizin medyanız 28 Şubat'ta elleriniz kızarana kadar yalnızca alkışladınız. Eleştirmek, filmini çekmek ne haddinizeydi ki zaten. Size biçilen görev sadece desteklemekti. Zira sizin paşa efendi hazretleriniz de onlarınkiler gibi sorgulanamazdı, sadece itaat edilirdi.
Dizide Kemalist doktor, yobazların üçer beşer doğururken çağdaş ve modern kadınların çocuk yapmayarak kendi soylarının devamını tehlikeye attığını vurguluyor. Uyuşturucu bağımlısı kızın özgür görüntüsü, başörtülü kızın acınası esir hayatı izleyicilerin dikkatine sunuluyor.
Günümüzde başörtülü kızlar istediği her yerde, her alanda okuyor, master yapıyor, modern ve laik insanların tepkilerine rağmen subay, kaymakam, vali, hakim, milletvekili olarak karşımıza çıkıyorlar. Birkaç tarikatin cehaletini tüm Müslümanlara yapıştırmaya çalışmak nerden bakarsak bakalım kötü niyet içeriyor.
Batılı pek çok insan siyonist yöneticilerinin baskılarına rağmen 7 Ekim sonrasında İslam'a ilgi duymaya başlamışken, Kuran ayetlerini okuyup Müslüman olmak için aydınlığa koşarken bizim medya ve televizyonlarımızın yüce dinimizi kapkaranlık göstermeye çalışması normal mi? Diyeceksiniz ki "Fox Tv zaten ABD kanalı. Ne yani yeni bir Çağrı dizisi mi bekliyordun?"
Haklısınız derdim. Bizim dediğimiz kanallar bile gündüz kuşağında ve de her akşam ailenin, ahlaki değerlerin, iyi ve güzel olan herşeyin dibine kibrit suyu dökmekten başka ne yapıyor?
Elimizdeki güce, imkana rağmen sanatı, medyayı kullanmayı bilmiyoruz. Düşmana küfretmek, lanetlemek yetmez onun kötülüğüne mani olmak ve de iyiyi, güzeli, doğruyu insanlığa en zarif biçimde sunmak da gerekir. Bunu her türlü konfor içinde ne yazık ki biz yapamadık. Filistinli bebeklerin, annelerin, babaların kanları, gözyaşları, duaları ve sağlam duruşları yaptı. Onların gerçek yaşamlarını, mağduriyetini, mücadelesini, şehadetini pembe dizilere tercih edip izleyen İngiliz, Amerikalı, Hollandalı, Alman, İspanyol vatandaşları etkilendi ve İslam'ı seçti. Katil İsrail'in Nazist politikasının yalnızca Filistin Müslümanları için değil tüm dünya çocukları için, tüm yeryüzü için ne kadar tehlike arz ettiğini gördüler. Batı'nın Müslüman soykırımını görmezden gelen İslamofobik yöneticileri kendi yarattıkları Frankenstein'in seri cinayetlerini bugün büyük bir hazla izliyor. Ancak şunu bilmelidirler ki gün gelecek eli kanlı ortağının pençelerinden kendi çocuklarını dahi kurtaramayacaklar...